Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/722 E. 2021/298 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/722
KARAR NO : 2021/298

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili oto yedek parça satışı, tamir ve bakımı işleri ile uğraşan bir firma olduğunu, bu kapsamda davalı tarafa da uzun zamandan beri hizmet verdiğini, müvekkili firma satış, tamir, bakım, onarım hizmetlerini faturalandırmakta ve davalı tarafa tebliğ ettiğini, dönem dönem taraflar arasında hesap mutabakatı yapılmakta ve kayıtların birbirini tuttuğu tesbit edildiğini, davalı firma, uzun zamandan beri ödeme yapmadığını, davacı müvekkili firma alacaklarını talep ettiğinde, davalı firma tarafından ödeneceği cevabını aldığını, bu konuşma pek çok kere tekrar ettiğini, ancak ödeme bir türlü gerçekleştirilmediğini bunun üzerine … müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı tarafın itirazı üzerine takip durduğunu, işbu davayı açmadan önce, yasa gereği arabuluculuk müracaatında bulunduklarını, davalı taraf arabuluculuk sürecine katılmadığını, davalı tarafın itirazı haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı müvekkili firma, gerek yaptığı satış işlemleri gerekse tamirat, onarım, bakım v.s. hizmetlerini sunmuş ve bunları faturalandırmış, davalı tarafa da tebliğ ettiğini, davalı da bunları kendi defterlerine kaydettiğini, buna rağmen ödemekten kaçındığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiği takdirde iddiaların doğruluğu ortaya çıkacağını, Hatta bu konuda, ticari defter ve kayıtlara göre davacı müvekkilinin davalıdan dava değeri kadar alacaklı olduğuna dair, taraflar arasında mutabakat metni dahi düzenlendiğini, buna rağmen borç ödenmediğini, tüm bu nedenlerle davalarının kabulüne, davalının … müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak miktarı olan 65.636,48 TL. üzerinden iptaline, icra takibinin devamına, asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine “30.07.2019 tarihli 65.636,48 TL tutarında Cari Hesap Alacağı açıklamasıyla … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takipleri başlatıldığını, işbu takiplere karşı süresinde taraflarınca asıl alacak ve ferileri hususunda itiraz edildiğini, davacı tarafça işbu dava ikame edilmiş ise de haksız açılan davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde faturalardan bahsettiğin ve alacağını ona dayandırdığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte iki taraf arasında bir ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi burada müvekkili şirket ile takip alacaklısı davacı arasında cari işleme dayalı bir ticari ilişkin söz konusu olacağını, bu doğrultuda, davacı ve müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki tekil olaylar/ilişkiler üzerinden değil belli dönemlerde kesilen toplam rakamlar üzerinden yürüyeceğini, müvekkil şirket tarafından davacıya çeşitli ödemeler yapıldığını, bu ödemelere ilişkin kayıtlar defterler de bulunduğunu, ticari defter ve kayıtların bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde bu hususlar ortaya konulacağını, bu nedenle anılan ödemelerin cari hesaptan düşülüp düşülmediği, faturaların hangi tarihte ve kim imzasına teslim edildiği, faturaların içeriği ve fatura karşılığı yapıldığı iddia edilen mal ve ya hizmet tespitine ilişkin bilgi bulunmadığı ve bu doğrultuda net bir cari hesap bakiyesi ortaya konulamadığından takibe konu borca itiraz zarureti hasıl olduğunu, müvekkil tarafından davacı takip alacaklısına yapılmış ödemelerin mevcut olduğunu ancak bu ödemelerin takip dosyasına beyan edilip edilmediği var olduğu iddia edilen alacağın net miktarının ne olduğu hususları belirli olmadığını, davacının alacağını dayandırdığı faturaların içeriğinin ne taraflarına tebliğ edilen ödeme emri eklerinden ne de icra dosyasından tespitinin mümkün olmaması nedeniyle bir an için mal alımı yapılmış ise dahi alacağın muhasebel kontrolünün yapılması, yapılan ödemeler nedeniyle bir borç olup olmadığı yada varsa net miktarının ne olduğuna ilişkin kontrolün kısa süre içerisinde yapılması mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız açılan davanın reddini, itirazlarının kabulünü, takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın, “Davanın geri alınması” başlıklı, 123. maddesinde- (1) “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir (Ek cümle:22/7/2020-7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.”
Davacı vekili 12/04/2021 tarihli celsede; tarafların anlaştıklarını, davayı takip etmediklerini davalarından vazgeçtiklerini, yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı vekili 12/04/2021 tarihli celsede; tarafların anlaştıklarını, vazgeçmeyi kabul ettiklerini vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; HMK’nun 123. maddesi uyarınca davacı hüküm kesinleşinceye kadar davalının açık rızası ile davasının geri alabilecektir.
Eldeki davanın, niteliği gereği tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalardan olduğu ve davanın hasımsız olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin davadan vazgeçmesi, ve davalınında bu vazgeçmeyi kabul etmesi, Usul hukuku anlamında davanın geri, alınması anlamında olduğu mahkememizce değerlendirildiğinden, HMK’nun 123 maddesi gereğince davanın geri alınması ve davalı vekilinin de bu geri almayı kabul etmesi davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı da gözöüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’nun 123. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 783,08 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 723,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Talep olmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12.04.2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]