Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/710 E. 2023/138 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/710 Esas – 2023/138
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/710
KARAR NO : 2023/138

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2019
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki mal ve hizmet satışları sonucu, 28.11.2018 tarihi itibariyle müvekkilinin davalı şirketten toplamda 42.515,86-TL (faiz hariç) alacağı bulunduğunu, anlatılan nedenle 26.04.2019 tarihinde … … Müdürlüğü 2019/6210 E. Sayılı dosya ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafça 02.05.2019 tarihinde borca ve yetkiye itiraz edilmesi üzerine; işbu kez talepleri üzerine dosya, … … Müdürlüğü 2019/31110 E. Sayılı dosyaya tevzi edilmiş ve buradan borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak davalı borçlu 09.10.2019 tarihinde yeniden borca itiraz ettiğini, icra dosyasında “cari hesap tablosu” ile davalı borçlu tarafından borcun kabulüne dair imzalı “mutabakat mektupları” alacağın varlığını ispatladığını, aynı zamanda müvekkiline ait ticari defterlerin incelenmesinden bu husus anlaşılacağını, davalı borçlu, her ne kadar borca itiraz etmişse de; senede karşı senetle ispat kuralı gereği borcun ödendiğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini, ancak davalı, borcun ödendiğine dair yazılı bir delil dosyaya sunmamakla birlikte, gerekçesiz bir şekilde salt süreci uzatmak adına sergilediği kötü niyetli tutumu ile alacağa itiraz ettiğini, bu sırada davalının ticari merkezi ise …, … olduğunu, bu nedenle davalıya karşı alacağın tahsili amacıyla … sayılı dosya ile arabuluculuk başvurusunda bulunulmuşsa da; anlaşmaya varılamadığını, tüm bu nedenlerle davalarının kabulüne ve … … Müdürlüğü 2019/31110 E. Sayılı dosyaya haksız yapılan itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli yapılan itiraza ilişkin olarak dava değerinin %20sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkeme … … Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde açıkça, müvekkili şirket aleyhine başlatılan … … Müdürlüğü’nün 2019/6210 E. sayılı dosyasına yaptıkları yetki itirazı neticesinde, yetkili icra dairesi olarak … … Müdürlüğü’nün 2019/31110 E. sayılı dosyası ile müvekkili şirkete icra emri gönderildiğini, böylelikle … … Müdürlüğü’nün yetkisi kesinleştiğini, ancak kesinleşen yetki kuralına aykırı olarak, … Ticaret Mahkemeleri’nde açılması huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığının ispatı olduğunu, bu nedenle yetkisizlik itiralarının kabulüne karar verilerek dosyanın yetkili … … Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, ayrıca, davacının talep ettiği alacak kalemleri zamanaşımına uğradığını, dava yasal süreler geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle usule ilişkin zamaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarında da bulunduklarını, esasa yönelik olarak da davacı, müvekkili aleyhine ikame ettiği icra takibinde alacağını cari hesaba dayandırdığını, ancak taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesi ve/veya hesap mutabakatı mevcut olmadığını, davacı tarafından, senede karşı senetle ispat kuralı ileri sürülerek davanın ispat külfeti taraflarına yüklenmeye çalışıldığını, oysa ki, dava konusu alacak sadece cari hesaba dayandırılmakta ve davacı delilleri arasında senet ve benzeri kıymetli evrak yer almadığını, aynı şekilde davacı tarafından dosyaya sunulan yargıtay kararı da bono bedelinin karşılıksız kalmasına ilişkin menfi tespit davası olup huzurdaki dava içeriği ile ilgisi bulunmadığını, dava konusu alacak likit ve muayyen bir alacak olmadığını, dolayısıyla davacı şirketin icra inkar tazminatı talebinin reddine hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle, öncelikle yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili … … Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, esasa yönelik olarak davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanağı,
-Faturalar, taraflara ait …-… formları,
-Davacı tarafa ait ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-… … Müd. 2019/31110 E. sayılı takip dosyası,
-… Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları,
-Talimat mahkemesinden aldırılan 10/05/2022 günlü bilirkişi raporu,
-Mahkemesinden aldırılan 29/11/2022 günlü bilirkişi raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 42.515,86-TL asıl alacak ve 3.384,38-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.900,24-TL’nin tahsili için (eski … … müdürlüğünün 2019/6210 ) … Müd. 2019/31110 E. sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ yetkiye ve borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini.” bildirmiştir.
Davalının mahkemenin yetkisine ilişkin itirazı, alacağın para alacağından kaynaklanması, davalı şirket adresinin “…” olması ve 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi gereğince reddedilmiş, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkemece taraflara HMK’nın 220 ve TTK’nın 83.maddesi gereğince ticari defterlerini ibraz etmeleri, etmemeleri halinde defter deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ve ayrıca karşı tarafın usulüne uygun tutulan kayıtlarına itibar edileceği ihtar edilmiş, davalı taraf ticari defter ve belgelerini sunmamıştır.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından davacıya ait ticari kayıt ve defterler üzerinde talimat yolu ile inceleme yapılması için … Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Davacı taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan 10/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…davacı ticari defterlerini fiziki ortamda tuttuğu defter açılış ve kapanış kayıtlarını süresi içinde yaptığı, defterlere yapılan kayıtların usulüne uygun olduğu, defter açılış ve kapanış bakiyelerinin birbirini teyit ettiği ve davacının ticari defterlerinin delil niteliğine sahip olduğu, davacının ticari defterlerinde davalı adına kestiği faturaları kaydettiği ve davalıdan 42.515,86-TL alacaklı olduğu, takdirin mahkemenize ait olduğu…” bildirilmiştir.

Davalı taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, 06/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…davalının, 21.11.2022 tarihli ‘Adres Bildirimine İlişkindir.’ konulu dilekçesinde davacının ticari defterlerinin bulunduğu adresin “…” şeklinde belirtilmiş olduğu; 28.11.2022 tarihinde adrese saat: 11:00-12:00 aralığında iki kere gidilmiş olduğu; kapının açılmadığı; diğer bir deyişle davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmemiş olduğu;
HMK’nın 222/3 maddesinde ‘İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.’ şeklinde düzenleme yapılmış olduğu;
Delillerin takdiri mahkemenize ait olmak üzere; davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmemiş olduğundan; davacının ticari defterleri sahibi lehine delil olarak kabul edileceğinden; davacının, takip tarihi itibari ile davalıdan 42.515,86 TL alacaklı olduğu…” bildirilmiştir.

Tarafların bağlı bulunduğu Vergi dairelerine müzekkereler yazılmış ve getirtilen … ve … formunda faturaların her iki tarafçada beyan edildiği, taraflar arasında ticari ilişkin varlığı ve hizmetin davalıya verildiği vergi dairesi kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Dosyada aldırılan bilirkişi raporu ve vergi dairesi müdürlüklerinin cevabi yazısı ekindeki … ve … formları da incelendiğinde, dava konusu hizmet ilişkisi ile davalı şirketin, davacıdan hizmet alım yaptığı, … formunda beyan ettiği ve tarafların …- … formlarının birbiriyle uyumlu olduğu, davacı defterler ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığının kanıtlandığı, 6100 sayılı HMK’nın 222/3.fıkrasında “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” hükmü uyarınca, tacir olan davalının ticari defterlerini sunmaması, davacının ise usulüne uygun tutulmuş ve kendisi yönünden delil vasfını taşıyan ticari defterleri kapsamında alacağını ispat etmiş olması nedeniyle bilirkişi raporunda belirtilen 42.515,86-TL tutarında, davacının davalıdan alacaklı olduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı, alacaklı olduğu kısım için icra takibinden önce davalıyı BK. 101 maddesi anlamında usulüne uygun temerrüde düşürmediğine göre davacı tarafın icra takibinde istediği işlemiş faiz nazara alınmamıştır.
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren taraflar arasındaki ilişkinin TTK’ dan kaynaklanması nedeniyle avans oranında temerrüt faizi uygulanması gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalı borçlunun … … Müdürlüğü’nün 2019/31110 Esas sayılı dosyasında; 42.515,86-TL asıl alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yıllık değişen oranlarda (yıllık %19.50) avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 8.503,17-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.904,25 TL harçtan peşin alınan 554,37 TL harcın mahsubu ile eksik 2.349,88 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 598,77 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen ve aşağıda dökümü yapılan 2.091,40 TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 1.924,08 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.384,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 1.214,40 TL sinin davalıdan kalan 105,60 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27.02.2023

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 6,40 TL
Tebligat ve müzekkere 335,00 TL
Bilirkişi Ücreti 1.750,00 TL
TOPLAM 2.091,40 TL