Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/687 E. 2022/7 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/687
KARAR NO : 2022/7
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
K.YAZIM TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirket ile ham madde alışverişi için yazılı olmayan sözleşme ilişkisi kurduğunu, buna göre davalı şirketin müvekkili şirkete profil boru göndermesi karşılığında müvekkili şirketin 120.000, 105.000, 90.000, 65.000, 65.000 TL değerinde ileri tarihli çekler tanzim”ederek ödeme gerçekleştirdiğini, ancak müvekkili şirketin; … Bankası Batıkent /Ankara Şb.’nin; 431390 seri 120.000 TL bedelli çeke 60.000 TL … Bankası üzerinden EFT ile kısmi ödeme yapıldığını, 30.000 TL kısmının çekin iadesi esnasında ödeneceğini ve kalan kısmın davalı şirketin eksik teslimi nedeniyle karşılıksız kaldığını, dolayısı ile bu çek için 90.000 TL borçlu olmadıklarının tespitini, … Bankası A.Ş. İvedik / Ankara Şb.’nin; 8004692 nolu 65.000 TL çek bedelinin direk, 8004693 seri nolu 65.000 TL çek bedelinin ise gönderilmeyen hammadde olması sebebiyle 23.000.TL lik kısmının hesaba yatırıldığını, ve bu miktarlarda borçlu olmadıklarının tespitini, “8004699 nolu 105.000 TL çek bedeli için davalı şirket tarafından 87.000 TL lik hammadde gönderildiğini, 07.06.2019 tarihinde bankaya ibraz edilen çek için 18.000 TL borçlu olmadıklarının tespitini, bu miktarlarda borçlu olmadıklarının tespitini, 6325129 seri 90.000 TL çek bedeli için davalı şirket tarafından gönderilen hammaddenin 75.250 TL kısmının sağlam gönderildiğini, ayıplı olarak gönderilen 14.750 TL hammadde tutarı miktarında borçlu olmadıklarını diğer tutarın … ile gerçekleştiğini, ayıplı ürünlerin halen muhafaza edildiğini bilirkişi marifetiyle tespit edilebileceğini, talep ettiklerini, müvekkili şirketin çekler için kısmi ödemeler yapmış olmasına rağmen davalı şirket tarafından çekler karşılıksız şekilde gösterilerek kötü niyetli başvurular yapıldığını, çeklerden ötürü 210.750,00.-TL borçlu olmadıklarının tespiti ile birlikte, davalı şirket aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin keşide ettiği çeklerin tamamının karşılıksız olduğunu, tek kuruş tahsilat yapmadıklarını, çeklerin karşılıksız çıkması sebebiyle icra ceza mahkemelerinde devam eden yargılamaların bulunduğunu, davacı yanın bu dosyalarda yetkililerin cezalandırılmaması ve uzatılması amacıyla bu davayı açtığını, davacı yanın banka kanalıyla ödemeler yaptığı belirtilmesine rağmen dosya kapsamına ödemeyi gösterir herhangi bir belge sunulamadığını, eksik ve ayıplı mal teslim edildiğine ilişkin iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı yan tarafından eksik veya ayıplı mal bildirimi beyanında bulunulmadığını, ve bu mallar için düzenlenen faturaları ticari defterine işlediğini, dava konusu çekleri 06.04.2019,04.05.2019,11.05.2019,05.06.2019,06.07.2019 tarihlerinde ayrı ayrı keşide ettiğini ayıp ve eksik mal tesliminden bahsedilmesine rağmen farklı tarihlerde keşide edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı ispat yükü olmasına rağmen ticari defterlerini süresinde ibraz etmemiştir.
Davalı ticari defterlerini bildirmiş, defterler, faturalar, BA formları üzerinde inceleme yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan raporda; Davacı şirketin ticari defterlerinin ibraz edilemediği davalı şirketin 2018 ve 2019 dönemlerine ait ticari defterlerinin incelenmesi ve yapılan düzeltme işlemleri neticesinde, 29.11.2019 olan dava tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirketten 1.157.758,41.-TL alacaklı olduğunu, icra ve dava konusu çeklere ilişkin kayıt ve işlem bulunmadığını, davacı şirketin; 2018 yılına ait BA bildirimlerin 6 nolu satırında davalı şirketten 39 adet fatura ile KDV Hariç 714.910,00.-TL, 2019 yılına ait BA bildirimlerinin 4 nolu satırında davalı şirketten 16 adet fatura ile KDV Hariç 266.154,00.-TL tutarında mal hizmet aldığını beyan ettiğini, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer alan faturaların adet ve tutar olarak bu miktarlarla örtüştüğü, dava dosyası içeriğinde beyan, bildirim ve kayıt işlemleri gerçekleşmiş bu faturalara konu ürünlerin eksik veya ayıplı olduğuna dair ihtar veya ihbar yazısı örneğinin bulunmadığı ürünlerin teslimine ilişkin ayrıca bir inceleme yapılmadığını, davacı yan tarafından kısmen ödemeler yapıldığı iddia edilen dava konusu çeklerin ödendiğine ilişkin ödeme belgelerinin dosya kapsamına sunulmamış olduğu, çek örnekleri üzerinde yazılı ibarelere göre çeklerin tamamının karşılıksız çıktığının anlaşıldığını, çeklerin arka yüzünde takasa konulduğu gün itibariyle hesapta bakiye bulunmaması sebebiyle her çek için bankalarca davalı şirkete 2.030,00.-TL ödeme yapılmış olduğu çek örneklerinin arka yüzünde yazılı ibarelerden anlaşıldığından; davacı şirketin; 4313940 Nolu 06.04.2019 Vade Tarihli 120.000.-TL Bedelli Çek için;117.970,00.-TL, 6325129 Nolu 06.07.2019 Vade Tarihli 90.000.-TL Bedelli Çek için 87.970,00.-TL, 8004699 Nolu 05.06.2019 Vade Tarihli 105.000.-TL Bedelli Çek için; 102.970,00.-TL, 8004692 Nolu 04.05.2019 Vade Tarihli 65.000.-TL Bedelli Çek için: 62.970,00.-TL, 8004693 Nolu 11.05.2019 Vade Tarihli 65.000.-TL Bedelli Çek için; 62.970,00.-TL tutarında kalan borcunun bulunduğu bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan ek raporda; Davacı şirketin ticari defterlerinin bulunduğu adres olarak bildirilen “….” adresine yeniden gidilmiş ise de; şirketin 2018 ve 2019 dönemlerine ilişkin ticari defterleri bu defa da incelemeye sunulamadığından kök raporumda tespit edilen hususlarda herhangi bir değişiklik olmayacağı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalıya verilen çeklerin bedelsiz kalıp kalmadığına dayalı olup borcun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Kıymetli evrak nitelikli borç senedi mahiyetindedir (TTK m. 646). Borç senedi ise borç ikrarını içerir. Kıymetli evrakta -senette- hile veya ağır kusuru bulunmadıkça, borçlu vade geldiğinde senedin niteliğine göre alacaklı olan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur (TTK m. 646/2).
Yargıtay HGK’nun 13.06.2018 tarih, 2017/19-1627 2018/1187 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere ”Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247) Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.bası, İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır”.
Dava konusu çek ve fatura örnekleri, davalı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi ve ile tüm dosya kapsamına göre,
Somut olayda; davacı şirketin ticari defterlerinin ibraz edilemediği davalı şirketin 2018 ve 2019 dönemlerine ait ticari defterlerinin incelenmesi ve yapılan düzeltme işlemleri neticesinde, 29.11.2019 olan dava tarihi itibariyle davalı şirketin borcunun olmadığı, icra ve dava konusu çeklere ilişkin kayıt ve işlem bulunmadığı, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer alan faturaların adet ve tutar olarak bu miktarlarla örtüştüğü, davacı tarafından kısmen ödemeler yapıldığı ileri sürülen dava konusu çeklerin ödendiğine ilişkin ödeme belgelerinin dosya kapsamına sunulmadığı, çek örnekleri üzerinde yazılı ibarelere göre çeklerin tamamının karşılıksız çıktığının anlaşıldığı, çeklerin arka yüzünde takasa konulduğu gün itibariyle hesapta bakiye bulunmaması sebebiyle her çek için bankalarca davalı şirkete 2.030,00.-TL ödeme yapılmış olduğu, davalı ticari/işletme defterlerine gör (kayıtlı fatura ve çek bedeli toplamı kadar), taraflar arasında davaya konu edilen çekin ne sebeple verildiğine dair yazılı sözleşme olmadığı, dolayısı ile çeklerin hangi alışveriş için verildiğinin belli olmadığı, davacının aynı değerde yazılı delille çekin ne için verildiği hususunu ispatlaması gerektiği, bu durumda borcun tasfiyesi için çekin verildiğinin kabulü gerekmekle, davacının gönderilmeyen hammaddeler bulunduğu veya ayıplı mal bulunması nedeni ile çek bedelini ödemediği iddiasını ve davasını delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla kötüniyet tazminat istemini kapsar nitelikteki talep ve davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 3.599,09 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 3.518,39‬ TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 23.202,50 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/01/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]