Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/660 E. 2021/198 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/660
KARAR NO : 2021/198

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 04.10.2015 tarihinde davalı … şirketi nezdinde sigortalı olan … plaka sayılı aracın sebep olduğu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, … plaka sayılı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan ve kusursuz olan davacı müvekkili bu kazada çok ciddi şekilde yaralandığını, kaza neticesinde tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü kusurlu olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin Cumhuriyet Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındığını, müvekkilinin çok ciddi şekilde yaralandığını, ve nihayetinde ise kazanın verdiği kalıcı hasar ile yaşamaya mahkum olduğunu, kazaya sebep olan araçlardan … plaka sayılı araç davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olduğunu, bu sebeple davalı … şirketine değişik 2918 sayılı Kanunun 97. Maddesi uyarınca başvuru yapıldığını, ancak davalı … şirketince başvuru sonuçsuz kaldığını, daha sonra Ankara Arabuluculuk Bürosuna başvurulduğunu ve…. sayılı dosya numarası ile faaliyet yürütüldüğünü ancak Arabuluculuk da olumsuz sonuçlandığını, meydana gelen kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın (50,00 TL Geçici maluliyet 50,00 TL daimi maluliyet karşılığı) davalı … şirketinden (poliçe limiti ve sorumluluğuyla sınırlı olmak üzere) temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde “…Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir…” şeklinde yetki konusuna ilişkin özel bir düzenleme getirdiğini, dosyada mübrez belgelerden ve soruşturma dosyasından ve kaza tespit tutanağından kaza yerinin Sivas içerisinde olduğu sabit olduğunu, Başbakan Yardımcılığı Makamının 07.08.2015 tarih ve 24316 sayılı Onayları ile, mali bünye zafiyeti içerisinde bulunan ….’nin tüm branşlardaki ruhsatları Hazine Müsteşarlığınca iptal edilmiş ve yönetimi Güvence Hesabı’na devredilmiştir. Müvekkil şirketin işbu durumu nedeniyle huzurdaki dava tarihi itibarıyla Türkiye genelindeki tüm acente ve bölge müdürlükleri kapatılmış olup, başkaca bir şubesinin ya da acentesinin olması da söz konusu olmayıp, merkezi İstanbul olduğunu, Bu nedenle, işbu davaya bakmakla Ankara Mahkemeleri yetkili olmayıp; KTK Md. 110 uyarınca yetkili mahkemeler kaza yeri olan Sivas mahkemesi veya davalı müvekkil şirketin bulunduğu yer olan İstanbul Mahkemeleri olduğunu, Bu nedenle yetkisizlik itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemelerini seçtiklerini mahkemeye beyan eder ve anılan sebeplerle davacı vekilinin yetkiye ilişkin beyanlarını kabul etmediğimizi belirtmişler,
müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, Yapılacak yargılama neticesine aleyhe hüküm kurulması halinde, müvekkilinin sorumluluğu kaza tarihi itibariyle maluliyet hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı olduğunu, aleyhimize karar verilmesi durumunda müvekkili şirketin sorumluluğu kaza tarihindeki poliçedeki teminat limitini aşamayacağını, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, öte yandan davacı tarafın avans faiz talebi mesnetsiz olup, müvekkili şirket yönünden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, tüm bu nedenlerle Haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle, olaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısına yönelik açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nun genel yetkiyi düzenleyen 6/1.maddesine göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”
HMK’nun 16. maddesinde de“Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmüyle dava açılacak yer mahkemesi konusunda davacıya seçimlik hak tanımıştır.
Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilerek özel yetki kuralları düzenlenmiştir.
Somut olayda; HMK’nun 6. maddesi uyarınca dava, davalının ikametgahı mahkemesinde açılabileceği gibi, HMK’nun 16. maddesi davacıya tanınan seçimlik hak kapsamında haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde ve davacının ikametgahı mahkemesinde de açılabilir. Aynı zamanda 2918 sayılı KTK’nun 110.maddesine göre, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Davacı-zarar görenin yerleşim yerinin Erzurum ili olduğu,
Haksız fiilin meydana geldiği yerin Sivas ili olduğu,
Davalı … şirketinin yerleşim yerinin ve merkezinin İstanbul ili olduğu,
Sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yerin ise Erzurum ili olduğu,
Davalı … şirketinin Ankara’da şubesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; Ankara mahkemelerinin yetkisiz olduğu, davalının ise süresinde yetki itirazında bulunarak davalının yerleşim yerinin yetkili olduğunu belirttiği anlaşıldığından Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
HMK’nun 20/1.maddesi gereğince istek halinde ve karar kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde başvurulmaması halinde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
HMK’nun 331/2.maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.03.2021

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]