Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/657 E. 2021/26 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/657
KARAR NO : 2021/26

Av. … – …
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
K. YAZIM TARİHİ : 11/02/2021

Mahkememizde görülen kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkilinin davalı kooperatife 122 numara ile ortak olduğunu, 27.03.2004 tarihinden bu yana aidatlarını düzenli şekilde ödediğini, bugüne kadar 144.300,00 TL ödeme yapmasına rağmen kooperatif tarafından ilave olarak 35.000,00 TL. daha aidat ödenmesi talebine ilişkin genel kurul tutanağından farklı içerik ve miktarda ihtarnameler gönderildiğini, 23.02.2019 tarihli genel kurulda “hisse başına her ortaktan bir dahaki genel kurula kadar Şubat 2019 ayında 3.000,00 TL., Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran 2019 aylarında 10.000,00 TL, Temmuz 2019 da ise 7.000,00 TL olmak üzere 50.000,00 TL aidat alınması” kararı alındığını, ancak bu karardan farklı olarak yönetim kurulunca her bir üyeden farklı miktarlarda ve farklı zaman aralığında ödeme talep edildiğini, 12 ortaktan ise hiçbir ek ödeme talep edilmeyerek imtiyazlı ortak statüsü kazandırıldığını, kooperatifin gönderdiği ihtarnamelere karşı fiyat farkı istenemeyeceğini bildirdiklerini, aidat borcunun ödenmediği gerekçesiyle müvekkilinin 15.08.2019 tarihli ve 134 nolu yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarılma kararı verildiğini, 03.06.2019 tarihli 1. İhtarname ve 21.06.2019 tarihli 2. İhtarnamenin gönderildiği tarihlerde müvekkilinin aidat borcunun muaccel hale gelmediğini, ne kadarının aidat ne kadarının şerefiye borcu olduğunun anlaşılamaması ve buna ilişkin itirazlarına cevap verilmediği için müvekkilinin tereddüte düştüğünü, davalı kooperatifin dava dışı …. arasında 10.08.2018 tarihinde inşaat yapım sözleşmesi ve 06.09.2018 tarihinde ek sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre 31.06.2019 tarihine kadar imalatların tamamını yerine getirmekle mükellef olduğunu, herhangi fiyat farkı talep etmeyeceğini kabul ettiğini, birçok imalatı eksik bıraktığını ve temerrüde düştüğünü, buna rağmen kooperatifçe fiyat farkı ödenmesi için kooperatif üyelerinden aidat adı altında para toplanacağına ilişkin ihtarname gönderildiğini, Kooperatif ortağı … tarafından Ankara Batı … Sulh Hukuk mahkemesinde … D. İş sayılı dosyasında delil tespiti istediğini, verilen bilirkişi kurulu raporunda sözleşmedeki işlerin bitirilmediğinin belirlendiğini, bu sebeple gönderilen ihtarların haksız olduğunu belirterek müvekkiline gönderilen 35.000,00 TL’lik aidat borcunun bulunmaması nedeniyle kooperatifin 15.08.2019 tarihli 134 nolu yönetim kurulu kararı ile aldığı kooperatif üyeliğinden çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Kooperatif adresinin Çankaya/Ankara olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Ankara mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davanın esas ve usul açısından hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın genel kurul kararlarına karşı yasal süresi içerisinde dava açmadığını, ödemeler dahil bütün genel kurul kararlarının kesinleştiğini, dolayısı ile tüm üyeleri ve yönetimi bağlayıcı bir nitelik kazandığını, davacı tarafın kooperatife olan borcunu ödemek istemediğini, kooperatif yönetimine gönderdiği ihtarnamede borcunu ödemeyeceğini ve genel kurulca alınan ödemeye ilişkin kararını yönetim kurulundan talep ettiğini, yönetim kurulunun böyle bir yetkisinin bulunmadığını, davacı tarafın borcunu ödemesi gerektiğini, ödeme için bilgiye ve ihtarnameye ihtiyacı bulunmadığını, dava tarihi itibarıyla de borcunu ödemediğini, haklarını kullanırken iyi niyetli davranmadığını, müvekkilinin yasaya uygun bir şekilde davalı tarafa ihtarnameleri gönderdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Ankara Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından … Esas, … Karar sayılı ilam ile yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
DELİLLER: Davacı vekili kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu toplantıt utanağı, ihtarnameler, kooperatif ile dava dışı şirket arasında yapılan sözleşme-ek sözleşme ibraz edilmiştir.
Mahkememizce ….İl Müdürlüğü’nden davalı kooperatife ait ana sözleşme, genel kurul ve yönetim kurulu toplantı tutanakları, hazirun cetvelleri ile davacı tarafından delil olarak dayanılan Ankara batı …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası getirtilmiştir.
Mahkememizce SMMM ve kooperatif uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, ortaklıktan ihraç kararına dayanak ihtarnamelerin gerek şekil gerekse de borç miktarı yönünden geçersiz olması nedeniyle geçersiz ihtarnamelere dayalı olarak alınan davacının ortaklıktan ihracına dair davalı kooperatif yönetim kurulunun 15.08.2019 tarih ve 134 nolu kararının ana sözleşmenin 14. maddesi hükmüne aykırı olduğunun düşünüldüğü belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı kooperatifin davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, davalı kooperatif yönetim kurulu kararı-ana sözleşmesi ve diğer kayıtları, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacının, davalı kooperatife ortak olduğu, kooperatifin 23.02.2019 tarihli genel kurulunda aidatlar konusunda karar alındığı, kooperatif tarafından aidat borçlarının ödenmesi için davacıya iki ayrı ihtarname gönderildiği, sonrasında davacının belirlenen aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle davalı kooperatif 15.08.2019 tarihli ve 134 nolu yönetim kurulu kararıyla ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davacı tarafından ise eldeki dava ile, ortaklıktan çıkarılma kararının haksız olduğu iddiası ile kararın iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatif ise, davanın usul ve esas yönünden yerinde olmadığını, davacının aidat borçlarını ödemediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Somut olayda; taraflar arasında, öncesinde davacının davalı kooperatif ortağı olduğu ve davalı kooperatif yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; davanın süresinde olup olmadığı, davacının aidat borçlarını ödeyip ödemediği, ortaklıktan çıkarılma kararının usul ve esas açısından yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan SMMM ve kooperatif uzmanı bilirkişiden oluşturulan heyet raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Alınan bilirkişi heyet raporu diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; Davalı Kooperatifin 23.02.2019 tarihli genel kurul gündeminin 5. maddesinde ; “…hisse başına her ortaktan bir dahaki genel kurula kadar Şubat 2019 ayında 3.000,00 TL, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran 2019 aylarında 10.000,00 TL, Temmuz 2019 da ise 7.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL aidat alınmasına” oybirliğiyle karar verildiği, ayrıca aylık %2 gecikme cezası alınmasına oyçokluğuyla karar verildiği görülmüştür.
Davalı kooperatif tarafından davacıya taahhütlü mektupla gönderilen, 03.06.2019 tarihli 1. ihtarnamede, “31.05.2019 tarihine kadar ödenmesi gereken aidat 169.301,00 TL, 31.05.2019 tarihine kadar ödenen aidat 143.301,00 TL 31.05.2019 tarihi itibarıyla eksik ödenen aidat 26.000,00 TL , 31.05.2019 tarihi itibarıyla gecikme faizi (-) (ödeme günü hesaplanacaktır) denilerek borcun (26.000,00.TL.) ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde kooperatif ortaklığından çıkarılacağının” ihtar edildiği, gönderinin 10.06.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif tarafından davacıya taahhütlü mektupla gönderilen, 21.06.2019 tarihli 2. İhtarnamede ise, “31.05.2019 tarihine kadar ödenmesi gereken aidat 178.301,00 TL, 31.05.2019 tarihine kadar ödenen aidat 143.301,00 TL, 31.05.2019 tarihi itibarıyla gecikme faizi (-) (ödeme günü hesaplanacaktır), 31.05.2019 tarihi itibarıyla ödenmesi gereken aidat+gecikme zammı 35.000,00 TL ve 03 Haziran 2019 tarihinde 35.000,00 TL’nin 10 günlük süre içerisinde ödenmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle 35.000,00 TL borcun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde tamamen ödenmesi, aksi takdirde kooperatif ortaklığından çıkarılacağının” ihtar edildiği, gönderinin 24.06.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 15.08.2019 tarih ve 134 no.lu kararıyla gönderilen ihtarlara rağmen hiçbir ödeme yapmayan davacı …’ın ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, davalı kooperatif tarafından davacıya Ankara … Noterliği’nden keşide edilen 15.08.2019 tarih ve 13893 yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği ve ihtarnamenin 21.08.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacının ihraç kararından sonra, 29.02.2020 tarihli genel kurul gündeminin 5. maddesinde “23.02.2019 tarihinde yapılan genel kurulda kabul edilen 50.000,00 TL aidattan yönetim kurulunca alınmayan 15.000,00 TL aidatın bu yıl alınarak her ortaktan hisse başına 2020 Mart, Nisan, Mayıs aylarında 5.000,00TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL alınmasına oybirliği ile karar verildiği tespit edilmiştir.
Dava , ihraç kararının iptali davası olmakla; Öncelikle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, eğer dava süresinde açılmış ise yasa ve ana sözleşmede öngörülen şekil şartlarına uyulup uyulmadığı, şekli şartlarına da uyulmuşsa ihtarlarda istenilen miktarda borcun bulunup bulunmadığı hususlarının sırasıyla incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Süre yönünden yapılan değerlendirmede; 1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 16. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında ; “Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır./ Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde de benzer bir düzenleme bulunmaktadır.
İhraç kararının davacıya 21.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 01.10.2019 tarihinde ve yasal 3 aylık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Şekil ve usul yönünden yapılan değerlendirmede; 1163 Sayılı Kooperatifler Yasasının 27. maddesinde “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını ana sözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, ana sözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” hükmü düzenlenmiştir.
Kooperatif ana sözleşmenin 14/1. maddesinin 2. bendinde “parasal yükümlülüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine, yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerisinde de yükümlülüklerini yerine getirmeyenler”’in yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılacağı düzenlenmiştir.
Bu noktada, ortak borçlu olduğunu bilse dahi; yasa ve ana sözleşmenin öngördüğü ihtarların (10 gün süreli ilk ihtar ve 1 ay süreli 2.nci ihtarın) eksiksiz olarak yapılması gerekir. Ana sözleşmede 2.nci ihtarname için 30 gün süreden bahsedilmiş ise de ana sözleşmenin yasaya aykırı olacağı düşünülemeyeceğinden 2. İhtarnamede 1 ay ödeme süresi verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, 2.nci ihtarname 30 gün çeken ayda tebliğ edilmiş ise 30 günlük süre ile 1 aylık süre aynı olacağından o zaman 30 gün süre verilmesinde bir aykırılık söz konusu olmayacaktır.
Bununla birlikte, ortaklara gönderilecek ihtarnamelerde; ortakların geciktirmiş olduğu anapara (taksit) miktarı, gecikilen süre, geciken ödemelere uygulanacak yaptırım (gecikme faiz oranı) ve istenecek gecikme faizi miktarı; açık, anlaşılır ve kontrol edilebilir bir şekilde belirlenmesi gereği bulunmaktadır. Yargıtay içtihatları uyarınca ihtarlarda istenen borcun aynı döneme ait olması ve dolayısıyla aynı rakamı içermesi gerekmektedir. Eğer rakam farklı ise örneğin bu arada işleyen gecikme faizi eklenmişse bunun da ihtarnamede açıklanması gerekmektedir. İhtarnamelerde, verilen sürede ödeme yapılmaması halinde ihraç yaptırımı uygulanacağı uyarısının bulunması gerekmektedir. İlk ihtardan sonra ortak kısmi bir ödeme yapmış ise bunun ikinci ihtarda belirtilmesi ve istenecek miktardan tenzil edilmesi gerekmektedir. Yargıtay uygulamasına göre, ihraç prosedürüne ilişkin yasa ve ana sözleşmedeki düzenlemeler emredici nitelikte bulunduğundan, tarafların bu hususta bir itirazı olmasa dahi re’sen incelenmektedir.
Somut olayda; 1.nci İhtarname yönünden; Hesap kesim tarihinin belirtilmesi, borç miktarının belirtilmesi, 10 gün süre verilmesi ve ödeme yapılmaması halinde ihraç edileceği uyarısı taşıması nedeniyle bu yönlerden usulüne uygundur. Ancak; hesap ekstresi incelendiğinde; 01.04.2019 tarihi itibarıyla (10.000,00 TL Nisan ayı aidatı tahakkuk ettirilerek) 23.000,00 TL, 01.05.2019 tarihi itibarıyla (10.000,00 TL Mayıs ayı aidatı tahakkuk ettirilerek) 33.000,00 TL, 01.06.2019 tarihi itibarıyla (10.000,00 TL Haziran ayı aidatı tahakkuk ettirilerek) 43.000,00 TL borç tahakkuk ettirilmiştir.
Oysa, 23.02.2019 tarihli genel kurulda ; “…hisse başına her ortaktan bir dahaki genel kurula kadar Şubat 2019 ayında 3.000,00 TL, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran 2019 aylarında 10.000,00 TL, Temmuz 2019 da ise 7.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL aidat alınmasına” oybirliğiyle karar verilmiş, ancak aidatların ayın kaçıncı günü ödeneceği yönünde bir karar verilmemiştir. Genel kurulca aidatların ayın kaçıncı günü ödeneceği yönünde karar bulunmayan hallerde her ayın aidatı, ilişkin bulunduğu ayın son günü muaccel olacaktır.
Bu durumda Nisan ayı aidatı 30 Nisan itibarıyla muaccel olacağından davacının 30.04.2019 tarihi itibarıyla aidat borcu 23.000,00 TL’dir. Ana sözleşme uyarınca ihtarnamede istenecek borcun üzerinden 30 gün geçmesi gerektiğinden –ki Mayıs aidatı da 31 Mayısta muaccel olacaktır- 03.06.2019 tarihi itibarıyla gönderilen ihtarnamede en fazla 03.05.2019 tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş borç istenebileceğinden –ki somut olayda 30.04.2019 tarihi itibarıyla tahakkuk etmiş aidat istenebileceğinden- 1.nci ihtarnamede en fazla 23.000,00 TL aidat borcu istenebilecektir. Ancak ihtarnamede 26.000,00 TL istenmesi, üzerinden henüz 30 gün geçmemiş -ki muaccel de olmamıştır- fazladan 3.000,00 TL istenmesi ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır.
Ayrıca aradaki 3.000,00 TL’lik farkın faiz olmadığı da anlaşılmaktadır. Zira açıklamada faizin ödeme günü hesaplanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan ihtarnamede işlemiş faizin de açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Faizin ödeme günü hesaplanacağının belirtilmesi belirsizlik yarattığından bu yönden de ihtarname şekil/usul şartlarını taşımamaktadır.
2.nci İhtarname yönünden; ilk ihtardan 10 gün sonra yapılması, hesap kesim tarihinin belirtilmesi, borç miktarının belirtilmesi, ödeme yapılmaması halinde ihraç edileceği uyarısı taşıması, her ne kadar 30 gün süre verilmiş ise de ihtarnamenin 24.06.2019 tarihinde tebliğ edilmesi, tebliğ edildiği Haziran ayının 30 gün çekmesi nedeniyle 30 günlük sürenin 1 aylık süreyle aynı olması nedeniyle bu yönlerden bir aykırılık bulunmamaktadır. Ancak; 1.nci ihtarnamede istenilen borç ile 2.nci ihtarnamede istenilen borcun aynı olması, farklılık olduğunda bunun izahının da yapılması gerekmektedir. Her iki ihtarnamede de 31.05.2019 tarihi itibarıyla borç bildirildiği halde ilk ihtarnamede 26.000,00 TL bildirilmiş iken yine aynı tarih itibarıyla borç istenmesine rağmen 2.nci ihtarnamede 35.000,00 TL istenmesi ve talep edilen borcun ilk ihtardan farklı (fazla) olmasının nedeninin açıklanmamış olması 2.nci ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır.
Yine ihtarnamede hem faizin ödeme günü hesaplanacağının belirtilmesi hem de aidat + gecikme faizi olarak 35.000,00.TL. denilerek tereddüt oluşturulması da ihtarnameyi geçersiz kılmaktadır.
Böylece, ihtarnameler geçersiz olduğundan davacı hakkında alınan ihraç kararının ana sözleşmenin 14. maddesi hükümlerine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Esas yönünden yapılan değerlendirmede; İhtarnameler geçersiz olduğunda borç durumunun araştırılmasına lüzum bulunmamaktadır.
Ayrıca, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre, davacının 1.nci ihtarname tarihi itibarıyla 23.276,00 TL toplam borcunun bulunduğu belirlenmiştir. Ancak davalı kooperatifçe; 1.nci ihtarnamede 26.000,00 TL, 2.nci ihtarnamede 35.000,00 TL aidat borcu istenmiştir.
Davacı tarafça d. iş dosyasından alınan bilirkişi raporu ve yüklenici ile yapılan sözleşmeye göre borcun bulunmadığı iddia edilmiş ise de; Aidatların belirlenmesinin genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında bulunması, genel kurul kararlarının iptal edilmediği sürece tüm ortakları bağlayıcı nitelikte bulunması, genel kurulca kararlaştırılan aidatların avans niteliğinde olması, ihtarlarda istenilen borcun dayanağının 23.02.2019 tarihli genel kurul kararı olması ve söz konusu genel kurul kararının iptal edildiğine dair bir mahkeme kararına rastlanmaması nedeniyle davacının genel kurulca kararlaştırılan aidatları ödemesi gerektiği kanaatine varılmıştır. (Davacının dava aşamasında bir kısım ödemeler yaptığı ve 30.10.2020 tarihi itibarıyla bakiye 22.500,00 TL borcunun bulunduğu anlaşılmaktadır.)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Ortaklıktan ihraç kararına dayanak ihtarnamelerin, gerek şekil gerekse de borç miktarı yönünden geçersiz olması nedeniyle, geçersiz ihtarnamelere dayalı olarak alınan davacının ortaklıktan ihracına dair davalı kooperatif yönetim kurulunun 15.08.2019 tarih ve 134 nolu kararının, ana sözleşmenin 14. Maddesi hükmüne aykırı olduğu anlaşılmakla; davanın kabulü ile, davalı kooperatif yönetim kurulunun 15/08/2019 tarih ve 134 sayılı, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararının iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KABULÜ İLE,
Davalı kooperatif yönetim kurulunun 15/08/2019 tarih ve 134 sayılı, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin kararının İPTALİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 95,20 TL harç ve davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 3.711,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]