Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/648 E. 2022/747 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/648
KARAR NO : 2022/747

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
K. YAZIM TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi özetle; Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Göç Sağlığı Daire Başkanlığı’nın Avrupa Birliği Genel Bütçesi ile finanse edilen SIHHAT/2017/SUP/INT/03-01 sayılı ihalesine konu işin Türkiye çapında göçmen statüsündeki kişilerin sağlık taramasını gerçekleştirdiğini, söz konusu iş için taraflar arasında 17.03.2018 tarihinde konsorsiyum sözleşmesi imzalandığını, bahsi geçen ihale konusu iş için ihaleye konsorsiyum adına teklif sunulmuş ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ile SIHHAT/20İ7/SUP/INT/03-01 sayılı sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki konsorsiyum sözleşmesine göre; ‘…Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Elazığ, Şırnak, Malatya illerinde (12 ilde) yer alan yer alan Güçlendirilmiş Göçmen Sağlığı Merkezi ve Göçmen Sağlığı Merkezlerindeki tüm numuneler … … Görüntüleme ve Sağlık Hiz. A.Ş. tarafından toplanarak ihalede belirtilen şartlar ve sürede çalışılarak sonuç verilecektir…’ hükmü düzenlenmiş olup EK-sözleşmede yer alan düzenlemeye göre ‘…Hakediş ödemelerinin yattığı vadesiz € mevduat hesabının pasif izleme yetkisi … Laboratuvar Sis.Ltd.Şti. tarafından hesabın açıldığı tarihte … … Görüntüleme ve Sağ.Hiz.A.Ş’ye verilecektir. Hizmet bedeli hak edişin yatırılmasını takiben 5 iş gününde … … Görüntüleme ve Sağ.Hiz.A.Ş’ye EFT yapılacaktır…’ hükmü düzenlendiğini, ancak gelinen son aşamada davalı şirket tarafından sözleşmeye aykırı davranılarak müvekkil şirkete ödeme yapılmadığı gibi pasif izleme yetkisi de verilmediğini, müvekkil şirketin konsorsiyum sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu hizmetlerle ilgili davalı şirketten fatura ve cari hesap bakiye alacakları bulunduğunu, davalı Şirketin 2019 yılı öncesine ait olan cari hesaptan kaynaklı bakiye borcu 65.111,40 TL olup, 2019 dönemine ilişkin aşağıdaki 4 adet faturadan kaynaklanan toplam 263.282,75 Euro borcu bulunduğunu, işbu alacak kalemlerine ilişkin müvekkil şirketçe davalı şirkete …. yevmiye sayılı ihtarname ile davalı şirket tarafından tahsil edildiği tarihi takip eden 5 (beş) iş günü içinde ödenmesi hakkında ayrı ayrı taleplerde bulunulduğunu, ihtara rağmen faturalar ve cari hesap bakiyesinden kaynaklı ödemeler yapılmadığından …07.2019 tarihinde Ankara …İcra Müd’nün … sayılı icra takibine geçildiğini ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı şirkete sözleşme konusu işten kaynaklı olarak …Yevmiye sayılı ve 18.02.2019 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürülmüş olan 65.111,40 TL cari hesap bakiyesi alacağı için …07.2019 tarihinde Ankara …İcra Müd’nün … sayılı ilamsız icra takibine geçildiğini ancak davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, taraflar arasında akdedilen 17.03.2018 tarihli konsorsiyum sözleşmesine göre ‘…Adıyaman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mardin, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Elazığ, Şırnak, Malatya illerinde (12 ilde) yer alan Güçlendi) ilmiş Göçmen Sağlığı Merkezi ve Göç Sağlığı Merkezlerindeki tüm numuneler, … … Görüntüleme ve Sağ. Hiz. A.Ş tarafından toplanarak ihalede belirtilen şartlar ve sürede çalışılarak sonuç verilecektir…’ düzenlemesi yer almasına rağmen işbu sözleşme hükmünün göz ardı edilerek müvekkil şirket aleyhine haksız fiil uygulandığını, davalı şirket tarafından müvekkil şirkete gönderilen 01.08.2019 tarih ve 2019/105 sayılı yazı ile ‘…Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Sıhhat Proje Ofisi tarafından gönderilen 01.08.2019 tarihli e-mail ile 05.08.2019 tarihi itibari ile Urfa, Kilis ve Hatay illerindeki Göç Sağlığı Merkezlerinden alınan örneklerin Proje yönetiminin isteği ile Hatay ilinde açılmış ve Hatay Halk Sağlığı Müdürlüğünün oluşturmuş olduğu Muayene Kabul Komisyonu tarafından onay verilmiş olan laboratuvara transferi sağlanarak bu laboratuvarda analiz edilmesine karar verilmiştir…’ bilgisi verildiğini, daha sonra Urfa, Kilis, Hatay illerindeki (davacı şirketin yetkili olduğu illerdeki) numunelerin çalışılması için müvekkil şirkete teslim edilmediğini, ilgili numunelerin teslim edilmediği durumun da tespit tutanakları ile belgelendiğini, yukarıda anılan haksız fiil ve sözleşmeye aykırılık nedeni ile müvekkil şirket tarafından …. yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, bu ihtarda özetle; Hatay, Şanlıurfa ve Kilis illerindeki hizmetin davalı şirkete ait veya davalı yanın anlaşma yapmış olduğu laboratuvarlara devredilmesi şeklindeki sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle meydana gelen ihlale son verilmesi, ihlal giderilinceye kadar müvekkil şirketin zararının giderilmesi ve vadesiz Euro mevduat hesabının pasif izleme yetkisinin müvekkil şirkete verilmesinin talep edildiğini, ayrıca öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik içtihadında konsorsiyum sözleşmelerine 6098 sayılı TBK’nın 620. maddesi ve devamında yer alan adi ortaklık sözleşmesi hükümlerinin kıyasen uygulanacağının belirlendiğini ve anılan Kanunun 626. ve devamı maddelerinde ‘Ortaklar arasındaki sorumluluk’ düzenlendiğini, bu maddelerden ‘Rekabet yasağı’ başlıklı 626.maddeye göre; ‘…Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamazlar…’ hükmüyle konsorsiyum sözleşmelerine kıyasen uygulanan adi ortaklık sözleşmesi hükümlerinde ortaklardan her birinin kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatlerine olarak ortaklığın amacına zarar veren işler yapmalarının açıkça yasaklandığını, ‘Sözleşmeye Bağlılık İlkesi’ uyarınca taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullarla bağlı olduğunun kabul edildiğini, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduklarını ve bu nedenle edimin sürekli olduğu ve aylara yayıldığı somut durumda davalı şirketin müvekkil şirket ile arasındaki ilişkide dürüstlük kuralına uygun davranmasının gerektiğini, zira tarafların müşterek amacı olan hizmetin ortaya çıkmasının buna bağlı olduğunu, bu ilke ve taraflarca akdedilen konsorsiyum sözleşmesi dikkate alındığında müvekkili şirketin Hatay, Şanlıurfa ve Kilis illerindeki hizmetin davalı tarafça engellenmesi ve ticari kazançta meydana gelen gelir kaybında davalının kusuru bulunduğunun açık olduğunu belirterek davalının Ankara …İcra Müdürlüğü … ve … sayılı takiplerine haksız itirazın iptali ile takiplerin devamına, davalı aleyhine alacakların %20’si kadar icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, 17.03.2018 tarihli Konsorsiyum Sözleşmesi’ne istinaden kar mahrumiyeti taleplerinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’sinin 05.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava dilekçesi özetle; Taraflar arasında 17.03.2018 tarihinde imzalanan Konsorsiyum Sözleşmesi kapsamında davalıya 17.12.2019 tarih ve 38.843,78 Euro bedelli fatura düzenlendiğini, davalının fatura bedelini ödememesi üzerine ….yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini, işbu ihtarın tebliğ edilememesi üzerine davalının KEP adresine 10.04.2020 tarihinde ihtar gönderildiğini, işbu ihtara rağmen ödeme alınamadığından davalı aleyhine Ankara …İcra Müd’nün … sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça sözleşme gereği ödemenin Türk Lirası olarak yapılacağı ve bu sebeple Euro cinsinden asıl alacak ve faiz talebinin kabul edilmediği iddiasıyla takibe kısmi itirazda bulunulduğunu ve 51.696,29 TL bedel için takibin durdurulmasına sebebiyet verildiğini, davalı itirazının sözleşme ile bağdaşmadığını ve sözleşme gereği müvekkiline yapılacak ödemelerin döviz cinsinden yapılacağının sabit olduğunu, ayrıca süresinde itiraz etmeyerek faturayı kabul eden davalının itirazının kötü niyetli olduğunu” belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının en az % 20 oranında icra inkâr tazminatına ve davanın Ankara .. ATM ….E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Taraflar arasında akdedilmiş bulunan 17.03.2018 tarihli sözleşme müvekkil firmanın dava dışı T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce 30.01.2018 tarihinde yapılan ‘Onaylı Laboratuvar Sonuçlarının Temini’ hizmeti ihalesine katılıp ihaleyi kazanması sonucu ve ihalenin kesinleşmesi üzerine dava dışı Bakanlıkla akdettiği SIHHAT/2017/SUP/INT/03 numaralı sözleşme kapsamında müvekkil firmanın ihale sözleşmesi konusunu teşkil eden Türkiye’deki tüm Suriyeli göçmenlere sözleşmede belirtilen laboratuvar tetkiklerinin, sözleşme koşullarına uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sonuçlarının teslim edilmesi işinin belli bir bölgede davacı şirket tarafından gerçekleştirilmesi amacıyla akdedildiğini, davacının taraflar arasında anılan amaçla akdedilmiş 17.03.2018 tarihli sözleşmeyi her ne kadar bir Konsorsiyum Sözleşmesi olarak nitelendirmiş ise de mevcut sözleşmenin hukuken ve sözleşmenin içeriği ve uygulanması anlamında bir konsorsiyum sözleşmesi olmadığı gibi 6098 sayılı TBK’nun adi ortaklığa ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanabilirliğinin bulunmadığını, bir konsorsiyum sözleşmesinden bahsedebilmek için öncelikle konsorsiyum üyeleri olarak adlandırabileceğimiz tarafların bir araya gelmesi ve iş sahibine sunmak üzere ortak bir hazırlık yapması gerektiğini, T.C. Sağlık Bakanlığı Göç Sağlığı Genel Müdürlüğü ile müvekkil şirket arasında ihale sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmede davacının taraf olarak imzasının bulunmadığını, taraflar arasında akdedilmiş bulunan 17.03.2018 tarihli sözleşme hükümleri gereği davacı tarafından verilen hizmete ilişkin olarak düzenlenmiş ve müvekkil şirkete teslim edilmiş faturaların ödenme vadesinin belirlendiğini, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca bugüne kadar davacı şirket tarafından sözleşme konusu illerde vermiş olduğu laboratuvar hizmetine ilişkin düzenlenen faturaların sözleşmede kararlaştırılan vadelere göre ve hatta bir kısmı icra takibine konu edilmiş olan 2019/Mart ayı faturası dahil henüz hak ediş bedelleri idareden tahsil edilmediği halde ödenmiş olup, bu şekildeki işleyişte tarafların kendi ticari hesapları içerisinde fatura düzenlenmek suretiyle cari hesap şeklinde alacak ve borç ilişkisi oluştuğunu, bu bakımdan taraflar arasındaki ilişkinin bir konsorsiyum/adi ortaklık değil hizmet alımına yönelik bir ticari ilişki olduğunu, davacının ikame ettiği işbu davada kar mahrumiyeti talebinde bulunduğunu, oysa davacının kusurlu olup kar mahrumiyeti talebinin haksız ve yersiz olduğunu, nitekim anılan illerdeki tetkiklerin müvekkil şirket tarafından çalışılmasıyla birlikte belirtilen şikayet ve uygunsuzlar giderilmiş sahada gerçekleştirilen ziyaret ve denetimlerde bölgedeki GSM’lerden memnuniyet bildirimlerinin tutanak altına alındığını, sözleşmede kararlaştırılan ödeme şekli ve vadesine göre davacının takiplere konu etmiş olduğu miktarlara ve talebine yönelik olarak müvekkil tarafından davacıya keşide edilmiş Ankara 26. Noterliğinin 21.02.2019 tarih ve 02270 numaralı cevabi ihtarnamede açıklandığı üzere …10.2018 tarihinde davacı şirket hesabına 100.000,00 TL ödeme yapıldığını, ilamsız takip dayanağı ihtarnamede 2019 yılı öncesindeki döneme ait olan bakiye borç olarak belirtilmiş 65.111,40-TL’nin yasal dayanağının bulunmadığını, zira davacı tarafından takibe dayanak olarak sunulan cari hesap ekstresinde müvekkil şirket tarafından davacıya …10.2018 tarihinde yapılan 100.000,00-TL’lik ödeme kaydının yer almadığını, taraflar arasındaki ticari defter kayıtları ve banka ödeme dekontlarına göre müvekkil şirketin davacıya bu ilamsız icra takibine konu edilen borcu olmadığını, Ankara …İcra Müd.’nün … sayılı ilamsız icra takibine konu fatura bedellerinin alacak talebi bakımından ise henüz muaccel olmamış borç sebebiyle icra takibi başlatmakla haksız ve kötüniyetli davrandığını, müvekkili firma tarafından ihale makamına 28.12.2018 – 30.06.2019 tarihleri arasında aşağıdaki şekilde toplam 4.289.279,85 TL bedelli 7 adet fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketçe davacı şirkete 625.000,00-TL nakit ödeme yapıldığını ve bakiye fatura tutarları için ise 975.000,00-TL çek olmak üzere toplam 1.600.000,00 TL ödeme yapıldığını, (Davalının dilekçesindeki beyanları doğrultusunda aşağıdaki tablo tarafımızca düzenlenmiş olup, 1.300.000,00 TL banka hesabına ve 325.000,00 TL çek karşılığı olmak üzere toplam 1.625.000,00 TL ödeme yapıldığı) , davacı tarafından icra takibine konu edilen nizalı dönem fatura ve hizmetleri dışında müvekkil şirkete düzenlenmiş 22.08.2019 tarihli 679.956,99-TL’lik fatura bedelinin de ihale makamına 09.10.2019 tarihinde fatura edildiğini ve henüz karşılığı tahsil olunmamasına rağmen davacıya 04.10.2019 tarihinde ödendiğini, aynı şekilde davacı tarafından müvekkil şirkete kesilen müteakip ay faturası olan 17.09.2019 tarihli 205.053.78-TL’lik fatura bedelinin de davacıya ödendiğini, öte yandan sözleşmede Avrupa Birliği Projesi kapsamında işin KDV’den muaf olduğu kararlaştırılmış olmasına rağmen bu konuda davacı tarafın düzenlemiş olduğu tüm faturalara KDV’yi ayrıca eklemek suretiyle de sözleşme şartlarına aykırı davrandığını, bu hususta davacı şirket yetkilileri ile müteaddit defalar görüşülmüş olmasına rağmen konunun çözümsüz kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında cevap dilekçesi ile özetle; Takip dayanağı olarak 15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli fatura yazılı olmasına rağmen ödeme ekinde tebliğ edilen faturanın 17.12.2019 tarihli olup 38.843,78 Euro karşılığı 246.207,39 TL bedelli fatura olduğunu, taraflar arasında düzenlenmiş faturalar arasında 15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli fatura bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 17.03.2018 tarihli sözleşme uyarınca fatura bedellerinin döviz cinsinden ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığını, kaldı ki bugün e kadar takibe konu olmayan ve anılan şekilde düzenlenen fatura bedellerinin davacıya Türk Lirası olarak ödendiğini, izah edilen nedenle davacının sözleşmede yazılı ödeme şartına ve taraflar arasındaki ödeme sistemine aykırı olarak birleşen dava konusu ilamsız icra takibinde döviz cinsinden (Euro) alacak talebi ile alacağa döviz cinsinden faiz işletmesi ve işletilen faiz oranının haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, Mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını ve arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, taraflarca sözleşme ve ekleri, ihtarnameler, hakkediş belgeleri, yazışmalar, tutanaklar ibraz edilmiş; Mahkememizce hakkediş dosyası, ödemelere ilişkin banka kayıtları ile icra dosyaları getirtilmiş, bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Getirtilen Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … … Görn.Sağ.Hiz.A.Ş. vekili tarafından borçlu … Laboratuvar Sis. … Ltd.Şti. aleyhine …07.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, “Ankara 53.Noterliği 20989 yevmiye nolu ihtarına konu edilen 18.02.2019 tarihli 65.111,40 TL tutarlı cari hesaba dayanarak 65.111,40 TL asıl alacak + 104,36 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.215,76 TL alacağın işleyecek yıllık %19,5 avans faiziyle birlikte tahsili talep edildiği, 7 örnek ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak 29.07.2019 tarihinde tebliğini takiben borçlu şirket vekilinin 02.08.2019 tarihli dilekçesiyle “…müvekkil şirketin takip alacaklısına böyle bir borcu bulunmadığı…” gerekçesiyle “…borca, işlemiş faize, faiz oranına ve borca dayanak evraklarla tüm ferilerine…” itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … … Görn.Sağ.Hiz.A.Ş. vekili tarafından borçlu … Laboratuvar Sis. … Ltd.Şti. aleyhine …07.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, “31.03.2019 tarih/36495 sayılı 60.109,54 € bedelli, 30.04.2019 tarih/22878 sayılı 79.041,81 € bedelli, 31.05.2019 tarih/22919 sayılı 57.615,44 € bedelli, 30.06.2019 tarih/22926 sayılı 66.515,96 € bedelli fatura alacağı (Ank.53.Noterliği 20989 nolu ihtarına konu)”na dayanarak; 263.282,75 Euro asıl alacak + 95,22 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 263.377,97 € (1,00 € = 6,34 TL) = 1.819.916,06 TL alacağın takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar ve fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden işleyecek yıllık %4,4 € mevduata bankalarca fiilen uygulanan azami yıllık faiz ve değişen oranlardaki faiz ile birlikte tahsili talep edildiği, 7 Örnek Ödeme Emri’nin borçluya usulüne uygun olarak 29.07.2019 tarihinde tebliğini takiben borçlu şirket vekilinin 02.08.2019 tarihli dilekçesiyle “…taraflar arasındaki sözleşme uyarınca; takip dayanağı olarak sunulan faturalara göre işbu ödeme emriyle döviz cinsinden alacak talebinde bulunulmuş olmasının usulsüz olduğu ve müvekkil şirketin takip alacaklısına vadesi gelmiş böyle bir borcu bulunmadığı…” gerekçesiyle “…döviz cinsinden talep edilen asıl alacağa, işletilmiş faiz miktarına, faiz oranına ve borca dayanak evraklarla tüm ferilerine…” itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara …İcra Müd’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … … Görüntüleme… A.Ş. tarafından borçlu … Lab.Sis.Ltd.Şti. aleyhine 22.06.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, “15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli faturaya dayanarak 38.843,78 € asıl alacak + 47,04 € işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.890,82 Euro alacağın {(1 € = 7,66 TL) = 297.903,68 TL harca esas değer} takip tarihinden itibaren fiili ödeme günündeki döviz alış kuru üzerinden EURO alacak için işleyecek % 0,65 Euro mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık ve değişen oranlardaki faiziyle birlikte tahsili talep edildiği, borçlunun 29.06.2020 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Takip dayanağı olarak 15.04.2020 tarih 38.848,78 Euro bedelli fatura gösterilmiş ise de ödeme ekindeki fatura 17.12.2019 tarihli ve 38.848,78 Euro karşılığı 246.207,39 TL bedelli fatura olup öncelikle bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, müvekkilinin takip alacaklısına 17.12.2019 tarih/18 nolu faturadan dolayı 38.848,78 Euro karşılığı KDV dahil 246.207,39 TL borcu bulunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ve akdedilmiş sözleşme gereği takip alacaklısının faturanın düzenlenme tarihindeki TCMB efektif Euro satış kuru üzerinden faturayı düzenleyeceği, ödemenin de Türk Lirası olarak yapılacağının kararlaştırıldığını, bugüne kadar taraflar arasındaki cari hesapta yer alan ve takip alacaklısı tarafından düzenlenen faturaların takip alacaklısının banka hesabına faturada yazılı Türk Lirası karşılığı olarak ödendiğini, Euro cinsinden asıl alacak ve faiz talebini kabul etmediklerini, bu bakımdan borca itiraz ettiklerini, ödeme emri ekinde tebliğ edilen fatura 17.12.2019 tarih/18 no.lu fatura olup 246.207,39 TL bedelli olduğunu, ödeme emrinde faiz talep edilen dönem 15.04.2020 – 22.06.2020 olarak belirtilmiş olmasına göre fatura bedeline yıllık % 9 reeskont faizinin 4.067,48 TL olduğunu, takip alacaklısının 246.207,39 TL asıl alacak + 4.067,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 250.274,87 TL alacak tutarının avukatlık ücreti ve tahsil harcı ile birlikte toplam 281.624,98 TL olarak banka hesabına ödendiğinin” bildirildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bir SMMM, bir Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanı ve bir sözleşme-hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda sonuç olarak; Asıl dosyada; İtirazın iptali talepleri yönünden; 2019 dönem başında tarafların 2.115.111,40 TL alacak/borç kaydı mevcut olup, davacının …07.2019 tarihinde başlattığı …İcra Müd.’nün … sayılı dosyasındaki “cari hesap bakiyesine dayanarak” talep ettiği asıl alacak tutarının 65.111,40 TL ile bağlı olduğu, …07.2019 tarihinde 4 adet faturadan kaynaklanan tarafların 1.789.279,85 TL alacak/borç kaydı mevcut olup, davacının …07.2019 tarihinde başlattığı …İcra Müd.’nün … sayılı dosyasındaki “4 adet faturaya dayanarak” talep ettiği asıl alacak tutarının (263.282,75 Euro asıl alacak * 6,34 TL =) 1.669.212,64 TL ile bağlı olduğu, Kar mahrumiyeti talepleri yönünden; Davacının, davalının dava dışı İdare ile imzaladığı sözleşmede taraf olmadığı, bu sözleşmeyi adi ortak olarak imzalamadığı, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede, davalının davacıdan alt yüklenici olarak hizmet alımı yaptığı, bu sözleşmede davalı ile dava dışı İdare arasındaki Sözleşme ve Eklerine davacı ve davalı yönünden bağlayıcı olacak şekilde atıf yapıldığı, davalı ile dava dışı İdare arasındaki çerçeve sözleşmede hizmeti yükümlenenin davalı olduğu, işi bizzat göreceği, işi bizzat görmesinin mümkün olmadığı durumlarda dışarıdan hizmet alımı yapabileceği düzenlemeleri bulunduğu, davalının davalı ile dava dışı idare arasındaki sözleşme ve ekleri gereğince, şikayetleri ortadan kaldıracak şekilde hizmeti yerinde görecek yatırımlar yaptığı ve dava dışı İdare’nin hizmetin kalitesi ve sürekliliği bakımından buna onay verdiği, davacının da hizmeti eksiksiz ve süresinde yürüttüğüne dair bir savunma ve delili bulunmadığı hususları gözetilerek, davacının kar mahrumiyeti talebinin münhasıran Sayın Mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulu ek raporunda sonuç olarak; Asıl davada; Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasındaki itirazın iptali istemi yönünden değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, takip tarihi itibari ile; Asıl Alacak 65.111,40 TL, İşlemiş Faiz 69,57 TL olarak hesaplandığı, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasındaki itirazın iptali istemi yönünden değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, takip tarihi itibari ile; Asıl Alacak 263.282,75 Euro, İşlemiş Faiz 299,24 Euro olarak hesaplandığı, davacının takipte 95,22 Euro talep ettiği, taleple bağlı olacağı, Birleşen Davada; Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasındaki itirazın iptali istemi yönünden değerlendirme Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, takip tarihi itibari ile; Asıl Alacak 263.282,75 Euro, İşlemiş Faiz 228,81 Euro olarak hesaplandığı, davacının takipte 47,04 Euro talep ettiği, taleple bağlı olacağı belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; taraflar arasındaki konsorsiyum sözleşmesine dayalı düzenlenen faturalar ile cari hesap alacağından kaynaklı alacağa yönelik yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine, İ.İ.K.’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davası ile kar mahrumiyetinden kaynaklı alacak istemine yöneliktir. İtirazın iptali davası yönünden davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Birleşen dava; taraflar arasındaki konsorsiyum sözleşmesine dayalı düzenlenen fatura alacağından kaynaklı alacağa yönelik yapılan ilamsız icra takibine kısmi itiraz üzerine, İ.İ.K.’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davada; Taraflar arasında, konsorsiyum sözleşmesi akdedildiği ve tarafların bir kısım edimlerini yerine getirdikleri hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; tarafların edimlerini tamamen yerine getirip getirmedikleri, davaya-birleşen davaya konu icra takipleri nedeniyle davacının faturalara ve cari hesaba dayalı alacağının olup olmadığı, ayrıca asıl davada davacının kar mahrumiyeti alacağının ve davalının bu yönde bir sorumluluğunun olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen, bir SMMM, bir Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanı ve bir sözleşme-hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulu raporu-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Asıl dosya yönünden yapılan değerlendirmede; Bilirkişi heyet raporu-ek raporları, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava, itirazın iptali ile kar mahrumiyeti şeklindeki zararın tazminine ilişkindir. Davalı, muaccel hale gelmemiş olan alacağın takibe konulduğunu ve davacının kar mahrumiyeti talebinin dayanağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İtirazın iptali talebinin incelenmesinde; 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ilgili madde hükümleri gereği, taraflara ati tüm defterlerde noter açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığı, yevmiye defterlerinde noter kapanış tasdikinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırıldığı, Kebir ve Envanter defterlerinde zorunlu olmadığından aranmayacağı, defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 17.03.2018 tarihli sözleşme ile başladığı, 2018 Döneminde; davacı tarafça düzenlenen toplam 2.565.111,40 TL bedelli 3 adet faturaya karşılık davalı tarafça ödenen 450.000,00 TL’nin tenzili ile dönem sonunda tarafların bakiye (2.565.111,40 – 450.000,00) = 2.115.111,40 TL alacak/borç kaydının varlığı, 2019 Döneminde; dönem başında devreden davacının 2.115.111,40 TL alacak kaydı ile 30.06.2019 tarihine kadar davacı tarafça düzenlenen ve … sayılı takip dosyasına konu edilen toplam 1.724.168,45 TL bedelli 4 adet faturaya karşılık davalı tarafça yapılan 2.050.000,00 TL’lik ödemenin tenzili ile …07.2019 takip tarihinde tarafların bakiye (2.115.111,40 + 1.724.168,45 – 2.050.000,00) = 1.789.279,85 TL alacak/borç kaydının varlığı, …07.2019 takip tarihinden sonra; davacının devreden 1.789.279,85 TL alacak bakiyesi ile 17.12.2019 tarihine kadar davacı tarafça düzenlenen ve takip konusu yapılmayan toplam 1.638.564,81 TL bedelli 5 adet faturasına karşılık davalı tarafça yapılan 1.125.302,67 TL’lik ödemenin tenzili ile 31.12.2019 dönem sonunda tarafların bakiye (1.789.279,85 + 1.638.564,81 – 1.125.302,67) = 2.302.541,99 TL alacak/borç kaydının varlığı görülmüştür.
Böylece tarafların örtüşen kayıtlarına göre; 2019 dönem başında tarafların 2.115.111,40 TL alacak/borç kaydı mevcut olup, davacının …07.2019 tarihinde başlattığı …İcra Müd.’nün … sayılı dosyasındaki “cari hesap bakiyesine dayanarak” talep edebileceği asıl alacak tutarının 2.115.111,40 TL olduğu, ancak davacının talep ettiği 65.111,40 TL ile bağlı olduğu anlaşılmıştır.
…07.2019 tarihinde 4 adet faturadan kaynaklanan tarafların 1.789.279,85 TL alacak/borç kaydı mevcut olduğu, davacının …07.2019 tarihinde başlattığı …İcra Müd.’nün … sayılı dosyasındaki “4 adet faturaya dayanarak” talep ettiği asıl alacak tutarının ise 1.669.816,33 TL olduğu görülmüştür. Davacı tarafından he ne kadar icra takibinde Euro üzerinden talepte bulunulmuş ise de; Takibe konu faturaların TL üzerinden düzenlendiği, taraflar arasındaki faturaların da daha öncesinde TL olarak ödendiği belirlenmekle, Mahkememizce icra takiplerine konu alacak ve fer’ileri TL olarak hesaplanmıştır. Buna göre; fatura toplamı olan 1.669.212,64 TL asıl alacak, 23.923,41 TL işlemiş avans faizi olmak üzere davacının takip tarihi itibariyle toplam 1.693.136,05 TL alacak talebinde bulunabileceği anlaşılmıştır.
Davalı, taraflar arasındaki sözleşmenin “Hizmet bedeli hak edişin yatırılmasını takiben 5 iş gününde…” aktarılacağı düzenlemesine dayanarak muaccel hale gelmeyen alacağın takibe konulduğu iddiasında bulunmuş ise de, buna ilişkin, bilgi ve belge sunmadığı ve iddiasını ispatlayamadığı görülmüştür. Ayrıca tarafların kabulünde olduğu üzere, davacının faturalara konu edimleri yerine getirdiği ve tarafların örtüşen defter kayıtlarına göre, faturaların her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu belirlenmiştir.
Davacının Urfa, Kilis, Hatay illerindeki işin kendilerine yaptırılmamasından kaynaklanan kar mahrumiyeti talebi bakımından değerlendirildiğinde; Bu talebin, esas olarak taraflar arasında bir adi ortaklık bulunduğu iddiasına dayandırıldığı, dosya kapsamındaki sözleşmeler incelendiğinde, davalının dava dışı İdare’den işi alarak sözleşme imzalayan Yüklenici olduğu, İdare ile yapılan Sözleşme’nin cevaz vermesi neticesinde 28 ilde yürüteceği hizmetin bir kısmını davacıdan temin etmek üzere davacı ile alt yüklenici (taşeron) hizmet alımı sözleşmesi imzaladığı, görülmüştür. Dolayısı ile dosya kapsamında, davacı ile davalının dava dışı İdare ile aralarında bir adi ortaklık (konsorsiyum) kurarak sözleşme imzalamadığı sabit ve açık olup, dava dışı İdare ile sözleşme imzalayan davalıdır.
Davacı ile davalı arasındaki alt yüklenici (taşeron) hizmet alımı sözleşmesinde sayılan iller arasında Urfa, Kilis, Hatay’ın bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki Sözleşme’de yer alan ilgili düzenlemeler, “…illerinde (12 ilde) yer alan GSM ve GSM’lerdeki tüm numuneler …… A. Ş. tarafından toplanarak ihalede belirtilen şartlar ve sürede çalışılarak sonuç verilecektir”; “Proje tamamlanmadan taraflardan herhangi biri mücbir sebep olmaksızın sözleşmeyi feshederse, fesih yapan kurum diğer kurumun bu konudaki tüm zararlarını karşılayacaktır” şeklindedir.
Yukarıda belirtilen taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre; sözleşmedeki “tüm numuneler” ifadesi ile “mücbir sebep olmaksızın” ifadeleri dikkate alındığında, davalının ancak haklı nedene dayanarak davalıdan hizmet alımını durdurabileceği anlaşılmaktadır. Davalı ile dava dışı İdare arasındaki çerçeve sözleşmede hizmeti yükümlenen davalı olup, işi bizzat görecek, işi bizzat görmesinin mümkün olmadığı durumlarda dışarıdan hizmet alımı yapabilecektir. Davacı, bu çerçeve sözleşme hükümlerini kabul ederek davalı ile sözleşme imzaladığından, davacının işi bizzat görebileceği hallerde kendisinden hizmet alımı yapmayacağı davalı ile dava dışı İdare arasındaki sözleşme ve ekleri (yukarıda aktarılan Teknik Şartname 3.3 Madde 2. Alt bendi) hükümlerinden çıkmakta ve davacı ile davalı arasındaki sözleşme de davalı ile dava dışı İdare arasındaki Sözleşme ve Eklerine bağlayıcı şekilde atıf yaptığından, davacının kendisinden bu koşulla hizmet alımı yapıldığını bildiğinde kuşku bulunmamaktadır. Ayrıca, davalının sözleşmeyi feshetmediği, dolayısı ile lafzen tazmin yükümlülüğü doğuran hükmün de uygulama alanı bulamayacağı anlaşılmıştır.
Kar mahrumiyet talebi değerlendirildiğinde; Davalı, davacının anılan illerde hizmeti hem süre hem de sonuçlarının sahihliği ve klinik bulgularla uyuşması yönünden davalı ile dava dışı İdare arasındaki Sözleşme ve Eklerine uygun yürütmediğine dair, şikayet, yazışma ve tutanaklar sunmuştur. Sağlık hizmeti, özel kişiler tarafından görülse bile mahiyeti itibari ile kamusal nitelik taşıyan bir hizmettir, kamu hizmetidir. Böyle bir durumda, davalı ile dava dışı İdare arasındaki Sözleşme ve Ekleri bulunmasa bile, davalının bu şikayetleri ortadan kaldıracak şekilde hizmetin sürekliliğini sağlama yükümlülüğü bulunduğu açıktır. Davalı, davalı ile dava dışı İdare arasındaki Sözleşme ve Ekleri gereğince, şikayetleri ortadan kaldıracak şekilde hizmeti yerinde görecek yatırımlar yaptığı ve dava dışı İdare’nin hizmetin kalitesi ve sürekliliği bakımından buna onay verdiği, davacının da hizmeti eksiksiz ve süresinde yürüttüğüne dair bir savunma ve delili bulunmadığı gözetildiğinde, davacının kar mahrumiyeti talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; 1-Mahkememizin 2019/648 Esas sayılı dosyasında; Davanın kısmen kabulü ile; a-Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalının 1.669.212,64 TL asıl alacak, 23.923,41 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 1.693.136,05 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; Dava yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat taleplerinin reddine; b-Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalının 65.111,40 TL asıl alacak, 69,57 işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 65.180,97 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; Dava yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede; Bilirkişi heyet raporu-ek raporları, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava, asıl dava konusu sözleşmeye dayalı düzenlenen bir kısım faturaya dayalı yapılan ilamsız icra takibine kısmi itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tarafların örtüşen defter kayıtlarına göre; Esas dava konusu …07.2019 tarihli iki ayrı takipten sonra; Tarafların devreden 1.789.279,85 TL alacak/borç kayıtlarının varlığı, 17.12.2019 tarihine kadar davacı tarafça düzenlenen toplam 1.638.564,81 TL bedelli 5 adet fatura kaydının varlığı, işbu faturalar içinde birleşen dava konusu …İcra Müd.’nün … sayılı dosyasında takip dayanağı yapılan 17.12.2019 tarih/18 nolu 38.843,78 € = 246.207,39 TL bedelli bir adet faturanın mevcut olduğu, davalı tarafça yapılan 1.125.302,67 TL’lik ödemenin her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu, 31.12.2019 dönem sonunda tarafların bakiye (1.789.279,85 + 1.638.564,81 – 1.125.302,67) = 2.302.541,99 TL alacak/borç kaydının varlığı, 2020 Döneminde; dönem başında tarafların devreden 2.302.541,99 TL alacak/borç kaydının varlığı, birleşen dava konusu icra takibinin başlatıldığı 22.06.2020 tarihi itibariyle takip dayanağı yapılan 17.12.2019 tarih/18 nolu 38.843,78 € = 246.207,39 TL bedelli bir adet faturadan dolayı tarafların alacak/borç kaydının varlığı, takipten sonra 29.06.2020 tarihinde davalı tarafça işbu takip için asıl alacak + işlemiş faiz olmak üzere toplam 250.274,87 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Somut olayda; 22.06.2020 tarihinde ikame edilen …İcra Md’nün … sayılı dosyasında “15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli fatura” ya dayanarak 38.843,78 € asıl alacak + 47,04 € işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.890,82 Euro alacağın {(1 € = 7,66 TL) = 297.903,68 TL harca esas değer} tahsili talep edildiği, her ne kadar takipte “15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli fatura” dayanak gösterilmiş ise de ilgili faturanın 17.12.2019 tarih/18 nolu 38.843,78 Euro bedelli fatura olduğu, taraflar arasında düzenlenen faturalar arasında 15.04.2020 tarihli 38.843,78 Euro bedelli fatura bulunmadığı, takip konusu 38.843,78 Euro = 246.207,39 TL bedelli fatura her iki taraf defterinde kayıtlı olup bu noktada uyuşmazlık bulunmadığı, takip dayanağı yapılan fatura bedeline ilişkin olarak toplam (246.207,39 + 4.067,48) = 250.274,87 TL’nin vekalet ücreti ve tahsil harcıyla birlikte 29.06.2020 tarihinde takip dosyasına ödenerek kalan kısım için itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi; Esas ve birleşen davalarda takibe konu faturaların TL üzerinden düzenlendiği, bu faturalar ile dava konusu yapılmayan tüm fatura bedellerinin Türk Lirası cinsinden ödendiği, böylece TL üzerinden hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmakla, Mahkememizce icra takibine konu alacak ve fer’ileri TL olarak hesaplanmıştır. Buna göre; fatura bedeli olan 246.207,39 TL asıl alacak, 4.816,21 TL işlemiş avans faizi(15.04.2020-22.06.2020) olmak üzere davacının takip tarihi itibariyle toplam 251.023,60 TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır.
Ancak davacının icra takibinde işlemiş faizi 47,04 Euro(360,33 TL) olarak talep ettiği, böylece davacının talep edebileceği alacak miktarının takip tarihi itibariyle, 246.207,39 TL asıl alacak ile birlikte toplam; 246.567,72 TL olduğu, davalının ise, 250.274,87 TL ödeyerek kısmi itirazda bulunduğu, böylece davacının itirazın iptali talebinin haksız olduğu anlaşılmakla; Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; Davanın reddine; Dava yargılamayı gerektirdiğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Mahkememizin 2019/648 Esas sayılı dosyasında; Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
a-Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalının 1.669.212,64 TL asıl alacak, 23.923,41 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 1.693.136,05 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Dava yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat taleplerinin reddine,
b-Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; davalının 65.111,40 TL asıl alacak, 69,57 işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 65.180,97 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Dava yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat taleplerinin reddine,
Alınması gereken 120.110,64 TL harçtan peşin alınan 22.988,69 TL harcın mahsubu ile eksik 97.121,95 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 23.039,49 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 18.413,10 TL yargılama giderinden 17.492,45 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-10,…maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin, davadaki haklılık durumuna göre 1.254,00 TL’sinin davalıdan, 66,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 186.915,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 186.915,85 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Birleşen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında; Davanın REDDİNE,
Dava yargılamayı gerektirdiğinden davalının tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-…maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davada haksız çıkan davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]