Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/641 E. 2021/661 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/641 Esas
KARAR NO : 2021/661

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/09/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 12/07/2019 tarihinde davalı …’nın sürücü, davalı şirketin işleten, davalı sigortanın kasko sigortalısı araç ile yaya haldeki davacıların murisi …’a çarpması nedeni ile murisin vefat ettiğini ve müvekkillerinin manevi zarar uğradıklarını, davalı yanın olayda tam kusurlu olduğunu, davalı sigortanın manevi tazminat başvurusuna karşılık müvekkillerinin haberi olmaksızın 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, sigortayı ibra etmediklerini ve bunun zararı karşılamadıklarını, murisin engelli eşi …’a baktığını, kazadan sonra …’ın da kısa süre içinde vefat ettiğini iddia ederek murisin çocukları lehine 35.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketi olarak sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu kapsamda davacıya 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödemenin iade edilmediğini, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği davacıların talep edebilecekleri miktar kalmadığını, manevi tazminat belirlenirken poliçedeki özel şartların da dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tam kusurlu olmadığını, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği davacıların başkaca tazminat talep edemeyeceğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu değerlendirilmiştir. Manevi tazminatın bölünmezliği savunmasına ilişkin olarak ise, davacıların yapılan ödeme nedeni ile davalıları tamamen ibra etmedikleri, dekontta açıklama bulunmadığı ve ödemeden haberdar edilmedikleri gözetildiğinde, ödemenin ancak dekont niteliğinde olabileceği değerlendirilmiştir. Kaldı ki, ödeme açıklamasında yalnız davacılar vekilinin adının bulunduğu, davacılar vekilinin sigortaya başvuru dilekçesinde murisin eşi … ile davacılar yararına destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu, yapılan ödemenin manevi tazminata ilişkin olduğunun ispat yükünün davalı … üzerinde olup bu yönde bir delil sunulmadığı anlaşıldığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Davalı … nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacılara kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, mirasçılık belgesi, dosyamız arasına alınmıştır.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 07/12/2020 tarihli raporunda, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davalı sürücüsünün tam kusurlu olduğuna ilişkin kanaat bildirildiği, raporun oluşa uygun ve hüküm kurmaya elverişli olduğu değerlendirilerek mahkememizce itibar edilmiştir.
Kasko poliçesinde, manevi tazminata ilişkin sınırlama getirilerek, “bedeni ve maddi ayrımı yapılmaksızın (kombine) yıllık azami limitin %25’i ile sınırlı olmak üzere teminat kapsamına dahil edilmiştir. Ancak bu tutar her halükarda, kişi başı bedeni zarar tutarının %50’sini aşamaz,” denilmiştir. Murisin ölümü nedeni ile sigorta kapsamında maddi tazminat ödemesi yapıldığına ya da zararın miktarına ilişkin bir tespit dosya kapsamına girmemiş, davalı … tarafından da bu yönde bir iddia ve delil sunulmamıştır. Ancak tazminat miktarının, yıllık azami limitin (250.000,00 TL) %25’ini aşamayacağı hususu hüküm kurulurken dikkate alınmıştır.
Toplanan delillere göre davalının kasko sigortalısı aracın karıştığı trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, mirasçıların eldeki davayı açtığı, davadan önce davalı … tarafından 10.000,00 TL ödendiği, yukarıda açıklandığı üzere ödemenin borcu sona erdirmediği, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, TBK’nun 56. maddesi gözetildiğinde davaya konu kazanın davacıların manevi acı ve ızdırap duymasına neden olduğu, bu hali ile davacıların manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirebilecek ve var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktarının her olayın şartlarına göre değerlendirilmesinin gerekeceği; davacıların kaybı, murisin ölmeden önce engelli eşine bakmakta olduğu ve ölümünden kısa bir süre sonra onun da vefat etmiş olması, olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik ve sosyal olgular ile olaydaki kusur durumu, poliçedeki sınırlama dikkate alındığında davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile,
Davacılar yararına 20.000,00’er TL manevi tazminatın davalılardan (davalı …, poliçe teminat limitinde ve temerrüt tarihi 14/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydı ile diğer davalılar kaza tarihi 12/07/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 4.098,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 358,63 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.739,97 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat KAYDINA,
3.200,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre 1.828,57 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye kısmının davacılardan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacılar yararına 4.080,00’er TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalılar yararına 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 283,90 TL ile ATK masrafı 323,00 TL olmak üzere toplam 606,90 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 346,80 TL ile davacı tarafça yatırılan 358,63 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, hazır bulunmayan sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]