Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/624 E. 2022/525 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/624
KARAR NO : 2022/525
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile borçlu arasında ticari bir iliĢki olduğunu,müvekkili şirketin, borçlu şirkete Türk Telekom baz istasyonlarında Çatı ve İş Güvenliği ( İSG) işleri için hizmet verdiğini, borçlu şirket tarafından ödemelerin yapılmaması sonucunda ticari ilişkinin sona erdiğini, müvekkili şirket tarafından borçlu şirkete yapılan hizmetin faturaları düzenlendikten sonra ödemelerin alındığını, ancak: 15.06.2018 tarihinde 29.352,00 TL, 01.11.2018 tarihinde 44.840,00 TL,17.12.2018 tarihinde 11.564,00TL bedelli faturaların ödenmediğini, yukarıda belirtilen faturalar ödenmeyince, müvekkilinin 15.04.2019 tarihli 04935 yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiğini, gönderilen ihtarnameye cevap alamaması sonucu müvekkilinin toplam borcu olan 76.928,70 TL alacağın tahsili için 16.05.2019 tarihinde Ankara …icra müdürlüğünde … esas sayılı dosya ile takibe başlandığını, ödeme emri davalıya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edildiğini,davalının icra takibine süresinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, 09.09.2019 tarihinde arabulucuya baĢvurulduğunu, ancak yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmadığını, itiraz edilen icra takibinin, borçluya kesilen faturalara dayandığını, ödenen ve ödenmeyen faturaların müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın açılması zaruriyetinin hasıl olduğunu, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı Ankara …İcra Müdürlüğünin … sayılı icra dosyasındaki toplam borç olan 76.928,70 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı taraf cevap sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER;
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu; davacı(alacaklı) tarafından, davalı (borçlu)şirket aleyhine 15.06.2018 tarihli, 24.875,00.-7L tutarlı fatura, Asıl Alacak, 01.11.2018 tarihli, 38.000,00.-71 tutarlı fatura, Asıl Alacak, 17.12.2018 tarihli, 9.800,00.-TL tutarlı fatura, Asıl Alacak” dayanak gösterilmek suretiyle, 72.675,00.-TL asıl alacak, …253,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.928,70.-TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsili amacıyla, 76.928,70 TL alacak için 16/05/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 17/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 22/05/2019 tarihinde icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 25/05/2022 tarihli raporda: Taraflar arasında imzalanmış bir yazılı sözleşmenin olmadığı, davalı tarafın Türk Telekomun yüklenicisi olduğunu, davacı tarafın ise davalı firmanın taşeronu pozisyonunda olduğunu, davalı tarafın Ankara …İcra dairesine verdiği takibi durdurma dilekçesine göre davacı taraf ile iş ilişkisi içinde olduğunu ayrıca ortaya koymuş olduğunu, davacı tarafından sahada yaptığını iddia ettiği işlerin nevilerinin, dava dışı Türk Telekomdan gelen yazıya göre davalı firmanın yaptığı işler ile bire bir aynı olduğunu, davacı tarafından sahada yapılan işlerin birim fiyatlarının ne olduğu hususunda dava dosyasında bir bilgi ve belgenin olmadığını, ancak dava dışı idare olan Türk Telekonun sahada yapılan işlerden dolayı davalı firmaya toplamda 57.896,50 TL ödemiş olduğunu, bu ödeme nedeniyle davacı firmanın, davalı adına yapmış olduğu işlerin kabulünün de Türk Telekom tarafından yapılmış olduğunu, Türk Telekomun 25.06.2021 tarama tarihli yazının ekindeki
belgede; davalı firmaya yapılan fatura ödemeleri toplamının 57.896,50 TL olduğunu, dava dosyasında, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme olmadığı için, davacı firmanın yapmış olduğu her farklı işin birim fiyatının belirsiz olduğunu, davacı tarafın kestiği faturalar ile, davalı tarafın Türk Telekoma kestiği toplam 57.896,50 TL tutarlı ödemeye esas fatura bedelleri olduğunu, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davacıya ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; davacının 16.05.2019 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten 307.548,80.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; …11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, 2018/2696 Esas ve 2018/3431 karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih, 2015/6424 Esas ve 2016/3931 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
Somut olayda, mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre;Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasında,acaklının …, borçlunun … olduğu; davacı(alacaklı) tarafından, davalı (borçlu)şirket aleyhine 15.06.2018 tarihli, 24.875,00.-7L tutarlı fatura, Asıl Alacak, 01.11.2018 tarihli, 38.000,00 TL tutarlı fatura, Asıl Alacak, 17.12.2018 tarihli, 9.800,00.-TL tutarlı fatura, Asıl Alacak” dayanak gösterilmek suretiyle, 72.675,00.-TL asıl alacak, …253,70.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.928,70.-TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsili amacıyla, 76.928,70 TL alacak için 16/05/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 17/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 22/05/2019 tarihinde icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu, davanın yasal süresinde açıldığı, tarafların arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, davacı tarafın ve Türk Telekomun belgelerine gör , sahada yapılan işlerin nevilerinin aynı olduğu, yazılı sözleşme olmadığı için davacı firmanın yapmış olduğu her farklı işin birim fiyatının belirsiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalı tarafın Türk Telekoma kestiği toplam 57.896,50 TL tutarlı ödemeye esas fatura bedelleri olduğunu, sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davacıya ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; Türk Telekomun 25.06.2021 tarama tarihli yazının ekindeki
belgede; davalı firmaya yapılan fatura ödemeleri toplamının 57.896,50 TL olduğu, davacının 16.05.2019 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten 307.548,80.-TL bakiye alacak kaydının bulunduğu dava konusu edilen 3 adet fatura da dahil olmak üzere 9 adet satış faturasından doğan toplam 307.548,80.-TL alacağına karşılık herhangi bir tahsilat kaydının bulunmadığı, 3 adet faturanın toplamı (24.875,00.-7L , 38.000,00, 9.800,00) 72.675 TL asıl alacak olmakla Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 72.675,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 72.675,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddineAsıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 72.675,00 TL asıl alacağa yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 72.675,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Alacak yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken …964,42 TL harçtan peşin alınan 929,11 TL’nin düşümü ile kalan …035,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, …maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.240,80 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 79,20TL’nin ise davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 979,91 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 10.247,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti:1.300,00TL, davetiye, müzekkere tebligat gideri 264,10TL olmak üzere toplam 1.564,10 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.470,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]