Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/595 E. 2022/805 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/641 Esas
KARAR NO : 2022/781

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından, teminat senedi olarak düzenlenen müvekkilinin keşideci, davalılar … ve …’nin ciranta olduğu senedin Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu iddia ederek davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve davalıla aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, davacının kişisel defi’leri kendisine karşı ileri süremeyeceğini, kesinleşmiş Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. sayılı kararı ile senedin teminat senedi olduğunun ispatlanamadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, senedi alacağına karşılık olarak ciro yolu ile devraldığını, usulsüzlük bulunmadığını, şahsi defi’lerin kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini, iyi niyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, senedin teminat olarak değil, sözleşme gereği zararlarının tazmini amacıyla düzenlendiğini, davacı ile davacıya ait taşınmaz hisselerinin devri konusunda anlaştıklarını, ancak devri gerçekleştirmediğini, davacıya verdiği 65.000,00 TL’nin üç yıl boyunca kendisine devredilmediğini, bu nedenle davacının kendi rızası ile zararın karşılığı olarak dava konusu senedin düzenlendiğini, sözleşmenin yerine gelmemesi nedeni ile munzam zararının oluştuğunu, teminat senedi olduğuna ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar belirtilmiş olup buna göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için; kanuni düzenleme ile görevin Ticaret Mahkemesine verilmesi veya TTK’nun 4. maddesinde sayılan unsurları taşıması (TTK’da yer alması veya TTK’nun 4/1 b, c, d, e, f fıkralarındaki davalardan olması) ya da her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması gerekmektedir.
TTK’nun 5. maddesinde ticari davalara ticaret mahkemelerinde bakılacağı, ticaret mahkemeleri ile diğer mahkemeler ve Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Görev hususu kamu düzenindendir ve yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Davaya konu senedin davacı ile davalı … arasındaki gayrimenkul satımına ilişkin düzenlendiği, gayrimenkullerin niteliğinin tarla vasfında olduğu, davacı her ne kadar emlakçı olduğunu bildirmiş ise de kendi hissesinin satışı konusunda vaatte bulunduğu, davalı …’ın alıcı sıfatı ile bir kısım ödeme yapıp senedin devrin yapılmamış olması nedeni ile zararının tazmini hususunda verildiğini iddia ettiği, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşmede de senedin bu ilişki kapsamında düzenlendiğinin belirtildiği, bu hali ile taraflar tacir olmadıkları gibi temel ilişkinin TTK’nun 4/son maddesinde düzenlenen hususlardan veya diğer kanunlarda yer alan ticari dava niteliğinde olmadığı değerlendirilerek (Ankara BAM 31. HD 2022/484 esas 2022/576 karar sayılı ilamı), davaya genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin bakması gerekeceği kanaati ile Mahkememizin görevsiz olduğunun tespiti ile davanın görev dava şartı yönünden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2022

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸