Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/574 E. 2022/561 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/574 Esas – 2022/561
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/574
KARAR NO : 2022/561

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/10/2019
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin maliki ve işleteni, davalı …’nin sürücüsü olduğu davalı sigorta şirketine 25/01/2018 başlangıç, 25/01/2019 bitiş tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın karıştığı 19/12/018 tarihli trafik kazasına ilişkin 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsü …’nin tam ve asli kusurlu olduğu, Müvekkili davacı …’ın dava konusu trafik kazası nedeniyle yaşam fonksiyonlarını 6.Derecede ağır şekilde etkileyen ve kemik kırıklarına neden olan yaralanması nedeniyle uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını, kendisine uygulanan tedaviler uygulamalar nedeniyle günlük işlerini tek başına yapamadığını, bir başkasının bakımına muhtaç olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde 56 yaşında olduğunu, TRH 2010 tablosuna göre tahmini yaşam süresinin 19 yıl civarında olduğunu, tedavi sürecinde işten güçten kalmış olduğunu, halende çalışacak durumda olmadığını, bu nedenle müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tazmin edilmesi gerektiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, akabinde taraflarından arabuluculuğa başvurulduğunu, kaza sebebi ile tüm davalıların sorumlu olduğu tazminat miktarı yapılacak bilirkişi incelemesi ve yargılama ile ortaya çıkacağı için iş bu maddi tazminat dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL süreli ya da sürekli bakıcı gideri tazminatı olmak üzere 300,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı müvekkile ödenmesini, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara müşterek ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, Karayolları Trafik Kanunu Gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını tam olarak yerine getirmeksizin işbu davayı ikame ettiğinden, başvurunun usulden reddinin gerektiğini, nitekim davacı tarafça KTK atfı uyarınca trafik sigortası genel şartları ekinde yer alan belgelerle müvekkili şirkete başvuru yapılması gerekirken bu yükümlülüğün yerine getirilmediğini, herhangi bir maluliyete ilişkin rapor sunulmaksızın başvuru yapıldığını, kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının ve davacıların maluliyet oranının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3.ihtisas Kurumu’na sevk edilmesi, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, tazminat hesabı yapılacaksa da bu hesaplamanın genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren ve KTK’da yapılan değişiklik ile hesaplamanın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında öngörülen usul ve esaslara göre yapılacağı açıkça belirtildiğini, Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartları hükmü uyarınca da tazminat hesaplamasında kullanılması gereken yaşam tablosu TRH 2010 ve hesaplamada esas alınması gereken teknik faizin %1,8 olarak düzenlendiğini, işbu nedenle tazminat hesaplanmasında bu tablonun kullanılmasını ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınmasını talep ettiklerini, 6111 Sayılı kanun, KTK ve Trafik sigortası genel şartları uyarınca müvekkili şirketin geçici bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, davacının yaşı itibariyle emekli olduğu gözetilerek geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanmasının mümkün olamayacağını, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, müvekkili şirketin işbu başvuru öncesi temerrüde düşmediğinden faiz başlangıç tarihi ancak dava tarihi olabileceğini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …’ye usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı süresinde cevap vermemiş; bilirkişi raporlarına itirazlarını sunmuştur.
DELİLLER:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Nüfus kayıt örnekleri, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin evraklar, SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Sigorta Poliçe örneği, Adli Tıp Kurumundan maluliyet ve kusur raporları, İTÜ kusur raporu, aktüerya bilirkişisinden hesap raporu aldırılıp dosyaya kazandırılmıştır.
SGK Başkanlığı Sıhhiye SGM’nin 18.11.2019 tarih ve E.17891286 sayılı yazısında …’a 19.12.2018 tarihinde geçirmiş olduğu kaza nedeniyle Rücuya Tabi herhangi bir ödeme yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Olayda kaza tespit tutanağı tutulmamıştır.
Ankara C.Başsavcılığı’nın 2019/28288 Esas sayılı dosyasında alınan 17/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü …’nin 2918 sayılı KTK’nun 52/1b md yer alan hususlardan (Araçların hızını yol ve trafik durumunun gerektiği şartlara uydurmamak) kuralını ihlal ettiğinden meydana gelen kazada tamamen asli kusurlu olduğunu, yolcu …’ın meydana gelen kazada yolcunun güvenli yolculuk adına sorumluluklarından olan boş olan koltuğa oturarak güvenliğini sağlama sorumluluğunu yerine getirmek üzere ileri doğru yöneldiği esnada oluşan kazada yayanın kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 06/12/2019 tarihli raporunda;Dosyada mevcut olan sanık ve müşteki ifadeleri, iddianame içeriği, bilirkişi raporu, ara karar ve talimat yazısındaki istem ve tekmil olunan tüm veriler heyetimizce incelenip durum değerlendirmesi yapıldığını, sanık ve tanık beyanlarından sürücünün önüne ani çıkan bir araç nedeniyle fren yaptığının anlaşıldığını, sürücü …’nin idaresindeki ticari minibüs ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde karşı yönden gelen kurallara aykırı olarak önüne doğru ani dönüş yapan araca çarpmamak için ani fren yapmasıyla meydana gelen olayda kusuru olmadığını, müşteki yolcu … ticari minibüste ücretini ödedikten sonra yerine oturmak üzere aracın arka kısmına doğru gittiği sırada sürücünün ani fren yapmasıyla dengesini kaybedip araç içerisine düşmesi neticesinde gerçekleşen olayda kendi can güvenliğini temin edecek şekilde sıkıca tutunmamış olup dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketi sebebiyle tali kusurlu olduğunu, sanık ve tanık beyanlarından sürücü …’nin seyrederken olay mahalline geldiğinde karşı yönden gelen ve aniden önüne doğru kurallara aykırı olarak dönüş yapan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeniyle ani fren yapmasıyla vuku bulduğu anlaşılan olayda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı bu dönüşü olayın oluşu üzerine asli etken olduğu, sanık …’nin kusursuz olduğu, müşteki yolcu …’ın tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 07/07/2020 tarihli raporunda;Dosyada mevcut olan ifadeler, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Raporu, Bilirkişi raporu, Ceza-soruşturma dosyasının bir örneği, davacı vekili dilekçesi ile birlikte tüm veriler heyetimizce incelenip durum değerlendirmesi yapıldığında; kazanın sürücü …’nin idaresindeki minibüs ile seyri sırasında geldiği olay mahallinde seyir şeridine kısa mesafeden ve aniden çıkan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç nedeniyle fren yapması sonucu meydana geldiği, dosya içerisinde başkaca veri bulunmadığından, mevcut verilere göre; sürücü …’nin meskun mahalde gündüz vakti idaresindeki ticari minibüs ile yolcusunu aldıktan sonra seyrine devam edip geldiği olay mahallinde kurallara aykırı olarak seyir şeridini kapatacak şekilde ani dönüş yapan araca çarpmamak için ani fren yapmasıyla araç içerisinde ayakta bulunan yolcunun araç içerisinde düşmesi sonucu meydana gelen olayda kusursuz olduğu, yolcu … gündüz vakti meskun mahalde ticari minibüste yolculuk yaptığı esnada emniyetli bir şekilde tutunmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketleri ile gerçekleşen kazada kusurlu olduğu, mevcut tespitlerden sürücü …’nin seyri sırasında olay mahalline geldiğinde aniden önüne doğru kurallara aykırı olarak dönüş yapıp seyir şeridini kapatan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir araç nedeniyle ani fren yapmasıyla meydana geldiği anlaşılan olayda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı bu hareketi olayın oluşu üzerine asli etken olduğunu, sürücü …’nin kusursuz olduğu, yolcu …’ın % 20 (yüzde yirmi) derecede kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı olarak dönüş yapması olayın oluşu üzerine % 80 (yüzde seksen) derecede etken olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 30/11/2020 tarihli raporunda; Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki minibüs ile olay mahalline geldiğinde manevra ile önüne ani manevra yapan plakası ve sürücüsü belirsiz araç nedeniyle ani fren yaptığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmadığını, davacı yolcu …’ın olay mahallinde minibüs içinde ayakta bulunduğu sırada hareketlerini gerekli korunma tedbirini alarak yapması gerekirken kendi can güvenliğini tehlikeye attığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün aniden davalı sürücü idaresindeki minibüsün önüne manevra yapmaması gerekirken bu hususa riayet etmediğini, minibüsün içinde bulunan yolcunun ani fren nedeniyle düşmesine sebebiyet verdiği anlaşılmakla etken olduğunu, davalı sürücü …’ nin kusursuz olduğunu, davacı yolcu …’ ın % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğunu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı olarak dönüş yapması olayın oluşu üzerinde % 80 (yüzde seksen) oranında etken olduğu belirtilmiştir.

Mahkememizin 27/01/2021 tarihli duruşmasının 1 sayılı ara kararı gereğince Davacı vekilinin itirazları dikkate alınarak tarafların olaydaki kusur durumlarının tespiti için Sarıyer Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak İTÜ ulaştırma trafik bölümünden 3 akademisyen bilirkişiye dosya verilerek kusura ilişkin istinabe ile rapor alınmıştır.
İstanbul Teknik Üniversitesi 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından 23/04/2021 tarihli kusur raporunda (İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince) Dava dosyasında bulunan rapor ve ifadeler üzerinde yapmış oldukları inceleme sonucunda, dosyada mevcut ATK raporlarında ifade edilmiş olan kusur kanaatlerine kısmen katılmış olmalarıyla birlikte, davalı minibüs sürücüsünün de aracı hareket halinde iken yolcudan para toplaması, yolcuların can güvenliğini ve kendi dikkatini de dağıtması nedeniyle trafik güvenliğini tehlikeye atan bir unsur olduğunu, bu davranışı nedeniyle davalı sürücü …’nin %10 oranında tali kusurlu olduğunu, davacı yolcu …’ın hareket halindeki minibüste ayakta dolaşması ve bu sırada uygun biçimde tutunmayarak kendisinin ve diğer yolcuların can güvenliğini tehlikeye atmış olması nedenleriyle %20 oranında tali kusurlu olduğunu, kaza mahallinde karşı yönden gelip ani olarak minibüsün önüne kırdığı anlaşılan plakası belirsiz aracın kimliği belirsiz sürücüsünün %70 oranında asli etkili olduğunu, davalı minibüs sürücüsü …’nin %10 (yüzde on) oranında tali kusurlu, davacı yolcu …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında tali kusurlu, plakası ve sürücüsü belirsiz aracın minibüsün önüne ani çıkması %70 (yüzde yetmiş) oranında etkili olduğu belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alınan 07/02/2022 tarihli raporunda; Davalı Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka minibüs ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında karşı yönden gelerek kurallara aykırı olarak seyir şeridini kapatacak şekilde kontrolsüz ve ani dönüş yapan araca çarpmamak için fren yapmasıyla ayakta bulunan … isimli yolcunun tutunamayıp dengesini kaybederek araç içinde düşmesiyle meydana gelen dava konusu olayda atfı kabil kusuru olmadığını, davacı Yolcu … yolcu olarak bulunduğu ticari minibüste ayakta yolculuk yaptığı esnada, konumunu ve aracın trafikte her an fren yapabileceğini ön görüp emniyetli bir şekilde tutunarak yolculuk etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediğini, gerekli korunma tedbirini almayarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü, bu esnada aracın fren yapması ile minibüs içerisinde düşerek yaralanması ile gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğunu, mevcut verilerden anlaşılmakla sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka minibüsü ile seyri sırasında geldiği olay yerinde aniden seyir şeridine dönüş yaparak şeridini kapatan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç nedeniyle fren yapmasıyla meydana geldiği anlaşılan olayda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı bu hareketi olayın oluşu üzerine asli etken olduğunu, davalı sürücü …’ nin kusursuz olduğu, davacı yolcu …’ ın %20 (yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı olarak dönüş yapması olayın oluşu üzerine %80 (yüzde seksen) oranında etken olduğu belirtilmiştir.
Ankara Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 12/08/2020 tarihli raporunda; Hacettepe Üniversitesi Hastanesi 01.07.2020 çekim tarihli Radyoloji Sonuç Raporunda, L5 vertebra olasılıklaa transizyonel özellikte olduğu ve sakralizasyon gösterdiğini, L1 vertebra korpusu üst eklem yüzeyindeki çökme kırığı hafif dereceli (%20 çökmeye neden olduğunu) vertebra korpuslarının yükseklikleri ve dizilimleri, intervertebral disk mesafeleri, pedinküler ve görülebilen aksesuar elemanları bunun dışında normal olduğunu, her iki sakrokoksigeal eklem genişliği ve eklem yüzeyleri normal olduğunun tespit edildiğini, yahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahıstaki L1 vertebra korpusu çökme kırığı için Kas İskelet Sistemi Tablo 1.1- kategori I0 ye göre özür oranı %8 (yüzde sekiz), T8-T9 transvers proçes kırığı için Kas İskelet Sistemi Tablo 1.1- kategori II’ye göre özür oranı 8 (yüzde sekiz) olup Balthazart formülü uygulandığında kişinin engel oranı; %15 (yüzde on beş) olarak hesaplandığını, …’ın 19.12.2018 tarihli yaralanması neticesinde; kişinin özür oranı %15 (yüzde on beş) olduğunu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 1 (bir) ay süre ile bakıcıya ihtiyaç duyduğu belirtilmiştir.
Aktüer Bilirkişiden alınan 01/04/2022 tarihli raporda; hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant kullanıldığını, 01.01.1962 doğumlu …’ın olay tarihi olan 19.12.2018 tarihinde 56 yıl 11 ay 14 gün yani 57 yaşında olduğunu, TRH 2010 Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresi 23,40 yıl yani 23 yıl 4 ay 26 gün olduğunu, buna göre …’ın muhtemel yaşam süresinin 15.05.2042 tarihine kadar devam edeceği varsayıldığını, davacı yolcu …’ın kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusuruna göre hesaplama yapıldığı, davacı adına yapılacak zarar hesabından SGK ödemesi indirimi yapılmayacağını, söz konusu kazaya ilişkin hasar dosyasının incelenmesinde davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine hangi tarihte başvurusunun tebliğ edildiği bilgisinin bulunmadığını, 13.12.2019 tarihli ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında davacının evli olduğu aylık kazancının bulunmadığının belirtildiği dosyada davacının aylık kazancının asgari ücretin üzerinde olduğuna dair belge bulunmadığı, davacı adına yapılacak tazminat hesabında davacının aylık kazancının Asgari Ücret olduğu (agi: evli) kabul edilerek hesaplamaya gidileceğini, davacının geçici iş göremezlik zararının 9.782,42 TL olduğunu, davacının Sürekli İş Gücü Kaybı Zararı : İşlemiş Devre Kazançları (Bilinen Dönem) : rapor tarihinde bilinen en son asgari ücretin devre sonu olan 31.12.2022 tarihine kadar olan dönem bilinen dönem olarak adlandırıldığını, işleyecek devre kazançları (Bilinmeyen Dönem): İşlemiş devre gelirlerinin sonundan başlayarak davacının yukarıda “İnceleme” bölümünde tespit edilen muhtemel bakiye ömür süresinin sonuna kadar olan dönemde elde edeceği varsayılan gelirlerinden oluşacağını, davacı …’ın 2022 yılı 60 yaş sonrası emeklilik döneminde yani pasif dönem içinde olduğu ve sadece pasif dönem hesabı yapılacağını, işlemiş dönemin sonundan davacının muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar devam edeceği kabul edilen bilinmeyen dönemde ise; yerleşik yargı içtihatları uyarınca davacının bilinen son kazancı olan 2022 yılı net asgari ücret 4.253,40 TL (2022 yılı itibariyle asgari ücretten agi uygulamasının kaldırıldığı) üzerinden hesaplanacak olup 2022 yılı sonundan, davacının muhtemel yaşam süresi sonu olan 15.05.2042’ye kadar her yıl için ayrı ayrı %10 artırımlı ve %10 iskonto yöntemi uygulanacağını, İşlemiş ve İşleyecek Devre Gelirleri Toplamı:(126.995,37 TL + 988.915,50 TL)= 1.115.910,87 TL davacının işlemiş ve işleyecek devre gelirlerine, ortalama bakiye ömür süresi, %15 oranında işgücü kayıp oranı ve %20 kusur indirimi ile beraber işgücü kaybı nedeni ile tazminat tutarının; İşlemiş ve İşleyecek İş Gücü Kusur Oranı İnd. Toplam Tazminat Devre Gelirleri Kaybı Oranı (%20) Tutarı 1.115.910,87 TL 15,0% 80,0% 133.909,30 TL, Geçici Bakıcı Gideri Hesabı : Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 12.08.2020 tarih ve 1150 sayılı raporunda, davacı …’ın 19.12.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay olduğu tespit edildiğini, Yargıtay kararları gereğince Bakıcı Giderleri hesabında Brüt Asgari Ücret üzerinden hesap yapılması gerektiği görüşü de dikkate alınarak hesaplama yapılacağını, geçici bakıcı giderinin 1.919,78 TL olduğu, kusur raporuna göre Davalı sürücü …’nin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğu tespit edildiğini, davalılardan (işleten, sürücü ve … plakalı aracın ZMSS sigorta şirketi) tazminat talep edemeyeceğini, mahkemenin aksi kanaatten olması durumuna yönelik hesaplama yapıldığını, bu durumda davacı …’ın; geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 9.782,42 TL olduğunu, sürekli işgöremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 133.909,30 TL olduğunu, geçici Bakıcı giderinden kaynaklanan alacak tutarının ise 1.919,78 TL olduğunu, kaza tarihinde (19.12.2018) davalı sigorta şirketinin ZMSS poliçesi ölüm-sakatlanma klozu teminat limit tutarının 390.000,00 TL olduğunu, mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın; sigorta şirketine başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası (başvuru/ihbar tebliğ tarihi dosyada mevcut olmadığından) temerrüde düşme tarihinden itibaren yasal faiz (talep gibi) yürütülerek diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Dava, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigorta poliçesi ile sigortaladığı aracın sebebiyet verdiği yaralamalı kaza nedeni ile açılan maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir (2918 sayılı KTK m. 85,91,97, 109, 110 vd; TBK m. 53 vd).
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca, mutlak ticari dava sayılır. TTK m. 5 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
2918 sayılı KTK’da ZMMS sigortası ile ilgili ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz (8 iş günü) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar (m. 99). Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. Bedensel zarar meydana gelmesi durumunda daimi veya geçici iş göremezlik nedeni ile tazminat talep edilebilir (TBK m. 54, 55). Ayrıca yasal koşulların oluşması halinde kaza nedeniyle ölüm veya yaralanma halinde manevi tazminat talep edilebilir (TBK m. 56).
ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan kaza sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketi azami poliçe teminat limiti dahilinde, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır (11 H.D. 09/06/2003, 2003/269 E, 2003/6111 K,).
Borçlar Kanunu 56. maddesi düzenlemesine göre de bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda zarar gören manevi tazminat isteyebilecektir.
Dava ve talep, cevap, tedavi belgeleri, kaza tutanakları, ATK raporları, cevabi yazılar, bilirkişi raporları toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı …’nin maliki ve işleteni, davalı …’nin sürücüsü olduğu davalı sigorta şirketine 25/01/2018 başlangıç, 25/01/2019 bitiş tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın karıştığı 19/12/018 tarihli trafik kazasında davalı sürücü …’nin kullandıı minibüs ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında karşı yönden gelerek kurallara aykırı olarak seyir şeridini kapatacak şekilde kontrolsüz ve ani dönüş yapan araca çarpmamak için fren yapmasıyla ayakta bulunan … isimli yolcunun tutunamayıp dengesini kaybederek araç içinde düşmesiyle meydana gelen dava konusu olayda davalı sürücüye atfı kabil kusuru olmadığı, davacı Yolcu … yolcu olarak bulunduğu ticari minibüste ayakta yolculuk yaptığı esnada, konumunu ve aracın trafikte her an fren yapabileceğini ön görüp emniyetli bir şekilde tutunarak yolculuk etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, gerekli korunma tedbirini almayarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, bu esnada aracın fren yapması ile minibüs içerisinde düşerek yaralanması ile gerçekleşen kazada tali kusurlu olduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki minibüsü ile seyri sırasında geldiği olay yerinde aniden seyir şeridine dönüş yaparak şeridini kapatan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç nedeniyle fren yapmasıyla meydana geldiği anlaşılan olayda plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı bu hareketi olayın oluşu üzerine asli etken olduğunu, davalı sürücü …’ nin kusursuz olduğu, davacı yolcu …’ ın %20 (yüzde yirmi ) oranında kusurlu olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen sürücünün kurallara aykırı olarak dönüş yapması olayın oluşu üzerine %80 (yüzde seksen) oranında etken olduğu kazadan dolayı davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alındığında, şahıstaki L1 vertebra korpusu çökme kırığı için Kas İskelet Sistemi Tablo 1.1- kategori I0 ye göre özür oranı %8 (yüzde sekiz), T8-T9 transvers proçes kırığı için Kas İskelet Sistemi Tablo 1.1- kategori II’ye göre özür oranı 8 (yüzde sekiz) olup Balthazart formülü uygulandığında kişinin engel oranı; %15 (yüzde on beş) olarak hesaplandığını, …’ın 19.12.2018 tarihli yaralanması neticesinde; kişinin özür oranı %15 (yüzde on beş) olduğunu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 1 (bir) ay süre ile bakıcıya ihtiyaç duyar şekilde yaralandığı 01.01.1962 doğumlu …’ın olay tarihi olan 19.12.2018 tarihinde 56 yıl 11 ay 14 gün yani 57 yaşında olduğunu, TRH 2010 Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel yaşam süresi 23,40 yıl yani 23 yıl 4 ay 26 gün olduğu, Yolcu … gündüz vakti meskun mahalde ticari minibüste yolculuk yaptığı esnada emniyetli bir şekilde tutunmayarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareketleri ile gerçekleşen kazada kusurlu %20 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın; geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 9.782,42 TL olduğunu, sürekli işgöremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 133.909,30 TL olduğunu, geçici Bakıcı giderinden kaynaklanan alacak tutarının ise 1.919,78 TL olduğunu, kaza tarihinde (19.12.2018) davalı sigorta şirketinin ZMSS poliçesi ölüm-sakatlanma klozu teminat limit tutarının 390.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Olaydaki kusur durumu bakımından davalılar araç sürücüsü ve işleteni … ve … yönünden davalı sürücüyü yüzde yüz kusurlu bulan dava öncesi bilirkişi raporu dışındaki yargılama esnasında tespit edilen Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi üç kişilik bilirkişi kurulu Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alınan kusur raporlarına itibar edilmesi gerekmiştir.
Davalı sürücü ve işletenin olayda kusuru olmadığı anlaşılmakla araç sürücüsü ve malikine yönelik maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketinin 25/11/2019 tarihli yazısı ile kaza ile ilgili davacı tarafından yapılan başvurunun 16/09/2019 tarihinde şirket kayıtlarına alındığının bildirildiği, davanın ise 09/10/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Kanunun 82/1. maddesine göre, Karayollarında meydana gelecek trafik kazalarına hemen el konmasını, ölü ve yaralıların taşınmasını veya yaralıların tedavisini veya sanıkların yakalanmasını sağlamak için, a) Kaza yerinden geçmekte olan veya kazaya karışmış bulunan araçların sürücüleri kaza mahallinde ilk yardım önlemlerini almaya ve en yakın zabıtaya veya sağlık kuruluşuna haber vermeye ve yetkililerin talebi üzerine yaralıları en yakın sağlık kuruluşuna götürmeye zorunludur.’
Davalının yaralanmasının ayakta yolcu alınması nedeniyle ve sigortalı araç dışında başka bir araç sürücüsünün asli kusurlu davranışı nedeniyle kazanın dava konus u olan sigortalı aracın içerisinde ayaktaki yolcu hakkında gerçekleştiği, dava öncesi davacı tarafından davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, sigortalı araç sürücüsünün yüzde yüz kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporunun başvuru dilekçesinde belirtildiği ve bilirkişi raporuna yönelik davalı sigorta şirketinin süresinde itirazına ilişkin bir belge ibraz edilmediği gibi başvuru dilekçesinin davalı sigorta şirketinin dava öncesi 16/09/2019 tarihinde kayıtlarına alındığının davalı sigorta şirketince bildirildiği, bu yönüyle sigorta şirketinin tek başına sorumlu olduğu ve diğer davalılarla sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğunun birlikte uygulanmaması gerektiği anlaşılmıştır.
Öte taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 82/1. maddesi gereğince yaralamalı kaza tespit tutanağının trafik ekipleri tarafından düzenlenmesi bakımından sigortalı davalı sürücü tarafından gereğine tevessül edilmediği ve trafik kazası tespit tutanağının kaza sonrası sürücü hata ya da kast ile düzenlenemediğinin anlaşılması karşısında; kaza sonrası trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmesi ve olay yerinde gerekli önlemlerin alınmasına ilişkin hukuki sorumluluğun davalı sürücü tarafından yerine getirilmediği, davalı sürücüsünün kusurundan davalı işletenin 2918 sayılı Kanun’un 85/son maddesi gereğince sorumlu olduğu, Sigorta Poliçesi’nin açıklama bölümünde işletenin aracın işletilmesinden doğan zararların hukuki sorumluluğunu karşılamakla davalı sigorta şirketinin zorunlu sigorta limitine kadar teminat altına aldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle aktüer bilirkişinin 01/04/2022 tarihli raporundaki davacının maluliyet oranı (% 15) ve davacının kusursuz olduğuna ilişkin yapılan (yüzde yirmi indirilmeksizin) hesaplamaya nazaran; bu aşamada davalı Sigorta şirketine yönünden teminat limiti ile sınırlı olmak üzere maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile bu aşamada davacının sürekli iş göremezlik tazminatı 100,00 TL’nin, geçici iş göremezlik tazminatı 100,00 TL nin, geçici bakıcı gideri 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden ise (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihi olan arabuluculuk son tutanak düzenleme tarihi olan 16/09/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A.MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN
1-Davalılar … ve … hakkında açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Davalı Sigorta şirketine yönünde maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacının sürekli iş göremezlik tazminatı 100,00 TL’nin, geçici iş göremezlik tazminatı 100,00 TL nin, geçici bakıcı gideri 100,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden ise (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihi olan arabuluculuk son tutanak düzenleme tarihi olan 16/09/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmasına,
Maddi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 171,80 TL harç ile fazla alınan 91,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden 300,00 TL vekalet ücretinin davalı Sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
B.MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
Manevi tazminat yönünden alınması gereken 80,70 TL harcın davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14. maddleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalı Sompo Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan toplam 222,60 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.800,00 TL, Adli Tıp fatura ücreti:1.636,80 TL, davetiye, müzekkere tebligat gideri: 855,90 TL olmak üzere toplam 4.292,70 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.430,90 TL’nin davalı Sompo Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022