Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/561 E. 2022/20 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/561 Esas – 2022/20
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/561 Esas
KARAR NO : 2022/20

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketin üstlendiğini, davalı şirket bünyesinde çalışan işçilerden Bülent Saikaplan’ın işten çıkarılması nedeni ile müvekkili aleyhine açılan Ankara … Mahkemesi’nin … esas … sayılı kararının infaz için başlatılan Ankara … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında dava dışı işçiye 51.096,46 TL ödeme yapıldığını, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalının işçi alacaklarından sorumlu olduğu iddiası ile kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak, Ankara … Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyası, Ankara … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 26/10/2020 tarihli raporda; davalının son işveren olduğunu, ancak dava dışı işçinin dava dışı şirketler nezdinde çalışmalarının da bulunduğunu, kıdem tazminatından tüm işverenlerin işçiyi çalıştırdıkları dönemle sorumlu olacaklarını, ihbar tazminatı ve ücretli izin tazminatından ise son işveren sıfatı ile davalının sorumlu olacağını, dava dışı işçinin davalı nezdindeki çalışma süresi gözetildiğinde davalıdan rücuen tahsili talep edilebilecek miktarın 30.961,39 TL olduğunu, ödeme evrakının dosyada bulunmadığını bildirmiştir. Tahsilat makbuzu dosyaya alındıktan sonra alınan 26/05/2021 tarihli ek raporda davalının sorumlu tutulabileceği ödeme miktarının 30.961,39 TL olduğunu bildirmiştir. Kök ve ek rapor oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalı ile yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, şartnamenin 2.5 maddesinde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu, bu sözleşme gereği hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı ödemenin tamamından davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, işçinin dava dışı şirketler nezdinde de çalışmalarının bulunduğu, kıdem tazminatından davalı dahil tüm işverenlerin işçiyi çalıştırdıkları dönemle sorumlu olacakları, ihbar tazminatı ve ücretli izin tazminatından ise son işveren sıfatı ile davalının sorumlu olacağı gözetildiğinde bilirkişinin yaptığı hesaplama üzerinden davalının sorumlu olduğu miktarın 30.961,39 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalı nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, bu miktarın davalının iş mahkemesi dosyasında taraf olduğu gözetildiğinde ödeme tarihinden (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
30.961,39 TL rücuen tazminatın 04/10/2019 ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli olan 2.114,97 TL harçtan peşin alınan 872,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.242,37 TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul red oranına göre belirlenen 799,84 TL’sinin davalıdan bakiye kısmın davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddedilen miktar üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 971,10 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 588,43 TL ile 872,60 TL peşin harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Karar kesinleştiğinde gider avansı iade edilmeden dosya arasında bulunan Ankara … Mahkemesi’nin … esas ve Ankara … Dairesi’nin … esas sayılı dosyalarının iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022