Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/551 E. 2021/744 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/551 Esas
KARAR NO : 2021/744

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/07/2012
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketlerin üstlendiğini, davalı şirketler bünyesinde çalışan işçilerden …’un sözleşmesinin feshinden sonra … 3. İş Mahkemesi’nin … karar sayılı davası neticesinde … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takibe başlandığını, dava dışı işçiye bir kısmının teminat mektubunun paraya çevrilmesi suretiyle bir kısmının peşin olarak toplam 15.223,38 TL ödeme yapıldığını, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ilişkin işçi alacaklarından sorumlu oldukları iddiası ile kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, yargılama sırasında davalılar … şirketi ve davalı … şirketi aleyhine açılan davaları takip etmediklerini bildirmiş, HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca bu davalılar aleyhine açılmış davaların açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, müteselsil sorumluluğun söz konusu olmadığını, işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, temerrüte düşürülmediklerini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … şirket vekili, cevap dilekçesi vermemiş, aşamalardaki beyanlarında davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkin olduğu görüldü.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, … 3. İş Mahkemesi’nin …. karar sayılı dosyası, … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen 09/04/2015 tarihli kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 23. HD …. karar sayılı ilamı ile, hükme esas alınan bilirkişi raporunda iş mahkemesi kararından ayrılarak ayrı bir hesap yapılmasının yapılan ödeme gözetilerek uygun olmadığı kanaati ile kararın bozularak mahkememize gönderilmesine karar verilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamından sonra hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 27/10/2020 tarihli raporda; dava dışı işçinin davalılar nezdide alıştığı dönemlerle sınırlı olmak kaydı ile hesaplama yapılarak, dava dışı işçinin davalı … şirketinde çalışmadığını, bu davalıdan talep edilebilecek miktar bulunmadığını, 537,89 TL’nin davalı … şirketinden, 1.673,06 TL rücuen alacağın davalı … şirketinden, 1.161,57 TL’nin davalı … şirketinden, 1.204,47 TL’nin davalı … şirketinden, 425,69 TL’nin davalı … şirketinden, 2.725,73 TL’nin davalı … … şirketinden, 99,00 TL’nin davalı … şirketinden, 99,00 TL’nin davalı … şirketinden, 1.785,26 TL’nin davalı … şirketinden, 5.086,03 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden (kendi aralarında müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile) talep edilebileceğini belirtilmiştir. Rapor oluşa, bozma ilamına ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında Hizmet Alım Sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere sözleşme ve şartnamelerden bir kısmında işçi alacaklarından sorumluluğun davalılarda olduğunun açıkça hükme bağlandığı, çalıştırılan işçilerden Hüseyin Ozan’a emeklilik nedeni ile kıdem tazminatı talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar dava dışı işçinin …-… iş ortaklığında çalıştığı döneme ilişkin sözleşmelerde … şirketinin imza ve kaşesi bulunmamakta ise de, SGK tescilinde ortaklık adına çalıştığının belirlenmesi karşısında iş ortaklığı gereği davalıların kendi aralarında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilmiştir. Yine son işyeri olarak … şirketinin sözleşmesi bulunmakta ise de, SGK tescili ile çıkış bildirgesi gözetilerek son işveren de …-… iş ortaklığı kabul edilmiş, bu davalılar iş ve dış ilişkide müştereken ve müteselsilen sorumlu kabul edilmişlerdir. Bu husus bozma gerekçesi de yapılmamıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, davalı … şirketinde davalı çalışmasının bulunmadığı, bu hali ile davalıdan rücuen tazminat talep edilemeyeceği, bu davalı yönünden açılan davanın takipsiz bırakıldığı ve bu davalı aleyhine açılan davanın HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, yine davalılardan … şirketi aleyhine açılan davanın da takipsiz bırakıldığı ve HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalılardan … şirketi ile davacı arasındaki sözleşme ve şartnameler sunulmadığından, işçilik alacaklarından kimin sorumlu tutulacağına dair açık bir hükmün bulunup bulunmadığının tespit edilemediği, bu hali ile bu dönemler itibari ile hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemelerden asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı birlikte sorumlu olduğu ve davalının yarı oranında sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır.
Diğer davalılar ile davacı arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunduğu, bu sözleşmeler gereği hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemenin tamamından davalıların sorumlu oldukları değerlendirilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, iş mahkemesi dosyasında davadan ihbar olunan sıfatı ile haberdar olduklarından ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş, bu tarih itibari ile işleyecek (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalı … şirketi aleyhine açılan davanın 17/09/2019 tarihi itibari ile, davalı … şirketi aleyhine açılan davanın 09/04/2021 tarihi itibari ile HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 1.673,06 TL rücuen alacağın davalı … şirketinden, 1.161,57 TL’nin davalı … şirketinden, 1.204,47 TL’nin davalı … şirketinden, 425,69 TL’nin davalı … şirketinden, 2.725,73 TL’nin davalı … … şirketinden, 99,00 TL’nin davalı … şirketinden, 99,00 TL’nin davalı … şirketinden, 1.785,26 TL’nin davalı … şirketinden, 5.086,03 TL’nin davalılar … ve … şirketlerinden (kendi aralarında müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile) ödeme tarihi 10/08/2011 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli olan 974,09 TL harçtan peşin alınan 226,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 747,99 TL harcın 87,76 TL’sinin davalı … şirketinden, 60,92 TL’sinin davalı … şirketinden, 63,18 TL’sinin davalı … şirketinden, 22,32 TL’sinin davalı … şirketinden, 142,98 TL’sinin davalı … … şirketinden, 5,19 TL’sinin davalı … şirketinden, 5,19 TL’sinin davalı … şirketinden, 93,64 TL’sinin davalı … şirketinden, 266,78 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinden 478,69 TL’sinin davalı … şirketinden, 332,35 TL’sinin davalı … şirketinden, 344,62 TL’sinin davalı … şirketinden, 121,80 TL’sinin davalı … şirketinden, 779,88 TL’sinin davalı … … şirketinden, 28,33 TL’sinin davalı … şirketinden, 28,33 TL’sinin davalı … şirketinden, 510,80 TL’sinin davalı … şirketinden, 1.455,21 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davacı tarafça bozmadan önce ve sonra yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.333,95 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 2.186,22 TL ile 226,10 TL peşin harcın 283,03 TL’sinin davalı … şirketinden, 196,50 TL’sinin davalı … şirketinden, 203,76 TL’sinin davalı … şirketinden, 72,01 TL’sinin davalı … şirketinden, 461,11 TL’sinin davalı … … şirketinden, 16,75 TL’sinin davalı … şirketinden, 16,75 TL’sinin davalı … şirketinden, 302,01 TL’sinin davalı … şirketinden, 860,40 TL’sinin davalılar … ve … şirketlerinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Karar kesinleştiğinde icra dosyası ile iş dosyasının mahalline iadesine,
Dair; davacı ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]