Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/810 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/542
KARAR NO : 2021/810

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
K. YAZIM TARİHİ : 15/12/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili Bankanın Ostim Ticari Şubesi ile dava dışı … Boya Paz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında Kredi Sözleşmesi akdedilmiş olup sözleşmeye dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamak sureti ile asıl borçlu gibi borcun ödenmemesinden doğan sorumluluğu üstlendiğini, davalı şirket tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek kendisine … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide ve tebliğ edildiğini, hesabın kat’ı sonucu bankanın uyguladığı temerrüt faizi oranının sözleşme maddelerine ve bankanın faiz oranları ile ilgili genelgelerine uygun olduğunu, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine borçlu kefilleri hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına kayden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının dosyaya vaki itirazı üzerine dava şartı olan arabuluculuk müessesesine başvuru yapılmış olmasına karşın bir sonuç alınamadığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, kredinin geri dönüşü konusundaki edimlerin yerine getirilmemesinden kefillerin de sorumlu olacağının açık olduğunu, bu bakımdan davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Dava dilekçesinde dava dışı … Boya Paz. İnş. Taah. Turizm ve Tic. Ltd. Şti.nin davacı banka ile imzalamış olduğu kredi sözleşmelerine müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak imzalayan müvekkilinin şirket adına doğan borçlar nedeniyle sorumlu olduğunu iddia ettiğini, yasal düzenlemede davacı bankanın borçluların geciken borçlarının kat edilerek borçtan sorumlu kişilere ihtarname ile bildirilmesi gerektiği ve sonra da takip yapılması gerektiğinin, ihtarnamede kat edilen borçların ödeme günlerinin Ocak 2019 olduğunun görüldüğünü, bu ihtarnameye dayalı olarak icra takibine konu edilen borcun ise 25.01.2018 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, bu tarihte şirket ortaklarının …olduğunu, zira müvekkili şirketin ortaklıktan ayrıldıktan sonra Bülent Yıldırımın şirket ortağı olarak alındığını, yeni şirket yapısına uygun olarak 25.01.2018 günü ortakların kefil olarak imzaladıkları kredi sözleşmesinin yapıldığını, müvekkilinin bu sözleşmede kefil olarak bulunmadığını, yine davacı Bankanın dava dışı … Boya Ltd. Şti. ile imzaladığı ödeme planı bulunduğunu, bu ödeme planında da kredinin açılış tarihinin 20.40.20108 olduğunu ve ödemelerin 27.05.2018 tarihinde başladığını, müvekkilinin şirket ortaklığından 25.05.2016 tarihinde ayrıldığını, bu suretle garantörlük ve avalistliğinin sona erdiğini, müvekkilinin 2015 yılında kefil olarak imzalamış olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan o tarihten itibaren devam ede gelen bir borcun söz konusu olmadığını, hal böyle iken müvekkilinin dava konusu borçtan kefil olarak sorumlu tutulamayacağını, Bankacılık kanunu ve kredi kullandırılmasına ilişkin Yönetmelikte teamül olarak uygulanan yöntemde son imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine göre kredi kullandırılmasının asıl olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin 2015 yılındaki kefil olarak imzaladığı sözleşmenin değil son imzalanan kredi sözleşmesine kefil olanların sorumluluğunun bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin kefil olarak sorumlu tutulamayacağını, icra takibine ve davaya dayanak edilen ihtarnamede alacak kalemlerinin doğrudan borçlanma senedine ve rotatif krediye dayalı olduğunun görüldüğünü, her iki kredi türünün de 6 ay içerisinde ödenmesi gereken krediler olduğunu, veya müşteriye çek veya senet ile ödeme sunulmuş ise en fazla 1 yıla uzanan ödeme vadesi yapıldığını, müvekkilinin 2016 yılı Mayıs ayında şirketten ayrıldığı nazara alındığında 2 yıl sonra ödenmeye başlayan bir borcun söz konusu olduğunu, bu kredi türlerinde de kullanılmadan önce müşterek ve müteselsil kefillerin olurlarının alınması gerektiğini, böyle bir işlemin de söz konusu olmadığını, borcun 2018 yılında doğduğunu ve bu tarihte müvekkilinin şirket ortağı olmadığından bu nedenle eş muvafakatinin dava konusu olayda gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddi ile, müvekkili lehine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını ve yeniden arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Davacı vekili tarafından taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstreleri, geri ödeme planı, faiz oranlarını gösterir kayıtlar, arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmiştir.
Getirtilen Ankara … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının T…. Bankası T.A.O, borçlunun … olduğu, alacaklının genel kredi sözleşmesine dayanarak kullandırılan kredilerden kaynaklanan, 4100240707 nolu kredi için: 616,06 TL asıl alacak, 12.906,58 TL kat öncesi işlemiş faiz, 686,76 TL temerrüt faizi, 63,61 TL BSMV olmak üzere toplam 14.273,01 TL; 4100014726 nolu kredi için 350.000,00 TL asıl alacak, 13.270,83 TL kat öncesi işlemiş faiz, 18.579,17 TL temerrüt faizi, 1.592,50 TL BSMV olmak üzere toplam 383.696,22 TL; 4100200124 nolu kredi için 75.000,00 TL asıl alacak, 2.483,75 TL kat öncesi işlemiş faiz, 341,26 TL BSMV, 1.333,70 TL masraf olmak üzere toplam 79.518,71 TL; olarak toplamda 481.469,19 TL alacağın, asıl alacak tutarlarına tablolarda belirtilen oranlarda işleyecek faizi ile birlikte tahsili tahsili yönünde ilamsız takip yaptığı, davalı borçluya usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile, davalının kefaletinin sona erdiğini, borcunun bulunmadığını belirterek borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, böylece takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bankacı bilirkişi düzenlediği rapor-ek raporunda sonuç olarak; Davacı bankanın icra takip tarihi itibariyle 425.616,06 TL asıl alacak, 22.404,22 TL kat öncesi işlemiş faiz, 19.265,93 TL temerrüt faizi, 1.988,52 TL BSMV, 1.333,70 TL masraf olmak üzere toplam 470.608,43 TL alacağının olduğunu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğini belirtmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak asıl borçluya kullandırılan ticari kredilerden kaynaklanan alacağa istinaden yapılan ilamsız icra takibine, davalı kefilin borca-fer’ilerine itiraz etmesi nedeniyle İ.İ.K’nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, hesap ekstreleri, hesap kat ihtarnamesi, icra dosyası, bankacı bilirkişi raporu-ek raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Boya Paz. İnş.San. Tic. Ltd. Şti. arasında 07.04.2015 tarihli, 5.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi davalı …’ın 7.500.000 TL limit dahilinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşmeye istinaden asıl borçluya taksitli ticari krediler kredileri kullandırıldığı, kefaletle ilgili TBK’nun 581 vd. maddelerinde belirtilen yasal şekil şartı ve geçerlilik koşullarına uyulduğu, davalının sözleşme tarihinde borçlu şirket ortağı olduğundan eş rızasına gerek bulunmadığı, asıl borçlunun borcunu zamanında ödememesi üzerine asıl borçlu ve kefile kendisine Beşiktaş 26. Noterliğinin 31.01.2019 tarih ve 07796 yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalı kefile 04.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 1 günlük ödeme süresinin bitimi itibariyle davalının 06.02.2019 tarihinde temerrüde düştüğü, gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçildiği, ancak davalı kefilin borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davacı bankanın ise eldeki dava ile, borçlunun itirazının iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında; imzalanan kredi sözleşmesi, asıl borçlu şirkete kredi kullandırılması, davalının kefaleti yönlerinden anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; takibe konu alacağın davalı kefilin imzaladığı sözleşmeye ilişkin olup olmadığı, kefalet koşullarının bulunup bulunmadığı, davalı kefilin takipte talep edilen nakdi asıl alacak ve fer’ileri nedeniyle borcunun bulunup bulunmadığı ile miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davalı vekilinin itirazında ve cevap dilekçesinde belirttiği iddiaların değerlendirilmesinde; Davalı kefil, dava dışı asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında akdedilen 07.04.2015 tarihli 5.000.000 TL limitli Kredi Genel Sözleşmesine 7.500.000 TL limitle müteselsil kefil olmuştur. Kefalet akdi; kefalet tarihi, kefalet limiti ve kefaletin müteselsil olduğu hususları kefilin el yazısı ile yazılmak suretiyle Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olarak tesis edilmiş, davalının şirket ortağı olması nedeniyle eş muvafakati alınmasına yasal olarak gerek kalmamıştır. Takibe konu kredilerden: (4100240707) nolu borçlu cari hesap kredisi 31.07.2017, (4100014726) nolu borçlu cari hesap kredisi 13.04.2015, (4100200124) nolu borçlu cari hesap kredisi 31.03.2017, tarihlerinde kullandırılmış olup, kredilerden kaynaklı borçların ödenmemesi üzerine ise takip hesaplarına aktarılmıştır. Söz konusu takibe konu kredilerin kullandırıldığı tarihlerde, davalının kefaletinin bulunmadığı 31.10.2017 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi henüz akdedilmemiş olup, her üç kredi de davalının kefaletinin bulunduğu 07.04.2015 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırılmıştır. İtiraz ve davaya cevap dilekçesinde yer almakla birlikte, davacı şirket ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında Ocak/2018 tarihinde akdedilmiş bir sözleşme bulunmamakta olup, 31.10.2017 tarihli sözleşme limiti 25.04.2018 tarihinde artırılmıştır. Bu nedenle, takibe konu kredilerin Ocak/2018 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığı yönündeki davalının iddiası yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce alınan bankacı bilirkişi rapor-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce alınan, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor-ek raporda yapılan hesaplamaya ve sözleşme hükümlerine göre, belirlenen borç kefalet limitini aşmadığından davalı kefilin belirlenen miktardan sorumluluğunun bulunduğu, takip tarihi itibariyle davalının asıl borçluya kullandırılan kredilerden kaynaklanan,(takipte istenen taleple bağlı kalınanarak) 425.616,06 TL asıl alacak, 22.404,22 TL kat öncesi işlemiş faiz, 19.265,93 TL temerrüt faizi, 1.988,52 TL BSMV, 1.333,70 TL masraf olmak üzere toplam 470.608,43 TL borcunun olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davalının itirazının kısmen haksız olduğu anlaşıldığından tüm dosya kapsamı ve bankacı bilirkişi raporu-ek raporu esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile; Davalının Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 425.616,06 TL asıl alacak, 22.404,22 TL kat öncesi işlemiş faiz, 19.265,93 TL temerrüt faizi, 1.988,52 TL BSMV, 1.333,70 TL masraf olmak üzere toplam 470.608,43 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine; Kredi borcunun son ödeme tarihinde ödenmemesi, ihtarname keşide edilerek buna göre icra takibi yapılmasına rağmen davalının likit olan borca haksız olarak itirazda bulunduğu belirlenmekle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince asıl alacağın %20’si oranında 94.121,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden, reddedilen kısma yönelik davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 425.616,06 TL asıl alacak, 22.404,22 TL kat öncesi işlemiş faiz, 19.265,93 TL temerrüt faizi, 1.988,52 TL BSMV, 1.333,70 TL masraf olmak üzere toplam 470.608,43 TL alacağa yönelik itirazının iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %39 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 94.121,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden, reddedilen kısma yönelik davalının tazminat talebinin reddine,
Alınması gereken 32.147,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen 1.809,20 TL yargılama giderinin 1.754,92 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen 11,00 TL yargılama giderinin 0,33 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-10,14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin, davadaki haklılık durumuna göre 1.280,40 TL’sinin davalıdan, 39,60 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 40.580,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]