Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/539 E. 2022/512 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/539
KARAR NO : 2022/512

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2019
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin olduğunu, ticari ilişkiye istinaden 31.12.2018 tarihli Seri A 134815 sıra no’lu faturanın düzenlendiğini ve bu faturaya dav: irket tarafından itiraz edilmediğini, borcun varlığının reddolunmadığını, davalı yanın herhangi bir ödemede bulunmadığını, ödememeye ilişkin çeşitli nedenlerin iddia edildiğini, alacağın tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası — icra takibi başlatıldığını ancak davalın itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlandığını, açıl nedenlerle; itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK.m.4/2 uyarınca dava değeri 100,00 Bin Türk Lirasının altında olan davalar basit yargılama usulüne tabi olduğunu, oysa itirazın iptali istenen alacak iddiası, 151.249,26 TL olduğunu, Yazılı yargılama usulüne tabi olan davanın, tensip zaptının 2 nolu kararıyla, basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilmesi doğru olmadığını, taraflar arasında imzalanan 08.01.2018 tarihli münhasır distribütörlük sözleşmesinin feshinden doğan tazminat alacakları ile aynı sözleşmenin 1 nci maddesinde yazılı teknik yeterliliklere aykırı mal tesliminden doğan zararları ve cari hesap hatalarından doğan alacakları davacının iddia ettiği alacağından takas ve mahsubunu talep ettiklerini, taraflar arasındaki ilişki, TTK nın 89 ncu maddesinde düzenlenen cari hesap ilişkisi olduğunu, öngörülen yazılı şekil şartı taraflar arasındaki yazılı sözleşmeyle yerine getirildiğini, yargıtay ve doktrinde kabul edildiği gibi cari hesap ilişkisine göre çalışmak isteyen taraflar, özel bir cari hesap sözleşmesi yapabilecekleri gibi aralarındaki sözleşmeye cari hesap düzenine göre çalışacaklarına dair bir şart da koyabileceklerini, müvekkili firma ile … İnstitut Ltd. Şti. arasında 08.01.2018 tarihinde … tohumlarının, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde satılması hakkında 5 yıl süreli münhasır tek satıcılık (distribütörlük) sözleşmesi imzalandığını, Sözleşmedeki münhasırlık yetkisi Türkiye topraklarıyla sınırlı olmakla birlikte, Müvekkilinin firma tarafından yurtdışına yapılan spot satışlarda da uygulandığını, huzurdaki davaya konu alacak iddiası da yurtdışı satışına dayandığını, uyuşmazlık, faturaya konu mısırı tohumlarının, davacı üretici tarafından taahhüt edilen teknik yeterliliklere uygun olmamasından kaynaklandığını, bu durum, … Gümrük Müdürlüğü tarafından yaptırılan analizler sırasında teslim edilmiş ve müşteri malı kabul etmediğini, Davacının ayıplı mal sevkiyatı nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümleri uygulanması gerektiğini,
KARŞI DAVA; Karşı dava ile ilgili zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, Karşı davaya konu taleplerle ilgili olarak Ankara Arabuluculuk Bürosuna, 2019/14953 numaralı dosya üzerinden 28.10.2019 tarihinde başvurulduğunu, müvekkili ile davacı arasındaki münhasır distribütörlük sözleşmesi hükümlerinden doğan hakları uyarınca, davacıdan olan alacaklarının öncelikle takibe konu alacaktan takas ve mahsubu ve aşkın alacaklarını davalıdan tahsil edilmesi maksadıyla, … … Tarım Üretim Turizm Taşımacılık Gıda Pazarlama TİC Ltd Şti. olarak, 6100 sayılı HMK.nın 132 ve 133 ncü maddeleri gereğince, davacı … İnstitut Tarım Ürn Oto San ve Tic Ltd Şti.’ne yönelik karşı davalarını süresi içinde ikame ettiklerini, Karşı Davalı, yukarıda yazılı uyuşmazlığı bahane ederek 2019 yılında mal teslimi yapmadığını, bayi ve çiftçilere doğrudan tohum satışı yaparak Sözleşmenin 1nci maddesindeki münhasırlık bölgesinde Alıcı dışında herhangi bir başka tarafa satış yapılması yasağını ihlal ettiğini, Karşı Davalıya gönderilen 01.03.2019 tarihli yazıyla, ürünlerin sevk tarihleri talep edilmesine karşın sessiz kalmış, takip eden süreç içinde ise Müvekkilini devre dışı bırakarak 2019 yılı satışlarını kendisi yaptığını, 22.04.2019 tarihli ihtarnameyle eylemine son vermesi ve siparişleri sevk etmesi talep edilerek ifaya davet edilmesine karşın verilen süre içinde de mal teslimi yapmadığını, Karşı Davalı bu süre içinde Sözleşmenin feshi konusunda herhangi bir tasarrufta da bulunmadığını, taraflar arasındaki Tek Satıcılık Sözleşmesi, ifasına başlanmış sürekli edimli bir sözleşme olduğunu, borçlu temerrüdünün sonuçları TBK nın 126 ncı maddesinde özel olarak düzenlendiğini, taraflar arasındaki Sözleşme 5 yıl için akdedildiğini, Sözleşmeye göre Müvekkilinin ilk yıl için 18.000 Torba mal alması bu rakamın, takip eden her yıl için % 15 oranında artırması gerektiğini, tüm bu nedenlerle Takip konusu fatura nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitiyle asıl davanın reddine, takibin iptaline ve %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; Likit olmayan alacak ve tazminat miktarının tam olarak belirlenmesinin teknik inceleme ve hesaplamayı gerektirmesi ve bunun müvekkilinden beklenemeyecek mahiyette karışık olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak ikame ettikleri karşı davalarının kabul edilerek tek Satıcılık Sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle maruz kaldıkları müspet zararlarının hesaplanarak, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik 60.000 TL zararlarına karşı davalıdan alınarak, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, sözleşme teminatı olarak Davacı – Karşı Davalıya verilen 30.03.2018 tanzim, 30.01.2019 vade, keşidecisi Timuçin Demir ve lehdarı … İnstitut Tarım Ürn.Ltd.Şti. olan 1.000.000 TL bedelli teminat senedinin iptaline, Yapılacak bilirkişi incelemesiyle cari hesaba girilen hatalı fatura bedellerinin düzeltilmesi ve karşı davalının ayıplı mal göndermesinden kaynaklanan tahsilat zararının tazmin edilmesi suretiyle tespit edilerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik 60.000 TL nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte karşı davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVA CEVAP; Davalı karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin sözleşme şartlarına riayet etmediği ve davalı karşı davacının haklı feshi iddiasıyla alacak ve tazminat ile uğranılan zarar taleplerinde bulunmuşsa da söz konusu iddiaların ve taleplerin taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, davalı/karşı davacı taraf arabuluculuk süreci sonuçlanmadan eldeki davayı açmış, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğini, dava şartlarının, davanın açıldığı anda var olması gerektiğinden ve davanın açıldığı anda arabuluculuk süreci sonuçlanmadığından davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava da yetkili mahkeme, davalının ticaret sicili adresinin bulunduğu yer olan Gölbaşı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, iş bu dava itirazın iptali davası olduğunu, itirazın iptali davasına karşılık karşı dava olarak iş bu alacak ve tazminat davası açılamayacağını, karşı tarafın dava davası zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, tüm bu nedenlerle yukarıda belirtilen nedenlerle tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla borçlunun haksız olan itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra-inkâr tazminatı ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, Karşı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk son tutanakları,
-Ankara …İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyası,
-Fatura ve Sevk İrsaliyesi,
-Ankara ….Noterliğininn …. yevmiye no.lu ihtarnamesi,
-Taraflar arasında imzalanmış 08/01/2018 tarihli sözleşme,
-Taraf tanık beyanları,
-Davalı şirketin dava dışı ….. firması ile imza edilmiş sözleşme,
-Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi, Gölbaşı Vergi dairesinin yazı ve ekleri,
-15/04/2022 günlü bilirkişi heyet raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Asıl dava, ödenmeyen cari hesap alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Karşı dava ise, sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı/karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili ile davalı şirket arasında ki gereği cari hesaplarda görünen müvekkilinin davalıdan 151.249,26,TL alacağı için ihtarname keşide edilip ödenmemesi üzerine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası İle icra takibi başlatıldığını ancak davalın itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili ise taraflar arasında 5 yıl süreli tek satıcılık sözleşmesi imzalandığı, uyuşmazlığın, davacının dayandığı fatura alacağına konu müvekkili firma tarafından davacıdan tedarik edilerek … uyruklu … LLP şirketine ihraç edilen 22.000 kg (1158 torba) Hibrit Mısır Tohumunun müşteri tarafından yapılan analiz sonucunda çimlenme oranının düşük olması ve sözleşmeye aykırı olması nedeniyle müşterinin malı kabul etmediğini, ancak müşterinin dostane çözüm öneresi olarak minimum %96 çimlenme değerine sahip ürün sevk edilerek eldeki ürünlerin ortalama çimlenme değerinin yükseltilmesinin teklif edildiğini, bu nedenle müvekkiline peşin ödenecek kısmın ödenmediğini, müşterinin önerisinin davacı ile görüşülerek analizlerin ortalamasını yükseltecek asgari %96 çimlenme ortalamasına sahip bir miktar daha gönderilerek toplam çimlenme ortalamasının yükseltilmesi hususunda mutabık kalındığını, ancak davacının elinde yüksek çimlenme oranına sahip ürün bulunmadığı yeni üretimin fabrikadan çıkışının beklendiğini ifade ederek edimini yerine getirmeyi ertelediğini, bu hususta davacıya gönderilen 01.03.2019 tarihli yazıda çimlenme oranını yükseltecek yeni partinin ne zaman gönderileceği hususunda bilgi ve 2019 sevk tarihi istendiğini, ancak davacının dönüş yapmadığını, davacının dostane çözümü bir türlü hayata geçirmemesi nedeniyle müşterinin müvekkilinden 25.000 USD gümrük ve nakliye masrafını makine satışı sözleşmesinden doğan borcundan mahsup ettiğini, müvekkilinin zarara uğratıldığını, yine 2018 yılı içinde yurt içine satılan ürünlerde de sorunlar yaşandığını, davacının ayıplı mal sevkiyatı nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümleri uygulanması gerektiğini, ayrıca davacının tek satıcılık sözleşmesini ihlal ederek doğrudan satışlar yaparak müvekkilini zarara uğrattığını, 28.10.2019 tarihli ihtarname ile tek satıcılık sözleşmesinin feshedildiğini belirterek ;
Asıl davanın reddine, takibin iptali ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
Tek satıcılık sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle maruz kalınan müspet zararın hesaplanarak fazlaya ilişkin hakla saklı tutularak şimdilik 60.000,00.TL. zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine,
Sözleşme teminatı olarak davacı-karşı davalıya verilen 30.03.2018 tanzim, 30.01.2019 vade, keşidecisi Timuçin Demir lehdarı davacı şirket olan 1.000.000.TL. bedelli teminat senedinin iptaline,
Yapılacak bilirkişi incelemesi ile cari hesaba giren hatalı fatura bedellerinin düzeltilmesi ve karşı davalının ayıplı mal göndermesinden kaynaklanan tahsilat zararının tazmin edilmesi suretiyle tespit edilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 60.000,00.TL.nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini karşı dava ve talep etmiştir.
Taraflar tacirdir. Davacı-karşı davalı satıcı, davalı-karşı davacı alıcıdır.
Davacı şirketin davalı şirket ile yaptığı 5 yıllık tek satıcılık sözleşmesi kapsamında, 31.12.2018 tarihli, 134815 sıra nolu, hibrit mısır tohumu açıklamalı KDV dahil 150.540,00 TL lik ve açık fatura ile 1158 torba mısır tohumu satıldığı anlaşılmakta olup tarafların bu hususta ihtilafı yoktur.
Uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır.
Fatura içeriğinde çeşit adı belirtilmemiştir.
Taraflar arasında 08.01.2018 tarihli imzalanmış 1(bir) sayfalık sözleşmenin; Türkiye Cumhuriyeti topraklarında … tohumluk mısırlarının münhasır distribütörlüğü hakkında Anlaşma … Ankara (bundan böyle “Satıcı” olarak anılacaktır) ve Tina Tarım Ltd.Şti. (bundan böyle “Alıcı”olarak anılacaktır) Bu sözleşme, her pazarlama sezonu sonrasında fesih olasılığı ile 5 yıllık bir süre için anlaşma sağlandığını belirtmektedir. Sözleşme, Alıcının söz konusu sözleşmenin 2. Maddesi’ndeki yükümlülüklerini yerine getirmesi durumunda otomatik olarak uzatılır.
1. Satıcının Yükümlülükleri: Satıcı, her pazarlama sezonunda en geç 15 Mart tarihine kadar, siparişi verilen tohumlukları paketlemeli ve tüm sertifikalarıyla birlikte dağıtımı için hazırlamalıdır. Satıcı, mevcut pazarlama sezonu mısır tohumluklarını Alıcı dışında herhangi bir başka tarafa satmayacaktır. Satıcı, fitopatolojik olarak sağlıklı, çimlenmesi min. %90, saflığı min %99, nemi max. %13 olan tohumları, Maxim (üretimi iki yılı geçmemiş) ile ilaçlayarak Alıcıya teslim edecektir. Satıcı, bahsi geçen tohumluk kalite şartlarını yerine getirerek, tohum kalitesi ile ilgili başka herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Satıcı, tohumları kendi masrafları ile (her parti mal en az 1200 torba olmak kaydı ile) Alıcı tarafından bildirilen yere teslim edecektir.
2. Alıcının Yükümlülükleri: Alıcı, her pazarlama sezonu için en az 18.000 torba tohumluk mısırı (50.000 adet/torba) satıcıdan satın alacaktır. Alıcı, cari yılın 08 Ocak tarihine kadar Satıcı’ya tohumluk siparişini verir. Alıcı, malların faturalandırıldığı cari yılda satılan tohumluk için Satıcıya olan yükümlülüğünün en az %90’ını, en geç 10 ay sonra ödemelidir. Alıcının söz konusu anlaşmanın seyri boyunca, bir sonraki dönemde Türkiye distribütörlüğünü getirmesi ve yıllık satın alım miktarını, başlangıç miktarına( 18.000 torba) göre her yıl en az %15 artırması gerekmektedir. Aksi takdirde söz konusu sözleşme otomatik olarak feshedilecek, geçerliliğini yitirecek ve Alıcı, … mısır tohumluklarının münhasır distribütörü olmaktan vazgeçmiş olacaktır. Ortak hükümler: Alıcının satış fiyatı, her pazarlama sezonu için özel bir ekte belirlenecektir. Satıcı, Alıcıya en azından %20 kazanç için yeterli yer bırakacak şekilde, yani satın alma fiyatından en az %20 daha yüksek bir fiyata satabilmeleri için, Alıcıya adil kurallara uygun olarak bir fiyat teklifinde bulunacaktır. Taraflar arasında anlaşmazlık olması durumunda, öncelikle taraflar sorunu birlikte çözmeye çalışır. Bunda başarısız olunursa, yetkili mahkeme Ankara’daki ticari mahkemelerdir.” Şeklinde düzenlenmiş olduğu,
Davacı karşı davalı şirketin, davalı karşı davacı şirket adına düzenlemiş olduğu 1 adet kağıt fatura sureti ile sevk irsaliyesinin; a) 1 adet 31.12.2018 tarihli, 134815 sıra nolu, hibrit mısır tohumu açıklamalı KDV dahil 150.540,00 TL lik ve açık fatura şeklinde düzenlendiği,
Sevk irsaliyesinin 04.10.2018 tarihli, 133612 nolu, 22.000 kg hibrit mısır tohumu açıklamalı, teslim edenin …, teslim alanın … şeklinde olduğu,
Davaya konu kağıt fatura ve fatura içeriklerine davalı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi yukarıda 14 üncü maddede arz ve izah edildiği üzere ilgili vergi dairesine mal ve hizmet alınmış olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır.

Mahkememiz tarafından görevlendirilen ve tarafların ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu 15/04/2022 tarihinde SMMM bilirkişisi …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;
Asıl dava yönünden yapılan incelemede; “…Taraflara ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu, HMK ve TTK’ya uygun olduğu,
Taraflar arasında “Türkiye Cumhuriyeti topraklarında … tohumluk mısırlarının münhasır distribütörlüğüne ilişkin olarak davacı/karşı davalının satıcı, davalı/karşı davacının alıcı olduğu, özellikleri belirtilen mısır tohumlarının, her pazarlama sezonu sonrasında fesih olasılığı ile 5 yıllık bir süre için alıcı dışında bir başka tarafa satılmayacağının taahhüdünü” havi 08.01.2018 tarihli sözleşme yapıldığı,
Davacı/karşı davalı tarafından , davalı/karşı davacıya dava konu 31.12.2018 tarihli, 134815 sıra nolu, hibrit mısır tohumu açıklamalı KDV dahil 150.540,00 TL lik açık fatura düzenlendiği,
Davaya konu fatura ve fatura içeriklerine davalı/karşı davacı şirketin 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı gibi yukarıda 14 üncü maddede ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere faturaların form/Ba beyanlarının verilmiş olduğu,
Davacı/karşı davalı şirket yevmiye defterinde kayıtlı, bir sonraki aya/yıla devir borç miktarı ile Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kayıtlı 1 adet e-arşiv faturaya bağlı/bakiyeli 151.249,26 TL bedelli asıl alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu, ancak yukarıda 7/b maddesinde ayrıntılı olarak arz ve izah edildiği üzere davalı/karşı davacı şirketin yevmiye defterinde kayıtlı bir sonraki aya/yıla devir rakamı olan 150.540,00 TL ile farklılık gösterdiği, fark miktarının (151.249,26 TL – 150.540,00 TL =) 709,26 TL olduğu, anılan farkın davacı şirketin 610.233,60 TL lik virman hesap işlemesi detaylarından kaynaklanabileceğinin düşünüldüğü, açık bir şekilde farkın nereden kaynaklandığının tespitinin yapılamadığı,
Davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalıdan alınan ve müşteri … uyruklu … LLP şirketine satılan hibrit mısır tohumluklarının müşteri tarafından yaptırılan analizlerinde sözleşmeye aykırı/ayıplı olması nedeniyle kabul edilmediği ve bu nedenle zarara uğradığı savunularak davacı/karşı davalıya borçlu bulunulmadığının savunulduğu,
Dosya kapsamına nazaran eldeki bilgi ve belgelere göre hangi çeşit tohumluktan ne kadarının ayıplı ya da gizli ayıplı olduğu hususlarında kesin bir hüküm vermenin mümkün olamadığı,
Davalı/karşı davacının müşterisi tarafından … Tarımsal İnceleme A.Ş.’ye yaptırılan analizde anılan hibrit mısır tohumluklarının sözleşmeye aykırı (çimlenme oranın düşük) olduğu belirlenmesi üzerine davalı/karşı davacıya gönderdiği 07.11.2018 tarihli yazı ile anılan hybrit tohumlarının belirlenen saflık ve çimlenme değerini karşılamadığı ve malı kabul etmediğinin bildirildiği,
Mahkemece anılan analize itibar edilmesi halinde hibrit mısır tohumluklarındaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu,
Davalı/karşı davacı tarafından davacı/karşı davalıya gönderilen 01.03.2019 tarihli faks mesajında “tarafımızdan yurt dışına gönderilmiş olan firmanıza ait 1158 torba hibrit mısır tohumluğuna ait gümrükte yapılan çimlenme analizleri olumsuz çıkmış olup, ürünler hakkında daha önce tarafınıza şifahi olarak da bildirim yapılmıştır…” denildiği, bu faks mesajının ayıp ihbarı niteliğinde olduğu,
Bu noktada 07.11.2018 tarihli yazı ile tohumlukların ayıplı olduğunun öğrenilmesi karşısında yaklaşık 4 ay kadar sonra 01.03.2019 tarihinde yapılan ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı yahut ayıbın kabul edilmiş sayılıp sayılmayacağı hususu hukuki yorum gerektirdiğinden bu hususta nihai takdirin mahkemeye ait olduğu,
Mahkemece davalı/karşı davacı tarafça ayıbın kabul edilmiş sayılacağının ve davacının alacağını talep edebileceğinin kabul edilmesi halinde; davacı/karşı davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız icra takibi çerçevesinde 29.04.2019 takip tarihi itibarıyla davalı/karşı davacıdan;150.540,00 TL asıl alacak, 1.125,96 TL işlemiş faiz= 151.665,96 TL toplam alacağının bulunduğu” bildirilmiştir.

Karşı dava yönünden yapılan incelemede; “…Karşı davada tek satıcılık sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle maruz kalınan müspet zarar ile ayıplı mal gönderilmesinden kaynaklanan tahsilat zararının tazmininin talep edildiği, taraflar arasında imzalanan 08.01.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmeye aykırılık halinde veya sözleşmenin feshi halinde ne tür bir yaptırım uygulanacağı hususunda bir hükme tesadüf edilmediği, mahkemece, davacı/karşı davalının ayıplı tohumluk vermesi nedeniyle davalı/karşı davacının oluşan zararlarını talep edebileceğinin kabul edilmesi halinde;
Yurt içi satışlardaki anılan tohumlukların çimlenme oranına ilişkin aldırılmış analiz raporuna ve bu hususta hangi çeşit ne kadar ürünün ayıplı bulunduğuna dair aldırılmış bir tespit raporuna rastlanmadığı gibi davacıya ayıp ihbarında bulunulduğuna dair bir kayda da rastlanmadığı,
Mevcut dosya kapsamındaki belgelere nazaran davacının iddia ettiği zararlarının sağlıklı biçimde denetlenmesi ve hesaplanmasının mümkün olmadığı ” bildirilmiştir. Rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.

6102 sayılı TTK’nun 23/c fıkrasında; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir.
Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.
Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fikrası uygulanır.
6098 sayılı TBK’nun 219. Maddesinde; Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
6098 sayılı TBK’nun 222. Maddesinde; Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir.
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur.

6098 sayılı TBK’nun 223. Maddesinde; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır”. Hükmü bulunmaktadır.
Toplanan delillere göre; Asıl dava, ödenmeyen cari hesap alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Karşı dava ise, sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır.
Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı şirketin davalı şirket ile yaptığı 5 yıllık tek satıcılık sözleşmesi kapsamında, 31.12.2018 tarihli, 134815 sıra nolu, hibrit mısır tohumu açıklamalı KDV dahil 150.540,00 TL lik ve açık fatura ile 1158 torba mısır tohumu satıldığı anlaşılmakta olup tarafların bu hususta ihtilafı yoktur.
Uyuşmazlık davacı satıcının ürettiği mısır tohumlarının ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamındaki muhtelif belgelerin ve tanıkların beyanları incelenerek yürürlükteki mevzuat da göz önünde bulundurularak söz konusu tohumların ayıplı olup olmadığı yönünde yapılan araştırmada bilirkişilerce düzenlenen raporda özetle;
Davacı … İnstitut Tarım Ltd.Şti. nin … … Tarım Üretim.. Tic. Ltd. Şti. aracılığı ile … … LLP şirketine sattığı tohumlar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü tarafından analiz edilerek sertifika düzenlediği anlaşılmaktadır. Sertifika düzenlenmesi “Tahıl tohumu sertifikasyonu ve pazarlaması yönetmeliği” nin ilgili maddeleri kapsamında yapılmaktadır.
Yönetmeliğin 9. Maddesinde ürünün parti numarasının belirlenmesi; 9.madde; (1) Tohumluk partileri TR.00.KKKK.NNNN biçiminde numaralandırılır. Numaralandırmada;
a) TR: Ülke kodunu,
b) 00: Tohumluğun üretildiği ilin plaka numarasını,
c) YY:Tohumluğun üretildiği yılın son iki rakamını,
ç) KKKK: TTSM tarafından verilen üretici kod numarasını,
d) NNNN : Tohumluğun parti sıra numarasını,
MADDE 11 – ………….
(10) Sertifikalandırılan ve bir yıl içinde satılmayan stoktaki sertifikalı tohumluklar için satışa arz edilmeden önce çimlenme analizi yapılır, tohumluk analiz raporu düzenlenir ve düşünceler kısmına sertifikayı düzenleyen kuruluşun ismi ve “….. tarih ve …. sayılı sertifika ile birlikte geçerlidir” ibaresi yazılır. Denilmektedir.
Davacı … şirketinin dosyada sunduğu 7 adet sertifika mevcut olduğu, Sertifikaların detaylı incelemesi sonucunda;
Tablo 1:
Sıra No- Sertifika Çeşit adı – Miktarı Kg- Parti No- Çimlenme tarihi – Oranı % –
1- 05.03.2018 Valbom 40.000 TR 26.17.1422.201811 97
2- 16.03.2018 Valbom 13.500 TR 26.17.1422.201812 99
3-19.03.2018 …-678 17.000 TR 00.00.1422.201801 90
4- 06.04.2018 Valbom 40.000 TR 00.00.1422.201814 96
5- 30.03.2018 Valbom 40.000 TR 00.00.1422.201813 96
6- 25.04.2018 Valbom 40.000 TR 00.00.1422.201815 91
7- 06.04.2017 … 34.000 TR 42.16.1422.4000 94

Tablo 1 de belirtilen 1 ve 2. Sıradaki Valbom çeşitleri 2017 yılı ürünü oldukları çimlenme kabiliyetlerinin standartlara uygun olduğu, yine aynı tablonun 4. 5. ve 6. Sırasındaki Valbom çeşitleri de hangi yıla ait olmadığı belli olmamakla birlikte belirlenen standartlara uygun oldukları sertifikalardan anlaşıldığı, (Tahıl tohumu sertifikasyonu ve pazarlaması yönetmeliği” 11. Maddesinin 10. Fıkrasında belirtildiği üzere tohumluklar sertifikalandırıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmaz ise tekrar analize tabi tutularak sertifikalandırılır.) Bu nedenle üretim yılının belli olmaması sorun teşkil etmediği,
Tablo 1 de 3. Sıradaki … 678 çeşidi de hangi yılın ürünü olduğu belli olmamakla birlikte standartlara uygun olduğu, ancak davalı firma … 616 çeşidini satmadığını davalı/karşı davalı ise sattığı beyan ettiği, dosya muhteviyatında ki 7 adet sertifikaların içinde … 616 çeşidine ait sertifika bulunmadığı, farklı bir çeşit olan … 678 çeşidi için düzenlenmiş sertifika dosyaya konulduğu, Sertifikasız tohumluğun piyasaya arz edilmesi mevzuata göre mümkün olmadığı, ihtimalen sertifikanın olduğu ancak dosyaya sunulmadığı,
Tablo 1 deki 7. sırada … çeşidi için düzenlenen sertifika incelendiğinde ürünün/tohumluğun 2016 yılı ürünü olduğu ve 06.04. 2017 tarihinde sertifikalandırıldığı, davacı … İnstitut Tarım.. Ltd.Şti. nin davalı/karşı davalı firma … … Tarım Üretim.. Tic. Ltd. Şti.ne satış yaptığı tarih ise 31.12.2018 tarihi olduğu, bu durumda bir yıl kuralı aşılmış olduğu, (Yönetmeliğin 11. Maddesi 10. Fıkrası),
Dosya muhteviyatı kapsamında … çeşidine ait başkaca sertifika bulunmadığına göre söz konusu tohumluğun kesin olmamakla birlikte çimlenme oranında düşme ihtimalinin olduğu, sertifika ile fatura tarihleri arasında yaklaşık 21 ay sürenin bulunduğu, halbuki bu sürenin bir yılı aşmaması gerektiği,
Tohumun saklama şartları yaşama süresini büyük ölçüde etkileceği, saklamada esas, tohumun çimlenme kabiliyetini kaybetmemesi olduğu,
Saklama süresi; bitki türlerine, tohumun olgunlaşma derecesine, yapılan ön işleme, tohumun çimlenme değeri ve rutubet içeriğine, saklama ortamının sıcaklık, rutubet ve ışık başta olmak üzere ortam koşullarına, böcek ve mantar zararları ve depolama tarzına göre değişeceği, genellikle nişastaca zengin tohumlar, yağ ve reçinece zengin tohumlardan daha çabuk çimlenme kabiliyetlerini kaybedeceği,
Davacı … çeşidi tohumu sattığını kabul ettiği, dosya muhteviyatında sunduğu analiz sertifikası ise mevzuata uygun olmadığı, Sertifikanın geçerlilik süresi bir yıl ile sınırlandırılmıştır. Bu nedenle 9.000 kg. … çeşidinin çimlenme oranının düşmüş olma ihtimalinin olduğu, … firmasına ait yazıda da … çeşidinin çimlenme oranı % 70 olarak bildirildiği iddia edildiği,
Faturalandırmada hangi çeşitlerin hangi miktarlarda olduğu bilinmediğinden kesin zarar oranını tespit etmenin mümkün olamayacağı, yani hangi çeşitten ne kadar satıldığı anlaşılmadığı, bu hususta taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, eldeki bilgi ve belgelere göre hangi çeşit tohumluktan ne kadarının ayıplı ya da gizli ayıplı olduğu hususlarında kesin bir hüküm vermenin mümkün olamayacağı,
Somut olayda; davalının müşterisi tarafından … Tarımsal İnceleme A.Ş.’ye yaptırılan analizde anılan hibrit mısır tohumluklarının sözleşmeye aykırı (çimlenme oranın düşük) olduğu belirlendiği, bunun üzerine … uyruklu müşteri tarafından davalıya gönderilen 07.11.2018 tarihli yazısında 05.10.2018 tarihli faturayla sevk edilen 6000 kg … 616, 5000 kg … ve 9000 kg VALBOM hybrit tohumlarının belirlenen saflık ve çimlenme değerini karşılamadığı ve bu nedenle malı kabul etmedikleri bildirilmiştir.
Hibrit mısır tohumluklarındaki ayıbın, olağan gözden geçirmeyle tespit edilebilecek bir ayıp olmadığı, ancak bir takım laboratuvar analizleri sonucu ortaya çıkarılabilecek bir ayıp olduğundan söz konusu ayıbın gizli ayıp olduğu anlaşılmaktadır.
TBK’nun 223/II maddesi hükmü uyarınca gizli ayıbın ortaya çıkması halinde hemen ayıp ihbarının yapılması gerekmektedir.
Yine TTK’nun 18/3 maddesinde “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” Hükmü düzenlenmiştir. Her ne kadar ayıp ihbarının herhangi bir şekle bağlı olmadığı yönünden Yargıtay kararları bulunduğu gibi TTK’nun 18/3 maddesine göre yapılması gerektiğini öngören Yargıtay kararları bulunmaktadır.
Dosya kapsamında davalı tarafından davacıya gönderilen 01.03.2019 tarihli faks mesajında ise “tarafımızdan yurt dışına gönderilmiş olan firmanıza ait 1158 torba hibrit mısır tohumluğuna ait gümrükte yapılan çimlenme analizleri olumsuz çıkmış olup, ürünler hakkında daha önce tarafınıza şifahi olarak da bildirim yapılmıştır…” denilmiştir. Bu noktada 07.11.2018 tarihli yazı ile tohumların ayıplı olduğunun öğrenilmesi karşısında yaklaşık 4 ay kadar sonra 01.03.2019 tarihinde yapılan ayıp ihbarının 6098 sayılı TBK’nun 223. Maddesinde belirtilen; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır” hükmü gereğince ayıp ihbarının tacir olan davalı-karşı davacı tarafından süresinde yapılmadığı mahkememizce değerlendirildiğinden, yapılan bu ayıp ihbarının davaya konu fatura yönünden süresinde olmadığı, TTK 23/c maddesinde öngörülen sürelere riayet edilmediği derhal bildirim şartının yerine getirilmediği davalı/karşı davacı tarafça ayıbın kabul edilmiş sayılacağından ve davacının alacağını talep edebileceği değerlendirildiğinden, davalı şirketin yevmiye defteri ile de uyumlu olduğu tespit edilen muavin defter cari hesabının; 2017 yılından nakli yekünlü devrettiği ve 01.01.2018 – 31.12.2018 tarihleri arasında 23 adet yevmiye kaydının (borç-alacak) yapıldığı ve davaya konu faturanın 31.12.2018 tarihli 1812313001 yevmiye fiş numaralı şekli ile alacak kaydının yapılmış olduğu ve 320 Satıcılar Hesabı 320.BO1 Alt Cari Hesabın bir sonraki aya/yıla devir alacak bakiyesinin 150.540,00 TL olduğu ve davacı defterlerindeki 151.249,26 TL alacak kaydı nedeniyle arada 709.26 TL miktar yönünden uyumsuzluk söz konusu olduğundan davalı defterlerindeki kayıtlı 150.540,00 TL tutarındaki alacağa itibar edilmiştir. Buna göre davacı alacağı 150.540,00 TL olduğu ve davacı tarafından davalıya Ankara 21. Noterliği’nden keşide edilen 09.04.2019 tarih ve 04506 yevmiye numaralı “151.249,26.TL. borcun ticari faizi ile birlikte 15.04.2019 tarihine kadar ödenmesi” ihtarını havi ihtarname davalı çalışanı imzasına 11.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nden başlatılan … E. sayılı ilamsız icra takibi ise 29.04.2019 tarihinde başlatıldığı buna göre 15.04.2019 ödeme (temerrüt) tarihi ile 29.04.2019 tarihi arasındaki 14 günlük süre yönünden işlemiş faiz hesabı yapılmıştır. İlgili tarihte (3095 sayılı kanun 2/2 mad.) avans faiz oranı %19,50’dir. 150.540,00 TL x %19,50 x 14 / 365 = 1.125,96 TL işlemiş faiz alacağının olduğu ve Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ilamsız icra takibi çerçevesinde 29.04.2019 takip tarihi itibarıyla davalıdan; 150.540,00 TL asıl alacak, 1.125,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 151.665,96 TL toplam alacağı bulunduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren taraflar arasındaki ilişkinin TTK’ dan kaynaklanması nedeniyle avans oranında temerrüt faizi uygulanması gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.

Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede; Mahkememizce 22.11.2021 tarihli duruşmada 4 nolu ara kararla; 1.000.000.TL.lık senedin iptali talebi yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve mahkememizin 2021/722 esasına kaydedilen dosyada “Davacı vekilinin 28/12/2020 tarihli celsenin 3 numaralı ara kararıyla, karşı dava dilekçesinin 2-b maddesinde belirttiği 1.000,000,00-TL değerindeki senedinin iptali yönünündeki talebi bakımından süresi içerisinde eksik peşin harcının yatırılmadığı, davacıya 492 sayılı Harçlar Kanunun 30 ve 32. Maddesi uyarınca müteakip işlemleri devam edilmeyeceği ve 6100 sayılı HMK nun 150 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılacağı, buna müteakip de davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edildiği anlaşılmakla, senedin iptali yönündeki davanın 12.01.2021 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına ve 12.04.2021 tarihi itibariyle de davanın açılmamış sayılmasına, karar verilmiş ve Tarafların Kararı İstinaf Etmemesi Üzerine hüküm, 12/04/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Davalı karşı davacı vekili tarafından taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu savunulmuş ise de taraflar arasında yapılmış ayrık bir cari hesap sözleşmesine rastlanılmadığı, taraflar arasında daha önce yapılmış cari hesap mutabakat belgesinin dosyaya sunulmadığı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Alıcının yükümlülükleri” başlıklı 2. Maddesinde “Alıcı malların faturalandırıldığı cari yılda satılan tohumluk için satıcıya olan yükümlülüğünü en az %90’ının engeç 10 ay sonra ödemelidir” hükmünün cari hesap sözleşmesi niteliğinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Karşı davada tek satıcılık sözleşmesinin haklı feshi nedeniyle maruz kalınan müspet zarar ile ayıplı mal gönderilmesinden kaynaklanan tahsilat zararının tazmininin talep edildiği, taraflar arasında imzalanan 08.01.2018 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmeye aykırılık halinde veya sözleşmenin feshi halinde ne tür bir yaptırım uygulanacağı hususunda bir hükme tesadüf edilmediği, davacı/karşı davalının ayıplı tohumluk vermesi nedeniyle davalı/karşı davacının oluşan zararlarını talep edilmekteyse de, dosya içerisinde davalı/karşı davacıya hitaben yazılmış; tohumların ayıplı olduğuna dair bir kısım şikayet yazıları dışında, başkaca bir delile rastlanılmadığı, yurt içi satışlardaki anılan tohumlukların çimlenme oranına ilişkin aldırılmış analiz raporuna ve bu hususta hangi çeşit ne kadar ürünün ayıplı bulunduğuna dair aldırılmış bir tespit raporuna rastlanmadığı gibi davacıya ayıp ihbarında bulunulduğuna dair bir kayda da rastlanmadığı, davalı- karşı davacının müşterisi … firması tarafından alınan analiz raporlarının bir an için geçerli olduğu değerlendirilse dahi bu tür bir ayıbın bulunduğu hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağından ayıp ihbarının tacir olan davalı-karşı davacı tarafından süresinde yapılmadığı mahkememizce değerlendirildiğinden, mevcut karşı dava kapsamına nazaran davalı/karşı davacının iddia ettiği zararlarını ispatlayacak bir delil sunmadığı değerlendirilmiş ve karşı davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Asıl davanın kısmen kabulüne; Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 150.540,00-TL asıl alacak ve 1.125,96-TL işlemiş faizle ilgili borçlu itarızının iptali ile takipten itibaren asıl alacağı işleyecek yıllık avans faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20 si oranında 30.108,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 10.360,30 TL harçtan peşin alınan 1.844,53 TL harcın mahsubu ile eksik 8.515,77 TL harcın davalı – karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Davacı – karşı davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 18.358,27 -TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalı …ne verilmesine,
Davalı – karşı davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 1.057,98-TL vekalet ücretinin davacı – karşı davalıdan alınarak davalı – karşı davacı …ne verilmesine,
Davacı – karşı davalı tarafından peşin yatırılan 1.888,93 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen ve aşağıda dökümü yapılan 3.723,35 -TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 3.686,11 TL yargılama giderinin davalı – karşı davacıdan alınarak davacı – karşı davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalı …nden alınarak hazineye gelir kaydına,
Karşı davanın reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.049,30 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.968,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı- karşı davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 15.350,00-TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacı …’nden alınarak davacı-karşı davalı …’ne verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalı – karşı davacı …nden alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20.06.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet harcı 6,40 TL
Talimat giderleri 250,00 TL
Tebligat ve müzekkere giderleri 466,95 TL
Bilirkişi Ücreti 3.000,00 TL
TOPLAM 3.723,35 TL