Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/537 E. 2021/618 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/537
KARAR NO : 2021/618

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/06/2007
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
K. YAZIM TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalıların yönetimde oldukları dönemde … Mühendislik Ltd. Şti ile kooperatifin inşaatı konusunda sözleşme akdettiklerini, daha sonra söz konusu işteki eksik ve kusurların tespit edildiğini, sözleşme bedeli olan 90.000-TL’nin tamamının ödendiğini, bu ödeme yapılırken 10.000-TL’lik bononun yüklenici şirketten geri alınmadığını, bedeli ödenmiş ancak geri alınmamış bu bononun dava dışı şirket tarafından üçüncü kişilere ciro edildiğini, kooperatifin cebri icra tehdidi altında işbu bonoyu ödemek zorunda kaldığını, yöneticilerin bedeli ödenmiş bonoyu geri almamaları sebebiyle kooperatifin zarara uğradığını, bu sebeplerle cebri icra tehdidi altına ödenen 10.000-TL ile eksik ve kusurlu işler bedeli olan 11.428,11-TL’nin avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … ve … cevap dilekçesinde; Genel kurul tarafından yönetimin ibra edildiğini, yönetime …, … ve … isimli kişilerin geldiğini ve mükerrer ödemenin bu dönemde yapıldığını sonradan öğrendiklerini, kendilerinin bu ödeme ile ilgilerinin bulunmadığını savunarak kendileri hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı … vekili, ödemeler sırasında verilen senetlerin alındığını fakat dava konusu senedin … Mühendislikte kaldığını, bu senet sebebiyle kooperatife zarar gelmemesi için üyelerin ısrarıyla müvekkilinin ödemeyi kendi cebinden yaptığını, davacı kooperatifin bu parayı daha sonra parça parça müvekkiline ödediğini, ödemenin yönetim kurulunun izni ve bilgisi dahilinde yapıldığını, daha sonra … Mühendislik aleyhine her türlü hukukî yola başvurulduğunu, müvekkilinin genel kurulda ibra edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: Taraf delilleri toplanmış, genel kurul kararı alınmış, sonradan denetçilerden vekalet sunulması sağlanmıştır. Kooperatif defter ve kayıtları da incelettirilmek suretiyle iki ayrı bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
İlk bilirkişi kurulu; yöneticilerin kooperatifi kasıtlı olarak zarara uğratmasının sözkonusu olmadığını bildirmiştir.
İkinci bilirkişi kurulu; davalıların, yüklenici firmanın eksik ve kusurlu işleri nedeniyle tesbit yaptırdıklarını, ihtarname keşide ettiklerini, nihayet dava açtıklarını, eksik ve ayıplı iş zararında doğrudan bağları ve kusurları olmadığını, bu kalem zarardan sorumlu olmamaları gerektiğini, mükerrer ödenen 10.000,00 TL bono bedeli için kusurlu olduklarını, ancak kimin ödemeyi yaptığının, kusurlu olduğunun tesbit edilemediğini, bu nedenle mükerrer ödenen 10.000,00 TL için müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini bildirmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda …. Karar sayılı ilamı ile; “… davalıların, yüklenici firmanın eksik ve kusurlu işleri nedeniyle tespit yaptırdıkları, ihtarname keşide ettikleri, nihayet dava açtıkları dikkate alınarak eksik ve ayıplı iş zararında kusurları olmadığı, bu kalem zarardan sorumlu olmayacakları kabul edilmiştir. 10.000,00 TL mükerrer senet ödemesi yönünden ise: Davalı … ve … cevap dilekçesinde 10.000,00 TL’lık ödemeyi kendilerinin yapmadığını, kendilerinden sonra yönetime …, … ve … isimli kişilerin geldiğini, mükerrer ödemenin onların döneminde yapıldığını yeni öğrendiklerini belirtmektedirler. Gerçekten davalı …’ın cevap dilekçesinde de, ödemenin vekillerin ve yönetim kurulunun izni ve bilgisi dahilinde yapıldığı belirtilmekle mükerrer ödemenin davalı … döneminde yapıldığı kabul edilmektedir. Bu durumda mükerrer ödemenin davalı … döneminde yapıldığı belirgindir. Açıklanan nedenle; bu zararın kimin görevde olduğu dönemde meydana geldiğinin tespit edilemediğinden bahisle tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği yönündeki bilirkişi görüşüne iştirak edilmemiş, … dışındaki davalıların bu zarardan sorumlu olmadıkları kabul edilmiştir. … ise ödediği senet bedeline rağmen senedi geri almayarak senet bedelinin üçüncü kişiye yeniden ödenmesinde kusurlu olmakla 10.000,00 TL kooperatif zararından sorumlu bulunmuştur.” gerekçesiyle “Davanın davalılardan … ve … yönünden reddine; Davanın davalı … yönünden kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin 10.05.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/12 Esas, 2018/2972 Karar sayılı ilamıyla “… Dava hukukî niteliği itibariyle, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. Kooperatif yönetim kurulu, kooperatif işlerinin yönetimi için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder (Koop. K. m.62). Yönetim kurulunun bu özen yükümlülüğüne aykırı davranması durumunda sorumluğunun doğacağı şüphesizdir. Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlülüğüne aykırılık sebebiyle doğan hukukî sorumluluğu, müteselsil bir sorumluluktur. Sorumluluğun müteselsil olarak kabul edilmesinin sebebi, Kooperatifler Kanunu’nun TTKye yapmış olduğu atıftır. Gerçekten de Kooperatifler Kanunu’nda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır (Koop. K. m.98). Dava konusu olayın gerçekleştiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK m. 336’ya göre, yönetim kurulu üyeleri kasten veya ihmal neticesinde kendilerine kanunun ve esas sözleşmenin yüklediği sair vazifeleri ihlâl ettikleri takdirde meydana gelen zarardan şirkete, ortaklara ve alacaklılara karşı kusurlarının derecesine bakılmaksızın zararın tamamından sorumlu olurlar. Böylece TTK’de kabul edilen müteselsil sorumluluk ilkesi, Koop. K. M. 98’in atfı sebebiyle kooperatifler bakımından da uygulanacaktır. Yönetim kurulu üyelerinin kusurlarının ağırlık derecesi dış ilişkide değil, ancak iç ilişkide rücu hakkı yönünden önem taşımaktadır. / Mahkemece yazılı şekilde davalı …’ın sorumluluğuna; oluşan zarardan sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira 6762 sayılı TTK’de benimsenen yönetim kurulu üyelerinin müteselsil sorumluluğu ilkesi anlamında, sorumluluğun sadece ödemeyi yapan davalı …’da olduğuna ilişkin değerlendirme hatalıdır. Dava konusu 10.000-TL’lik bononun geri alınmaması ve mükerrer olarak ödenmesine ilişkin eylemin, hangi yönetim kurulu üyelerinin görevde olduğu dönemde gerçekleştiğinin incelenmesi gerekir. Bu incelemede yönetim kurulun, söz konusu eylemde kusurlu olup olmadığı ve eylemin kooperatifi zarara uğratıp uğratmadığının da nazara alınması gerekir. / Ayrıca davalıların kooperatif genel kurulunca ibra edildikleri iddiası da söz konusudur. İbra, yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı sorumluluğunu ortadan kaldıran menfi bir borç ikrarıdır. Bu sebeple, mahkemece, ibranın kişisel ve maddi kapsamı da dikkate alınarak, davalı yönetim kurulu üyelerinin, hukuken geçerli bir şekilde ibra edilip edilmediği ve ibra sebebiyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluktan kurtulup kurtulmadıklarının araştırılması, gerekirse bu yönde bilirkişi raporu alınmak suretiyle varsa zarardan sorumlu olanların tespiti ile çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda; kooperatif uzmanı iki kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda; Davacı kooperatifin dava dışı yükleniciye 05/03/2001 vadeli senet için ödeme yapıldığı halde senet aslının alınmayarak kooperatifin zarara uğratılması işleminin gerçekleştiği 2001 yılında Yönetim Kurulu üyeliğinin davalılar …, … ve … tarafından yürütüldüğü, 2001 hesap yılının görüşüldüğü 24/03/2002 tarihli Genel Kurul’da (5) nolu kararla Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair alınan kararın karar yeter sayısı bakımından usulüne uygun olduğu, ancak ibranın geçerli sonuç doğurması için bilançonun gerçeği yansıtması ve normal bir üyenin anlayacağı açıklıkta Genel kurulun bilgilendirilmesi gerektiği, Kurula kooperatif merkezinde yerinde inceleme yapmak üzere yetki verilmediğinden, bu konuda bir tespit yapılamadığı belirtilmiştir.
Düzenlenen ek raporda ise; Taraflarca temyiz edilmeyen ” eksik işler bedelinin davalılardan talep edilemeyeceğine” ilişkin hüküm, kesinleşmiş olduğundan bir tespit yapılmadığı, bilançoda bahse konu mükerrer ödemenin yer almadığı, üyelerin mükerrer ödeme yapılmak zorunda kalındığı konusunda aydınlatılmadığı, herhangi bir açıklama yapılmadığı görüldüğünden, Genel Kurul’da alınan ibra kararının geçerli sonuç doğurmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı, mahkememizce bozmadan önce toplanan deliller ve bozmadan sonra yapılan yargılamada alınan bilirkişi heyet raporu-ek raporu da dikkate alındığında; Davacı kooperatifin dava dışı yükleniciye 05/03/2001 vadeli senet için ödeme yapıldığı halde senet aslının alınmayarak kooperatifin zarara uğratılması işleminin gerçekleştiği 2001 yılında Yönetim Kurulu üyeliğinin davalılar …, … ve … tarafından yürütüldüğü, Ankara … ATM’nin .. sayılı dosyasında verilen karar gereği, … Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında, 05/03/2001 vade tarihli senet ödenmesine rağmen icra baskısı altında yeniden ödendiği, 2001 yılında yönetim kurulu üyesi olan davalıların senet aslını müteahhit firmadan almayarak mükerrer ödenmesine sebebiyet verdiklerinden kusurlu ve sorumlu oldukları, eylemin kooperatifi zarara uğrattığı anlaşılmıştır.
İbra yönünden ise; 2001 hesap yılının görüşüldüğü 24/03/2002 tarihli Genel Kurul’da (5) nolu kararla Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair alınan kararın karar yeter sayısı bakımından usulüne uygun olduğu, ancak ibranın geçerli sonuç doğurması için bilançonun gerçeği yansıtması ve normal bir üyenin anlayacağı açıklıkta Genel kurulun bilgilendirilmesi gerektiği, 2001 hesap dönemine ilişkin Faaliyet Raporu, Denetim Raporu, 2001 yılı Bilançosu ve 2001 hesap yılı Genel Kurul Tutanaklarının incelenmesinde, bilançoda bahse konu mükerrer ödemenin yer almadığı, üyelerin mükerrer ödeme yapılmak zorunda kalındığı konusunda aydınlatılmadığı, herhangi bir açıklama yapılmadığı görüldüğünden, Genel Kurul’da alınan ibra kararının, geçerli sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır.
Belirtilen nedenlerle; (Her ne kadar her üç davalının da kusur ve sorumluluğu var ise de, diğer davalılar yönünden kararın temyiz edilmediği dikkate alınmıştır.) Davanın davalı … yönünden kısmen kabulü ile; 10.000,00 TL’nin 10.05.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir. (Kabul edilen kısımda, faiz başlangıç ve türü yönünden bozma olmadığı, eksik işler bedeli yönünden de temyiz ve bozma olmadığı görülmüştür.)
Davalılar … ve … yönünden ise; taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığı ve bu davalılar yönünden verilen önceki hükmün kesinleştiği anlaşılmakla, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın davalı … yönünden KISMEN KABULÜ İLE; 10.000,00 TL’nin 10.05.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalılar … ve … yönünden; taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığı ve bu davalılar yönünden verilen önceki hükmün kesinleştiği anlaşılmakla, yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 289,30 TL harcın mahsubu ile eksik 393,80 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 304,60 TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 6.165,75 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre 5.364,20 TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yapılan ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 48,42 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre 6,29 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.428,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
Dair; Davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]