Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/519 E. 2022/1026 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/519 Esas – 2022/1026

T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/519
KARAR NO : 2022/1026

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/02/2014
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış bulunan aracın sürücüsü davalı … …’in kusuru ile 22.03.2011 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin cismani zarar görerek işgöremez hale geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sürücü, işleten ve sigortacıdan tahsiline karar verilmesini, ayrıca; 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalı işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı sigorta şirketi vekili; müvekkilinin sigortalının kusuru ve teminat limiti dahilinde sorumlu bulunduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, zamanaşımı bulunduğunu, davacının sürekli işgöremezlik durumuna girmediğini, bu hususta Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden rapor alınması gerektiğini, davacının kazanç kaybı da bulunmadığını, SGK kayıtlarının celbi ile bu hususun araştırılması ve SGK tarafından yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini, manevi tazminat talebinden müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı işleten … … vekili; kazanın oluşumunda davacının tamamen kusurlu bulunduğunu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığını, ceza mahkemesindeki kusur tesbitini kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … … tebligata karşın davaya cevap vermemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava; davalıların sürücüsü, işleteni ve sigortacısı oldukları aracın karıştığı trafik kazasında yaya olarak cismani zarar gören davacının maddi ve manevi tazminat istekleri konusunda belirsiz alacak davasına ilişkindir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. K sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda mahkememizce “…Davanın maddi tazminat yönünden kabulüne; 27.046,53-TL’nın davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden 22.03.2011 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…”, “…Davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne; 5.000,00-TL’nın davalılar … … ve … …’den 22.03.2011 olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine…” şeklinde karar verildiği,
Davacı ve davalı sigorta şirketi vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin … K sayılı bozma ilamında belirtilen; “… Somut olayda; hükme esas alınan davacının maluliyet durumunu tespit eden Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana bilim dalından alınan bilirkişi raporu kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan tüzük hükümlerine göre düzenlendiği gibi, aynı zamanda davalı sigorta şirketi vekiline tebliğ edilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davalı sigorta şirketi vekiline bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin hesap raporu, manevi tazminatın miktarı ve faize yönelik, davalı sigorta şirketi vekilinin hesap raporuna yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir..
…” gerekçeler ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, dosya mahkememizin 2017/679 yeni esasına kaydı yapılarak, yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilip yargılamaya devam olunmuştur.
Yargıtay bozma ilamında belirtilen eksikliklerin giderilmesi için, dosya İstanbul Adli Tıp kurumuna gönderilmiş.
Adli tıp kurumunun 28/02/2020 tarihli ön raporundaki eksiklikler tamamlanmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 31/05/2021 tarih-9836 sayılı maluliyet raporunda;”…. ve … oğlu, 20.08.1994 doğumlu …’in 22.03.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul

Gr1 VII (11Bb………40)% 44
Gr1 XII(22C…………20)% 24
Balthazard formülüne göre; %57.44
E cetveline göre %50.0 (yüzdeellinoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği,
Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 4 (dört) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği..” bildirilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından 31/05/2021 tarih-9836 sayılı maluliyet raporu karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Bozma ilamından sonra Aktüerya bilirkişisi …tarafından düzenlenen 21/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”… küçük çocukların tedavisi ve iyileşmesi uzun sürmüş olup okuluna gidememiş ve yıl kaybına uğramışsa, örneğin yaşıtlarına göre okulunu bir yıl daha geç bitirecek ise, yaşama geç atılacak olmaktan dolayı bir yıllık kazanç yoksunluğu asgari ücret üzerinden hesaplanır. Ancak davacı küçüğün olay tarihinde henüz 17 yaşında olup gelir getiren bir işte çalışması söz konusu olmadığı, henüz okul çağında olduğu, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı da olmadığından küçük …’in geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Küçük … geçici iş göremezliğe hak kazanamadığından hesaplama yapılmayacaktır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18.10.2016 tarih ve 2014/8884 E., 2016/9096 K. sayılı Kararı)
Geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının bulunmadığı,
Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan toplam tazminat tutarının ise 399.771,40 TL olduğu, ancak Kaza tarihinde (2011 yılı) ZMSS poliçesi ölüm-sakatlanma klozu teminat limit tutarının 200.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bakiye poliçe teminat limiti olan (200.000,00 TL – 27.000,00 TL )= 173.000,00 TL ile sınırlı olduğu, diğer davalıların kalan kısım; (399.771,40 TL – 200.000,00 TL- 18.145,00 TL)= 181.626,40-TL’den sorumluluklarının devam ettiği,
Bakıcı gideri yönünden talepte bulunulmadığından taleple bağlılık ilkesi gereğince hesaplama yapılmadığı,..” bildirmiş, rapor dosyadaki verilere uygun olmakla rapora itibar edilmiştir.
Davalı (Eski Unvanı …. Sigorta) Unico Sigorta Vekili tarafından 07/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ve ekinde Kesin Mutabakatname, İbraname,Feragatname,Makbuz başlıklı 04/11/2016 tarihli belge sunulduğu bu belgeye göre; Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/02/2016 gün ve … K sayılı dosyası ile ilişkili Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında toplamda 37.080,00-TL ile mutabakata vardıkları ve bu bedelin ödenmesi kaydıyla 22/03/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili açılan Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. K sayılı dosyasından maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirdikleri ve davalı sigorta şirketi yönünden ibra ettikleri görüldü.
Davalı … … Vekili tarafından 31/05/2022 tarihli beyan dilekçesi ve ekinde 12/04/2016 tarihli Makbuz ve İbraname başlıklı belge sunulduğu bu belgeye göre; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1171 E, 2016/91 K sayılı ilamında diğer davalı … Sigorta A.Ş nin sorumluluğu dışında kalan ve sadece … … ve … … sorumluluğunda olan icra masrafı dahil tamamı 18.145,00-TL tarafımızca … … vekili Av. … … den tahsil edilmiştir. Yukarıda belirtilen mahkeme kararı ve devamında açılan icra dosyasından Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yukarıda belirtilen … … ve … …’den herhangi bir talepte bulunulmayacaktır şekilinde belge sundukları görüldü,
Toplanan delillere göre; Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda eksiklikler giderilmiş, davalının zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalamış olduğu aracın sigorta himaye süresi içinde kazaya karıştığı, kaza sonucu davacının vücut genel çalışma gücünden % 50 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 4 (dört) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyacak şekilde cismani zarar gördüğü, kazanın oluşumunda davacının % 75, sigortalı araç sürücüsünün ise % 25 oranında kusurlu bulunduğu, bu kusur oranı dahilinde davacının talep edebileceği maddi zararının 21/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre 399.771,40 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin teminat limiti dahilinde bakiyesinden ise diğer davalıların bu zarardan davacıya karşı sorumlu olduğu tespit edilmiş ise de; taraflardan davalı (Eski Unvanı … Sigorta) Unico Sigorta Vekili tarafından 07/11/2022 tarihli beyan dilekçesi ve ekinde sunulan Kesin Mutabakatname, İbraname,Feragatname,Makbuz başlıklı belge ve 07/12/2016 tarihli …. Bank ödeme dekontunda belirtilen miktar üzerinden mutabakat düzenleyip ibralaştıkları ve davacının maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldığından maddi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Manevi tazminat isteği yönünden ise; BK’nun 56. maddesi uyarınca olayın özellikleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları itibariyle bedensel bütünlüğü bozulan davacı için 5.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM;
1-Davanın maddi tazminat isteği yönünden FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davanın manevi tazminat isteği yönünden kısmen kabulüne; 5.000,00 TL manevi tazminatın 22.03.2011 olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … … ve … …’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 341,55 TL harçtan peşin alınan 68,35 TL harcın mahsubu ile eksik 273,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden ve kabul edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince manevi tazminat yönünden ve ret edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Tarafların yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere Davacı vekili ile davalı … … vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26.12.2022