Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/477 E. 2021/908 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/477
KARAR NO : 2021/908
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili … Al. A.Ş. nin kurulduğu dönemden itibaren enerji ihtiyacını önce …, sonra sırası ile … ve …’tan ve otoprodüktör sıfatı ile kendi üretim tesisi olan Oymapınar HES üzerinden alarak gerçekleştirdiği, 12.12.1974 tarihinde … Al. A.Ş. ile … arasında dönemin şartlarına göre imzalanan anlaşmanın tüzel kişilikler değişse de kanunen verilen yükümlülüklere bağlı olarak 2017 yılına kadar devam ettiği, ülkemizde 4628 ve 6446 sayılı yasaların yürürlüğe girmesi sonrasında düzenleyici kurum olan EPDK tarafından uygulamaya konulan Yönetmelikler, Tebliğler, Kurul Kararları doğrultusunda serbest elektrik piyasası kurallarına geçilmesine bağlı olarak mevcut eski anlaşmanın, uygulanma şekli bakımından sorunlu hale geldiği ve o dönemde yasal mevzuat gereği sözleşme tarafı olan … ile yapılan yazışmalar ve görüşmeler sonrasında uygulamanın değiştirilerek 2006-2017 yılı arasında ikili anlaşma akdedilmek suretiyle elektrik tedarikinin devam ettirildiği, 2017 yılında yaşanan enerji kısıntıları döneminde …’ın müvekkili … Al. A.Ş. ye enerji tedarikini kısa süreliğine kestiği, bu durumun mevcut anlaşmanın uygulanabilir halde yenilenmesini zorunlu hale getirdiği,2017 yılı mevcut piyasa koşullarına uygun olarak mevcut anlaşmayı revize etmek suretiyle 03.08.2017 tarihinde Enerji Satış Anlaşmasının imza altına alındığı, imzalanan Sözleşmenin ana mantığının, uygulanacak birim fiyatın EPDK tarafından belirlenecek fiyatlara göre, ihtiyaç duyulan ve satın alınacak miktarın ise müvekkil şirketçe kendi üretim tesisi olan Oymapınar HES üretim tahminine göre belirleyebilecek şekilde hazırlandığı, Oymapınar HES’in te öngörülen üretim miktarının iklimsel faktörlere bağlı olarak her an değişim göstermekte olması ve rezervuar alanının kurulu gücüne nazaran çok küçük olması, günümüz şartlarında beklenen yağış miktarlarının değişim göstermesine bağlı olarak, ihtiyaç duyulacak ve satın alınacak miktar revizelerinin de 3’er aylık dönemde yapılmak zorunda kalındığı, Oymapınar HES’in üretim kabiliyeti, ihtiyaç duyulacak enerjinin tahmini, bildirim süresi ile birlikte 4 ayı bulmakta olduğu, bu nedenlerden dolayı bu sürede üretim tahminin sağlıklı yapılmasının mümkün olmadığı, 2006-2017 dönemindeki tedarik sürecinde miktar revizelerinin bu sebeplerden dolayı haftalık yapılmakta olduğu, 2017 yılında yapılan sözleşme müzakerelerinde davalı tarafından tarife dönemleri gerekçe gösterilerek tahmin süresini 3 aylık periyota zorladığı, müvekkil şirketin bu talebi kamu hüviyetine sahip olması ve iyi niyet çerçevesinde değerlendirerek ticari risk alıp kabul etmek zorunda kaldığı, meri ikili anlaşmanın 2.1.c maddesine göre; anlaşma yılı 1 Ocak 00:00 saatinden 31 Aralık 24:00 saati arasındaki süreyi kapsamakta olduğu, 3.madde hükmüne göre ise taraflardan birisinin 1 ay önceden gerekli bildirimi yapmaması halinde kendiliğinden 1’er yıllık sürelerle uzadığı, yeni sözleşmenin ilk tedarikinin 2017 yılı son çeyreğinde yapıldığı ve anlaşmaya uygun olarak 2018 yılı alım satım miktarının 29.11.2017 tarihinde taraflar arasında ek protokol imzalandığı ve 2018 yılında müvekkilin ihtiyaç duyacağı ve davalıca karşılanacak elektrik miktarının aylık MWh olarak belirlendiği, 2018 yılı tedarik süreci anlaşmaya uygun olarak devam eder iken, yine anlaşmaya uygun olarak 26.02.2018 tarihli başvuru ile ikinci çeyrek dilim için miktar değişiklik talebi yapıldığı ve Q2 dönemi enerji miktarlarının revize edildiği ve ek protokol-2 akdedilerek sorunsuz şekilde 2018 yılı 2. dönemi için enerji tedariki yapıldığı, 24.05.2018, 27.08.2018 tarihlerinde müvekkil şirketçe Q3 ve Q4 dönemleri için miktar revizesi talebi yapıldığı ancak Ek 2 protokol kapsamında iş ve işlemlerin devam edeceği bildirilerek sözleşme hükümlerine aykırı olarak revize talebinin kabul edilmediği ve enerji tedarikinin durdurulduğu, Nisan-Haziran dönemini kapsayan Q2 dönemi için yapılan Ek-2 protokolde Q3 ve Q4 dönemlerinde enerji miktarının “0” olarak yer almasının yapılan şifahi görüşmeler sonrasında kararlaştırıldığı, Ek 2 protokolde Temmuz- Aralık aylarına ait enerji miktarının (0) olarak yer almasının bu dönemlerde davalının enerji tedarikini yapmayacağı anlamına gelmediği, müvekkil şirketin Oymapınar HES’in üretim tahminini iklimsel değişiklikler nedeni ile sağlıklı olarak net bir şekilde tahmin edemese de sözleşme gereğince 3 aylık saatlik üretim tahmini gerçekleştirerek tedarik miktarlarını talep ettiği, daha uzun vadeli tedarik taleplerinin sağlıklı yapılabilmesi için ise çeyreklik dilimlerin protokolün hazırlanma dönemi yaklaştıkça revize edilerek gerçekleştirildiği, yani Protokol Ek 2’nin hazırlanmasında Q 2 dönemine ait talep miktarlarının gerçekleşecek Q3 ve Q4 dönemlerine ait miktarların ilgili dönemlerin ise (Q3 ve Q4) yaklaşmasına müteakip revize edileceği anlamına geldiği, Q3 ve Q4 dönemlerine ait Protokol Ek-2 de talep edilmiş miktarların ilgili dönemde revize edileceğinin açık olduğu, müvekkil şirketin 12.12.1974 tarihinden beri hiçbir dönemde (dava konusu dönem hariç) yılın ikinci altı ayında davalı şirketten 0 (sıfır) miktarlı enerji almamış olmamasının bunun ispatı olduğu, Keza Ek Protokl-1 kapsamında söz konusu dönemlerde aylık toplam enerji talebinin olduğunun açıkça görüldüğü, söz konusu miktarlar üzerinden hesaplama yapılarak sözleşmeye ilişkin damga vergisinin de ödendiği, zira müvekkil şirketin uzun yıllardan beri kendisine ait olan Oymapınar HES üretimi ve buna bağlı ortaya çıkan enerji ihtiyacı kapsamında planlama yaptığı, bu planlama doğrultusunda Oymapınar HES beklenen enerji üretim miktarının ve … enerji ihtiyacına göre talep edilen enerji miktarının günlük saatlik olarak yer aldığı tabloların davalı şirkete yazı ile gönderilerek bu şekilde revize işlemlerinin yapıldığının sabit olduğu, bu durumun yaz-kış ayrımı olmaksızın 12 ayı kapsadığı gibi 2018 yılına ait aylarda ihtiyacı olan enerji miktarını aylık olarak bildirdiği ve bu enerjinin miktarları günlük ve saatlik olarak Ek Protokol 1!de yer aldığı, meri enerji satış anlaşmasının 4.2.c maddesi gereği, müvekkil şirketin ihtiyaç duyacağı enerji miktarını ilgili anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması koşuluyla her zaman değiştirme hakkı mevcut olduğu, kabul anlamına gelmemek üzere; Ek Protokol 2 de yer alan Q3 ve Q4 dönemi enerji miktarlarının “0” olarak kabul edildiği varsayılsa dahi müvekkil şirketin her zaman miktar revize hakkı olmasına bağlı olarak, anlaşma koşullarına uygun olarak yaptığı Q3 ve Q4 dönemlerine ilişkin revize talebinin sözleşmeye aykırı olarak kabul görmemesinin hukuka ve sözleşmeye açık bir aykırılık teşkil ettiği, Kaldı ki, akdedilen Protokol 2’de; Ek Protokol 1’de yer alan Temmuz (dahil) – Aralık (dahil) dönemlerinde enerjinin temin edilmeyeceğine dair bir hükmün de yer almamakta olduğu, Ek protokol 2’de sadece 2018 yılı Nisan-Haziran aylarını içeren Q2 dönemi için yapılan revizyonu oluşturmadığı, Davalının anlaşmanın 4.6 maddesi hükmüne göre, anlaşma miktarını revize hakkının ise “mevzuatta yapılan değişiklik” ya da “yargı merciinin aldığı karar sonucuna ve talep etmesine” bağlanmış olduğu, somut olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı, aynı şekilde 4.2.c maddesinde de anlaşma miktar değişikliğinin “iş bu anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması” koşuluna bağlandığı ve hazırlanan revize miktarlarının da anlaşma hükümleriyle herhangi bir uygunsuzluğunun da bulunmadığı, yenilenen 03.08.2017 tarihli sözleşme uyarınca 2017 yılında başlayıp 3 (çeyrek) dönem boyunca sözleşmeye uyulduğu, bilahare 2018 yılında Q3 ve Q4 döneminde … ve devamında …’ın mülga olması ve sözleşmeye dayalı …’ın taraf olmasına bağlı olarak davalı … tarafından, akde aykırı şekilde Q3 ve Q4 dönemlerine ait enerji miktarı revizyon taleplerinin sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak reddedilerek ve enerji arzı durdurularak müvekkil şirketin zarara uğratıldığı, bu zararın davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiği, müvekkili şirketin 6446 sayılı kanun kapsamında …’a kayıtlı katılımcı olduğu, aynı şekilde …’a kayıtlı … ile enerji tedariki konusunda geçmişten gelen haklara istinaden genel hükümlere tabi ikili anlaşma yaptığı ve anlaşmanın ilgili dönemde yürürlükte olduğu, meri elektrik piyasasında enerji fiyatlarının günlük olarak belirlenmekte olduğu bu kapsamda, aniden ortaya çıkan enerji taleplerinin karşılanması sırasında ve genelde enerji tüketiminin yüksek, enerji arzının az olduğu dönemlerde piyasa fiyatının olağanüstü artış gösterebildiği, elektrik fiyatlarının değişkenliğinin bütün piyasalarda olduğu gibi ilgili dönem yaklaştıkça tahmin edilebilirliğinin artmakta olduğu, 1-2 gün sonraki fiyatların % 99 tahmin edilebilirken sürenin uzaması halinde (örneğin 6 ay) tahmin oranının düştüğü ve enerji üretimindeki olağan dışı nedenlerle de tahminlerin gerçekleşmesinin mümkün olamadığı, bu durumun tedarik şirketlerini piyasa fiyatlı maliyet yerine üretim maliyeti bazında hesaplama yaparak sözleşme yapmaya yönelttiği, bu sayede enerji alımı yapan tüketicilerin uzun dönemli alımlarla maliyet bazlı elektrik alım imkanına sahip olabildiği, bu durumun yakın dönem başlangıçlı enerji alım sözleşmeleri yapılırken ise piyasa takas fiyatı tahmini yapılabilirlik oranı artmasından dolayı, üretim maliyeti yerine piyasa takas fiyatı temelinde anlaşma yapmaya yönelttiği, bu durumda tüketicinin yakın dönem başlangıçlı alımlarda mecburi olarak piyasa takas fiyatı maliyeti üzerinden enerji tedariki yapma mecburiyetinde kaldığı ,bu kapsamda anlık enerji talebi olan tüketicilerin ihtiyacı olan enerjinin temin edilebilir maliyetinin, günlük belirlenen piyasa takas fiyatı üzerinden gerçekleşmekte olduğu, bu kapsamda, müvekkil şirketin, davalıca tedarik edilmeyen enerjiyi piyasa takas fiyatı dışında tedarik etmesi mümkün olamayacağından, davalıca sözleşmeye aykırı olarak tedarik edilmeyen enerjiyi piyasa koşullarında çok daha fazla bedel ödeyerek temin etmek zorunda kaldığı ve ciddi bir zarara uğradığı, 03.08.2017 tarihli … kapsamında müvekkil şirketçe enerji tedariki yapılan 3 (çeyrek) dönem boyunca, satılan elektrik enerjisinin fiyatlarının, piyasa fiyatlarının üstünde olduğu, sözleşmeye aykırı ve haksız yere enerji revizyon talebinin reddedilerek enerji arzının durdurulduğu 2018 yılı Q3 ve Q4 dönemlerinde ise enerji fiyatının piyasa fiyatının altında kaldığı, bu çerçevede, davalı şirketçe piyasa fiyatlarına göre daha fazla kar elde ettiği dönemlerde enerji arzının yapılmış olmasının , tersi durumunun meydana geldiği Q3 ve Q4 dönemlerinde … taraflı yorumlarla sözleşmeye ve hukuka aykırı şekilde revize talebinin reddedilerek enerji arzının durdurulmasının, davalı şirketin sözleşmeye açıkça aykırı davrandığını ortaya koymakta olduğu, bu durumun iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığı, akdedilen sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin 01.01.2018 00:00 ile 01.01.2019 00:00 aralığında yürürlükte olduğu, sözleşmenin süresinden önce herhangi bir tarafça fesih edilmesinin belirli koşullara bağlandığı, sözleşmede yer alan bu koşullar dışında sözleşmenin feshi halinde haksız fesih eden tarafın sözleşmenin 29.maddesinde öngörülen tazminata katlanmasının gerektiği, bu çerçevede müvekkili şirketin sözleşme feshi yoluna gitmesinin düşünülemeyeceğinden, uyuşmazlığın dava yoluyla çözülmesi dışında bir seçeneğinin kalmadığı ve bir taraftan davalı ile yazışmalar yaptığı, enerji arzının yapılmamasına bağlı olarak enerji piyasasından takas fiyatları eşdeğeri ile enerji tedariki yapmak zorunda kaldığı, diğer taraftan davalı şirketin sözleşmesi gereğine uymayarak sadece “enerji portföylerinin uygunsuzluğu “ nedeni ile davacı şirketin talep ettiği Q3 ve Q4 dönemlerindeki enerji taleplerini reddetmesine rağmen, ilgili dönemlerde … üzerinden piyasaya elektrik satmış olmasının davalı şirketin akde aykırı açıkça davrandığının bir delili olduğu, Mahkemece bu bilgi ve dayanağı belgeler resmi olarak …’tan celp edildiğinde tevsik edilmiş olacağı, …’ın 2018 yılı Haziran-Aralık dönemlerinde sözleşmede üstlendiği edimini yerine getirmediği gibi 2019 başı itibariyle de sözleşmeyi de … taraflı sonlandırdığı, bu süreç içerisinde … ve … ile yapılan yazışmalara rağmen, her seferinde farklı ve afaki gerekçeler öne sürülmek suretiyle ve davalı şirketin kamu iştiraki olması özelliğini kullanarak cebren hak ihlali gerçekleştirildiği, müvekkili şirketin ikili anlaşmaya sadık kaldığı ve uhdesine düşen edimlerini eksiksiz yerine getirdiği, Davalı tarafın anlaşmaya açıkça aykırı davranmasına rağmen, uyuşmazlığın dava açılmak zorunda bırakılmadan çözüme kavuşturulamadığından, müvekkili şirket tarafından davalı şirketçe tedarik edilmeyen enerjinin 6446 sayılı Kanun kapsamında … tarafından yürütülen enerji piyasasında oluşan saatlik birim fiyatları referansından temin etmek zorunda kaldığı ve davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi sonucunda belirgin şekilde zarara uğradığı, sözleşmenin 5.maddesinde uygulanacak enerji birim fiyatının, EPDK’nın yürürlüğe koyacağı … tarifesi olarak belirlenmiş olduğu, EPDK’nın 29.03.2018 tarihli 7772 sayılı kurul kararı ile uygulanacak … tarifesinin 14.10 Kr/kWh ve 31.07.2018 tarihli 7987 sayılı kurul kararı ile 17.361 Kr/kWh olarak belirlendiği ve uygulamaya konulduğu, 6446 sayılı Kanun kapsamında gelinen noktada, Q3 ve Q4 dönemlerine ilişkin protokol düzenlenmesi taleplerinde yer alan enerjiyi zorunlu olarak … tarafından belirlenen Piyasa Takas Fiyatı bazında temin etmek mecburiyetinde kaldığı ve EPDK’ca uygulamaya konulan … birim fiyatları arasındaki fark ile revize talebine konu enerji miktarları doğrultusunda , zarara uğradığı,Davalıca sözleşmeye aykırı olarak enerji tedarik edilmeyen 2018 yılı Temmuz- Aralık dönemlerinde temin edilmesi gereken sözleşmeye uygun şekilde yapılan revize taleplerinde yer alan enerji miktarlarının, meri sözleşmeye göre davalıca uygulanacak birim enerji fiyatı ile … günlük ve saatlik piyasa fiyatları ile hesaplandığında, müvekkil şirketin söz konusu dönemde 45.122.566,45 TL. zarara uğradığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun giderim borcu başlıklı 112.maddesinde; “1. Genel olarak borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” hükmünün yer almakta olduğu, davalının müvekkili şirketin uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olduğu, müvekkili şirketçe davalı ile yapılan yazışmalar ve görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine, dava şartı olan Arabulucuya 12.07.2019 tarihinde başvuru yapılmış olmakla birlikte, davalı tarafın uzlaşmaz tutumu sonucunda 08.08.2019 tarihli “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanak Anlaşamama Belgesi” düzenlendiği belirtilerek davanın kabulü ile davalı şirketin meri sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirmemesi sonucu, enerji tedarikini haksız olarak durdurması sebebiyle müvekkilinin uğradığı 45.122.566,00 TL. tutarındaki zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek TCMB avans faizi oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; … ile … Alüminyum Tesisleri Grup Başkanlığı arasında 12.12.1974 tarihinde tesislerin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla 17.06.1960 tarih ve 10528 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Talimatnamesi hükümleri dikkate alınarak özel hukuk hükümlerine tabi sözleşme imzalandığı, 20.02.2001 tarih 4628 sayılı Kanun ile söz konusu sözleşmenin yürütülmesinin tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte mülga … Genel Müdürlüğü’ne devredildiği, …’nin ÖYK’nun 08.09.2003 tarih ve 2003/53 sayılı kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alındığı, aynı kararla Oymapınar Barajı Hidroelektrik Tesislerinin de özelleştirme kapsam ve programına alınarak mevcut tesislerin, enerji ihtiyacını karşılamak üzere …’ye devredildiği, ÖYK’nun 25.07.2005 tarih 2005/84 sayılı kararı ile …’nin % 100 hissesinin … İnş.Maden.San.ve Tic. A.Ş.ye devredildiği, Mülga 4628 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 2‘nci fıkrası kapsamında sözleşme taraflarından herhangi birinin sözleşmenin iptali yönünde beyanı olmaması nedeniyle mülga … tarafından ilgili şirkete yapılan enerji satışının devam ettiği, mülga … tarafından devralınan sözleşmenin 1.maddesinde “ Müşteri … tarafından verilen elektrik cereyanını yalnız kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanacaktır. …’in yazılı muvafakatı alınmadan bu cereyan hiçbir şekilde hiçbir kimseye direkt veya endirekt olarak verilemez satılamaz.“ ifadesinin yer aldığı, bahse konu dönemdeki geçerli mevzuat dikkate alındığında, 12.12.1974 tarihli sözleşmenin; …’ye ait tesislerin işletilmesi için gerekli olan enerjinin öncelikle üretim yapması halinde bünyesinde bulunan kojenerasyon tesisinden, daha sonra şirkete devredilen Oymapınar Barajı ve HES’te üretilen enerjiden karşılanması, kojenerasyon tesisinde ve Oymapınar Barajı ile HES’te üretilen enerjinin iç tüketimi karşılayamaması halinde ise şirketin tedarikçisini seçene kadar, mülga … tarafından karşılanması hüküm şartlarıyla sürdürüldüğü, 30 Mart 2013 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun geçici 7. maddesinin; (1) Otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere, mevcut lisanslarındaki hakları korunarak bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde resen ve lisans alma bedeli alınmaksızın üretim lisansı verilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Kuruma otoprodüktör lisansı başvurusunda bulunulamaz; yapılmış başvurular üretim lisansı kapsamında değerlendirilir.(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirilen kuruluşlar tarafından işletilmekte olan tesisler için, 4628 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen otoprodüktör lisansları üretim lisansına dönüştürülür ve satış/işletme hakkı devir sözleşmelerinde belirlenen hususlar üretim lisansına dercedilir. Bu kapsamdaki lisans sahipleri, bir takvim yılı içinde elektrik enerjisi üretim miktarının en fazla yüzde yirmisini piyasada satabilir. Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hâllere münhasır olmak üzere, Kurul bu oranı artırabilir.” şeklinde düzenlendiği, 12.12.1974 tarihli sözleşmenin yürütümü devam ederken, bu sözleşme şartları imzalandığı dönem için geçerli olmakla beraber zaman zaman içerisinde gerek sözleşmenin taraflarında ve gerekse sözleşmenin konusu itibariyle yürütülen elektrik enerjisi alışverişini düzenleyen mevzuatta esaslı değişiklikler olması nedeniyle; ilgili şirketle yapılan müzakereler ve uzlaşma neticesinde mevcut sözleşme yürürlükten kaldırılarak taraflar arasında mutabakata varılan şartları içeren yeni …’nın 03.08.2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiği, Bu arada 09.07.2018 tarih 30473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 703 sayılı KHK ile … ve …’ın … bünyesinde birleştirilmiş olduğu, başkaca bir işlem tesisine gerek kalmadan …’ın taraf olduğu tüm sözleşmelerin …’a devredildiği, bu sözleşmenin de bundan sonrasında … tarafından yürütüldüğü, Bu kapsamda; 2018 yılı için satışa esas elektrik enerjisi miktarlarının belirlenmesi hususundaki ek protokolün 04.12.2017 tarihinde imzalandığı ve 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, akabinde şirketin talebi üzerine 2018 yılı için satışa esas değerlerin revize edilmesine ilişkin ek protokolün 26.03.2018 tarihinde imzalanarak 01.04.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği, Söz konusu protokol ile şirketin resmi talebiyle 2018 yılı 3’üncü ve 4’üncü çeyrek döneminde teşekküllerinden satın alınacak elektrik enerjisinin “0” (sıfır) olarak belirlendiği, diğer bir deyişle … kapsamında 2018 yılı için anlaşmaya bağlanan elektrik enerjisi miktarları, şirketin talebi doğrultusunda Nisan-Mayıs-Haziran aylarında değiştirilerek revize edilirken, Temmuz-Aralık döneminde de protokolde yer alan miktarların yine şirketin aynı talebi ile “0” olarak değiştirildiği, Şirketçe dava dilekçesinde “Oymapınar HES’in üretim kabiliyeti ve ihtiyaç duyulacak enerjinin tahmininin bildirim süresi ile birlikte 4 ayı bulduğu…” iddia edilmesine rağmen, şirketin Temmuz-Aralık 2018 miktarlarını Nisan 2018 döneminden bile önce öngörerek mevcut anlaşma miktarlarını “0” olarak talep ettiği, Teşekküllerince de onaylanarak mevcut Anlaşma miktarlarını değiştirdiği, Davacı şirketin … kapsamında 2018 yılı 3’üncü çeyrek dönemden önce Teşekküllerine başvurarak daha önce kendi talebiyle sıfırlanan miktarların revize edilmesini talep ettiği, bir KİT olan teşekküllerinin mali kaynaklarının, verimlilik ve karlılık ilkelerine uygun bir düzen içinde kullanılmasını sağlamakla yükümlü olduğu,Bu nedenle, söz konusu döneme ilişkin yapılan değerlendirmelerde, teşekküllerinin üretim miktarının iklimsel faktörlere bağlı olarak değişim göstermekte olması, alım portföyü ile söz konusu elektrik enerjisinin karşılanamayacağı, karşılanması durumunda dengesizliğe düşüleceği ve piyasadan piyasa takas fiyatı (PTF) üzerinden karşılanması gerekliliğinin ortaya çıkabileceğinin anlaşıldığı, Şirkete satılacak elektrik enerjisinin birim fiyatının toptan satış tarifesi (Temmuz ayında 14,10 Kr/kWh, Ağustos ayından itibaren 17,361 Kr/kWh) olduğu da göz önünde bulundurularak Yönetim Kurullarının 27.06.2018 tarih ve 13-45 sayılı Karar’ı ile şirketin revize talebinin uygun bulunmadığı, söz konusu karar çerçevesinde teşekküllerinin alım portföyünde meydana gelen değişiklikler nedeniyle artış yönündeki revize talebinin karşılanamayacak olduğu, bu kapsamda 26.03.2018 tarihinde imzalanan … eki ek protokol çerçevesinde iş ve işlemlere devam edileceğinin davacı şirkete bildirildiği, devam eden süreçte … tarafından teşekküllerine gönderilen yazı ile söz konusu yazılarına ve uygulamaya itiraz edilerek, yasal yollara başvuru haklarının saklı olduğunun bildirildiği, ayrıca, ilgili şirketten alınan 05.07.2018 tarihli yazı ile …’nın 30’ ncu maddesinin 1’nci fıkrası çerçevesinde işlem yapılmasının talep edildiği, cevaben gönderilen yazıda konunun çözüme kavuşturulabilmesi için görüşmelere devam edilmesi yönünde görüş bildirdikleri ve yazı gönderildiği, bu kapsamda, şirketinde görüşmelere devam edilmesi yönündeki yazısının teşekküllerine gönderildiği, davacı şirketin 3’üncü çeyrek dönemde olduğu gibi Anlaşma Miktarının belirlenmesi ve revize edilmesine ilişkin …’nın ilgili hükümleri çerçevesinde 27.08.2018 tarihli yazı ile teşekküllerine başvurarak 2018 yılı Ekim ayından geçerli olmak üzere anlaşma miktarı için yeniden artış yönünde revize talebinde bulunduğu, söz konusu talebin değerlendirilmesi neticesinde Yönetim Kurullarının 27.06.2018 tarih 13-45 sayılı Kararının gerekçelerinde bir değişiklik olmaması nedeniyle revize taleplerinin uygun bulunmayarak 26.03.2018 tarihinde imzalanan … eki ek protokol çerçevesinde iş ve işlemlere devam edileceğinin şirkete bildirildiği, şirket tarafından bu yazılarına gönderilen cevabi yazı ile itiraz edilerek yasal yollara başvuru haklarının saklı olduğunu bildirdiği, Diğer yandan … Al. A.Ş. nin …’nın “Anlaşma Miktarı “ başlıklı 4.üncü maddesinin 2’inci fıkrasının b bendinde yer alan ”Anlaşma Yılı/Yılları için geçerli olacak anlaşma miktarı, alıcı tarafından iş bu anlaşma hükümlerine uygun olarak ve Maksimum Çekiş Miktarı dikkate alınarak hesaplanacak ve İlgili Anlaşma Yılının başlamasından en az 1 ay önce Satıcıya bildirilecektir” hükmü çerçevesinde 2019 yılı için uzlaştırma dönemi bazında hazırlanan talep miktarlarını içerek yazı ile şirkete başvurduğu, ancak …’nın 3’üncü maddesinde “ anlaşma, ilk anlaşma yılından başlamak üzere geçerli olacak ve ilk anlaşma yılının bitimini müteakip her hangi bir bildirime gerek kalmaksızın birer (1) yıl uzatılmış sayılacaktır. Ancak herhangi bir tarafça Anlaşmanın sonlandırılmasına ilişkin ilgili yıl içerisinde Kurul tarafından onaylanarak bir sonraki yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden en az 1 ay önce yazılı bildirimde bulunulduğu taktirde, iş bu anlaşma yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden önceki gün saat 24.00 de süresinden önce sona erer “ hükmü yer aldığı, bu itibarla 6446 sayılı Kanun gereği Teşekküllerinin sorumluluk ve yükümlülüklerini daha sağlıklı yerine getirebilmesini teminen, … ile …’nın yürütümünün sürdürülebilir olmayacağının görüldüğü, bu nedenle, Yönetim Kurulu’nun 28.11.2018 tarih 49-226 sayılı kararı ile de sözleşmenin sonlandırılmasına karar verildiği, sözleşmenin sonlandırılmasına ilişkin yazının 30.11.2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, buna karşılık, … Al. A.Ş. tarafından teşekküllerine gönderilen 21.12.2018 tarihli dilekçe ile 03.08.2017 tarihli …’nın sonlandırılması işleminin iptal edilmesi ve … gereği olarak bildirmiş oldukları miktarların ek protokol imzalanmasının talep edildiği, bu dilekçeye karşılık olarak teşekkülleri tarafından verilen 14.01.2019 tarihli yazıda ”…’nın sonlandırılması ile ilgili tesis edilen işlemin hukuka, işlemin gereklerine ve sözleşme hükümlerine uygun olup, geçerliliğini korumaktadır.” denildiği, davacı tarafından teşekküllerine gönderilen 14.06.2019 tarihli dilekçe ile miktar değişikliği taleplerinin anlaşmaya ve yasaya aykırı olarak reddi ile şirketlerinin 2018 yılında uğramış olduğu zararların tazmini için yapılan taleplerinin ret edildiğinden bahisle 03.08.2017 tarihli …’nın 30/2 maddesi uyarınca uyuşmazlığın arabuluculuk kapsamında çözülmesi ve bu sürecin başlatılması için ihbarda bulunduklarını beyan ettiği, uyuşmazlığın arabuluculuk nezdinde görüşüldüğü ancak uzlaşma sağlanamadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuka uygun olduğu, mevzuatta esaslı değişiklikler olması nedeniyle; şirketle yapılan müzakereler ve uzlaşma neticesinde mevcut sözleşmenin yürürlükten kaldırılarak , mülga … ile davacı şirket arasında mutabakata varılan şartları içeren yeni …’nın 03.08.2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdiği, şirket ile imzalanan ikili anlaşmanın tüketici ile tedarikçi arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak, mülga … tarafından elektrik enerjisi satılmasına dair yapılan ticari anlaşma niteliğinde olup şartlarının taraflar arasında belirlendiği; İdari bir sözleşme olmadığı bu nedenle tarafların eşit hak ve şartlara sahip olduğu, Basiretli bir tacirin sözleşmeyi imzaladıktan sonra da imzaladığı sözleşme hükümleri ve sonuçlarını kabul etmiş olacağı, davacının tacir olduğu ve Yargıtay içtihatlarının basiretli bir tacire yüklediği sorumluluk ve yükümlülüklere bağlı olduğu, TTK 18/2’ye göre basiretli bir tacirin bilerek sonuçlarını öngörerek imzalamış olduğu sözleşme hükmünden kurtulmasının … bir hukuki yolu olduğu onun da sözleşmeyi irade bozukluğu ile imzaladığı, hata hile ikrah nedeniyle sözleşmenin geçersizliğini istemek şeklinde olabileceği, Davacı tarafın dava dilekçesinin çeşitli yerlerinde imzalanan bu sözleşmede karşı tarafın devlet kurumu olmasından kaynaklı olarak kendilerinin bu sözleşmeyi imzalamaya ve/veya uygulamaya zorunlu kaldıklarına dair imalarının gerçeği yansıtmadığı gibi iyi niyetlide olmadığı, basiretli bir tacirin iş yaptığı piyasa gereği bir takım ticari riskleri almak zorunluluğunda olup Teşekküllerinin de içinde bulunduğu piyasanın ticari risklerini davacı şirketten daha fazlası ile üstlenildiği, davacının revize talebinin kabul edilmemesinin hukuka hakkaniyete ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu, önceki bölümde açıklandığı üzere şirketin Temmuz-Aralık 2018 dönemi miktarını Nisan 2018 döneminden bile önce öngörerek mevcut anlaşma miktarını “0” olarak talep ettiği ve teşekküllerince de onaylanarak mevcut miktarlarını değiştirdiği, Bu kapsamda, şirketin dava dilekçesinde ifade ettiği 1 revize talebinin kabul edilmemesinin” sözleşme hükümlerine aykırı olmadığı, …’nın 4.üncü maddesi hükümlerinden anlaşılacağı üzere davacı şirketin dava dilekçesindeki ifadesi ile “ .. her zaman miktar revize hakkı olması…” gibi bir şeyin söz konusu olmadığı, İsteğe bağlı miktar 4.2.c maddesinden de anlaşılacağı üzere 3 şarta bağlı olduğu, 1- Alıcı’nın satıcı’ya yazılı olarak miktar değişikliği talebinde bulunması, 2. Anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması koşulu ile bir sonraki yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden en az 1 (bir) ay önce yapılmış olması, 3- Her iki taraf için de uygun ve uygulanabilir olması gerektiği, bu şartlardan ilk ikisinde bir anlaşmazlık yokken sonuncusu miktar revizyonunun her iki taraf için de uygun olması şartının davacı şirket tarafından bilinçli olarak farklı aktarıldığı, …’nın 4.maddesinin 2.fıkrasında, Alıcı’nın miktar değişikliği talebi ile ilgili “değiştirilebileceği” ifadesinin kullanılmış olduğu, bu ifadenin bir olasılık içerdiği, eğer sözleşmede bir takdir hakkı tanınmak istenmeseydi ifade olarak “değiştirileceği” ifadesinin kullanılması gerektiğinin açık olduğu, maddenin devamında 4.maddenin 6.fıkrasında; bir mevzuat değişikliği ya da yargı merciinin aldığı karar sonucunda satıcı tarafından “revize edileceği” ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin kesinlik ifade ettiği, burada bir takdir hakkı tanınmadığının açık olduğu, eğer şirkete istediği gibi … taraflı olarak miktar değişikliği hakkı verilecek olsaydı, tıpkı Anlaşmanın 4.maddenin 6.fıkrasında olduğu gibi kesinlik ifade eden emir kipi kullanılacağının açık olduğu, kaldı ki miktar değişikliklerinin ek protokolle düzenlendiği ve ek protokolün her iki tarafın mutabakatıyla imzalanarak yürürlüğe girdiği, eğer miktar revizyonu hususunda sözleşmede … taraflı olarak her zaman şirkete hak tanınmış olsa idi o zaman davacı şirketin bir bildirimle bunu yapabileceğinin düzenlenmiş olması gerektiği, dolayısıyla ; miktar revize hakkının … taraflı olarak Şirkette olmadığının bu kapsamda açık olduğu, davacı şirketin miktar değişikliği talep yazılarında “..Uzlaştırma dönemi bazında hazırlanan miktar tablosunun tarafınızca onaylanması ve imzalanması..” ifadelerinin de yer aldığı, söz konusu ifadelerden anlaşılacağı üzere aslında miktar değişikliklerinin karşılıklı mutabakata ve teşekküllerinin onayına tabi olduğunun davacı tarafından da bilindiği, şirketin revize taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın teşekküllerine yüklenmesinin hukuken ve sözleşme gereği mümkün olmadığı, teşekküllerince sözleşme süresi boyunca yapılan tüm iş ve işlemlerin sözleşme sınırları çerçevesinde olup bir kimse için yapılan; sırf sözleşmeye uygun davrandığı için zarara sebebiyet verdi iddiasının hukuken geçerli olmayacağı, Taraflarca bu şekilde anlaşıldığı ve uygulamada basiretli tacir sıfatı ile sözleşmeyi imzalayanların kendi ticari risklerini aldıkları, bahse konu …’nın imzalandığı günden sözleşme revize talebinin reddedildiği döneme kadar ki PTF’nin dönemsel ağırlıklı ortalamaları ve o döneme ait tarifeleri incelendiğinde ve sunulan tablodan da görüleceği üzere; ilgili şirketin bahsettiği tarifelerinin Ağırlıklı Ortalama PTF’ nin üstünde olduğu dönemin yalnızca 2 ay iken ağırlıklı ortalama PTF’nin tarifelerinden yüksek olduğu dönemlerin 9 ay olduğu, davacı şirketin dilekçesinde bahsettiği hususun tam tersine teşekküllerinin 9 ay işlem tesis ettiği, hazır piyasadaki PTF fiyatı teşekküllerinin fiyatından düşük giderken davacı şirket tarafından daha fazla kar elde etmek için önce Temmuz-Aralık 2018 dönemi miktarlarının sıfırlanmasının talep edildiği, piyasa fiyatı hazır daha düşükken piyasadan elektrik alınması yoluna gidilmek istendiği, PTF’nin teşekküllerinin toptan satış fiyatlarının üstünde kalınca daha ucuz olan teşekkül fiyatından alabilmek için teşekküllerinden revize talebinde bulundukları, ancak revize talebi kabul edilmeyince daha fazla kar elde etme planının gerçekleşmediği, şirketin revize taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın miktarının da kabulünün mümkün olmadığı, davacı şirketin dilekçesinde yer alan “ ..Diğer taraftan davalı şirketin sözleşmesi gereğine uymayarak sadece “enerji portföylerinin uygunsuzluğu “ nedeni ile davacı şirketin talep ettiği Q3 ve Q4 dönemlerindeki enerji taleplerini reddetmesine rağmen, ilgili dönemlerde … üzerinden piyasaya elektrik satmış olmasının davalı şirketin akde aykırı açıkça davrandığının bir delilidir.” şeklindeki ifadelerinde gerçeği yansıtmadığı, davacı şirketin belirttiği gibi ikili anlaşma miktarları tahmininin portföy kapasitesi çalışmaları üzerinden yapılmakta olup, gerçek zaman da ise santralların arıza durumları, doğalgaz arzı, su gelirleri gibi nedenlerle portföy kapasitesinde artış ya da azalış olabildiği, bu nedenle gerçek zamana gelindiğinde beklenmeyen durumlar nedeniyle … nezdinde alış ya da satış işlemi gerçekleştirilmesinin son derece doğal olduğu, Şirketin teşekküllerinden elektrik alamadığı Temmuz-Aralık 2018 döneminde … üzerinden piyasa satışları olduğu, bu durumun açıklamalarının bir ispatı olduğu, bu bilgi ve dayanağı belgeler de resmi olarak piyasa işletmecisi olan …’tan celp edildiğinde teyit edilmiş olacağı, Diğer taraftan Teşekküllerince şirkete enerji satışı yapıldığı bazı dönemlerde, şirketçe teşekküllerinden aldığı enerji miktarının üzerinde piyasaya enerji sattığının görüldüğü, öncelikle iç ihtiyacını karşılamak üzere teşekküllerinden elektrik enerjisi talep etmesi esasıyla yapılan ticari anlaşmalara aykırı hareket edip özellikle piyasa satış fiyatlarının üzerinde olduğu saatlerde teşekküllerinden ihtiyacı dışında enerji alarak, aldığı enerjinin de üzerinde piyasaya satış yaparak kar elde etmesinin iyi niyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığı, uğranıldığı iddia edilen zarar miktar tablosunun aynı dönemde şirketin … nezdinde Gün Öncesi Piyasasında yaptığı piyasa faaliyetleri ile birlikte incelendiği, gerçekleri yansıtmadığının anlaşıldığı, şirketin ifade edildiği gibi teşekküllerinden alamadığı elektrik enerjisini PTF üzerinden aldığının ifade ettiği ve söz konusu miktar ile PTF ve teşekkülleri toptan satış fiyatları arasındaki farkın çarpımı kadar zarara uğradığını iddia ettiği, oysaki … Gün Öncesi Piyasası kayıtları incelendiğinde, şirkete enerji satışı yapılmayan Temmuz-Aralık 2018 döneminde … şeffaflık platformunda 1 Temmuz-23 Ekim 2018 döneminde gün öncesi piyasasında faaliyet göstermediği, 24 Ekim-31 Aralık 2018 döneminde şirketin teşekküllerinden talep ettiği ancak teşekküllerince kabul edilmeyen miktarlardan farklı alış miktarlarını gün öncesi piyasasına girdiği, bunun yanı sıra gün öncesi piyasasında satışlarının da bulunduğu, özellikle piyasa fiyatlarının yüksek olduğu saatlerde (11:00-19:00) satış yönünde işlemler yaptığı, 24 Ekim-31 Aralık 2018 döneminde tahmini olarak 33.993.912,55,-TL. tutarında alışlarının yanı sıra 29.703.218,98 TL. tutarında satışlarının da bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin Temmuz-Aralık 2018 döneminde teşekküllerinden 345.885.000 kWh elektrik enerjisi isterken, hesaplamalarına konu olan miktar kadar gün öncesi piyasasından alış yapmadığının (aldığı miktar 128.288.800 kWh) anlaşıldığı, teşekküllerinden istediği enerji miktarı kadar alış yapmadığı gibi, gün öncesi piyasasında ayrıca satış yapmasının dikkate alınması gereken bir husus olduğu, Kaldı ki … nezdindeki gün içi piyasası ve dengeleme güç piyasasındaki şirketin faaliyetlerinin de bilinmediği, şirketin gerçek tüketiminin ise ancak sayaç verileri olduğu, bu nedenle davacı şirketin teşekküllerinden almadığı elektrik enerjisini gün öncesi piyasası fiyatlarından aldığı iddiasının gerçeği yansıtmamakta olduğu, şirketin gerçekte hangi piyasadan ne kadar alım yaptığı, hangi fiyattan aldığı, hangi piyasaya ne kadar satış yaptığı ve hangi fiyattan sattığı ile şirketin gerçek tüketimi ve ihtiyacının tespitinin gerektiği, Bununla birlikte 540 MW gücünde ve yıllık yaklaşık 1.200.000.000 kWh (yaklaşık … Alüminyum tesislerinin tüm tüketimine eşdeğer üretim kapasitesi) üretim kapasitesine sahip Oymapınar Barajı ve HES’in açıklandığı gibi şirkete öncelikle … Alüminyum tesislerinin tüketimini karşılamak üzere devredildiği, bu üretimin ne kadarının tesislerde kullanıldığı, ne kadarının piyasaya satıldığın da dikkate alınması gereken önemli bir husus olduğu, eğer şirket tarafından söz konusu üretim, … Alüminyum tüketiminde değil de özellikle Gün Öncesi Piyasasında satılmış ise tamamen ticari kar olarak yapılan bu uygulamanın özelleştirme mantığı ile de aykırılık teşkil edeceği, şirketin uğradığını iddia ettiği zarara ilişkin hesabının kesinlikle doğru olmadığı, eğer bir zarar hesabı yapılması gerekirse bu durumda; şirketin gün öncesi piyasası, gün içi piyasası, dengeleme güç piyasasında gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin bilgiler ve Oymapınar Barajı ve HES ile tüketim tesisinin içerisinde bulunan kojenerasyon tesisinin üretim miktarlarını, … Alüminyum tesisinin tüketim miktarlarını içeren bilgi ve belgeler de resmi olarak …’tan, ayrıca şirket tarafından söz konusu dönemde ikili anlaşma ile başka bir tedarikçiden elektrik satın alınmışsa bahse konu tedarikçiden ne kadar ve hangi fiyattan satın aldığına dair belgelerin de şirketten celp edilerek ve bu belgelerle şirketin piyasaya yaptığı satıştan elde ettiği meblağın da aldığı miktardan düşülmesi sonucunda yapılması gerekeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, davacı vekili tarafından; taraflar arasında akdedilen ikili Enerji Satış Anlaşması, taraflar arasında akdedilen Protokol -1, taraflar arasında akdedilen Protokol -2, taraflar arasında yapılan yazışmalar ( 29 adet), damga vergisinin ödendiğine ilişkin belge, dava konusu dönemde uğranılan zarar miktarı hesap tablosu, arabuluculuk sürecine ilişkin bilgilendirme tutanağı ve hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanak anlaşamama belgesi ibraz edilmiş, davalı vekili tarafından da; sözleşmeler, protokoller, tablolar, yazışmalar, yönetim kurulu kararı ile GÖP işlemlerine ilişkin belgeler ibraz edilmiştir.
Mahkememizce …’tan Temmuz-Aralık 2018 dönemine ait elektrik miktarı ve birim fiyatlarını gösterir belgeler getirtilmiştir.
Mahkememizce ilk olarak SMMM, elektrik mühendisi ile sözleşme-hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenlediği raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında akdedilen 03.08.2017 tarihli Anlaşmanın 6446 sayılı yasal mevzuata uygun Genel Hükümlere tabi bir ikili anlaşma olduğu ve tarafları bağladığı, davacının yasal mevzuat kapsamında; uhdesinde bulunan Otoprodüktör Lisansına sahip Oymapınar HES’te yapılan enerji üretiminin X 40’ını geçmemek üzere piyasada satış hakkı bulunduğu, bu çerçevede kendisine ait Alüminyum tesislerinin enerji ihtiyacı ile Oymapınar HES üretimini dikkate alarak planlama yapmak durumunda olduğu, 2018 yılı itibariyle davacı şirketin faaliyetlerinin 83,53’Lük kısmın üretilen mamüllerin satışını, kalan &16,47’lik kısmın ise enerji satışından kaynaklandığı, davacı tarafından alınan enerjinin mamül üretimi ve elektrik satışlarına konu olması nazara alındığında ticari defterler üzerinden davacı şirketin iddia ettiği zararın tespitinin mümkün olmadığı, davacı şirketçe OG 3 (Temmuz-Eylül) ve G4 (Ekim-Aralık) dönemleri için onaylanmak üzere davalıya sunulan revize taleplerinin Anlaşmanın 4.2. maddesinde yer alan şart ve koşullarını yerine getirmiş olduğu, sözleşmenin 4/2-c. maddesinde yer alan şart ve koşullar yerine getirildikten sonra davalı şirketin söz konusu revize talebini kabul etme zorunluluğunun bulunmadığı, davaya konu revize talebinin davalı tarafça kabul edilmemesinin sözleşmeye aykırılık oluşturmadığı, tarafların sözleşmesel edimlerini yerine getirdikleri, hukuki açıdan davacının uğradığını iddia ettiği zarar miktarının davalının eylemlerinden kaynaklanmadığı, bir diğer ifade ile davalının kusurunun bulunmadığı, Mahkeme tarafından Davalı şirketin Anlaşma hükümlerine aykırı olarak 2. Anlaşma Yılı olan 2018 yılı Temmuz-Aralık ayları arasındaki A 3 ve AG 4 dönemleri revize taleplerini kabul etmeyerek enerji sağlamaması nedeniyle davacı şirketin zarara uğradığının kabulü halinde davacı şirketin zarar talebinde maksimum güç çekiş miktarının üzerinde 150 MWh alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu, 01.08.2017 tarihli yazı ile maksimum güç çekiş miktarının 144,944 MWh belirlenmesi nedeniyle hesaplanmanın bu miktar üzerinden yapıldığı, dolayısıyla maksimum güç çekiş miktarı da dikkate alındığında davacı şirketin toplamda 345.871,60 MWh enerji kadarlık kısmının piyasada PTF fiyatları ile alarak zarara uğradığı, davacı şirketin uğradığı zarar miktarının 45.120.787,62,-TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak SMMM, elektrik mühendisi ile sözleşme-hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenlediği rapor-ek raporunda sonuç olarak; Raporda yapılan açıklamalar ve hesaplamalar sonucunda, hukuki takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacının davalıdan zarar talebinde bulunabileceği kabul edildiği takdirde talep edilebilecek tutarın 45.122.566,45 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili tarafından 20/12/2021 kayıt tarihli dilekçesi ile tarafsızlığından şüphe edildiği iddiası ile, hesap uzmanı bilirkişinin reddi talebinde bulunmuş ise de; Ret sebepleri HMK’nun 272.maddesi delaletiyle 36.maddesinde düzenlenmiştir.
HMK’nun 36.maddesinde; “(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması.(1) ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.” hükmü düzenlenmiştir.
Davalı vekili bilirkişinin tarafsız olmadığına ilişkin red sebebi olarak, davalı ile dava dışı … İnş. … Ltd. Şti. arasında görülen davalarda bilirkişinin şirket vekilliği yaptığını göstermiştir. Belirtilen red sebebi HMK’nun 36.maddesinde belirtilen red sebepleri arasında yer almadığı gibi, … başına eldeki dava yönünden bilirkişinin tarafsızlığı şüphesini gerektirecek bir sebep te değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bilirkişinin reddi talebinin reddine karar verilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, uğranılan zarara yönelik alacak davasıdır.
Dava-cevap dilekçesi, ibraz edilen ve getirtilen bilgi-belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı, davalı yanca sözleşmeye aykırı olarak enerji tedarik edilmeyen 2018 yılı Temmuz – Aralık dönemlerinde temin edilmesi gereken sözleşmeye uygun şekilde yapılan revize taleplerinde yer alan enerji miktarlarının, meri sözleşmeye göre davalıca uygulanacak birim enerji fiyatı ile … günlük ve saatlik piyasa fiyatlarıyla hesaplandığında müvekkilinin söz konusu dönemde 45.122.566,45 TL zarara uğradığını ileri sürerek davalının meri sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirmemesi sonucu enerji tedarikini haksız olarak durdurması sebebiyle müvekkilinin uğradığı 45.122.566,00 TL zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi oranındaki faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ise, davacı ile aralarındaki dava konusu dönemde sürdürülen sözleşmenin hukuka uygun bir sözleşme olduğunu, davacının revize talebinin kabul edilmemesinin hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunu, davacı şirketin revize taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın ve miktarının taraflarına yüklenmesinin hukuka ve/veya sözleşmeye uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasında, enerji alımına ilişkin sözleşme bulunduğu hususunda uyuşmazlık olmadığının; Taraflar arasındaki anlaşmazlık; tarafların aralarındaki sözleşme gereğince edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davaya konu revize talebinin davalı tarafça kabul edilmemesinin sözleşmeye uygun olup olmadığı, davalının kusurunun olup olmadığı, davacının belirtilen nedenle zarar görüp görmediği ile zarar görmüş ise miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan her iki bilirkişi heyetinin zarar miktarı yönünden birbirini teyit ettiği görülerek hükme esas alınmış; teknik, mali vs yönden ise ikinci bilirkişi heyeti raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli, hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporları, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek yapılan inceleme sonucunda; Oymapınar HES’in 10.03.2005 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile Özelleştirme idaresi tarafından …’ne Hisse Satış Sözleşmesi tarihinden itibaren başlamak üzere 49 yıllığına işletiminin devredildiği görülmüştür.
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile dava dışı … İnş. Mad. San. ve Tic. A.Ş. arasında 29.07.2005 tarihinde akdedilen “… Hisse Satış Sözleşmesi” ile … Alüminyum tesisleri ile bünyesindeki Oymapınar HES’in devredildiği, Hisse Satış Sözleşmesinin “Alıcının Taahhüdü “ başlıklı 5. fıkrasında; “ ….Elektrik üretim lisansını almasını gerektirecek şekilde bir takvim yılı içerisinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından belirlenen orandan daha fazla elektrik enerjisini satmayacağını, ….- İleride ilgili mevzuatta değişiklik olması halinde dahi Otoprodüktör lisansı çerçevesi dışında hareket etmeyeceğini, kabul, beyan ve taahhüt eder” hususlarının yer aldığı görülmüştür.
… Genel Müdürlüğü ile … Alüminyum Tesisleri Grup Müdürlüğü arasında 12.12.1974 tarihinde “Elektrik Satışına Dair Sözleşme” akdedilerek, enerji alışverişine başlandığı görülmüştür. Mülga … tarafından davacıya gönderilen 31.07.2017 tarihli yazıda; 12.12.1974 tarihinde …’le akdedilen Anlaşmanın yürütülmesi, tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte 01.01.2001 tarihinde kurulan teşekküllerine devredildiği, ancak zaman içerisinde, Teşekkülleri ile şirketleri arasında enerji satışına yönelik yürütülen mevcut Anlaşmanın karşılıklı olarak sonlandırılarak günün şartlarına ve güncel mevzuata uygun yeni bir Anlaşmanın imzalanması gerektiği kanaatine varıldığı, bu itibarla ekte gönderilen ve 12.12.1974 tarihinde imzalanmış olan mevcut anlaşmanın yerine geçmek üzere hazırlanan Anlaşma taslağının incelenerek uygun bulunması halinde teşekküllerine konu ile ilgili bilgi verilmesi ile, Şirketleri uhdesinde yer alan tesislerdeki maksimum çekiş miktarını gösterir bilgi ve belgelerin gönderilmesi hususunda yazılı bildirim yapıldığı görülmüştür.
Davacı şirketin davalı teklifini kabulü sonrasında , mülga … Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında 03.08.2017 tarihinde “Elektrik Enerjisi Satış Anlaşması” akdedildiği, Anlaşmanın; …’nın Konusu Başlıklı 1. Maddesinde; “ (1) Anlaşmanın konusu aşağıda, belirtilen esaslar çerçevesinde, satıcı tarafından alıcıya, bedeli mukabili sabit miktarlı elektrik enerjisi atışından ibarettir. Buna göre ; (a)Satıcı alıcıya, ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslara göre, Anlaşma hüküm ve koşulları çerçevesinde sabit miktarı elektrik enerjisi satışını gerçekleştirecektir. (b) Anlaşma konusunu teşkil eden sabit miktarlı elektrik enerjisi satışı, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde uzlaştırmaya esas ikili anlaşma bildiriminin yapılması suretiyle ifa edilecek olup, satıcının fiziksel teslim taahhüdü bulunmamaktadır.” hükümlerinin yer aldığı, “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 2. Maddesinde; (1) Bu Anlaşmada ; b) Anlaşma fiyatı ; Anlaşma süresi boyunca, Anlaşmanın 4. Maddesine göre alım satımı yapılacak kWh cinsinden elektrik enerjisinin, işbu Anlaşmanın 5. Maddesinde belirtilen Kr/kWh cinsinden birim fiyatını, c) Anlaşma miktarı; Anlaşma süresi boyunca her bir uzlaştırma dönemi için anlaşmanın 4. maddesine göre alım- satımı yapılacak kWh cinsinden elektrik enerji miktarını, d) Anlaşma süresi; Anlaşmanın geçerli olacağı süreyi, e) Anlaşma yılı; Anlaşmanın yürürlüğe girdiği gün saat 24:00 dan itibaren, içinde bulunulan yılın 31 Aralık tarihinde saat 24:00’e kadar geçecek süre (İlk Anlaşma Yılı) ve takip eden yıllarda Anlaşmanın yürürlük süresi boyunca, 1 Ocak saat 00:00- 31 Aralık saat 24:00 arasında geçecek süreler (Anlaşma Yılları) ve Anlaşmanın sona erdiği yılda 1 Ocak 00,00- anlaşmanın son günü saat 24:00 arasında geçecek süreyi (Son Anlaşma Yılı), (o) Kurul; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nu, (s) Maksimum çekiş miktarı; Alıcının … kayıtlarındaki gerçekleşmiş Uzlaştırmaya Esas Çekiş miktarının en yüksek olduğu uzlaştırma dönemi bazında miktarını(MWh), (2) Anlaşmanın bu maddesinde tanımlananlar dışında kalan tüm terimler, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak yayınlanmış ikincil mevzuat kapsamında yayınlanmış Tebliğ ve Yönetmeliklerde tanımlanan anlamlara sahiptir.” hükümlerinin yer aldığı, “Anlaşmanın süresi” başlıklı 3. Maddesinde; (1)“Anlaşma, ilk anlaşma yılından başlamak üzere geçerli olacak ve ilk anlaşma yılının bitimini müteakip herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın birer yıl uzatılmış sayılacaktır. Ancak , herhangi bir tarafta anlaşmanın sonunda sonlandırılmasına ilişkin ilgili yıl içerisinde kurul tarafından onaylanarak bir sonraki yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden en az bir ay önce yazılı bildirimde bulunulduğu takdirde, işbu anlaşma yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden önceki gün saat 24:00’de süresinden önce sona erer.” hükmünün yer aldığı, “Anlaşma miktarı” başlıklı 4. Maddesinde; (1) “Anlaşma miktarının tespitindeki temel prensipler: (a)Anlaşma yılı/yılları için hazırlanacak ve/veya iş bu anlaşma hükümleri çerçevesinde revize edilecek anlaşma miktarları tespit edilirken, ilgili anlaşma yılı/yıllarına ait herhangi bir uzlaştırma ayının herhangi bir uzlaştırma dönemine ait miktarın sıfırdan büyük olması halinde, her bir uzlaştırma dönemi miktarının maksimum çekiş miktarından büyük olmaması şartı ile, söz konusu uzlaştırma ayına ait her bir uzlaştırma dönemi miktarının en az 10 MW olması sağlanacaktır. (2) Anlaşma miktarının tespitinde ki temel prensipler çerçevesinde; a) İlk anlaşma yılı için geçerli olan anlaşma miktarı ,Ek-A da yer alan miktardır. b) Anlaşma yılı/yılları için geçerli olacak anlaşma miktarı, alıcı tarafından işbu anlaşma hükümlerine uygun olarak ve maksimum çekiş miktarı dikkate alınarak hazırlanacak ve ilgili anlaşma yılının başlamasından en az bir ay önce satıcıya bildirilecektir. c) İlk anlaşma yılı yada anlaşma yılı/yılları için geçerli olan anlaşma miktarı ile ilgili olarak alıcının satıcıya yazılı olarak miktar değişikliği talebinde bulunması ve işbu anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması koşulu ile, bir sonraki yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden en az bir ay bir ay önce değiştirilebilecektir. (4)Anlaşma yılı/yılları miktarları ile ,fiili ile ait miktar değişiklikleri ek protokolle düzenlenir . (6) Mevzuatta yapılacak herhangi bir değişiklik ya da yargı merciinin aldığı karar sonucunda satıcının enerji alım sözleşmelerinde meydana gelebilecek değişikliklere bağlı olarak satabileceği sabit miktarlı elektrik enerji miktarının değişmesi ve satıcının talep etmesi halinde, anlaşma miktarı söz konusu değişiklikleri yansıtacak şekilde revize edilecektir.” hükümlerinin yer aldığı, “Anlaşma fiyatı başlıklı 5. Maddesinde; “(1) Anlaşma süresi boyunca. anlaşmanın 4’üncü maddesine göre alım- satımı yapılacak kWh cinsinden elektrik enerjisinin birim fiyatı, 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun 17. Maddesi kapsamında, görevli tedarik şirketlerine yapılan satışlarda kurulca onaylanan ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi tarafından uygulanan aktif elektrik enerjisi toptan satış tarifesi (Kr/kWh) olacaktır.” hükümlerinin yer aldığı görülmüştür.
Davacı şirketin sözleşmenin 4. maddesinde yer alan prensipler kapsamında süresi içinde 2018 yılı 2. Anlaşma yılına ait satışa esas elektrik enerjisi miktarlarını, tüm yıl, ay ve gün boyunca uzlaştırma dönemi olan saat dilimi içinde hazırlayarak davalıya yazılı olarak sunduğu, taraflar arasında akdedilen 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek 04.12.2017 tarihli ek protokolde; 2018 yılı Ocak-Aralık 2018 ayları arasındaki enerji miktarlarının aylık günlük ve saatlik dönemler itibariyle yer aldığı, Protokolde toplam enerji satış miktarının 799.320 MWh olduğu görülmüştür.
Mülga … Genel Müdürlüğü tarafından davacı şirkete 03.01.2018 tarihinde gönderilen yazı ile Aralık 2018 dönemi ikili anlaşma bildirimine esas 86.550 MWh elektrik enerjisine karşılık olarak 27.587.085,-TL. tutarındaki teminatın bulunması gerektiği, teşekküle verilen 19.598.104,-TL. teminata ilave olarak 7.988.981,-TL. teminatın sözleşme süresi içerisinde yatırılmasının istendiği, davacı şirket tarafından davalıya 7.988.981 TL tutarında teminat mektubu sunulduğu, ayrıca davacı şirketçe 01 Ocak 2018-31 Aralık 2018 dönemine ilişkin Ek Protokolden doğan damga vergisi tutarı olan 682.282,93 TL’nin Gelir İdaresine ödenerek beyannamenin yazı ekinde davalıya gönderildiği görülmüştür.
Davacının yazılı talebi uyarınca 26.03.2018 tarihinde taraflar arasında 01.04.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere ek protokol tanzim edilmiş, ek protokolde Q2 dönemine ait (Nisan, Mayıs ve Haziran ayları) için enerji miktarı aylık, günlük ve saatlik bazda yer almış ve toplam miktarın 157.785 MWh (Ocak ila Haziran 2018 arasındaki 6 aylık devre için ise toplamda 361.905 MWh) olduğu görülmüştür. Protokol kapsamında Q3 ve Q4 dönemlerini içeren Temmuz 2018 – Aralık 2018 tarihleri arasındaki aylarda enerji miktarı toplam, aylık günlük ve saatlik bazda “0” sıfır olarak gösterilmiştir.
Davacı şirketin 24.05.2018 tarihinde yazılı olarak başvuru yaparak, 2018 Temmuz ayından itibaren geçerli olacak Anlaşma miktarları revizesini anlaşma hükümlerine uygun olarak davalı şirkete sunarak, uzlaştırma dönemi bazında hazırlanan miktar tablosunun onaylanması ve imzalanması akabinde bir nüshasının taraflarına gönderilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacının bu talebi ile ilgili olarak davalı şirket Yönetim Kurulunun 27.06.2018 tarihli kararında; “Teşekkülleri ile … arasında, sabit miktarlı elektrik satışına ilişkin imzalanmış olan Elektrik Satış Anlaşması (…) kapsamında; 2018 yılı Temmuz ayından itibaren …’nın “Anlaşma Miktarı” başlıklı 4. maddesi çerçevesinde … Alüminyum A.Ş. tarafından 2018 yılı satışa esas ikili anlaşma miktarlarına ilişkin talebin reddedilmesine ve konu ile ilgili gerekli işlemlerin Genel Müdürlükçe ikmaline oybirliği ile karar verildi.” denildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde; Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen 28.06.2018 tarihli cevabi yazıda; “Söz konusu talebiniz ile ilgili Teşekkülümüzün 2018 yılı 3’üncü çeyrek dönem tarife çalışmaları çerçevesinde yapılan değerlendirmeler neticesinde, Teşekkülümüz alım portföyünde meydana gelen değişiklikler nedeniyle artış yönündeki revize talebiniz karşılanamayacak olup, bu kapsamda 26.03.2018 tarihinde imzalanan … eki Ek Protokol çerçevesinde iş ve işlemlere devam edilecektir.” denildiği,
Davacı şirket tarafından Mülga …’a gönderilen 29.06.2018 tarihli yazıda özetle; yaptıkları revize talebinin 01.07.2018 tarihinde uygulanacak yeni Anlaşma Fiyatından 3 gün önce reddedildiği, ret kararının … hükümlerine ve mevzuata aykırı olduğu, revize taleplerinde belirttikleri miktarlar üzerinde satış yapılması gerektiği, İmzalanan … hükümlerine göre, Kurumlarının belirtilen gerekçe ile miktar revizelerini reddetme gibi bir hakkı bulunmadığı, Anlaşmanın 4/6 maddesi dışında Kurumlarına her hangi bir revize hakkı ya da Şirketlerince yapılan revizeyi reddetme hakkı verilmediği, Kurumlarına tanınan revize hakkının herhangi bir mevzuat değişikliği ya da bir mahkeme kararı üzerine meydana gelebilecek değişikliklere bağlı olarak ve talep edilmesi koşuluna bağlandığı, Ancak kurumlarınca Anlaşmaya tamamen aykırı olarak “alım fortföyünde meydana gelen değişiklikler nedeniyle artış yönünde revize talebiniz karşılanamayacak olup” denilmek suretiyle hiçbir yargı kararı veya mevzuat değişikliği olmaksızın revize talebinin reddedildiği, Şirketlerine miktar konusunda revize hakkı veren 4/2-c maddesine göre Anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanmış bir revizenin uygulanması veya uygulanmaması konusunda kurumlarına verilmiş her hangi bir taktir yetkisi bulunmayıp Anlaşmaya uygun olarak hazırlanan yapılan miktar revizesinin kurumlarınca kabulünün zorunlu olduğu, 24.05.2018 tarihinde bildirmiş oldukları miktar revizesinin uygulanması konusundaki taleplerini yineledikleri, bununla birlikte, 28.06.2018 tarihli kararda ısrar edilmesi halinde, her türlü dava ve talep haklarnı saklı tutarak … 30/1 hükmü uyarınca yaşanan ihtilafın karşılıklı anlaşma ile çözümü için yazılı ihbarda bulunacaklarının belirtildiği,
Yine davacı tarafından Mülga …’a gönderilen 05.07.2018 tarihli yazıda; 29.06.2018 tarihli yazı ile yaptıkları başvuruda, 24.05.2018 tarihinde bildirdikleri miktar revizesinin uygulanması taleplerini yineledikleri, başvuru üzerine kurumları ile yapılan harici görüşmelerin nihai bir sonuca ulaştırılamadığı, şirketlerince somut adımlar atılmasına karşılık taraflarınca net bir yaklaşım sergilenmediğinden her geçen gün şirketlerinin zararının büyüdüğü, … 30/1 maddesi uyarınca yaptıkları ihbarda belirtilen 10 günlük süre dolmadan önce uyuşmazlığın çözümüne ilişkin olarak yazılı bir beyanda bulunulması, aksi taktirde … 30/2 maddesi uyarınca uyuşmazlığın arabulucu yolu ile çözümü için 10 günlük sürenin dolmasını müteakip kurumlarını temsilen uzman arabulucu belirlemelerinin talep edileceği, Anlaşmanın feshine sebep vermeleri halinde bu süreçte uğradığı ve uğrayacağı zararların tazmini talebine ek olarak … 29/1-b bendi uyarınca fesih tazminatı talep edileceğinin bildirildiği,
Mülga … tarafından 06.07.2018 tarihinde davacıya gönderilen cevabi yazıda; Şirketleri yetkilileri ile toplantı düzenlendiği, ancak söz konusu toplantı sonrasında Şirketleri tarafından önerilen revize Anlaşma Miktarlarının Teşekkülleri tarafından karşılanabilecek seviyede bulunmadığı, iddia ve beyanlarının kabul edildiği anlamına gelmemesi ve söz konusu iddialarına verilecek cevabi hakları saklı kalmak kaydıyla, konunun iyi niyet çerçevesinde değerlendirilmesini teminen şirketleri ile teşekkülleri arasındaki görüşmelerin sürdürülmesi ve oluşabilecek revize talep miktarlarının değerlendirilmesine devam edilmesinin önerildiği, bu öneriye istinaden değerlendirmelerinin 09.07.2018 tarihinde kadar gönderilmesi gerektiği, anılan önerinin kabul edilmemesi durumunda … hükümleri çerçevesinde işlem yapılmaya devam edileceği, hususlarının yer aldığı,
Davacı tarafından Mülga …’a gönderilen 09.07.2018 tarihli yazıda; İhbarları üzerine 03.07.2018 tarihinde yapılan sözlü görüşmede, uzlaşmaya varabilmek adına kurumlarının talebini dikkate alarak hazırlamış oldukları revizenin de kurumlarının 06.07.2018 tarihli yazısı ile reddedilerek, revize talep miktarlarının değerlendirilmesi sürecine devam edilmesinin önerildiği, … hükümlerinden doğabilecek haklarına halel gelmemek, her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile konunun iyi niyet çerçevesinde çözümlenmesi adına kurumları ile şirketleri arasındaki görüşmelerin 10 gün daha yani 19.07.2018 tarihine kadar sürdürülmesinin uygun olduğu, bu sürenin bitiminde uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmamış olması halinde … hükümleri çerçevesinde işlem yapılmaya devam edileceği ve uyuşmazlığın 30/2 maddesi uyarınca çözüme ulaştırılması için gerekli yazılı ihbarların yapılacağının, bildirildiği,
Davacı şirket tarafından davalıya gönderilen 20.07.2018 tarihli yazıda özetle ; 06.07.2018 tarihli yazıları üzerine değerlendirme süreci olarak verilen 10 günlük süre içinde hiçbir görüşme imkanı sağlanmadığı, 09.07.2018 tarihli yazılarına yazılı veya sözlü cevap verilmediği, belirtilerek, kurumlarınca karşılıklı görüşmelerin devam edip etmeyeceğine ilişkin yazılı bir beyanda bulunulmasının istendiği,
Davacı tarafından davalı …’a gönderilen 27.08.2018 tarihli yazıda; 2018 Ekim ayından itibaren geçerli olacak Anlaşma miktarları revizesini anlaşmanın Madde 4 hükümlerine uygun olarak yazı ekinde bildirildiği ve uzlaştırma dönemi bazında hazırlanan miktar tablosunun onaylanması ve imzalanması akabinde bir nüshasının taraflarına gönderilmesinin talep edildiği,
Davalı … tarafından davacı şirkete gönderilen 02.10.2018 tarihli yazıda; talepleri ile ilgili Teşekkülleri 2018 yılı 4’üncü çeyrek dönem tarife çalışmaları çerçevesinde yapılan değerlendirmeler neticesinde, Teşekküllerinin alım ve üretim portföyü dikkate alındığında artış yönündeki revize taleplerinin karşılanamayacağının, bu kapsamda 26.03.2018 tarihinde imzalanan … eki Ek Protokol çerçevesinde iş ve işlemlere devam edileceğinin bildirildiği,
Davacı tarafından davalı …’a gönderilen 15.10.2018 tarihli yazıda; Anlaşma hükümlerine yer verilerek, miktar revizesinin Kurumlarınca kabulünün zorunlu olduğu, kendilerine gönderilen 02.10.2018 tarihli yazı içeriğinin … hükümlerine ve hukuka aykırı olduğunun, şirketleri tarafından kabul edilmediğinin ve yasal yollara başvuru haklarının saklı bulunduğunun bildirildiği,
Davacı şirketin 20.11.2018 tarihinde davalı …’a gönderdiği sunulan yazıda, 2019 yılında geçerli olacak Anlaşma miktarlarının Anlaşma hükümlerine uygun olarak taraflarına yazı ekinde bildirildiğinin belirtilerek, 2019 yılı için geçerli olan ve uzlaştırma dönemi bazında hazırlanan miktar tablosunun taraflarınca onaylanması ve imzalanması akabinde bir nüshanın taraflarına gönderilmesinin istendiği,
Davalı …’ın davacı şirkete gönderdiği 30.11.2018 tarihli cevabi yazıda ; …’nın “Anlaşma Süresi” başlıklı 3’üncü maddesi hükümleri çerçevesinde 31.12.2018 tarih ve saat 24:00 itibariyle sonlandırıldığının bildirildiği,
Davacı şirketin davalı …’a gönderdiği 21.12.2018 tarihli yazıda; 4628 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesi 2. ci fıkrası uyarınca mülga … ile akdedilmiş olan …’nın tüm hak ve yükümlülükleri ile şirketlerine devredildiği, taraflarınca devralınan …’nın sonlandırılarak yeni bir … yapılması talepleri üzerine aralarında 03.08.2017 tarihli yeni bir … imzalandığı, kanun hükmü çerçevesinde … tarafından devralınan sözleşmenin tüketici tedarikçisini seçene kadar yürürlükte kalacağı, …’nın 3. maddesinin teşekküllerince uygulanmasının mümkün olmadığı, teşekküllerince … taraflı olarak anlaşmanın sonlandırılarak özelleştirme ihalesi ile verilmiş olan hakkın … taraflı sonlandırılmasının hukuki olmadığı, belirtilerek suretiyle, konunun tekrar değerlendirilerek 03.08.2018 tarihli …’nın sonlandırılmasının iptal edilmesinin ve bildirmiş oldukları miktarların ek protokol halinde taraflarınca imzalanarak gönderilmesinin istendiği,
Davalı …’ın 14.01.2019 tarihli cevabi yazısında; söz konusu …’nın sonlandırılması ile ilgili tesis edilen işlemin hukuka, işlemin gereklerine ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu ve geçerliliğini koruduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mali yönden yapılan incelemede; Davacının ticari defter tasdik sayfaları ile 2017 ve 2018 dönem kurumlar vergisi beyannamelerine ekli gelir tabloları bilirkişi heyetince incelenerek rapor ekine alınmıştır.
Mevzuat ve sözleşmelerle ilgili yapılan incelemede; Davacı şirket, Seydişehir İlçesinde kurulan Alüminyum tesislerinin sahibi olup, 12.12.1974 yılında …’a ait iken …’le akdettiği … kapsamında tesislerin enerji ihtiyacını karşılamaya başlamıştır. Bilahare, 29.07.2005 tarihinde Özelleştirme İdaresi tarafından akdedilen Hisse Satış Sözleşmesi ile … Alüminyum A.Ş. özel sektöre devredilmiş, böylece 10.03.2005 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında … Alüminyum’a hisselerinin satış tarihi itibariyle devredilmiş olan Oymapınar HES de devredilmiştir.
Mülga … (bilahare mülga TEİAŞ) ile … arasında akdedilen 12.12.1974 tarihli …, sektördeki bölünmeler sonucunda mülga … uhdesine geçmiştir. Mevzuatta meydana gelen esaslı değişikliklere bağlı olarak, Mülga …’ça davacıya gönderilen 31.07.2017 tarihli yazı ile; zaman içerisinde, teşekkülleri ile şirketleri arasında enerji satışına yönelik yürütülen mevcut Anlaşmanın karşılıklı olarak sonlandırılarak günün şartlarına ve güncel mevzuata uygun yeni bir anlaşmanın imzalanması gerektiği kanaatine varıldığı, bu itibarla yazı ekinde gönderilen ve 12.12.1974 tarihinde imzalanmış olan mevcut anlaşmanın yerine geçmek üzere hazırlanan anlaşma taslağının incelenerek uygun bulunması halinde teşekküllerine konu ile ilgili bilgi verilmesi ile, şirketleri uhdesinde yer alan tesislerdeki maksimum çekiş miktarını gösterir bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istendiği, davacı şirketin kendisine gönderilen taslak …’yı uygun bulduğu ve taraflar arasında 03.08.2017 tarihli …’nın akdedildiği anlaşılmaktadır.
Türkiye’de elektrik enerjisinin üretimi, iletimi, dağıtımı, satışı, fiyatlarının belirlenmesi ile ilgili mevzuat önceleri Enerji ve Tabii Bakanlığı tarafından yürütülmekte iken, 20.02.2001 tarihinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında kanun yürürlüğe konmuş ve mevzuat EPDK tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Bilahare, 14.03.2013 tarihinde Elektrik Piyasası Kanunu yürürlüğe girmiş ve EPDK tarafından serbest piyasaya geçilmesi amacıyla ikincil mevzuat uygulamaya konularak, ayrı bir tüzel kişilik olarak Elektrik Piyasası kurulmuştur.
Elektrik enerjisinin kullanımına konu yasa, genel hükümlerine göre özel bir yasa hükmünde olduğundan, öncelikle geçerli ve bağlayıcıdır. Bu nedenle, 6446 sayılı yasa hükümleri kapsamında akdedilen sözleşme değerlendirilmiştir.
6446 sayılı Kanunun 3. maddesi (j) bendinde; “İkili anlaşma: Gerçek ve tüzel kişiler arasında özel hukuk hükümlerine tabi olarak, elektrik enerjisi ve/veya kapasitenin alınıp satılmasına dair yapılan ve Kurul onayına tabi olmayan ticari anlaşmaları; (cc) bendinde; Serbest tüketici: Kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğini haiz olduğu için tedarikçisini seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişiyi,” tanımlamaları mevcuttur.
03.08.2017 anlaşma tarihi itibariyle yürürlükte olan E.P.T. Hizmetleri Yönetmeliğinin “İkili anlaşmanın kapsamı” başlıklı 11. maddesinde; (1) İkili anlaşmada asgari aşağıdaki hususların yer alması zorunludur; a) Tedarikçinin adı, unvanı, adresi, MERSİS numarası, vergi kimlik numarası, lisans numarası, tüketici hizmetleri merkezlerinin telefon ve faks numaraları ile internet ve elektronik posta adresleri, b) Tüketicinin adı, soyadı, unvanı, adresi, T.C. kimlik veya vergi kimlik numarası, Türk vatandaşı olmayan kişiler için pasaport numarası veya uluslararası geçerliliği olan muadili belge numarası, bulunması halinde tüketicinin telefon numarası veya e-posta adresi, c) İkili anlaşmanın kurulma tarihi ile elektrik enerjisi ve/veya kapasite satışının başlangıç tarihi, ç) İkili anlaşmanın süresi, d) Elektrik enerjisi ve/veya kapasite satışına esas fiyatlandırma, e) Tahsilatında aracı olunan iletim ya da dağıtım bedeli ile uygulanan fon, pay ve vergiler, f) Güvence bedeli/teminat alımı ve uygulaması, g) Faturanın zamanında ödenmemesi durumuna ilişkin uygulanması öngörülen gecikme faizi ile tarafların temerrüde düşmesinin hukuki sonuçları, ğ) Faturalarda ve faturalandırmaya esas unsurlarda hata tespiti durumunda eksik veya fazla bedelin tahsili veya iadesine ilişkin hükümler, h) İkili anlaşma kapsamında cayma hakkının kullanılmasına ve/veya ceza koşulunun uygulanmasına ilişkin şartlar, süre ve cayma bedeli ve/veya ceza koşulunun tutarı, ı) İkili anlaşmanın yenilenmesi ya da süre uzatımı, i) İkili anlaşmanın hükümlerinde değişiklik yapma, j) İkili anlaşmanın sonlandırılması, k) Tedarikçinin hak ve yükümlülükleri, l) Tüketicilerin hak ve yükümlülükleri, m) İkili anlaşmanın feshine ilişkin koşullar, n) Şikâyetlerin çözümü, o) İkili anlaşma uyuşmazlıklarında yetkili çözüm mercii, (2) İkili anlaşma kapsamındaki hususlara ilişkin işbu Yönetmelikte düzenlenen cayma hakkı, haklı fesih sebepleri, anlaşmanın yenilenmesi gibi hükümlere ikili anlaşmada açıkça yer verilir. İkili anlaşmada ve eklerinde ilgili mevzuata aykırı hükümlere yer verilemez. İkili anlaşmada yer alan ilgili mevzuata aykırı hükümler geçersizdir.” hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasındaki … hükümleri incelendiğinde, Yönetmeliğin 11. maddesindeki koşulları sağladığı, 6446 sayılı Kanuna aykırılık içermediği anlaşılmıştır.
Tarafların sözleşme gereğince edimlerini yerine getirip getirmediği, davaya konu revize talebinin davalı tarafça kabul edilmemesinin sözleşmeye uygun olup olmadığı ve davalının kusurunun olup olmadığı yönünden yapılan incelemede; Davacı şirket uhdesinde bulunan Oymapınar HES üretiminin taraf iddialarına konu olmasına bağlı olarak, gerek santral enerji üretiminin gerekse alüminyum tesisi enerji ihtiyacının incelenmesi ve özellikle davalı tarafın Oymapınar HES’in otoprodüktör olmasına bağlı olarak öncelikle Alüminyum tesisi ihtiyacını karşılanması gerektiği iddialarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamına göre teknik olarak; Seydişehir Alüminyum tesislerinin elektrik enerjisi tüketiminin, 2010 -2017 yılları arasında aylık olarak 39.391 MWh ile 105.818 MWh arasında, yıllık olarak yaklaşık 775.000 MWh ile 1.212.000 MWh arasında değiştiği, davacı şirkete ait Oymapınar HES’te ise 2010 -2017 yılları arasında aylık olarak 13.767 MWh ile 217.187 MWh arasında, yıllık 821.808 MWh ile 1.577.109 MWh aralığında enerji üretimi yapıldığı, davacının davalıdan 2010 -2017 yılları arasında aylık olarak bazı dönemlerde enerji alışının bulunmadığı, 2016 yılında toplam 30.730 MWh, 2017 yılında 70.750 MWh enerji aldığı belirlenmiştir.
Oymapınar HES barajlı bir santral olarak regülatörde membaından gelen suyun biriktirilmesi ile enerji üretmektedir. Santralde 135 MW gücünde 4 ayrı ünite mevcut olup, 540 MW gücü çerçevesinde regülatörde yeterli su olması halinde 4 ünitenin veya 1 ünitenin sürekli çalışması halinde 4.700.000 MWh- 1.182.000 MWh aralığında üretim kapasitesine sahiptir. Ancak, ülkemizde ve söz konusu bölgede santralın sürekli olarak birkaç ünitesinin çalışmasını sağlayacak seviyede bir su akımı söz konusu olmamaktadır. Regülatöre gelen ve biriken su, nehir membaından gelen yağmur ve eriyen kar sularından oluşmaktadır. Ülkemizde iklim koşulları her yıl değişiklik gösterdiği gibi her bölgede de değişiklik arz edebilmektedir. Bölgede kış aylarında yoğun kar yağması ve hava sıcaklıklarının düşük olması bilahare havanın ısınması ile bu dönemde yoğun yağmur düşmesi halinde, Mart ayından itibaren regülatöre gelen su olağan dışı artmakta, bölgede kış aylarında beklenen kar yağmadığı ve yağmurda az yağdığı taktirde ise gelen su miktarı olağandışı düşmektedir. Bu nedenlerle, santralde yapılacak elektrik üretimi tamamen bölgedeki yağışlara ve regülatöre gelen suya bağlı bulunmaktadır. Bu kapsamda, davacı şirketin; Alüminyum tesislerinin enerji ihtiyacı ile HES’te üretilecek enerji miktarlarını planlama ve buna göre üretime devam etme gibi bir uygulamayı yapmak zorunda olması, teknik bir gereklilik olduğu tespit edilmiştir.
Yine, Oymapınar HES regülatör alanı kısıtlı olduğundan yağışların çok olduğu aylarda gelen suyu depolama imkanı bulunmamaktadır. Zira, HES’te regülatörün minimum ve maksimum kotları arasında enerji üretimi yapılması esas olup regülatöre çok fazla su geldiğinde maksimum seviyenin sağlanması için üretilecek enerjinin Alüminyum tesislerinin ihtiyacından çok fazla olmasına bağlı olarak, bu enerjinin ülke ekonomisine kazandırılması gerekmektedir. Aksi halde, bu durumda regülatördeki suyun maksimum seviyeyi geçen üretime konu olmayan kısmı enerji üretimi yapılmaksızın boşa gidecektir.
Meri 6446 sayılı E.P. Kanunu ile gerekli düzenlemeler yapılmış olup, “Otoprodüktör lisansının üretim lisansına dönüştürülmesi” başlıklı Geçici 7. Maddesinde; (1) Otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere, mevcut lisanslarındaki hakları korunarak bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde resen ve lisans alma bedeli alınmaksızın üretim lisansı verilir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Kuruma otoprodüktör lisansı başvurusunda bulunulamaz; yapılmış başvurular üretim lisansı kapsamında değerlendirilir. (2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce özelleştirilen kuruluşlar tarafından işletilmekte olan tesisler için, 4628 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen otoprodüktör lisansları üretim lisansına dönüştürülür ve satış/işletme hakkı devir sözleşmelerinde belirlenen hususlar üretim lisansına derç edilir. Bu kapsamdaki lisans sahipleri, bir takvim yılı içinde elektrik enerjisi üretim miktarının en fazla yüzde yirmisini piyasada satabilir. Arz güvenliği açısından ihtiyaç duyulacak hâllere münhasır olmak üzere, Kurul bu oranı artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yine, 6446 sayılı yasa kapsamında düzenleyici kurum olan EPDK’nın 18.01.2018 tarihli 7643-26 sayılı kurul kararı ile, otoprodüktör tesisinin ürettiği enerjinin piyasada satışı ile ilgili kanunda öngörülen %20 oranı, kanunun verdiği yetkiye istinaden 2018 yılı için %40’a çıkarılmıştır. Davacıya ait Oymapınar HES’te üretilen enerjinin %40’ının piyasaya satış hakkı tanınmasının ana nedeni de yıllık periyotta her zaman ortaya çıkan, üretilen enerji miktarı ile ihtiyaç duyulan enerji miktarı arasındaki önemli farklılık ve santral regülatörüne gelen suyun tamamının ülke ekonomisine kazandırılması oluşturmaktadır.
6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikle 6446 sayılı E.P. Kanuna eklenen Geçici 19. maddesinde “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmü getirilmiş olup, bu kapsamda EPDK 7643-26 sayılı kurul kararı da geçerli ve bağlayıcıdır. Öte yandan Davalı … 4628 ve 6446 sayılı yasalar kapsamında lisanslı üretim şirketi, olup, lisansı kapsamında EPDK kararlarına uymakla yükümlüdür.
Bu çerçevede, davacının uhdesindeki Oymapınar HES te ürettiği enerjinin yıllık olarak %40’ını satma hakkı olduğu, Oymapınar HES üretimi ile Alüminyum tesisleri ihtiyacı ile piyasaya satış hakkı çerçevesinde planlama yaparak buna göre davacıdan enerji talebinde bulunmak durumunda olduğu yönündeki beyanlarının mevzuata ve teknik kriterlere uygun olduğu, davalının bu konudaki beyan ve itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen Enerji Satış Anlaşmasının “…’nın Konusu “ başlıklı 1. maddesinde; “(1) Anlaşmanın konusu, aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde, Satıcı tarafından Alıcıya bedeli mukabili Sabit Miktarlı Elektrik Enerjisi satışından ibarettir. Buna göre; a) Satıcı alıcıya, ilgili mevzuatta yer alan usul ve esaslara göre ,Anlaşma hüküm ve koşulları çerçevesinde Sabit Miktarlı Elektrik Enerjisi satışını gerçekleştirecektir…” hükmü yer almakta olup bu hükümler kapsamında davalı davacıya anlaşma hükümleri kapsamında enerji tedarik etme yükümlülüğü altına girmiştir.
6446 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde tüketicinin talep ettiği enerjinin tedarikçi tarafından temini esas olup, bunun istisnasını ise ikili anlaşmalarda enerji miktarı konusunda bir kararlaştırma veya kısıt varsa bu kararlaştırma ve kısıtlar oluşturmaktadır. Taraflar arasında kendi iradeleri ile 03.08.2017 tarihli … akdedilmiş olup, anlaşmada mevzuata aykırı bir hüküm yer almadığından anlaşma hükümleri her iki taraf için bağlayıcıdır. Bu konuda taraflar arasında da bir ihtilaf bulunmamakta olup, uyuşmazlığın temelini anlaşmanın 4. maddesinin uygulanmasının oluşturduğu anlaşılmıştır.
03.08.2017 tarihli …’nın “Anlaşma Miktarı” başlıklı 4. maddesinde; 1) Anlaşma Miktarı’nın tespitindeki temel prensipler : a) Anlaşma Yılı/Yılları için hazırlanacak ve/veya iş bu Anlaşma hükümleri çerçevesinde revize edilecek Anlaşma Miktarları tespit edilirken, ilgili Anlaşma Yılı/Yıllarına ait herhangi bir Uzlaştırma Ayının herhangi bir Uzlaştırma Dönemine ait miktarın sıfırdan büyük olması halinde, her bir Uzlaştırma Dönemi miktarının Maksimum Çekiş Miktarından büyük olmaması şartı ile, söz konusu Uzlaştırma Ayına ait her bir Uzlaştırma Dönemi miktarının en az 10 (on) MW olması sağlanacaktır. b ) Alıcının tüketim tesislerinde Anlaşma’nın yürürlüğe girmesinden sonra kapasite artışı gibi nedenlerle Uzlaştırma Dönemi Bazında herhangi bir tüketim artışı olması durumunda alıcı satıcıya söz konusu durumla ilgili bilgi ve belgeleri yazılı olarak sunacaktır. Bu durumda yeni Maksimum çekiş miktarı bir sonraki anlaşma fiyat’nın geçerli olacağı dönemden başlayacaktır. c)Alıcı Satıcıdan Anlaşma kapsamında satın alacağı Aktif Elektrik Enerjisini iş bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak, tüketim ihtiyacını karşılamaya esas olacak şekilde Maksimum çekiş miktarını geçmemek kaydıyla, uzlaştırma dönemi bazında hazırlayacaktır. 2) anlaşma miktarının tespitindeki temel prensipler çerçevesinde; a) İlk Anlaşma Yılı için geçerli olan Anlaşma Miktarı, Ek-A’da yer alan miktarlardır. b) Anlaşma Yılı/Yılları için geçerli olacak Anlaşma Miktarı, Alıcı tarafından iş bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak ve Maksimum Çekiş Miktarı dikkate alınarak hazırlanacak ve ilgili Anlaşma Yılı’nın başlamasından en az 1 (bir) ay önce satıcıya bildirilecektir. c) İlk Anlaşma Yılı ya da Anlaşma Yılı/Yılları için geçerli olan Anlaşma Miktarı ile ilgili olarak Alıcı’nın Satıcı ‘ya yazılı olarak miktar değişikliği talebinde bulunması ve iş bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması koşulu ile, bir sonraki yeni anlaşma fiyatının uygulanacağı günden en az 1 (bir) ay önce değiştirilebilecektir. (4) Anlaşma Yılı/Yılları miktarları ile, fiili Yıla ait miktar değişiklikleri ek protokolle düzenlenir. … 6) Mevzuatta yapılacak herhangi bir değişiklik ya da yargı merciinin aldığı karar sonucunda satıcının enerji alım sözleşmelerinde meydana gelebilecek değişikliklere bağlı olarak satabileceği sabit miktarlı Elektrik Enerjisi miktarının değişmesi ve Satıcı’nın talep etmesi halinde, Anlaşma Miktarı söz konusu değişiklikleri yansıtılacak şekilde revize edilecektir.”hükümleri yer almaktadır.
Düzenleyici kurum EPDK tarafından yürürlüğe konulan E.P. Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği ile “Uzlaştırma Dönemi” “saat” olarak belirlenerek uygulamaya konulmuştur.Diğer yandan … Alüminyumun Maksimum Çekiş Miktarı da 144,944 MW’tır.
Yukarıda yer verilen sözleşmenin 4. madde hükümleri çerçevesinde; Anlaşma yılı miktarının ve Anlaşma yılı miktarının değişikliği için alıcının satıcıya ilgili anlaşma döneminden en az bir ay önce anlaşma hükümlerine uygun şekilde yazılı olarak talepte bulunması; Değişiklik talebinin; 1- Uzlaştırma Ayının herhangi bir saatine (Uzlaştırma Dönemi) ait miktarın sıfırdan büyük olması halinde, Her bir saat (Uzlaştırma Dönemi) miktarının Maksimum Çekiş Miktarı 144,944 MW’tan büyük olmaması şartı ile söz konusu Uzlaştırma Ayına ait her bir saat (Uzlaştırma Dönemi) miktarının en az 10 (on) MW olması sağlanması, 2- Uzlaştırma Dönemi olan saat Bazında hazırlanması gerekmektedir.
Anlaşmanın yukarıda yer verilen 4. maddesi hükümleri dikkate alındığında; davalının Anlaşmanın 1. maddesi ile davacıya sağlamakla yükümlü olacağı enerji miktarının; 10 x 24 x 365 = 87.600 MWh ile 144,994 x 24 x 365 = 1.270.147 MWh aralığında davacının talebi doğrultusunda gerçekleşeceği de anlaşılmaktadır.
Yine Sözleşmenin 4.2.c. maddesinde; “Alıcı’nın Satıcı’ya yazılı olarak miktar değişikliği talebinde bulunması ve iş bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak hazırlanması koşulu ile, bir sonraki yeni Anlaşma Fiyatı’nın uygulanacağı günden en az 1 (bir) ay önce değiştirilebilecektir.” hükmü uyarınca 4.1 maddesi ve 4.2.a maddesindeki koşulların değişiklik için yeterli olmadığı ve önceki bentlerdeki koşulların dışında, bir sınırlama getirdiği görülmüştür.
Anlaşmanın 5. maddesinde Anlaşma Fiyatı; “Anlaşma süresi boyunca. anlaşmanın 4’üncü maddesine göre alım- satımı yapılacak kWh cinsinden elektrik enerjisinin birim fiyatı, 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun 17. Maddesi kapsamında, görevli tedarik şirketlerine yapılan satışlarda kurulca onaylanan ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi tarafından uygulanan aktif elektrik enerjisi toptan satış tarifesi (Kr/kWh) olacaktır” şeklinde kararlaştırılmış olup, 6446 sayılı yasanın 17. maddesi (c) bendinde ise, “Toptan satış tarifesi: Kurumun belirleyeceği usul ve esaslar kapsamında, elektrik toptan satış fiyatları taraflarca serbestçe belirlenir. Dağıtım şirketlerinin teknik ve teknik olmayan kayıpları ile genel aydınlatma kapsamında temin edeceği elektrik enerjisi ile tarifesi düzenlemeye tabi tüketicilere yapılacak elektrik enerjisi satışı için …’tan tedarik edilecek elektrik enerjisinin toptan satış tarifesi …’ın mali yükümlülüklerini yerine getirebilme kapasitesi dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu yasa hükmü ve sözleşme hükmü çerçevesinde, sözleşmenin 5. maddesinde yer verilen Anlaşma fiyatı EPDK tarafından belirlenerek, her yıl Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında 3’er aylık dönemlerde yılda 4 kez yürürlüğe konmaktadır.
Yukarıda yer verilen sözleşme hükümleri ve EPDK’nın uygulamaya koyduğu … ve mülga … tarifelerinin geçerli olduğu tarihler dikkate alındığında; Anlaşmanın 4.1. ve 4.2. maddesindeki koşulların sağlanmasının yanı sıra, davacının Anlaşma Yılı Alım Miktarlarını revize hakkının Nisan, Temmuz ve Ekim ayından geçerli olacak şekilde en az birer ay önce talepte bulunması sınırlaması getirildiği belirgindir. Buna göre, Anlaşma yılına ait anlaşma miktarlarının revizesi yılda 3 kez olarak ve sadece bu 3’er aylık dönemlerin başında 1 aydan fazla süre kalmış iken yapılmak şartı ile sınırlandırılmış olup miktar revizesi bu 3’er aylık dönemlerin başında başka herhangi bir zamanda ileri sürülemeyecektir.
Dosyadaki tarafların kabulünde olan belgelere göre; 2. Anlaşma yılı olan 2018 yılı için geçerli olacak Anlaşma miktarının, davacı tarafından Anlaşmanın 4. maddesinde yer alan prensipler ve süre içinde 01.01.2018 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 23.11.2017 tarihinde davalı satıcıya bildirildiği ve taraflar arasında 2. Anlaşma Yılı Anlaşma Miktarı ile ilgili Protokol akdedildiği, Söz konusu Protokolde enerji miktarı toplam 799.320 MWh olduğu, 12 aya ait her gün ve her saat için değişik miktarda enerji miktarına yer verildiği tespit edilmiştir.
2. Anlaşma Yılı Anlaşma Miktarları karşılanırken, davacı, 26.02.2018 tarihinde 2018 yılı Nisan ayından itibaren geçerli olacak uzlaştırma dönemleri itibariyle anlaşma miktarı ile ilgili revize talebini davalıya onaylanmak üzere sunmuş, talep sonucunda taraflar arasında 26.03.2018 tarihli Ek protokol düzenlenmiştir. Söz konusu Protokolde talep edilen enerji miktarı toplam 361.905 MWh olup, Temmuz-Aralık ayları arasındaki dönemde enerji miktarı ise tüm saat, gün ve aylarda “0” olarak yer almıştır. Söz konusu Protokolde, 1. Anlaşma yılı olan 2018 yılına ilişkin enerji miktarlarında; Nisan ayı için 3.240 MWh , Mayıs ayı için 405 MWh Haziran ayı için 945 MWh olmak üzere toplam 4.590 MWh azalma mevcuttur.
Bilahare davacı tarafından, 24.05.2018 tarihinde 2018 yılı Temmuz ayından itibaren yürürlüğe girmek üzere Q 3 dönemi Temmuz-Eylül dönemine ilişkin uzlaştırma dönemi olan saatlik bazda hazırlanmış anlaşma miktarını davalıya onaylanmak ve imzalanmak üzere sunduğu, Mülga … tarafından 08.06.2018 tarihli yazı ile davacıdan “talep değerlendirme sürecinde Oymapınar HES’in üretim ve … Alüminyum tesislerinin tüketim miktarlarına, 2017 Ocak-2018 Mayıs dönemi için saatlik bazda ihtiyaç duyulduğu” belirtilerek elektronik ortamda belgelerin talep edildiği, davacının 11.06.2018 tarihli yazı ekinde istenen bilgileri CD ekinde sunduğu, bilahare davalı şirket yönetim kurulu kararı ile talebin reddedildiği, davacıya gönderilen yazıda “teşekküllerinin alım portföyünde meydana gelen değişiklikler nedeniyle artış yönündeki revize talebinin karşılanamayacağının” bildirildiği, davacı tarafın talepleri üzerine taraflar üzerinde görüşmeler yapılmış olmakla birlikte, yazışmalar çerçevesinde yapılan görüşmelerin kesildiği; Yine davacı şirketçe 27.08.2018 tarihli yazı ile , 2018 yılı Ekim ayından itibaren uygulamaya girecek şekilde Ekim-Aralık dönemine ilişkin uzlaştırma dönemi olan saat bazında revize anlaşma miktarlarını davalıya onaylanmak üzere sunduğu ve bu talebinde davalı şirketçe aynı gerekçelerle reddedildiği görülmüştür.
Davacı şirketçe Q3 ve Q 4 dönemleri için onaylanmak üzere davalıya sunulan 2 ayrı revize taleplerinin sözleşme kapsamında incelenmesi sonucunda; Q3 dönemi revize talebinin uygulamaya konu Temmuz ayından 32 gün önce, Q4 dönemi revize talebinin uygulamaya konu Ekim ayından 37 gün önce , her ikisinde de 1 aylık asgari süreden fazla süre kala yapıldığı, her bir Uzlaştırma Dönemi olan saatlik bazda enerji miktarlarının (0)’ın üzerinde olduğu ve 10 (on) MW asgari tutarın üzerinde olduğu, tüketim ihtiyacını karşılamaya esas olacak şekilde Maksimum Çekiş Miktarını geçmediği ve meri mevzuat kapsamında saatlik Uzlaştırma Dönemi Bazında hazırlandığı, yine 1 ay öncesine ait olduğu, bu çerçevede davacının Anlaşmanın 4.2. maddesinde yer alan tüm şart ve koşulları yerine getirdiği ve sınırlamalar uygun revize talebinde bulunduğu, sabit görülmektedir.
Davalı şirket, en son Q2 dönemi Nisan-Haziran 2018 için düzenlenen Ek Protokolde Temmuz-Aralık dönemlerinde enerji miktarının “0” olarak yer aldığını gerekçe göstererek, davacının gerek Q3 gerekse Q4 dönemleri için yaptığı artış yönündeki enerji miktarının portföylerinde meydana gelen değişiklik nedeniyle karşılanamayacağı gerekçesi ile davacının Q3 ve Q4 dönemlerine ilişkin revize taleplerini reddetmiş ve bu dönemlerde en son akdedilen Ek protokolde enerji miktarının “0” olması nedeniyle enerji tedariki yapmamıştır.
Davalı şirket ise, cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile; Anlaşmanın 4.6. madde hükmündeki “revize edilecektir” ibaresi ile 4.2.c bendi sonundaki “ değiştirilebilecektir “ ibarelerinin alıcının talebinde yer alan miktarların kabul ve onaylarına tabi olduğu yönünde savunmada bulunmaktadır.
Sözleşmenin 4.6. maddesinde davacının 4.2. madde hükmüne göre revize talebi dışında yasal mevzuat kapsamında yapılacak revizeyi içeren bir hüküm olup, dava konusu da değildir.
Yine, yukarıdaki bölümlerde teknik olarak değerlendirildiği üzere, davacının revize talebi Sözleşmenin 4.2.c. maddesinde zorunlu olarak aranan koşulları taşıdığı için teknik yönden davalıyı bağlayıcı olduğu değerlendirilmiştir.
Diğer yandan, Anlaşmanın 2.1.c maddesinde; “Anlaşma Yılı; Anlaşmanın yürürlüğe girdiği gün saat 24.00’dan itibaren, içinde bulunulan 31 Aralık tarihinde saat 24,00’e kadar geçecek süre ve takip eden yıllarda Anlaşmanın yürürlük süresi boyunca 1 Ocak saat 00.00-31 Aralık saat 24.00 arasında geçecek süreler ve Anlaşmanın sona erdiği yılda 1 Ocak 00.00 – Anlaşmanın son günü saat 24.00 arasında geçecek süreyi” tanımlaması mevcuttur. Anlaşmanın söz konusu hükümlerine göre, 03.08.2017 tarihinde akdedilen anlaşma kapsamında 2018 yılının tamamı 2. Anlaşma yılını oluşturmaktadır.
Davalı 2.Anlaşma yılı olan 2018 yılının tamamı için alış/satışa ilişkin talebini sunmuş ve bu talep doğrultusunda ve anlaşma hükümleri çerçevesinde 04.12.2017 tarihinde taraflar arasında Ek Protokol akdedilmiştir. Söz konusu Protokol ekinde 1 Ocak-31 Aralık 2018 döneminin tamamını kapsayan saatlik enerji talep miktarları yer almakta olup, yılın bütünü için talep edilen enerji miktarı da 799.320 MWH’tir. Davacı bu protokol kapsamında talep ettiği enerji ile ilgili olarak davalı şirketçe talep edilen sözleşmeye göre 7.988.981 TL ilave teminatı verdiği gibi, talep edilen enerji karşılığı 682.282,93 TL Damga Vergisini ödeyerek beyannameyi de davalı şirkete yazılı olarak sunmuştur.
Taraflar arasındaki Anlaşmanın 4.2.b) Maddesine göre, 2. Anlaşma yılı 2018 yılı saatlik bazda enerji miktarları, 4.2.c . maddesine uygun şekilde revize yapılmadığı taktirde yıl boyunca geçerli bulunmaktadır. Anlaşmanın 4. maddesinde veya diğer maddelerinde ilgili Anlaşma Yılı Anlaşma Miktarlarının revizesinde, revize talebinin revizeye konu Anlaşma fiyatının yürürlüğe gireceği aydan itibaren tüm yıl sonuna kadar tüm dönemleri içerecek şekilde yapılmasını öngören bir düzenleme bulunmamaktadır.
Davacı revize talebi sonrasında, Taraflar arasında akdedilen Q2 Nisan-Haziran dönemine ait 26.03.2018 tarihli Protokolde, davacının daha sonra yaptığı revize taleplerine konu Q3,Q4 dönemlerinde ait saatlik bazdaki enerji miktarlarının “0″ olmasının teknik olarak davacının bu dönemler için enerji talep etmediği anlamını taşımadığı, davacının anlaşmanın 4.2. maddesi uyarınca 4.2.c. maddesinde yer alan, koşulların sağlanmasının yanı sıra “bir sonraki yeni Anlaşma Fiyatının uygulanacağı günden en az 1 (bir) ay önce değiştirilebilecektir” hükmü kapsamında reddedilen dönem itibariyle 2 kez daha revize talep hakkı bulunmakta olduğu, 4.2. madde hükümlerine göre revize taleplerinde revizeye konu önceki tüketim miktarının bir belirleyiciliği ve önemi bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Diğer yandan, anlaşmanın diğer hükümleri de incelendiğinde; Anlaşmanın 1. maddesi uyarınca davalının yükümlülüğü altına olan enerji miktarının belirlenmesinde, 5. madde dışında başka bir düzenleme de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; taraflar arasında akdedilen ve geçerli olan … nın 4. maddesindeki şart ve koşulların davacı tarafından yerine getirilerek 4.2.c maddesindeki sınırlandırmaya bağlı olarak Yeni Anlaşma Fiyatlarının yürürlüğe gireceği günden en az 1 ay önce Anlaşma Yılı Anlaşma Miktarlarının revizesinin talep edildiği, davacının revize talebinde bulunurken sözleşmedeki zorunlulukları yerine getirdiği ve sınırlamalara uygun olarak ileri sürdüğü görülmekle bu revize talebinin teknik olarak davalıyı bağlayıcı olduğu kanaatine varılmıştır.
Yukarıdaki inceleme ve değerlendirmeler ışığında davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise zararın hesaplanması yönünden yapılan değerlendirme; Davacı dava kapsamında, davalının Anlaşma kapsamında sağlamadığı revize taleplerine konu enerjinin, uhdesindeki Oymapınar HES’ten Piyasaya satamayarak tesislerinde kullandığı enerji miktarının yanısıra Oymapınar HES üretiminin yetmemesi nedeniyle piyasadan aldığı enerji miktarları kapsamında, anlaşma fiyatı ile piyasa fiyatları arasındaki birim bedeller arasındaki farktan oluşan zararlarını dava konusu yapmakta ve saatlik bazda oluşan PTF fiyatları ile anlaşma fiyatları arasında ortaya çıktığını iddia ettiği 45.122.566,00 TL bedeli talep etmektedir.
Gerek davacının Oymapınar HES’ten yasal mevzuatın tanıdığı yıllık üretim değerinin % 40’ı oranındaki satış hakkını gerekse davalı tarafından sağlanmayan ve Oymapınar HES’ten karşılanamayan enerji miktarını elektrik piyasası GÖP Piyasasında satmakta ve almakta olduğu gibi, davalı … da aynı şekilde elektrik piyasasında GÖP piyasasından satmaktadır.
6446 sayılı E.P. Kanunu ve düzenleyici kurum olan EPDK’ca yapılan çalışmalar neticesinde enerji piyasası oluşturulmuş olup, piyasa takas fiyatları uzlaştırma dönemi olan saatlik bazda piyasaya sunulan enerji arzı ve piyasadan yapılan enerji talebi doğrultusunda piyasa şartlarında oluşmaktadır. Dış kaynaklı doğal gaz arzında yaşanan anlık ve dönemsel kısıtlar, İklim koşullarına bağlı olarak iletim sisteminde meydana gelen kısıtlar, enerji üretiminde ve arzında meydana gelen olağandışı azalmalar sonucunda enerji talebinin aynı oranda düşmemesine bağlı olarak, piyasada oluşan PTF fiyatlarında olağan dışı artışlar yaşanabilmekte, kısıtlar ortadan kalktığında ise arz talep dengesi sağlandığından PTF fiyatlarında aşağı yönlü değişimler söz konusu olabilmektedir.
Belirtildiği üzere anlaşma fiyatı sözleşme ile “Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi (…) tarafından uygulanan aktif elektrik enerjisi toptan satış tarifesi (Kr/kWh) olarak” belirlenmiş olup, söz konusu tarifeler düzenleyici kurum olan EPDK’ca her yıl Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında 3 ay yürürlükte kalacak şekilde yılda 4 kez EPDK’ca bir metedoloji kapsamında belirlenmekte ve uygulanmaktadır.
Mevcut Piyasa şartlarında; piyasada oluşan PTF fiyatı uzlaştırma dönemi olan saatlik bazda her an değişebilmekte ve davalı şirketin uygulayacağı EPDK tarafından belirlenen Anlaşma fiyatı ise 3 ay süresince aynı birim fiyatı içermekte ve saatlik bazda mutlaka bir farklılık ortaya çıktığı gibi, bu farklılık az da olsa bazı dönemlerde eksi yönde, genellikle artı yönde yüksek şekilde PTF lehine (PTF yüksek seyretmektedir) gerçekleşmektedir.
Her iki taraf karşılıklı olarak PTF fiyatları ile anlaşma fiyatları arasındaki fark kapsamında, karşı tarafın kâr elde etmek amacıyla hareket ettiğini öne sürmekle birlikte, bu karşılıklı iddiaları tartışmak anlamsız olacağı gibi yerinde de olmayacaktır. Zira, davacı alıcının gerek Anlaşma Yılı Anlaşma Miktarlarını gerekse Revize taleplerini yaptığında, henüz EPDK tarafından belirlenen Anlaşma Fiyatını oluşturan bir tarife bulunmadığı gibi özellikle PTF fiyatları uygulamaya konu dönemde ve saatte gerçekleştiğinden talep tarihi ve Protokol tarihi itibariyle belirli değildir. Dolayısıyla PTF fiyatlarına göre alış veya satış yapılması her iki taraf için da daha avantajlı olabileceği gibi daha dezavantajlı da olabilir. Bunun önceden bilinebilmesi mümkün değildir, bu her iki taraf için de belirsizdir. Fakat her iki taraf için de belirgin olan, sözleşme hükümleridir. Dolayısıyla her iki tarafın da beyanları ile kabul ettikleri gibi, tacir olan tarafların kendi piyasa takdirlerine göre hareket etme hakları mevcut olup, burada tacir olmanın gereği, tarafların anlaştıkları sözleşmelerdeki edimlerinin yerine getirilmesidir.
Yukarıda belirtildiği üzere, davalı … davacının Anlaşmaya uygun şekilde davacının yaptığı Q3 ve Q 4 dönemlerine ait revize taleplerini Anlaşmaya aykırı şekilde reddetmiş olup Q3 dönemi için Temmuz ayı için 59.415 MWh, Ağustos ayı için 47.130 MWh, Eylül ayı için 55.800 MWh, ve Temmuz-Eylül döneminde toplam 162.345 MWh , Q4 dönemi için Ekim ayı için 61.845 MWh, Kasım ayı için 59.850 MWh, Aralık ayı için 61.845 MWh, ve Ekim-Aralık döneminde toplam 183.540 MWh enerjiyi davacıya tedarik etmemiştir. Diğer yandan, davacı da davalı … gibi piyasa katılımcısı olup gün öncesi piyasasında Oymapınar HES’te ürettiği ve alüminyum tesislerine kullanmadığı enerjiyi Gün Öncesi Piyasasında satabileceği gibi, uymakla yükümlü olduğu piyasa işleticisi Milli Yük Tevzi Merkezinin verdiği talimatlar uyarınca Gün İçi Piyasasına da arz edebilir.
Sözleşmede yer alan ve davacı şirketin revize talepleri doğrultusunda şekillenen enerji miktarının her hangi bir nedenle karşılanamaması halinde, alüminyum tesislerinin faaliyeti için gerekli enerjinin Oymapınar HES’ten karşılanmayan kısmına ait enerji miktarının temini için davacının Piyasada GÖP piyasasından enerji temin etme dışında bir alternatifi bulunmamaktadır.
Davalının enerji revize talebini kabul etmeyerek enerji arzını durdurduğu 1 Temmuzdan sonraki dönemde davacı şirket Oymapınar HES üretimi çerçevesinde %40 satış hakkını kullanmayarak ihtiyaç duyduğu enerjiyi öncelikle Oymapınar HES’ten karşıladığı, eksik kalan miktarı da piyasadan PTF fiyatları ile aldığı, Şirket mali tablolarında ortaya çıkan enerji satış gelirindeki azalma ile enerji alış giderindeki artış kapsamında da belirgindir.
Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde; davacı, Temmuz-Aralık dönemleri için talep ettiği 345.885 MWh enerjiyi öncelikle Oymapınar HES üretiminden satış hakkını kullanamayarak karşıladığı, alüminyum tesislerinin ihtiyacı kapsamında eksik kalan enerjiyi de PTF fiyatları ile GÖP ten temin ettiği görülmektedir. Bu çerçevede; davacının, söz konusu dönemde, her uzlaştırma dönemi (saat) itibariyle piyasada oluşan PTF fiyatları ile davalıdan temin edeceği anlaşma fiyatı arasındaki birim fiyatlar uyarınca 345.885 MWh enerji miktarı karşılığı gelir kaybına uğradığı, buna karşılık davalı …’ın dosya içine kazandırılan piyasa işleticisi … yazısındaki değerlere göre, anlaşma kapsamında davacıya temin etmesi gereken Q3 dönemine ait 162.345 MWh ve Q4 dönemine ait 183.540 MWh olmak üzere toplam 345.885 MWh enerjinin yaklaşık 17,65 katı tutarında 6.104.885 MWh enerjiyi GÖP piyasasında satmak suretiyle, davacıya temin etmesi gereken 345.885 MWH enerjinin PTF fiyatı ile Anlaşma fiyatı arasındaki fark miktarında fazladan gelir elde ettiği belirgindir.
Zarar miktarının hesaplanmasında; Davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan 03.08.2017 tarihli sözleşmenin 4.maddesinde düzenlenen “Anlaşma Miktarı”ndan kaynaklı olarak çıkan ihtilaf nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasıyla ileri sürülen tazminat talebidir. Taraflar arasında akdedilen davaya konu … hükümleri incelendiğinde, Yönetmeliğin 11. maddesindeki koşulları sağladığı, 6446 sayılı Kanuna aykırılık içermediği görülmekle bu anlaşmanın geçerli olduğu anlaşılmış olup nitekim 03.08.2017 tarihli sözleşmenin bağlayıcılığı konusunda taraflar arasında da bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.
Taraflar arasında 12’şer aylık dönemler quarter’lar halinde 4 çeyreğe bölünerek ifade edilmekte olup Ocak, Şubat, Mart Q1; Nisan, Mayıs, Haziran Q2; Temmuz, Ağustos, Eylül Q3; Ekim, Kasım, Aralık Q4 olarak ifade edilmektedir. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede sözleşme yılının 3’er aylık dönemler halinde belirlendiğine yönelik herhangi bir hüküm tespit edilememiş olmakla birlikte bu ifade, heyetimiz Teknik Bilirkişisi tarafından EPDK mevzuatı açısından teknik olarak incelenmiş olup “…sözleşmenin 5. maddesinde yer verilen Anlaşma fiyatı EPDK tarafından belirlenerek, her yıl Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında 3’er aylık dönemlerde yılda 4 kez yürürlüğe konmaktadır…” şeklinde açıklandığı üzere anlaşma fiyatı EPDK tarafından dört çeyrekte belirlenerek yürürlüğe konulduğu ve taraflarca da uygulamanın bu yönde yapılması yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, sözleşmenin 4.2.c.maddesinde ifade edilen “anlaşma yılı” ve “anlaşma miktarı” terimleri, enerji mevzuatı açısından bir yılda 4 çeyreğe bölünmüş şekilde Q1, Q2, Q3 ve Q4 olarak adlandırılan her yılın Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında başlayan üçer aylık dönemlerini ifade etmektedir. Buna göre, davacının sözleşmenin 4.2.c.maddesinde sayılan şartlara riayet etmek şartı ile her bir Quarter’dan önce ilgili çeyreğe ait 3 aylık döneme ilişkin elektrik tüketim miktarlarını davalıya bildirebileceği, daha önce bildirdiği tüketim talebini revize edebileceği anlaşılmaktadır. Satım akdinde “miktar” ve “semen” sözleşmenin esaslı unsurlarından olup taraflar arasındaki enerji satış sözleşmesinde “semen” 3’er aylık devreler halinde EPDK’ca belirlenen … Tarifesine atfen belirlenmiş, “miktar” ise davacının ihtiyacı doğrultusunda ve sözleşmedeki belli koşulları uyması şartıyla yılda 3 kez revize edebileceği şekilde yıllık 87.600 MWh ile 1.270.147 MWh arasında davalıya bildireceği miktar olarak kararlaştırılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 23.11.2017 tarihinde 2018 yılının tamamı için anlaşma miktarları belirlenmiş ve 04.12.2017 tarihli ek protokol akdedilmiştir. Bu protokol ile 2018 yılının 12 aylık tamamı için davacının davalıdan talep ettiği enerji miktarı 799.320 MWh’tir. Davacı daha sonra 26.02.2018 tarihinde 2018/Q2 döneminden başlamak üzere anlaşma miktarını davalıya bildirmiş ve buna ilişkin olarak 26.03.2018 tarihli ek protokol akdedilmiştir. 26.03.2018 tarihli ek protokolde Nisan 2018 ila Aralık 2018 ayları için talep edilen toplam enerji miktarı Ocak 2018 ila Haziran 2018 için 361.905 MWh, Temmuz 2018 ila Aralık 2018 için “0” olmak üzere toplam 361.905 MWh olarak kararlaştırılmıştır. Yani 26.03.2018 tarihli ek protokole göre davacının davalıdan 2018/Q3 ve 2018/Q4 devrelerinde elektrik almayacağı kararlaştırılmıştır. (Toplam: 157.785 MWh revize talep miktarı). Bu revize miktarlar 26.03.2018 tarihli ek protokol ile imza altına alınmıştır. Böylece, davalı tarafından davacıya 2018 yılı Q1 ve Q2 dönemleri için (2018 yılı ilk 6 ayı için) 361.905 MWh satış yapılmıştır.
Ancak daha sonra, davacı, 24.05.2018 tarihinde davalıya tekrar başvurarak bu kez 2018/Q3 ve 2018/Q4 devreleri için toplam: 162.345 MWh revize talepte bulunmuştur: Davacının bu revize talepleri davalı tarafça kabul edilmemiş ve 26.03.2018 tarihli Ek Protokol hükümleri uyarınca elektrik satılacağı bildirilmiştir. 26.03.2018 tarihli ek protokolde 2018/Q3 devresi için “0” gösterilmiş olmakla davalı tarafından davacıya elektrik satışı yapılmamıştır.
Davacı daha sonra 27.08.2018 tarihinde davalıya tekrar başvurarak bu kez de 2018 Q/4 devresi için Toplam: 183.540 MWh revize talepte talepte bulunmuştur. Davacının bu revize talepleri de davalı tarafça kabul edilmemiş ve 26.03.2018 tarihli Ek Protokol hükümleri uyarınca elektrik satılacağı bildirilmiştir. 26.03.2018 tarihli ek protokol uyarınca 2018/Q4 devresi için “0” gösterilmiş olmakla davalı tarafından davacıya elektrik satışı yapılmamıştır.
Daha sonra 01.01.2019’dan geçerli olmak üzere taraflar arasındaki 03.08.2017 tarihli … davalı tarafça feshedilmiş, fesih beyanı 30.11.2018 tarihli yazı ile davacıya bildirilmiştir.
Davacı ise, 2018/Q3 ve 2018/Q4 devrelerinde davalıdan alamadığı elektriği dışarıdan PTF (piyasa takas fiyatı) üzerinden ödeme yaparak satın almak zorunda kaldığı, bu kapsamda, davalıdan almış olmasına nazaran PTF fiyatları ile aldığı için toplamda 45.122.566,00 TL fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı iddiasıyla 45.122.566,00 TL’lik zarar iddiasının tazmini talebiyle huzurdaki bu davayı açmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme teknik yönden ve EPDK mevzuatı yönünden incelendiğinde; davacının davalıya sözleşmenin 4.2.c.maddesi uyarınca her 3’er aylık dönemin başında dönemin başlamasına en az 1 aydan fazla zaman kala önce ve şayet 0 tüketim miktarı bildirmeyecek ise saatlik bazda 10 MWh altında olmamak ve 144,944 MWh’i geçmemek şartıyla tüketim miktarı revizesi yapabileceği ve bunu davalıya bildirebileceği anlaşılmaktadır. Nitekim davacının bu koşullara uyduğu, sözleşmenin 4.2.c.maddesi uyarınca revizyon talebini bildirdiği taraflar arasında da ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, davalının, bu revizyon talebi ile bağlı olmadığını, bunu kabulle yükümlü olmadığını, kabul edip etmemek noktasında takdir hakkı olduğunu ileri sürmesinden kaynaklanmaktadır.
Davalı, takdir hakkının sözleşmenin 4.2.c.maddesinin sonundaki “değiştirilebilecektir” ifadesinden geldiğini iddia etmektedir. Ancak;; taraflar arasında 2018/1 nolu Ek Protokol ile 2018 yılının tamamı için davalının davacıya toplamda en azından 799.320 MWh elektrik satmasına yönelik ön kabulde bulunulduğu, davalının da bu miktara isabet eden sözleşme damga vergisini yatırarak bu miktarda enerjiyi alım iradesini ortaya koyduğu, ilk 6 ay enerji alımı yaptığı, daha sonra takip eden Quarter’lar için de enerji alım iradesini gösterdiği halde davalının davacının revize talebini yerine getirmediği görülmektedir. Davalının takdir hakkı olduğu düşünülse bile, davacının gösterdiği alım iradesine karşılık ancak makul ve/veya haklı bir gerekçe ileri sürmesi veya sözleşmenin 4.6.maddesi uyarınca mevzuat değişikliği veya yargı kararına dayanması gerektiği kanaatine varılmıştır. (Ayrıca yukarıda da belirtildiği gibi sözleşmenin 4.6. maddesinde davacının 4.2. madde hükmüne göre revize talebi dışında yasal mevzuat kapsamında yapılacak revizeyi içeren bir hüküm olup, dava konusu da değildir.)
…’tan gelen müzekkere cevabına göre davalının 01.07.2018-31.12.2018 devresinde ikili anlaşmalar kapsamında sattığı enerji hariç, gün öncesi piyasasında bile 6.104.885,00 MWh elektrik satışı yaptığı görülmekle, aynı dönem için davacının talep ettiği 345.885,00 MWh elektriği karşılayabilecek durumda olduğu görülmüştür.
Buna göre, davacının davalıdan talep edebileceği zararın hesaplanması gerekmekte olup zarar hesabında davacının fiili ve gerçek zararının ortaya çıkartılması gerekir. Davalı, zarar hesabı yapılırken; davacının gerçek tüketiminin sayaç verileri olduğunu, hangi piyasadan ne kadar alım yaptığını, hangi fiyattan aldığını, hangi piyasaya ne kadar satış yaptığını ve hangi fiyattan sattığını, şirketin gerçek tüketiminin ve ihtiyacının tespiti gerektiğini, Oymapınar Barajı ve HES’in öncelikle … Alüminyum tesislerinin tüketimini karşılamak üzere devredildiği için ihtiyacın öncelikle buradan karşılanması gerektiğini, barajda üretilen elektriğin ne kadarının tesislerde kullanıldığını, ne kadarının piyasaya satıldığını, eğer barajın ürettiği elektrik davacı tarafından tüketimde değil de Gün Öncesi Piyasasında satılmış ise tamamen ticari kar olarak yapılan bu uygulamanın özelleştirme mantığına da aykırı olduğunu, yine davacının söz konusu dönemde ikili anlaşma ile başka bir tedarikçiden elektrik satın almışsa ne fiyattan satın aldığının araştırılması gerektiğini ileri sürmektedir. Gerçekten de zarar hesabının gerçek duruma göre ve gerçekleşen zarar üzerinden yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla zarar hesabı, davalının bu karşılanarak yapılmalıdır.
Davalının davacının söz konusu dönemde ikili anlaşma ile başka bir tedarikçiden elektrik satın almışsa ne fiyattan satın aldığının araştırılması gerektiği yolundaki savunması incelendiğinde; Davacının davalı ile akdettiği sözleşme yürürlükte olduğu sürece herhangi bir toptan satış şirketinden enerji tedarik imkanı bulunmamakta olup, davacının davalı tarafından sağlanmayan enerjiyi ancak Oymapınar HES’e ait %40 satış hakkını kullanmayarak sağlamaya çalışması ve eksik kalan enerjiyi de sadece GÖP piyasasından temin etmesi mümkün bulunmaktadır.
Davalının Oymapınar Barajı ve HES’in öncelikle … Alüminyum tesislerinin tüketimini karşılamak üzere devredildiği için ihtiyacın öncelikle buradan karşılanması gerektiği, barajda üretilen elektriğin ne kadarının tesislerde kullanıldığı, ne kadarının piyasaya satıldığı, eğer barajın ürettiği elektrik davacı tarafından tüketimde değil de Gün Öncesi Piyasasında satılmış ise tamamen ticari kar olarak yapılan bu uygulamanın özelleştirme mantığına da aykırı olduğu yolundaki savunması incelendiğinde; Oymapınar HES’in 01.07.2015-31.12.2015 döneminde 325.714,00 MWh, 01.07.2016-31.12.2016 döneminde 205.292,00 MWh, 01.07.2017-31.12.2017 döneminde 371.279,00 MWh, 01.07.2018-31.12.2018 döneminde 344.893,00 MWh elektrik üretimi yaptığı görülmüştür.
Ayrıca mali tablolar incelendiğinde de, davalının davacıya enerji arzını durdurduğu 1 Temmuzdan sonraki dönemde davacı şirketin Oymapınar HES üretimi çerçevesinde %40 satış hakkını kullanmayarak ihtiyaç duyduğu enerjiyi öncelikle Oymapınar HES’ten karşıladığı, eksik kalan miktarı da piyasadan PTF fiyatları ile GÖP’ten (gün öncesi piyasasından) temin ettiği belirlenmiştir. Böylece, hem Oymapınar HES’in kapasitesi itibariyle davacının her halde piyasadan elektrik teminine ihtiyaç duyduğu görüldüğü gibi hem de Oymapınar HES üretiminini de zaten kullandığı belirlenmiştir.
Diğer yandan, davacının, davalının enerji arzını durdurmuş olması nedeniyle Oymapınar HES’ten elektrik kullanması, davacının zararını azaltıcı bir durum (veya davacının zararını azaltmak için yapmak zorunda olduğu bir eylem) da değildir; çünkü davacı Oymapınar HES elektriğini kullanmaz ise bunu PTF fiyatından GÖP piyasasında satabilecek, fakat Oymapınar HES elektriğini sattığı için o miktarda elektrik açığına düşmesi halinde bunu yine PTF fiyatından GÖP piyasasından temin edecektir. Yani Oymapınar HES elektriği davacı ile davalı arasındaki sözleşmeyi ilgilendirmemektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, davalı tarafından temin edilmeyen enerji miktarlarını Oymapınar HES’ten mevcut satış hakkını kullanmayarak temin etmek zorunda kaldığı için Oymapınar HES üretimi enerjiyi PTF fiyatından satamadığı için, hem de dışarıdan temin edeceği enerjiyi … fiyatları yerine PTF fiyatları üzerinden temin etmek zorunda kaldığı için zarara uğramıştır. Dolayısıyla Oymapınar HES üretiminin kullanılması; davacı yönünden davacının zararını azaltan, dolayısıyla davalının tazmin sorumluluğunu değiştiren bir eylem değildir.
Davalının davacının gerçek tüketiminin sayaç verileri olduğu, hangi piyasadan ne kadar alım yaptığı, hangi fiyattan aldığı, hangi piyasaya ne kadar satış yaptığı ve hangi fiyattan sattığı, şirketin gerçek tüketiminin ve ihtiyacının tespiti gerektiği yolundaki savunması incelendiğinde; Davalı, davacının gerçek tüketiminin belirlenmesi için sayaç verilerinin incelenmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Davacının uhdesindeki Oymapınar HES, dava konusu 6 aylık dönemde 344.893,00 MWh üretim yapmıştır. Bu üretim miktarı, bir önceki yılın (2017’nin) aynı 6 aylık dönemindeki üretim miktarına yakındır. Davacının davalıdan talep ettiği dava konusu 2018 yılı 6 aylık tutarlar, bir önceki yıl 2017 için Ek-1 Protokole bağlanan (Ağustos ila Aralık 2017) davalıdan aldığı tutarların altındadır. Bu iki veri, Oymapınar HES’in 2017 yılı ikinci yarısı ile 2018 yılı ikinci yarısında benzer miktarda elektrik üretimi yaptığını ve davacının bu üretime rağmen ilave elektrik alımına ihtiyaç duyduğunu göstermekte olup davacı, davalıdan bir önceki yıl (2017 yılı) 6 aylık dönemde, dava konusu ettiği 2018 yılı 6 aylık dönemi için istediğinden daha fazla elektrik alımı yapmıştır. Bu veri de, davacının 2018 yılı 6 aylık dönemi için talep ettiği enerji miktarının tesisin üretim kapasitesi ve ihtiyacı itibariyle fazla olmadığını ve makul olduğunu göstermektedir.
Böylece, davacının Oymapınar HES’te üretilen 344.000 MWh’ten daha fazla enerji tüketimi olduğu için davalıdan alım yapma ihtiyacında olduğu görülmekle, davacının her halükarda dava konusu edilen (davalının davacıya satmadığı) 345.885.000 kWh elektrik tüketiminden daha fazla elektrik tüketimi olduğunu göstermektedir. Nitekim mali tablolarda da davacının 01.07.2018-31.12.2018 tarihlerinde katlandığı elektrik maliyetlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre (%35,85 – % 26,41) = % 9,44 oranında artış gösterdiği tespiti yapılmıştır.
Diğer yandan, piyasa aktörlerinin GÖP piyasasından aldıkları ürünün fiyatı hepsi için alım yaptıkları gün ve saat itibariyle aynı olduğu için, yani enerji piyasasında belirli bir saat itibariyle oluşan fiyat, o saatte alım yapan tüm katılımcılar için aynı olduğu için davacının PTF üzerinden yaptığı alım nedeniyle …’ya nazaran fazla ödediği bedel kadar davalının da davacıya vermeyerek başka alıcılara yaptığı satım nedeniyle …’ya nazaran fazla elde ettiği bedel söz konusudur. Burada aslında zararın karşılıklı yer değiştirmesi söz konusu olup davacının uğradığı zarar kadar davalı da kâr elde etmiş olmaktadır.
Zarar miktarı yönünden yapılan değerlendirmede; Davalının zarar hesabına yönelik olarak ileri sürdüğü hususlar, yukarıda karşılanmış olup ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacının dava konusu edilen dönemde, her uzlaştırma dönemi (saat) itibariyle piyasada oluşan PTF fiyatları ile davalıdan temin edeceği anlaşma fiyatı arasındaki birim fiyatlar üzerinden 345.885 MWh enerji miktarı karşılığı gelir kaybına uğradığı, buna karşılık davalı …’ın dosya içine kazandırılan piyasa işleticisi … yazısındaki değerlere göre, anlaşma kapsamında davacıya temin etmesi gereken Q3 dönemine ait 162.345 MWh ve Q4 dönemine ait 183.540 MWh olmak üzere toplam 345.885 MWh enerjinin yaklaşık 17,65 katı tutarında 6.104.885 MWh enerjiyi GÖP piyasasında satmak suretiyle davacıya temin etmesi gereken 345.885 MWH enerjinin PTF fiyatı ile Anlaşma fiyatı arasındaki fark miktarında fazladan gelir elde ettiği belirgin olup davacının davalının … fiyatları ile satmadığı bu enerjiyi başka bir tedarikçiden ve PTF fiyatları dışında başka bir fiyatla satın alması mümkün de olmadığından davacının davalıdan talep edebileceği zarar tutarı, ekteki tabloda hesaplandığı üzere, dava konusu 6 aylık dönemde saatlik bazda oluşan PTF fiyatı ile … fiyatı arasındaki farktan ibaret olacaktır. Bilirkişi heyetince tablo halinde belirtilen ve yapılan hesaplamalar sonucunda, davacının davalıdan talep edebileceği tazminat miktarının 45.122.566,45 TL olduğu; davacı tarafından davalıyı temerrüde düşürdüğüne ve tebliğ yapıldığına dair belge ibraz edilmediğinden, faizin dava tarihinden itibaren talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davanın kabulü ile; 45.122.566,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
45.122.566,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 3.082.322,48 TL harçtan peşin alınan 770.580,63 TL harcın mahsubu ile eksik 2.311.741,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 770.631,43 TL harç ve davacı tarafından yapılan, ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 19.555,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6102 sayılı TTK’nun 5/A-1. maddesi, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri gereğince hesaplanan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 539.850,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]