Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/460 E. 2022/328 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/460
KARAR NO : 2022/328

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile yüklenici durumunda olan müvekkili şirket ile davalı arasında 10/03/2017 tarihinde imzalanan sözleşme uyarınca 20/10/2017 vadeli 32.000 TL, 20/11/2017 vadeli 32.000 TL, 20/12/2017 vadeli 32.000 TL olmak üzere toplam 96.000 TL asıl alacak, 1.027,29 TL’de yasal faizi olmak üzere toplam 97.027,29 TL tutar üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emri 05/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı da 12/01/2018 tarihinde, yasal süresi içerisinde borcun tamamına ferileriyle birlikte haksız ve yersiz olarak itiraz ettiğini, bu haksız ve yersiz itiraz üzerine icra takibi durduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında toplamda 232.123,03 TL bedelli yapım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği yüklenici durumunda olan müvekkili şirkete sözleşmeden doğan alacağın taksitli şekilde ödeneceği kararlaştırıldığını, taksitler halinde yükleniciye ödeneceğini, Sözleşme gereği yapılması gereken işler müvekkili şirket tarafından yapıldığını, ancak davaya konu 2017 senesinin Ekim, Kasım ve Aralık aylalarında davalı kooperatif tarafından müvekkil şirkete (yüklenici) ödenmesi gereken toplam 96.000,00 TL bedel ödenmemiş ve yukarıda esası belirtilen icra dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı şirketin söz konusu sözleşmenin bir kısmı olan 97.027,29 TL bakiye borcu bulunduğunu, nitekim ödenmeyen diğer aylara ilişkin alacaklar ayrıca icra takibine konu edilmiş, halen derdest olduğunu, davalı (Borçlu) Kooperatif itiraz dilekçesinde, müvekkili firmaya hiçbir borcu olmadığını iddia ettiğini, davalının borçlu olmadığı yönündeki itirazının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, Davalı kooperatifin bu itirazı tamamen yersiz ve kötü niyetli olarak yapıldığını, Davalının (borçlunun) itirazı taraflarınca 08/01/2019 tarihinde öğrenilmiş olup itiraz dilekçesi ise Ankara …İcra Müdürlüğünce tarafımıza 12/08/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, duran icra takibine devam edilebilmesi için İİK. m. 67’ye göre işbu davanın açılması zorunluluğu ortaya çıktığını, tüm bu nedenlerle taleplerinin kabulü ile; davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle müvekkili kooperatifin merkezi ….ANKARA olduğundan, müvekkili kooperatife karşı açılacak davalarda Ankara Batı (Sincan) Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olup, mahkece açıla dava yönünden yetkisizlik kararı verilmesini içerir yetki itirazları olduğunu, davacı tarafından Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılmış olan 97.027,29 TL tutarlı ilamsız icra takibine taraflarınca haklı gerekçelerle itiraz edildiğini, davacı taraf ile müvekkili kooperatifin kooperatif bünyesindeki binaların ek işlerini/tadilat işlerini yapılması üzerine anlaştığını, davacı taraf her ne kadar üzerine düşen işleri tamamladığını iddia etse de sözleşme gereği yapılması gereken işlerin bir kısmı eksik kaldığını, defalarca eksik işlerin tamamlanması hususu talep edilmiş olsa da davacı tarafça iş tamamlanmadığını, ayrıca davacı tarafından yapılan işin karşılığı olarak makbuzlar da ibraz edilmediğini, Bu surette davacıya takip ve dava tarihi itibariyle bitirilmeyen iş dolayısıyla bir borçları bulunmadığını, ödenmesi gereken bir borç var ise de bunun miktarı bilinmediğini, davacı tarafça aynı sözleşmeye dayalı olarak Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 46.870,60 TL tutarlı icra takibi başlatıldığını, alacak dayanağı olarak 20.06.2017 tarihli 10.000 TL, 20.07.2017 Tarihli 12.000 TL, 20.08.2017 Tarihli 12.000 TL ve 20.09.2017 tarihli 12.000 TL tutarlı asıl alacak kalemleri gösterildiğini, İlgili icra dosyasına da taraflarınca 30.000 TL ödeme yapıldığını, bu sebeple davacı tarafın işi tamamlamaması sebebiyle sözleşmede belirlenen alacak kalemleri muaccel hale gelmediğini, bu sebeple davacı tarafa icra ve dava tarihi itibariyle borçları bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Arabuluculuk Son Tutanağı
-Taraflar arasında imzalanan 10/03/2017 tarihli eser sözleşmesi,
-Faturalar,
-Davacı ve davalı ticari defter ve bağlı kâğıtları,
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … ve … e sayılı takip dosyaları,
-Talimat Mahkemesinden aldırılan 24/06/2021 günlü bilirkişi raporu,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasında; davalı kooperatife ait 46748/1, 46749/1,46750/A,46750/B, 46751/A ve 46751/B bloklarının ek işleri başlıklı 10/03/2016 tarihli sözleşmesi imzalandığı (eser sözleşmesi) bir kısım işin davacı müteahhit tarafından yapıldığı ve davalı iş sahibinin de bir kısım ücret alacağını ödediği hususlarında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; sözleşme kapsamında davacının edimini eksiksiz bir şekilde yerine getirip getirmediği, davacının dava tarihi itibariyle yapılan işe karşılık ödenmeyen ücret alacağının olup olmadığı ile miktarı noktasında toplanmaktadır.
Ankara 1.İcra Müdürlüğünün … E, takip sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı, borçlu davalı aleyhine 26/12/2017 tarihinde 97.027,29-TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, borçluya ödeme emrinin 05/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 11/01/2018 tarihli itiraz dilekçesinde borçları olmadığından bahisle, Borca ve ferilerine itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapılmakla, takibin durduğu, İİK 67.maddesi gereği 1 yıllık hak düşürücü sürede bu davanın açıldığı görüldü.
Davacı yüklenici, davalı işverendir.
Her ne kadar davalı vekili mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de; taraflar arasında düzenlenen Sözleşmesi’nin 15. maddesine göre Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırıldığı, böylece tacirler arası yapılan yetki sözleşmesi gereğince HMK’nun 17.maddesine göre Ankara İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın ticari defter ve belgelerin incelenmesi için bir mali müşavir bilirkişisine yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilmiş talimat mahkemesi aracılığıyla SMMM bilirkişi … tarafından düzenlenmiş 03/06/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına kazandırılmış; bilirkişi raporunda özetle; “…davacı defterlerinin tutulması zorunlu olan 2017-2018-2019 yılları yevmiye defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, 2017-2018 yılı yevmiye defterlerinin süresi içerisinde kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ancak 2019 yılı yevmiye defterlerinin süresi içerisinde kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığını, 2017-2018 yılı yevmiye defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu ancak, 2019 yılı yevmiye defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davacının ticari defterlerine göre davacı tarafından davalı adına 365.575,19-TL tutarlı 3 adet fatura düzenlendiği ve davacı ticari yan defterlerinde kayıtlı olduğu aynı zamanda 365.575,19-TL fatura bedelinin 100 kasa hesabıyla tahsil edildiği ancak tevsik edici belge bulunmadığından muhasebe hatası olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı yanın bu faturalardan dolayı davalıdan 31/12/2018 tarihi itibariyle 0,0-TL (sıfır Türk lirası) alacak kaydının bulunduğu.. ” bildirilmiştir.
Davacı yüklenici, imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini eseri yapıp teslim ettiğini iddia ederken, davalı işin eksik yapıldığını yüklenicinin işi tamamlamaması sebebiyle sözleşmede belirtilen alacağın muaacel olmadığını iddia etmektedir.
Eser sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen rızaya dayalı ivazlı ve kural olarak ani edim yükümlülüğü ve istisnaen sürekli borç ilişkisi doğuran ve taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça eserin teslimiyle iş sahibinin ediminin muacceliyet kesbettiği yine kural olarak herhangi bir şekle tabi olmayan bir sözleşme olarak hukuki nitelendirmeye sahip sözleşmelerdir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içerir bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen eserin bedelini ödemektir.
Kural olarak eser sözleşmelerinde yüklenici işin miktar ve değerini, işin yapıldığını ve iş sahibine teslim edildiğini ispatla yükümlüdür. İş sahibi de iş bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlüdür.
Davacı tarafın eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkin karar verilebilmesi için, her iki tarafların ticari defterleri de incelenerek mahallinde de inceleme yapılmak suretiyle bir bütün halinde, yapılan iş ve alacak durumunun tespit edilmesi gerekmektedir. Davacı defterleri Patnos Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat aracılığıyla incelenmesine rağmen davalı tarafların ticari defterleri incelenmeden ve yapılan işler yerinde incelenip sözleşmede belirtilen şekliyle tamamlanıp tamamlanmadığı incelenmeden, kısaca davalı tarafından işlerin eksik olduğu tamamlanmadığı iddiası incelenmeden tespit raporu birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmadan davacı tarafın alacak talebi ile ilgili olarak karar verilmesine imkan bulunmamaktadır. Ayrıca davacı vekili her ne kadar beyan dilekçelerinde “davalı tarafın müvekkil şirkete “iş bitirim belgesi” düzenleyerek verdiğini iddia etmiş, buna ilişkin okunmayan bir belgeyi dosyaya sunmuş ise de, iş bitirme belgesini dosyaya sunması için 18/10/2021 tarihli celsenin 1 numaralı ara kararını da yerine getirmemiştir.
Bu bağlamda; Mahkememizin 18/10/2021 tarihli duruşmanın 4 numaralı ara kararı gereğince (1, 2 ve 3) nolu Ara kararları yerine geldiğinde; mahkememizce celse arasında değerlendirildikten sonra dosyanın bilirkişiye verilmesi hususunun değerlendirilmesine, Dosyanın mahallinde ve davalı ticari defterleri üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek, bir SMMM, bir inşaat mühendisi ve bir sözleşme-hesap uzmanı olmak üzere 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi ile; Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, davalı ticari defterlerindeki kayıtlar ve dosyada daha önce aldırılan bilirkişi raporları da birlikte değerlendirilerek; -tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, -davaya konu sözleşmelere konu işlerin eksik olup olmadığı,-sözleşme şartlarına uygun olup olmadığı,-eksik ihbarı süresine uyulup uyulmadığı, -işin kabullerin yapılıp yapılmadığı, -eğer eksik işler var ise, eksikliklerin yapılması bedelinin ortaya çıktığı yıl itibariyle mahalli piyasa rayiçleri esas alınarak hesaplandığında tutarının ne kadar olduğu, -davalının ücret ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, Davalının ödeme iddiaların da değerlendirilerek, davacının icra takip tarihi itibariyle bakiye alacağının olup olmadığı varsa icra takip tarihi itibariyle asıl ve faiz alacağının tespiti yönünde rapor düzenlenmesinin istenmesine, bilirkişilere emek ve mesailerine karşılık 2.000,00’er TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL ücret takdirine, bilirkişi ücretinin gider avansından karşılanmasına, dosyadaki mevcut gider avansı mahsup edildikten sonra gider avansında eksik kalan 6.000,00 -TL’lik delil avansının mahkeme veznesine yatırması için davacı vekiline iki haftalık süre verilmesine, belirtilen kesin süre içerisinde delil avansının yatırılmaması durumunda davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve dosyanın mevcut delil durumuna göre sonuçlandırılacağının ihtar edildiği, ancak verilen kesin süre içerisinde ve bir sonraki duruşma tarihi olan 31/01/2021 tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmamış bu celse davacı vekili “tarafların sulh olma ihtimali bulunduğunu taraflarına süre verilmesini talep etmiş” mahkememizce önceki celse 4 nolu ara kararın aynen yerine getirilmesi yönünde ara karar kurulmuş, ilerleyen süreçtede tarafların sulh olduğuna dair bir beyan ve belge mahkememize sunulmamıştır.
Toplanan delillere göre; Taraflar arasında imzalanan 10/03/2017 tarihli eser sözleşmesi ile davalı kooperatife ait 46748/1, 46749/1,46750/A,46750/B, 46751/A ve 46751/B bloklarının ek işlerinin davacı yüklenici tarafından yapılması konusunda anlaşıldığı, bir kısım işin davacı müteahhit tarafından yapıldığı ve davalı iş sahibinin de bir kısım ödemede bulunduğu hususlarında anlaşmazlık bulunmadığı, bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı işveren koopetarifin işlerin eksik yapıldığı iddiası ile itiraz edip takibi durdurulduğu, sonrasında ise iş bu itirazın iptali davasının açıldığı somut uyuşmazlıkta; davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında edimini eksiksiz bir şekilde yerine getirip getirmediği, davacının dava tarihi itibariyle yapılan işe karşılık ödenmeyen bakiye ücret alacağının olup olmadığının tespiti için davacı defterlerinin incelenmesine karar verilip davacı defterlerinin incelenmesi için Patnos Asliye Hukuk Mahkemesine bilirkişi talimatı yazıldığı talimatı neticesinde düzenlenen 03/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklı 365.575,19-TL tutarlı 3 adet fatura düzenlendiği ve davacı ticari yan defterlerinde kayıtlı olduğu aynı zamanda 365.575,19-TL fatura bedelinin 100 kasa hesabıyla tahsil edildiği davacı yanın bu faturalardan dolayı davalıdan 31/12/2018 tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı tespit edildiği, ticari defterlerin kanuna uygun tutulmaması halinde sahibi aleyhine delil teşkil etmesi mümkün olması ve ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olmayan içeriğe sahip olması halinde de aleyhe sonuç doğurabileceği Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222/4’te düzenlenmiştir. Davacının kendi, defterlerine göre davalı taraftan bir alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak taraf itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı defterlerinin de incelenmesi ve mahallinde inceleme yapılması için 18/10/2021 tarihinde verilen 4 numaralı ara karar gereği davacı tarafça yerine getirilmemiştir.
Taraf ticari defterleri incelenmeden ve mahallinde inceleme yapılarak, tespit raporu ile birlikte değerlendirilmeden davacının alacak talebi konusunda karar verme imkanının bulunmadığı, davacı vekili tarafından ise verilen kesin süreler içerisinde ve bir dahaki duruşma gününe kadar bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın Reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.171,85 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.091,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 13.167,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; taraf vekillerinin yokluklarında gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25.04.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]