Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/358 E. 2022/140 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/358 Esas – 2022/140
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/358
KARAR NO : 2022/140

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 24.07.2006 tarihli işletme Hakkı Devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca sözleşme öncesi dönemde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan sorumluluğun davalıya ait olduğunu, 30/10/2009 tarihinde hisse satış sözleşmesi ile müvekkilinin özelleştirildiğini, işbu davanın 26.12.2001 tarihinde meydana gelen bir iş kazası nedeni ile müvekkili şirket tarafından üçüncü kişiye ödenen meblağın davalıdan tahsiline yönelik olduğunu, 14.10.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle … …’ın vefat ettiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili şirket aleyhine dava dışı işçi … … mirasçı ve yakınları tarafından açılan davada alınan … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) …. K. sayılı kararı üzerine başlatılan Konya … Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına 97.483,28 TL ödeme yapıldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere anılan dosyaya yapılan ödemeden şimdilik 20.000,00 TL’si ile yargılama giderlerinden şimdilik 100,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekili cevap dilekçesinde; …’ın özelleştirme kapsamına alınmasıyla beraber Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararıyla Türkiye genelinde 20 dağıtım şirketi kurulduğunu, başlangıçta bu firmalarının %100 hissesinin müvekkili …’a ait olduğunu, özelleştirme modeli uyarınca müvekkili … ile dağıtım şirketleri arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, bu Sözleşme’nin 18.6. ve 22. Maddeleri ile Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9. maddesi gereğince …’ın sorumluluğunun bulunmadığını, hisse devri aşamasında devre esas mizan düzenlenerek, devre esas bilanço belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, davacı vekilinin dilekçesinde belirtildiği üzere işbu davanın rücu talebine ilişkin olduğu, Borçlar Kanunu’nun 73. maddesi gereğince rücu davalarında zaman aşımının 2 yıllık süreye tabi olduğunu, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda işbu dava konusu alacağın zaman aşımına uğramış olduğunun açıkça ortada olduğu, rücuya konu dayanak davada zarar gören şahsın şirketle iş sözleşmesi ilişkisi içinde çalışanı statüsünde olduğunu, doğal olarak ilişkinin 3. Kişi ilişkisi sayılmasının mümkün olmadığını, sonuç olarak işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemidir.
Taraf delilleri toplanmış, 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, 30/10/2009 tarihli … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin %100 Oranındaki hissesinin Satışına İlişkin Hisse Satış Sözleşmesi, …’ın 26/10/2010 tarih, 6680 yazısı, …’ın 24/01/2011 tarih 445 sayılı yazısı, ….. Esas sayılı dosyası dosya içerisine kazandırılmıştır.
… AHM’sinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Uyuşmazlığın 14/10/2003 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen iş kazasından kaynaklanan TBK’nun 53. maddesine dayalı destek tazminatı istemine ve TBK 56 maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, müteveffa … …’ın mirasçıları olan oğlu … …, eşi … …, kızı … … ve kızı … …’ün davacılar olduğu, … AŞ’nin davalı olduğu , … Genel Müdürlüğü’nün ihbar olunduğu, muris … …’ın çalışırken geçirdiği iş kazasında %40 oranında sorumlu olduğuna ilişkin hükmün Yargıtayın 2006/10127 Esas, 2006/12470 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu mahkemece bozma ilamına uyularakeniden karar verildiği, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2015/3052 Esas, 2015/17144 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu mahkemece bozma ilamına uyulduğu bozma ilamında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 4.2.1948 gün 1944/10 E.1948 K. Sayılı kararında bozmadan sonra ıslah yapılamayacagının davacı tarafın yaptığı ıslah işleminin dikkate alınarak karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunun belirtildiği, 6100 sayılı HMK 448.maddede ‘Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır’dediğini buna göre de yeni usul hükümlerinin tamamlanmış usul işlemlerine bir etkisi olmayacağını önceki kanuna göre tamamlanmış ve yapılmış işlemlerin geçerliliğini koruyacağını aynı hususun yargıtay içtihatlarında benimsendiğini davanın 30.01.2004 tarihinde açıldığı mülga HMUK kurallarının geçerli olduğu ve 6100 sayılı HMK nın belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı hususlarının açıklandğı mahkememizce de Yargıtay bozma ilamına uyulduğu bozma ilamı doğrultusunda ilk bozma kararından sonra yapılan ıslah kabul edilmemiş 6100 sayılı HMK nın belirsiz alacak davasına ilişkin hükümleri uygulanmayarak ilk talep ile bağlı kalınmış davacı … Kaşıkanın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın kabul edilmemiş eşi olan … … için100 TL destekten yoksun kalma tazminatı manevi tazminat yönünden yargıtay bozma ilamında deginilmediği Yargıtayın tarafların iddiası ile baglı olmayıp hukuka aykırı kararları kendiliğinden incelemesi gerektiğinden manevi tazminat yönünden bozma olmadığından davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı … …’nın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın reddine, 2-Dava konusu 14/10/2003 tarihinde meydana gelen iş kazasında davacıların murisi … …’nın vefat etmesi sebebiyle; eşi olan … … için (talebi doğrultusunda ve 30/09/2014 tarih 2013/282-2014/395 numaralı Yargıtay İlamı doğrultusunda) 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 14/10/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı eş … …’a ödenmesine 3-Davacı … …, davacı … …(…) ve … … (…)’ın talep ettiği manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulü ile davalının kazaya konu ölüm olayındaki kusur da dikkate alınarak her biri için ayrı ayrı 6.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarih olan 14/10/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Davacı … …’ın talep ettiği manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davalının kazaya konu ölüm olayındaki kusuru da dikkate alınarak 10.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarih olan 14/10/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, …. Karar sayılı kararı ile vekalet ücretine ilişkin düzeltilerek onandığı ve mahkeme ilamının 12/02/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Konya … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Karar sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan takipte alacaklıların … … …, borçlunun … Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğu; 81.373,99 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, 05/03/2019 tarihinde … Elektrik A.Ş tarafından 97.483,28 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan 21/05/2020 tarihli rapor ve 13/08/2021 tarihli ek raporda; davacı şirketin; Dava dışı müteveffa işçi … … için hak sahiplerine yapılan toplam 97.397,11 TL ödeme, … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) … E. sayılı dosyasında yaptığı toplam 3.355,50 TL yargılama gideri, olmak üzere toplam 100.952,61 TL’nin davalıya rücu edebileceğinin hesaplandığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden ve Hisse Satış Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili işletme faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde gerçekleşen haksız tahakkuk ifa edildiği ileri sürülerek mahkemece üçüncü kişi lehine hükmedilen ve ödenen tutardan kimin sorumlu olduğu, bu tutarın kısmen veya tamamen davalıdan tahsili gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davacı talebini 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin İHDS 7. maddesine dayandırmaktadır. Bu madde; üçüncü kişilerin hak iddiaları başlığını taşımaktadır.
Davalı, talebin Hisse Satış Sözleşmesi ile geriye dönük her hangi bir hak talep edilemeyeceğinin öngörülmüş olmasına göre olarak davanın reddinin gerektiğini ve Hisse Satış sözleşmesinin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18/6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüşür.
24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi davalı …. Dağıtım A.Ş(…) ile hisselerinin tamamı yine …’a ait olacak şekilde … Elektrik Dağıtım A.Ş arasında yapılmıştır. Sözleşmenin imzalandığı tarihte … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin %100 hissesi davalı …’a aittir.
24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. maddesi, “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü is ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır”,
Sözleşmenin 7.5. maddesinde “Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e (m.2./1: … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketin) aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır”
Sözleşmenin 7.6. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım tesislerinin isletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir”,
Yine İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.7. maddesinde “sözleşmenin imza tarihinden sonra Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım Tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk Şirkete aittir Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirkettir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır. Şirket bu kapsamda ortaya çıkan tazminattan cezadan ve/veya herhangi bir isim altına gerçekleştircdiği ödemelerden dolayı, hiçbir şekilde …’a rücu edemez. Belirtilen nedenlerle …’In ödeme yapmak zorunda kalması durmunda, Şirket söz konusu ödemeyi ilk talepte ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte nakden ve def’aren ödemekle yükümlüdür.” ,
İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 18.6. maddesinde, “Şirket yürürlükteki mevzuat’a göre, kurulmuş ve faaliyetlerinin yürüten bir anonim şirket olduğunu, …’ın ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğunu, … hisselerinin kamuya ait olmasının, başka bir kamu kurum veya kuruluşunun fiillerinin …’a izafe edilmesi neticesi doğurmayacağını, Kurum ve/veya Kurul kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, bu Szleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, … ‘ın belirli iş ve işlemlerinin idari yargının denetimine tabi olmasından ve bunun sonucu idari yargıda verilecek bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı neticesinde …’ın sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin hiç veya gereği gibi yerine getirememesinden, bu sözleşmenin veya Sözleşmenin dayanağını oluşturan herhangi bir işlemin yürütmenin durdurulması veya iptalinden dolayı bir sorumluluğu bulunmadığını, …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan ve taahhüt eder”
Hükümleri mevcuttur.
Davacının rücu davasına konu olan ödeme tarihinden önce akdedilen 30.10.2009 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3. maddesinde, “Alıcı basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle Şirketler ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve Şirketler’in sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek Hisseler’i devir ve teslim aldığını şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini hisseler’in devrinin gerçekleşmesinin ardından ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, İdare’den veya …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.”
Hisse Satış Sözleşmesinin 9.4 maddesinde “Alıcı, ihale konusu Hisseler’i devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyle, Şirkete yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi ŞİRKET’in sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgli olarak kendisinin veya ŞİRKET’in idareyi ve …’ı ilzam edecek bir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul, taahhüt ve garanti eder.”
Davacı şirketin özelleştirilmesi sürecinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedilmiş ve bilahare satış işlemi tamamlanarak davacı şirketin % 100 hissesi …’tan el değiştirdiği anlaşılmıştır.
Özelleştirme işlemine konu Hisse Devir Sözleşmesi hükümleri incelendiğinde, Hisse Satış Sözleşmesi 9.3 maddesi ile 9.4. maddesinde; alıcının ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, fınansal ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirketin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında her hangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, idareden veya …’tan talepte bulunmayacağı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirkete yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya şirketin idare ve …’ı ilzam edecek hiç bir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt ve garanti edeceği, hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde İHDS ile işletme hakkının davacıya devredildiği, devir sözleşmesinden önceki dönemde meydana gelen iş kazası nedeniyle müteveffa mirasçıları tarafından açılan dava sonucunda tazminata hükmedildiği, Yargıtay’ca da vekalet ücretine ilişkin düzeltilip onanmak suretiyle kesinleştiği ve icra takibi sonucu davacı tarafından mirasçılara ödendiği, davacının üçüncü şahsa ödenmek zorunda kaldığı tazminatı ve masraflarını sözleşmeye istinaden rücuen davalıdan tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, mahkeme kararı, taraflar arasındaki sözleşme ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar sözleşmenin 7/4 maddesi uyarınca sözleşmenin imza tarihinden önce gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerden dolayı davalı …’ın sorumlu olduğu, bu nedenle sözleşmenin devrinden önce gerçekleşen dava konusu olaydan dolayı davacının üçüncü şahsa ödediği tazminatı davalı …’dan rücuen talep etme hakkı bulunduğu düzenlenmiş ise de, İHDS’nin 07/04/2006 tarihinde, dava dışı mirasçılara dava konusu olaydan dolayı ödemenin 05/03/2019 tarihinde ifa edildiği, Hisse Devir Sözleşmesi’nin ödemeden önce 30/10/2009 tarihinde akdedildiği anlaşılmıştır.
-Özelleştirme kapsamındaki devirlerde idarenin bu tür tasarrufları özel hukuk hükümlerine tabii olup, 2006 yılında akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin yürürlük tarihine ve Özel Hukuk hükümlerine tabi bu tasarruflarda mülga Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinin uygulandığında Ticari İşletmenin devrinde olağan olan işletmeye ait mal varlığının aktiflerinin yanı sıra pasiflerinin de devrin kapsamına dahil edilmesi, böylece pasiflerin bir anlamda teminatını oluşturan akitflerle birlikte bir bütün olarak devredildiği,
-Keza, Hisse Satış Sözleşmesi gereğince hükümleri saklı tutulan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddeisne göre, başka kamu kurum ve kuruluşlarının fiillerinin davalı …’a izafe edilemeyeceğinin belirtildiği,
-İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi akdedildiğinde de davacı şirketin %100 hissesinin davalı …’a ait olup, özelleştirme idaresinin %100 davalı hissesinin ihaleye çıkarması üzerine dava dışı şirketçe hisselerin tümü satın alınarak hisse satış sözleşmesi imzalandığı ve uyuşmazlığın hisselerin %100 devrini sağlayan ticari işletme devri niteliğinde olan hisse satış sözleşmesine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, keza taraflar arasındaki uyuşmazlığın 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmamasının kabul edilmemesi halinde bu kez 30/10/2009 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği,
-30.10.2009 günlü Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” …….. şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı …….”nın belirtildiği,
-Ancak dava konusu ödemenin 05/03/2019 tarihinde yapıldığı, bu tarihte davacı şirketin hisselerinin özelleştirildiği ve dava konusu ödemenin davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapılmadığı ve dolayısı ile bu ödemenin davacı şirket kayıtlarında bulunmadığı ve özelleştirme amacı ile hisse satışı tarihinden önce kayıt altına alınmadığından, davacı şirketin hisselerinin satıldığı tarihteki bilançosuna da yansımadığı ve bu bilançoya göre, davacı şirketin hisse değerinin belirlendiği, hisse satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte hisse satış sözleşmesi hükümlerine göre alıcı tarafından, davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulü gerektiği,
-Keza davacı şirket tüm hisseleri davalı …’a ait olmak üzere 2009 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, bu süreçte özelleştirme işlemlerinin devam ettiği, özelleştirmenin tamamlanması ile birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamının davacı şirkete devredilerek Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiği, Özelleştirme aşamasında davacı …..Dağıtım A.Ş tarafından düzenlenerek “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiği, dava konusu ödemenin bilançoda yer almaksızın işlemler tamamlanmak sureti ile … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin özel sektöre devri gerçekleştirildiği, Bu halde de devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmesinden sonra ödemenin yapıldığı,
-Hisse Satış Sözleşmesi ile şirket hisseleri el değiştiğinde, TTK m. 191 vd. gereğince TTK ve Muhasebe İlkelerine göre yapılan hesaplamalar ve bilançoların gözardı edilmemesi gereği,
-30/10/2009 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı”,
-Hisseleri kamuya ait olan 30/10/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, hisse devrinden önce kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep edebileceği, keza davacının Sözleşme tarihi olan 2009 tarihinde söz konusu iş kazası nedeniyle borç ve yükümlülük altında bulunmadığı,
-Özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listelerde dava konusu alacağın bulunduğuna dair delil de ileri sürülmediği,
-Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11.03.2020 tarih, ….Karar sayılı kararında da 2003 yılındaki alacakla ilgili davacı şirketin ödeme yaptığı ve 18.10.2014 tarihinde alacak taleplerinin davacı şirket kayıtlarına girdiğinden bahisle açılan davada, dava konusu edilen rücu talebine konu ödemelerin 2005, 2006, 2007 yıllarında yapılarak tarafların bilançosuna yansımış olduğundan bu ödemenin davalı …’ın yaptığı ödeme olduğunun kabulü gerektiğinin belirtilerek ilk derece mahkemesinin bu yöndeki kararının onanmasına karar verildiği,
-4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 1. maddesine göre, özelleştirmenin amacı bu madde kapsamındaki kamu kuruluşlarına ait payların, “.. temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemektedir” şeklinde tarif edildiğine göre, özelleştirmenin amacı ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamaktır. Özelleştirme kapsamındaki hisse satışlarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda kanunda belirtilen bu amacın gözetilmesi gerektiği,
-Bilançoda yer almayan bu ödemelerin ileride ortaya çıkacak başka alacaklar için de emsal ve kabulü gerektiği, bu durumda bilançoya güven ilkesinin gözardı edildiğinin kabulünün gerektiği ve bu alacaklarınin tahsilinin kamu giderlerinde artışa neden olabileceği anlaşılmıştır.
Dava ve iddia, cevap ve savunma, 04/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, 30/10/2009 tarihli … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin %100 Oranındaki hissesinin Satışına İlişkin Hisse Satış Sözleşmesi, …’ın 26/10/2010 tarih, 6680 yazısı, …’ın 24/01/2011 tarih 445 sayılı yazısı, … AHM’sinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) … Esas sayılı dosyası örneği, Konya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu iş kazasının dağıtım faaliyetinin davalı … tarafından yürütüldüğü 2003 yılında 24.07.2006 tarihli İHDS’den önce gerçekleştiği , ödemenin ise Hisse Devir Sözleşme tarihi olan 30/10/2009 tarihinden sonra 2019 yılında ifa edildiği, hisse devir tarihinde bilançoda yer almayan bu ödemenin rücuya konu davanın dava dışı dava dışı işçi … … mirasçı ve yakınları tarafından açılan davada alınan tarafından … aleyhine açıldığı, davanın … tarafından …’a da ihbar edildiği, davalının davadan haberdar olan davalı bakımından 97.397,11 TL’nin ödeme tarihi olan 05.03.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile davacının rücu hakkı bulunduğu, ayrıca … Asliye Hukuk Mahkemesiniin … esas, 2017/357 Karar sayılı kararına ilişkin dava dosyasında yapılan ve yargılama gideri olan 3.355,50 TL yargılama giderinden onama harcı olan 1.823,00 TL’nin davacı tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı ancak harç tahsil müzekkeresi düzenlendiği bunun dışında temyiz başvuru harçları, temyiz posta masrafının temyiz karar harcı, istinaf başvuru harcı, istinaf posta masrafı ve istinaf karar harcı, tehiri icra karar harcı ve gider avansı olan toplam 1.532,50 TL’den davaya konu 100,00 sinin dava tarihi olan 27/06/2019 tarihinden bakiye 1.432,50 TL’nin ıslah tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili için davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 97.397,11 TL’nin ödeme tarihi olan 05.03.2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte … Asliye Hukuk Mahkemesiniin … esas, 2017/357 Karar sayılı kararına ilişkin dava dosyasında yapılan davaya konu 100,00 TL’nin alacağın dava tarihi olan 27/06/2019 tarihinden bakiye 1.432,50 TL’nin ıslah tarihi olan 12/10/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alınması gereken 6.757,88 TL harçtan peşin alınan 343,26 TL harcın mahsubu ile eksik 6.414,62 TL harcın davalılardan alınıp hazineye gelir kaydına,
6102 sayılı TTK 5/A maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11, 13, 14.md ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri Uyarınca Hesaplanan Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kısmen kabul oranına göre hesaplanan 1.293,60 TL’nin davalıdan, reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 26,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 13.348,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca reddolunan miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 1.822,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 650,00 TL, Tebligat ve Müzekkere gideri: 166,70 TL ve Vekalet Harcı: 6,40 TL olmak üzere toplam 823,10 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 806,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/03/2022