Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/355 E. 2021/356 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/355 Esas – 2021/356
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/355 Esas
KARAR NO : 2021/356

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/08/2014
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2016 tarihinde müvekkilinin murisinin sevk ve idaresindeki davalının ZMMS sigortacısı olan aracın karıştığı kaza nedeni ile murisin vefat ettiğini ve müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, davalı yanın olayda tam kusurlu olduğunu iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; destek eşin kendi kusuru ile vefat ettiğini, bu nedenle ceza zamanaşımının da söz konusu olmayacağını ve KTK uyarınca 2 yıllık zamanaşımının dolmuş olduğunu, görev itirazında bulunduklarını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur raporu ve aktüer raporun ehil bilirkişilerden alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce verilen 12/05/2015 tarihli davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 17. HD 2015/11903 esas 2018/5709 karar sayılı ilamı ile zarar görenin üçüncü kişi olması nedeni ile haksız fiilin mevcut olduğunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan ceza kanunu uyarınca 15 yıllık zamanaşımına tabii olduğunu, bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle karar bozularak mahkememize gönderilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarih 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Yasanın 90/1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara…” ve ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlara…” ile 92. maddesinin (i) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğunu ve iptaline oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği düzenlenmiştir. İptal öncesi normlara dayalı kazanılan hukuki statülerin korunmasının, kamu düzeni ve hukuki güvenlik kaygıları içerdiği gibi Anayasaya aykırılığının yargısal denetim sonucu tespit edilmiş bir yasaya dayanılarak yapılan işlemlerin geçerli sayılması halinde telafisi güç zararlar da ortaya çıkabilecektir. Bu durumda bazı kararların, özellikle bireylerin temel hak ve özgürlüklerini etkileyen yasalara ilişkin iptal kararları geriye yürüyeceğini kabul etmek gerekir. Ayrıca, somut norm denetimi amacıyla başvurulan ve dosyaya uygulanması gereken iptal kararının benzer mahiyetteki derdest uyuşmazlıklara sirayet etmeyeceğini savunmak hakkaniyet ilkesine de aykırı olacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 13.07.2011 tarih 2011/4-421 Esas 2011/524 Karar sayılı ilamı). Bu durumda yeni genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmadığından yeni bir yasal değişiklik yapılıncaya kadar Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak yargılama yapılması gerekecektir. Ancak Yargıtay içtihatları ile belirlenen hesaplama yöntemleri emredici mahiyette olmadığından yargılama esnasında tarafların itiraz ve tutumlarına göre değerlendirme yapılması gerekecektir. Aksi durumda kesinleşmeyen tüm dosyaların yeniden ele alınması gerekecek, bu da usul ekonomisi ve adil ve hızlı yargılanma ilkelerine aykırı sonuçlar doğuracaktır. Tarafların talep etmemesi nedeni ile mevcut deliller doğrultusunda ve daha önce belirlenen hesaplama yöntemleri üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu, Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek davalının zaman aşımı savunmasının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, mirasçılık belgesi dosyamız arasına alınmıştır.
Aktüerya bilirkişisi 27/01/2020 tarihli raporunda davacının maddi zararını hesaplayarak, kaza tarihinde poliçe teminatının 57.000,00 TL olduğu, davacının 46.763,29 TL talep edebileceği bildirilmiş, davalı tarafın itirazları üzerine aktüer bilirkişiden 02/02/2021 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda özetle, davacı yararına 52.617,15 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebileceği bildirilmiştir. Ek rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunmuş, PMF yşam tablosuna göre hesaplama yapılmış olmakla birlikte davacı yan yeniden rapor alınmasını talep etmediğinden yukarıda açıklandığı üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile talep dikkate alınarak yeniden rapor alınmamış ve ek rapor hükme esas alınmıştır.
Toplanan delillere göre, davalının sigortalısı aracın karıştığı trafik kazasında davacının murisinin vefat ettiği, her ne kadar ceza soruşturmasında kazanın oluşumunda davacı murisinin tek ve asli kusurlu olduğu belirlenmiş ise de davacının üçüncü kişi konumunda olduğu ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere ceza zamanaşımı uygulanması gerektiğinden davanın zamanaşımına uğramadığı, mirasçının destekten yoksun kaldığı iddiası ile eldeki davayı açtığı, davacının eşinin ölümü ile destekten yoksun kaldığı sabit olup talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi için aktüer bilirkişiden rapor alınmış, yukarıda açıklandığı üzere son bilirkişi raporuna itibar edilmiş, davacı vekili ilk bilirkişi raporuna göre talebini artırmış, bilirkişiden alınan ek rapor üzerine davacı yan ıslah dilekçesi sunmuş ve bilirkişi tarafından belirlenen 52.617,15 TL destekten yoksun kalma tazminatı yönünden davanın sübut bulduğu değerlendirilerek dava tarihinden itibaren işleyecek, ticari araç olması nedeni ile avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline dair davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın ıslah dilekçesi ile birlikte kabulü ile,
52.617,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 3.594,28 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 25,20 TL ile sonradan yatırılan 181,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.388,08 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.640,22 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça bozmadan önce yapılan ve UYAP sisteminde kayılı olan 144,50 TL yargılama gideri ve bozmadan sonra yapılan toplam 886,10 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 206,20 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine başvurmak suretiyle temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/04/2021