Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/310 E. 2021/168 K. 08.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/310 Esas – 2021/168
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/310
KARAR NO : 2021/168

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2019
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket karot ile delme ve kimyasal ankraj işleri yapan bir firma olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 13/12/2017 tarihinde beton delme ve kesme işleri için toplam 5.233,30 TL’lik bir adet fatura düzenlendiğini, davalı şirket borcunu aksattığını ve aradan geçen uzun bir süreye rağmen fatura bedelinin yalnızca bir kısmını ödendiğini, bunun üzerine davalı şirkete yönelik, takip başlangıç tarihi 05/06/2018 olan ve dosya numarası … Esas olan … İcra Müdürlüğünde 13/12/2017 tarihli faturanın ödenmeyen kısmı olan 1.679,58 TL’lik kısmı için bir icra takibi başlattıklarını ve ödeme emri 06/06/2018 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, davalı borçlu şirket takibe borca ve yetkiye itiraz ettiğini bunun üzerine müvekkili şirketin yaptığı masrafları alabilmek amacıyla yetki itirazını kabul edip, takibi yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderdiğini, bu dosyada … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası olduğunu, davalı borçlu şirket bu takibe de itirazda bulunup takibi durdurduğunu, borçlu davalı şirket ödeme yapıldığı gerekçesiyle 08/06/2018 tarihinde takibe itiraz ettiğini, ancak borçlu şirket söz konusu icra takibinden yaklaşık iki saat sonra, faturadaki asıl alacağı ödediğini, dolayısıyla ana para müvekkilinin icra takibi girişinden yaklaşık iki saat sonra yatırıldığını, İcra takibi girişi 05/06/2018 günü saat:11.00 civarı olduğunu, oysa ki müvekkili şirkete davalı şirket tarafından 05/06/2018 günü saat 13.45’te ödeme yapıldığını, bunun üzerine davalı şirket vekili aranıp takip masraflarını anlattıklarını, ancak davalı şirket kesinlikle sulh olmadığını, bunun üzerine 31/07/2018 tarihinde … Hukuk Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyasıyla itirazın kaldırılması davası açmış iseler de İİK’nun madde 68 anlamında belge olmadığı gerekçesiyle davaları reddedildiğini, Bunun üzerine itirazın iptali davası açmak üzere 04/02/2019 tarihinde arabulucuya başvurulduğunu ancak arabuluculuk görüşmelerinde görüşme sonunda anlaşamama şeklinde olumsuz sonuçlandığını, tüm bu nedenlerle davalı tarafça … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ve … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye karar verilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; davacı tarafça müvekkili aleyhine açılmış olan huzurdaki itirazın iptali davasında, davalı vekili (tarafları) yerine davalı asile tebligat yapılmış olduğundan henüz taraf teşkili sağlanmadığını, davaya konu icra takibi sebebiyle düzenlenen ödeme emrine karşı davalı (borçlu) vekili tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, ancak huzurdaki dosyada dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligat davalı (borçlu) asile yapıldığını, Tebligat Kanunu’nun 11. Maddesi “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” gereğince huzurdaki dosyada dava dilekçesi, tensip zaptı ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın davaya konu takibe itirazda bulunan davalı(borçlu) vekiline yapılması gerektiğini, iş bu nedenlerle huzurdaki dosyada davalı asile tebligat yapılmış olması taraf teşkilinin sağlandığını sonucunu doğurmayacağını, huzurdaki davadan taraflarınca 26/12/2019 tarihinde haricen haberdar olunduğunu, 26/12/2019 tarihinde taraflarına huzurdaki dosyaya vekaletname sunulduğunu, Yukarıdaki izah edilen nedenlerle huzurdaki davada cevap dilekçesi, tensip zabtı ve duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın taraflarına tebliğ tarihi 26/12/2019 kabul edilmesi talebi ile huzurdaki davaya ilişkin cevap dilekçesini süresi içerisinde sunduklarını, esasa ilişkin olarak da davacı tarafça müvekkili aleyhine açılmış olan huzurdaki itirazın iptali davası hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, diğer yandan davacı taraf yetkisiz icra dairesi olan … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 05/06/2018 tarihinde müvekkili aleyhine takip yapıldığını, alacağın takibe konu olacağını bilmeyen müvekkili tarafından aynı gün 05/06/2018 tarihinde borç miktarı olan 1.679,58 TL davacı tarafın banka hesabına ödendiğini, davacı taraf takibi yetkisiz icra dairesinde başlattığından müvekkilinin ödemesi sonrasında davacı tarafa hiçbir borcu kalmadığını, yetki itirazları davacı tarafça kabul edilerek bu kez … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile borç ödenmiş olmasına rağmen 1.881,36 TL talep edilerek yeniden 25/06/2018 tarihli ödeme emri gönderilmiştir.Müvekkilim tarafından da davacının da kabulünde olduğu üzere herhangi bir borcu kalmamasına rağmen haksız ödeme emri gönderilmesi nedeni ile takibe itiraz edildiğini, tüm bu nedenlerle aksız ve mesnetsiz itirazın iptali davasının delillerinin toplanarak davanın reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 1.858,52-TL asıl alacak, 22,84- TL işlemiş faiz ve ferilerinin tahsili için (yetki itirazından önce … İcra Müdürlüğünün …) … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ Müvekkil şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, borcun zamanaşımına uğradığını, takibe konu borcu ve ferilerini kabul etmediklerini.” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak 07/01/2019 tarihli kök ve 25/02/2020 tarihli ek bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda; taraf defterleri incelendiğinde açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği, taraflar arasında 2017-2018 yıllarında ticari ilişkinin devam ettiği, dava konusu faturanın 31/12/2017 tarihinde davalı tarafça verilen çek ile kapatıldığı dava konusu bakiyenin ise 2018 yılından cari hesap bakiyesinden oluştuğu ilamsız takibin açıldığı tarih olan 30/04/2018 de kalan bakiyenin ödendiğinin görüldüğü bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı kayıt ve belgeler, tarafların ticari defterleri ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı faturalarda belirtilen karot ile delme ve kimyasal ankraj işleri hizmetin davalı yanın talebi ile yapıldığını, ancak yapılan hizmet karşılığı olan bedelin ödenmediğini belirtmiş ise de bilirkişinin defter ve kayıtlar üzerinde yaptığı inceleme sonucunda, davacının ticari defterlerinde ilgili faturalara ilişkin tahsilatın takip tarihinden önce yapıldığının belirtildiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak tarafların ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre belirtilen gerekçelerle davanın reddi gerekmiş, davacı tarafın kötü niyetli olarak icra takibini başlattığı sabit görülmediğinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08.03.2021