Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/299 E. 2021/301 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/299
KARAR NO : 2021/301

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari iş gereği davalı aleyhine taraflar arasındaki cari hesaba dayalı olarak … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatılmış ve davalı tarafından takibe, müvekkili … … … Gıda Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd.Şti’ne böyle bir borcunun bulunmadığı iddiasıyla itiraz edildiğini, davalının itirazına konu iddiaları hukuka aykırı olduğu, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına dayanak teşkil eden cari hesaba dayalı faturalarda belirli olan mallar davalıya satıldığını ve söz konusu mallar davalı tarafından teslim alındığını, bu husus taraflar arasında çekişme konusu olmadığını, bunun üzerine taraflarınca davalı – borçlu aleyhine … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız takiplere ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalının hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazı üzerine takribin durdurulmasına karar verildiğini, davalı – borçlunun itirazı üzerine taraflarınca itirazın iptali davası açmadan önce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereği davalı şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin başlatılması için başvuru yapıldığını … numaralı arabuluculuk dosyasında davacı – borçlu mazeret bildirmeksizin toplantılara katılmadığını, taraflar anlaşamadığını ve işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, davalı – borçlu itirazında; müvekkiline ödeme emrinde belirtilen bir borcu bulunmadığını iddia etmiş ise de davalının bu itirazı kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunu, itirazın iptali gerektiğini, müvekkili şirkete ait ticari defter ve kayıtların incelenmesinde de görüleceği üzere, takibe dayanak cari hesapta yer alan faturalar, davalı-borçlu adına kesildiğini ve borçluya teslim edildiğini, bilindiği üzere tacir olmanın hükümlerin düzenleyen TTK’nun 21/2 maddesi bir faturayı alan kimsenin aldığı tarihten itibaren sekiz (8) gün içerisinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmaması durumunda faturanın münderecatının kabul edilmiş sayılacağını hükme bağladığını, bu sebeple teslim edrilen faturalara ilişkin süresi içinde itirazda bulunmayan davalının faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağını, tüm bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun tebligat çıkarılmasına rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 12.112,77 asıl alacağın tahsili için Ankara 3.İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlusunun borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalı vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ Müvekkil şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu borcu ve ferilerini kabul etmediklerini.” bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak davalı defterleri üzerinde talimat yoluyla 17/08/2020 tarihli ve davacı defterleri üzerinde mahkememizce 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda; davacı yanın 2018 yılı ticari defterlerin açılış kapanış onaylarının yapıldığı, 2019 yılı defterlerinin ise açılış onaylarının yapıldığı ancak kapanış onaylarının yapılmadığının tespit edildiği, dava konusu alacağa ilişkin 31/07/2018 tarihi ile 20/102018 tarihleri arasında 4 adet davalı adına düzenlenen 25.386,71-TL tutarında faturanın, davalı tarafından düzenlenen 5.211,92-TL’lik iade faturası ile 8.066,00-TL davalı ödemesinin kayıtlı olduğu, bu şekilde davacı ticari defterlerinde 07/12/2019 takip tarihinde davalı şirketin (25.386,71- ( 5.211,92-TL+8.066,00)13.277,92-TL)= 12.108,79-TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu,
Davalı şirkete ilişkin yapılan inceleme ve tespitlerde ise; …Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 talimat sayısı ile SMMM ….tarafından düzenlenen raporda; davalı şirketin defterlerinin açılış ve kapanış kayıtlarının yasal süresi içerisinde yapıldığı, muhasebe kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, 2018 yılı itibariyle davalının davacıya herhangi bir borcunun olmadığı ama kasa ödemelerine ile ilgilide bir belge ( teslim fişi, kasa fişi v.s) olmadığında tespit edildiği, bildirilmiştir.
Davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturaların davalı ticari defterlerinde 4.23-TL eksik kaydının yapıldığının tespit ediliği, bildirilmiştir.
Ticari defter ve kayıtlarından taraflar arasında ticari ilişkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında ticari ilişkinin 2018 yılında davacının davalıya mal satışı şeklinde gerçekleştiği, bunun için davacının davalıya 4 adet fatura düzenlediği, davacı ticari defterlerine göre davacının 12.108,79-TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu, aynı yıla ilişkin davalı ticari defterlerine göre ise herhangi borcunun olmadığının, borcun 31/07/2018 tarihinde 6.500,00-TL, 10/08/2018 tarihinde 6.899,00-TL, 20/08/2018 tarihinde 6.713,85-TL, 10/09/2018 tarihinde 66.17-TL ve 5.211,92-TL (iade faturası) olmak üzere toplam (iade faturası dahil edilmediğinde 20.17902-TL) 25.390,94-TL ödeme ile sonlandırıldığı görülmekte ise de kasa ödemelerine ilişkisinin bir belgenin bilirkişi incelemesi sırasında tespit edilememiş olması karşısında, davalının bu ödemeleri, davacının davalıya satmış olduğu mal karşılığında kestiği 4 adet faturalar için ödediğini ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda her iki tarafın 2018 yılı ticari defterleri usulüne uygun tutulduğu, lehlerine delil niteliğinde oldu, davacının alacağını, davalının ticari defter ve bağlı kâğıtları ile ispat ettiği, davalının ise ticari defterline ödeme olarak yaptığı kayıtları belgelendiremediği anlaşılmakla, yukarda belirtilen tutar kadar, davacının davalıdan alacaklı olduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1- Davacının davasının KABULÜNE,
Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.108,79-TL’lik asıl alacak ile ilgili borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına,
İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında (2.421,75-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 827,15 TL harçtan peşin alınan 146,30 TL harcın mahsubu ile eksik 680,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 190,70 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 2.143,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12.04.2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]