Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/279 E. 2021/302 K. 12.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/279
KARAR NO : 2021/302

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu, Takibe konu olan borcun taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmakta olduğunu 20.02.2018 tarihli 84.960,00 TL bedelli fatura gereğince davacı müvekkili davalı şirketten alacaklı konumunda olduğunu, davalı yanca yapılan kısmi ödemeler sonrasında kalan bakiye 8.000,00 TL borç tutarı ödenmediğini, yapılan tüm sözlü uyarılara rağmen davalı/borçlu tarafından bakiye borç tutarının ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalı/borçlu borca aykırı davranarak haksız ve kötü niyetli itirazı ile müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmeyi amaçladığını, bu nedenle davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etme gereği duyduklarını, ticari arabuluculuklarda zorunlu arabuluculuk sürecini öngören TTK 5/A maddesi gereğince taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, tarafların anlaşamaması neticesinde davalı/borçlunun şirketin haksız itirazının iptali ve takibin devamı için mahkemeye başvurma durumu olduğunu, 12.01.2018 tarihli tahsilat makbuzunda belirtilen 5.000,00 TL nin ayrıca tahsil edilmediğini iddia ettiğini, tüm bu nedenlerle davalarının kabulüne, davalı borçlu itirazının iptaline, ve fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla … Müdürlüğünün … sayılı takibin 8.000,00 TL takip miktarı için kaldığı yerden devamına bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, %20 inkar tazminatının davalıdan alınmasına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak ihtaratlı davetiyenin tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, 12.04.021 tarihli dilekçesinde açılan dava haksız ve hukuk aykırı olup, reddi gerektiğini, fatura konusu borçtan kalan 8.000,00-TL sözleşmede belirlenen miktar fazlası olduğunu, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, icra dosyasındaki itirazlarında belirttikleri üzere alacaklı sözleşme ile taahhüt ettiği ve faturada belirtilen 20 adet malzemeyi tam olarak teslim etmediğini, 2 tanesi eksik olduğunu, bu husus açıklığa kavuşturulmadığını, açılan davanın reddine, davacı tarafın alacak miktarının %20’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilerek, bu miktarın müvekkiline ödenmesine, Avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan olan alacağı nedeniyle, davalı aleyhine 8.000,00-TL asıl alacak, 1.245,87-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.245,87-TL’nin tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyasında ilamsız haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, takip borçlularının borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, sonrasında eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava, takip talebine itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptali istemine ilişkindir. (İİK m.67)
Davalılar vekili, müvekkili aleyhine yürütülen icra takibine süresinde verdiği dilekçe ile “ Fatura konusu borçtan kalan 8.000,00-TL’nin sözleşmede belirlen miktardan fazla olduğunu, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, alacaklının sözleşme ile taahhüt ettiği ve faturada belirtilen 20 adet malzemeyi tam olarak teslim etmediğini 2 tanesinin eksik olduğunu, konunun yukarıdaki şekilde olduğunu taraflar arasında watsap yazışmaları ile de sabit olduğunu,” belirterek icra takibine itiraz ettiklerini bildirmiştir.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak 24/02/2020 ve 03/03/2021 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraf ticari defter ve bağlı kâğıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda; tarafların dava dosyası içerisine aralarında imzalanmış bir sözleşme sunmadıkları, taraflar arasında ticari ilişkinin 2018 yılını ilgilendirdiği, davalı şirketin en son ödemesi 14/01/2019 tarihinde yapıldığından davalıya ait 2018-2019 yılları defter ve belgelerinin incelendiği, davacının 2018 yılı işletme defterinin noterde tasdik edildiği, davaya konu ( 20/02/2018 tarih ve A/777 seri nolu 72.000,00-TL bedelli, 12.960,0000-TL KDV toplam 84.960,00-TL ) faturanın defterlerinde kaydedildiği, davalı şirketin yevmiye defteri kebir envanter defterlerinin noterde tasdik edildiği, davaya konu faturanın ( 20/02/2018 tarih ve A/777 seri nolu 72.000,00-TL bedelli, 12.960,0000-TL KDV toplam 84.960,00-TL ) yevmiye defterine 32 yevmiye numarası ile indirilecek KDV ve Hizmet Üretim maliyet hesaplarına borç 320.17 satıcılar ( … fatura- 20/02/2018-777 hesabının alacağına 84.960,00-TL kaydedildiği) yevmiye defterinin 31/12/2018 tarih ve 189 yevmiye kapanış kaydında davacının 84.960,00-TL alacak kaydının bulunduğu, 2019 yılı defterlerinde noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bir adet fatura tutarı 84.960,00-TL için 2018 yılı içerisinde 8 adet banka dekontu ile toplam 67.000,00-TL’nin davacının hesabına yatırıldığının görüldü, bu ödemelerin 2018 hesap dönemi yasal defterlerine kaydedilmediği, 2018 yılı hesap dönemi defterlerinin davacı ile olan ticari ilişkiyi doğrulamadığı, davacı tarafın düzenlemiş olduğu 20/02/2018 tarih ve A/777 seri nolu 72.000,00-TL bedelli, 12.960,0000-TL KDV toplam 84.960,00-TL faturanın her iki tarafında ticari defterlerinde kaydedilmiş olduğu, davalı tarafın fatura tutarının bedelinin 12.01.2018 ila 14.01.2019 tarihleri arasında dokuz adet banka dekontu ile belgelenen toplam 77.000,00-TL’sini ödediği, böylece geriye davacının davalıdan (84.960,00-TL– 77.000,00-TL=) 7.960,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
“…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır.
İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir…” (Emsal Yargıtay 23.HD. 18.01.2016 tarih ve 2015/7613E, 2016/190 K. Sayılı ve 09.12.2015 tarih ve 2015/2467 E, 2015/7975 K, sayılı ilamları)
Davalı taraf savunmalarında, icra takibine konu faturanın bakiye kalan 8.000,00-TL’lik kısmının sözleşmede belirlenen miktardan fazlası olduğunu, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, alacaklının sözleşme ile taahhüt ettiği ve faturada belirtilen 20 adet malzemeyi tam olarak teslim etmediğini, 2 tanesinin eksik olduğunu iddia etmiş ise de, davaya konu faturayı defterlerine 2018 yılında kaydeden ve 8 gün içerisinde içeriğine itiraz etmeyen davalının bu iddialarını ispat etmesi gerekmektedir, davalı iddialarını usulüne uygun delillerle ispat edememiştir.
Bu durumda her iki taraf ticari defterleri usulüne uygun tutulduğu, lehlerine delil niteliğinde oldu, davacının alacağını, davalının ticari defter, vergi dairesi kayıtları 2018 yılı Ba formaları ve bağlı kâğıtları ile ispat ettiği anlaşılmakla, yukarda belirtilen tutar kadar, davacının davalıdan alacaklı olduğu açıklığa kavuşmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren taraflar arasındaki ilişkinin TTK’ dan kaynaklanması nedeniyle avans oranında temerrüt faizi uygulanması gerekmiştir.
Alacak baştan beri likit olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İle;
Ankara 4.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 7.960,00-TL asıl alacakla ilgili borçlu itarızının iptali ile takipten itibaren asıl alacağı işleyecek avans Faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında (1.592,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 543,74 TL harçtan peşin alınan 136,62 TL harcın mahsubu ile eksik 407,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 40,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 92,22 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 646,30 TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 639,83 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12.04.2021

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]