Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2022/101 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/194
KARAR NO : 2022/101

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/06/2013
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
K.YAZIM TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açtığı davada dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin 19.5.2012 tarihinde Etlik-Keçiören ‘de sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarptığını, müvekkilinin %52 oranında malul kalacak şekilde yaralanıp 6 ay süre ile iş göremez hale geldiğini, diğer davalı …’nin aracın maliki, davalı … şirketinin aracın kasko sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin ömür boyu sakat kalıp, psikolojisinin bozulduğunu, maddi tazminat için Ankara … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını belirterek, 100.000 TL manevi tazminatın davalı … şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren, şahıs davalılar için ise kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … AŞ vekili dava dilekçesinde özetle: … plaka sayılı araç müvekkil şirketi nezdinde 23/05/2011-23/05/2012 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, dava konusu zararla ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği miktarın fahiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine, yargılama,harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: HMK 16. Maddesi uyarınca , haksız fiilin işlendiği yerin , zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ve zarar görenin yerleşim yerinin de Ankara olduğunu belirtmek suretiyle yetki itirazında bulunmuş ve davanın usul-esastan reddini istemiş, davacı tarafın iddiaları haksız ve tazminat talepleri fahiş olduğunu, kabulü mümkün olmadığını, davacının birinci derecede asli kusurlu olduğunu, müvekkillerinden … Yoler’in ise ikinci dereceden tali kusurlu olduğunu, bu nedenle davanın reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talebidir.
İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Karar sayılı kararı ile hernekadar davalı … şirketince yetki ilk itirazında bulunulmamışsada, usul ve dava ekonomisi yönünden her üç davalı yönünden davaların aynı mahkemede görülmesinde hukuki yarar olduğu, aksi halde dosyada bekletici mesele yapmak gerekebileceği kanaatine varılarak, Ankara Asliye Ticaret mahkemesinin yetkili olması nedeniyle davalıların yetki ilk itirazının kabulüne Mahkememizin yetkisizliğine,Davalıların HMK 116/1-a fıkrası gereğince kesin yetki kuralı bulunmadığı hallerdeki yetki ilk itirazının kabulüne, HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık kesin süre içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Arabuluculuk tutanağı, Nüfus kayıt örnekleri, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Hasar dosyası örneği, Sigorta Poliçe örneği, Cumhuriyet Başasavcılığı dosyası örneği dosya içerisine kazandırılmış, Adli Tıp Kurumundan maluliyet ve kusur raporları, aktüerya bilirkişilerinden hesap raporu aldırılıp dosyamız arasına alınmıştır.
İşleten sigortalı … … plakalı aracı tüm otokasko sigorta poliçesi ile 24.05.2011-23.05.2012 tarihleri arasında sigortaladığı, şahıs başına beden zararlarında manevi tazminat 30.000,00 TL limiti olduğu görülmüştür.
Davacının maddi tazminat talebine ilişkin İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyanın incelenmesinde davacı …’ın davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı geçici ve sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebine ilişkin davada sürücü …’nin %40 oranında kusurlu olduğu tespiti ve davacının olay nedeniyle %52 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiği tespiti ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanıp davanın kabulüne karar verildiği, temyiz edilmeksizin kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizin 26/10/2015 tarih, … Karar sayılı kararı ile davalı …’nin yönetimindeki … plakalı otomobilin karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacıya çarptığı, %52 oranında vücut genel çalışma gücünden kaybettiği, öndeki aracın davacıyı fark edip etkili önlem alıp çarpmaktan kurtardığı ancak davalı sürücünün yakın mesafe takibi ve fren direksiyon manevralarını zamanında yapamaması nedeniyle olayda kusurlu olduğu anlaşılmakla davalı sürücünün kusur durumu, davacının yaralanma oranı, çektiği acı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak, tarafları fakirleştirip- zenginleştirmeyecek, ancak acının bir nebze hafifletilmesi için uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerekmiş, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle, diğer davalılar için olay tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle müteselsilen sorumlu olmalarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilerek 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Mahkememiz kararının davalılardan … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin ….Karar sayıl kararı ile “1) Mahkeme tarafından, davaya konu trafik kazasını yapan davalının sigortaladığı araç sürücüsü ile davacının kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi konusunda herhangi bir araştırma yapılıp rapor alınmadan davalı sürücünün kusurlu olduğu gerekçesiyle karar verilmiş olup, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Eldeki dosyanın davacının kaza yapan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. açtığı tazminat davasında alınan kusur raporunda davacının % 60, davalı araç sürücüsü …’in % 40 kusurlu olduğu rapor edilmiştir. O halde mahkemece, kazaya ilişkin ceza dosyası da celp edilerek, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişiden dosyadaki tüm deliller ve ceza dosyası ile Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. dosyasından alınan raporu da birlikte değerlendirilerek kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir 2)Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut olayda; eldeki dosyadaki davalıların taraf olmadığı Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. dosyasında kaza tarihi 19.05.2012 olmasına rağmen sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğüne göre alınan % 52 maluliyet raporunu hükme esas almıştır. Dosya kapsamından, davacı için alınmış olan maluliyet raporu bulunmamaktadır. Mahkemece, davacının meslekte kazanma gücü oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden 19.05.2012 olay tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” esas alınacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve Yasaya uygun görülen Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılamada ibraz olunan İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/12/2020 tarihli maluliyete ilişkin raporunda; …’ın 19/05/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: E cetveline göre %57(yüzdeelliyedi) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiş, rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Dairesi Başkanlığının raporuna itibar edilmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/08/2021 tarihli kusura ilişkin raporunda; Sürücü …’nin % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … ‘ın %75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
İstanbul … Ticaret Mahkemesince istinabe yolu ile düzenlenen İstanbul Teknik Üniversitesi üç kişilik Teknik Bilirkişi heyetince düzenlenen 26/04/2021 tarihli raporlarında; Dava konusu olayda yaya … araç trafiğine dikkat etmesi, yaklaşan araçlardan kendisini sakınması gerekirken bu kurallara uymamış, dikkatsiz tedbirsiz şekilde yoldaki araç trafiğine yeterince dikkat etmeden karşıya geçmeye başlamış ve … plakalı aracın sadmesine maruz kalmıştır. Bu nedenle yaya … kendi yaralanması ile sonuçlanan kazada % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurludur. Davalı … plakalı aracın sürücüsü …’ın meskun mahal içerisinde olması nedeniyle tedbirli ve dikkatli olması, seyri boyunca aracının seyir şeridini ve çevresini etkin bir şekilde kontrol altında bulundurması, sert fren tedbiri ve ters yöne direksiyon manevrası ile de olayı önlemeye çalışması gerekirken, tedbirsiz ve dikkatsizce araç kullanması ve etkin tedbir almaması ile önemsizce yayaya çarpması sonucu meydana gelen kazada tali kusurlu olup, % 25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurludur.’şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Taraf itirazları üzerine mahkememizce alınan ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 17/08/2021 tarihli kusura ilişkin raporunda; A)Sürücü … yönetimindeki otomobili ile ilerisindeki araç ile mesafesini koruyup mahal şartlarını da gözeterek hızını yeterince azaltarak müteyakkız bir şekilde seyretmediği sağ tarafından gelen yayaya karşı zamanında etkin fren ve direksiyon tedbiri almayarak çarptığı kazada tali kusurludur. B) Davacı yaya … hareket halindeki araçların seyir durumunu dikkate alıp gerekli ve yeterli kontrollerini yaparak tedbirli bir şekilde geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği kontrolsüz bir şekilde geçiş yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını gelen araca vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde geçiş yaparak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kazada asli kusurludur.
Sürücü …’nin % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya … ‘ın %75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğu bildirilmiş, rapor karar vermeye yeterli bulunmakla her iki raporda çelişki olmadığından mahkememizce kusur raporlarına itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESEİ VE GEREKÇE:
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Borçlar Kanunu 56. Md düzenlemesine göre de bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda zarar gören manevi tazminat isteyebilecektir.
Mahkememizce manevi tazminat istemine yönelik yapılan yargılama sonucunda; Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 56.maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava dilekçesi, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırması, savcılık dosyası, ATK kusur raporu, İTÜ kusur raporu, ATK iş göremezliğe ilişkin maluliyet raporu, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Olay tarihi olan 19/05/2012 tarihinde sürücü davalı … yönetimindeki davalı işleteni sigortalı … olan otomobil ile ilerisindeki araç ile mesafesini koruyup mahal şartlarını da gözeterek hızını yeterince azaltarak müteyakkız bir şekilde seyretmediği sağ tarafından gelen yayaya karşı zamanında etkin fren ve direksiyon tedbiri almayarak çarptığı kazada tali kusurlu olduğu, davacı yaya … hareket halindeki araçların seyir durumunu dikkate alıp gerekli ve yeterli kontrollerini yaparak tedbirli bir şekilde geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği kontrolsüz bir şekilde geçiş yaparak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, ilk geçiş hakkını gelen araca vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde geçiş yaparak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kazada asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nin % 25 (Yüzde Yirmi Beş) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise %75 (Yüzde Yetmiş Beş) oranında kusurlu olduğu meydana gelen olayda her iki tarafından kusurlu olsa da, davacının manevi tazminat isteme hakkının bulunduğu, davacının olay nedeni ile yukarıda belirtildiği şekilde yaralandığı ve tedavi gördüğü, trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Dairesi Başkanlığının raporunda belirtildiği şekilde 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 ve E cetveline göre %57(yüzdeelliyedi) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği, bu şekilde davacının olay nedeni ile manevi acı ve ızdırap duyduğu belirlendiğinden; olay tarihi, oluş biçimi, olayın özellikleri, ekonomik olgular, olaydaki kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın ağırlığı, tazminatın caydırıcılığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı ve yaşı, olay tarihi gibi özellikleri hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılığı nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile; davalı … şirketi yönünden temyize başvurulmadığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin ..Karar sayılı kararında belirtildiği üzere hükmün davalı … şirketi yönünden kesinleştiği ve davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu bu nedenle 40.000,00 TL Manevi Tazminatın poliçe limiti (30.000,00 TL ) ile sınırlı ve dava tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden, diğer davalılar … ve … yönünden ise 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile ödenmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı … şirketi yönünden 40.000,00 TL Manevi Tazminatın poliçe limiti (30.000,00 TL ) ile sınırlı ve dava tarihi olan 21/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılar … ve … yönünden ise 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile eksik 2.025,00 TL harcın 1.350,00 TL’sinin davalı … şirketinden; 675,00 TL’sinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.050,00 TL, Adli Tıp fatura ücreti: 787,00 TL, tebligat ve müzekkere gideri:1.587,55 TL ve Vekalet Harcı: 8,50 TL olmak üzere toplam 3.433,05 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.888,17 TL’sinin 1.258,78 TL’sinin davalı … şirketinden, 629,39 TL’sinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar … ve … tarafından yapılan 100,00 TL temyiz gideri ile 136,00 TL temyiz yoluna başvurma harcı toplamı olan 236,00 TL’nin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin 3.400,00 TL’sinin sigorta şirketinden, 1.700,00 TL’sinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2. maddesi gereğince gereğince davalı lehine hükmedilecek olan manevi tazminat vekalet ücreti davacı vekiline hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğinden reddolunan miktar bakımındn davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 mdsi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı davalı … Şirketinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]