Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/940 E. 2022/550 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/940
KARAR NO : 2022/550
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.12.2017 tarihinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı traktörün devrilmesi suretiyle meydana gelen kaza neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkil malul/ sakat kaldığını, Kazaya ilişkin ceza soruşturması Mecitözü Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/15814 S. dosyası üzerinden yürütüldüğünü, Kazaya kusuru ile sebebiyet veren … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası davalı şirket tarafından yapıldığını, anılan poliçenin kaza tarihi itibariyle sakatlanma ve ölüm tazminatı şahıs başına 330.000,00-TL olduğunu, müvekkili kaza neticesinde vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığını, tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamadığını, kısaca malul- sakat kaldığını, 13.02.1945 doğumlu olan müvekkili kaza tarihi itibariyle, PMF tablosuna göre tahmini yaşam süresi takriben 8 yıl civarında olduğunu, bakiye ömür düşünüldüğünde müvekkili hayatını idamesinde normal bireylerden daha fazla güç ve efor sarf edecek, kısaca maluliyeti/ özrü oranında ömrü boyunca zorlanacağını, müvekkili tazminat istemli başvurusuna mukabil, davalı şirket 9930486 numaralı hasar dosyasını oluşturmuş, şirket tarafından taraflarınca temini mümkün olmayan yahut yargılama süreci olmaksızın sağlıklı bir şekilde temin edilemeyecek belgeler talep edilmiş ve neticede başvuru sonuçsuz bırakıldığını, tüm bu nedenlerle; sakat kalan- malul olan müvekkil için, fazlaya dair dava ve talep hakları ile HMK 107/1-2 maddeleri uyarınca ileride dava harcını artırarak dava değerini yükseltme hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile; 400,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL geçici bakıcı gideri ve 4.500,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 5.000,00 TL malullük- sakatlık (geçici ve daimi iş göremezlik) tazminatının maddi tazminatın davalıdan tahsili ile tarafımıza verilmesine, davalıya başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası temerrüt tarihi olduğundan, bu tarihten itibaren ticari temerrüt faizine- avans faize hükmedilmesine, (harcın artırılması halinde artırılmış tüm değerler üzerinden ticari temerrüt faizi- avans faizi yürütülmesine) Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, 25.02.2021 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek dava miktarının arttırılmasına ilişkin taleplerinin kabulü ile 8.585,16-TL geçici iş gücü kaybı tazminatı ve 84.845,13-TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve 2.721,60-TL geçici bakım gideri tazminatı olmak üzere toplam 96.151,89-TL (HMK 107/2. maddesi uyarınca arttırılmış dava değeri) üzerinden davalarının kabulü ile davalının temerrüt tarihinden itibaren ticari- avans faiz yürütülmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, Yine yargılamanın devamı sırasında mahkememize vermiş olduğu 22.04.2022 havale tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı HMK 107/1-2. Maddesi uyarınca müvekkili için ; 84.845,13-TL olan Sürekli İş Göremezlik Tazminatı taleplerini 58.617,41-TL daha arttırarak 143.462,54-TL’ye, 2.271,60-TL olan Geçici Bakıcı Gideri Tazminatı talebimizi 2.818,26-TL daha arttırarak 5.539,86-TL’ye, toplamda dava değerini 157.545,73- TL ‘ye yükselttiklerini, davalının temerrüt tarihinden itibaren tüm dava değerine ticari- avans faizi yürütülmesini yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak dava şartı yokluğu sebebiyle, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça dava öncesi müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığından, kanunda öngörülen başvuru şartı gerçekleşmediğini, davacı tarafından, dava öncesi müvekkili şirkete başvuru şartı yerine getirilmediğini, bu suretle müvekkili şirketin temerrüde düşmesi söz konusu olmayacağı gibi, henüz miktarı ve niteliği belirlenmemiş bir alacağa dair talep hakkının borcu muaccel hale getirmesi de imkânsız olduğunu, anılan düzenleme ile başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme için öngörülen sürenin dolmuş olması gerektiğini, somut olayda davacı taraf dava yoluna gitmeden önce müvekkili şirkete başvurup gerekli belgeleri ibraz etmemekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olup bu suretle dava ikame etme hakkı bulunmadığını, bu itibarla dava şartı yerine getirilmeden açılan huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç, müvekkili şirkete, 07.02.2017-07.02.2018 tarihleri arasında 148604957 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumlulukları sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/daimi sakatlık halinde kişi başına azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmeleri bu miktarın mutlak surette ödeneceği ve davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminat poliçe teminatımıza dahil olmadığını, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Zira Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesine göre trafik sigortaları, aynı kanunun 85. maddesine göre işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılırlar. Dolayısıyla, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, huzurdaki davaya konu kaza, tarlada meydana gelmiş olup poliçe teminatı dışında olduğunu, davacı odun taşımakta olan bir römorkun üzerinde seyahat etmesi nedeni ile ağır kusurlu olduğunu, 04.12.2017 tarihinde meydana gelen kazada davacı, … plaka sayılı traktörün römorkunda odunların üzerinde oturduğunu, akabinde römorkun tarla yolunda devrilmesi nedeni ile davacı, odunların altında kalarak yaralandığını, odunların üzerinde insan taşınamayacağı sabit olup davacı zararın artmasına ağır kusuru ile sebebiyet verdiğini, nitekim yüksek mahkemenin kararları da bu doğrultuda olduğunu, bu halde yükün üzerinde insan taşınamayacağı aşikarken davacı yan bile isteye ağır kusuru nedeni ile davaya konu zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinden hakkında tazminata hükmedilmemesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle müvekkili şirket aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; davalı sigortaya başvuru ve tebliğ evrakı sureti, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Hasar dosyası örneği, Sigorta Poliçe örneği, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığı yazısı, Çorum C.Başsavcılığının .. Karar sayılı Kovuşvurmaya Yer Olmadığına Dair kararı ve dosyası dosya içerisine kazandırılmış, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı başkanlığından alınan maluliyet raporu ve kusur raporu ile aktüerya bilirkişilerinden hesap raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının, …. nolu Kovuşvurmaya Yer Olmadığına Dair kararında; Suç tarihinde şüpheli …’in sevk idaresindeki içerisinde yolcu olarak mağdurların olduğu … plakalı traktör ile ormandan odun getirirken, orman yolunda traktörün devrilmesi sonucu mağdurların basit tıbbi müdahale ile iyileşebilir şekilde yaralandıkları, şüpheli hakkında darp ve cebir izine rastlanılmadığı ve alkol bulunmadığı şeklinde rapor düzenlendiği, mağdurların olay nedeniyle şüpheliden şikayetçi olmadıkları, dosya kapsamı bütün olarak değerlendirildiğinde eylemin sebebiyet verdiği suçun soruşturmasının şikayete tabi olduğu fakat mağdurların şüpheliden şikayetinin olmadığı anlaşılmakla; Şüpheli hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/05/2019 tarih ve 631 sayılı maluliyete ilişkin raporunda; 13/02/1945 doğumlu davacı …’in dosyasının incelenmesi ve yapılan değerlendirmede 30/12/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı meydana gelen sağ skapula korpusta fraktür, sağ iliak kanat kırığı, lomber vertabra kırıkları karaciğer laseasyonu dikkate alındığında Resmi Gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında yönetmelik ve ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranının %41 (yüzde kırk bir) olduğu, iki ay (2) süre ile başkasının bakımına ihtiyaç duyduğu, tıbbi iyileşme süresinin hastanın yaşı ve çoklu sistem travması dikkate alındığında altı (6) ay kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Eğitim ve Araştırma hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 18/01/2022 tarih ve 00001978488 sayılı maluliyete ilişkin raporunda; 13/02/1945 doğumlu davacı …’in dosyasının incelenmesi ve yapılan değerlendirmede 30/12/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı meydana gelen sağ skapula korpusta fraktür, sağ iliak kanat kırığı, lomber vertabra kırıkları karaciğer laseasyonu dikkate alındığında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmak kaydıyla bedensel özür oranının %30 (yüzde otuz) olduğu, iki ay (2) süre ile başkasının bakımına ihtiyaç duyduğu, tıbbi iyileşme süresinin hastanın yaşı ve çoklu sistem travması dikkate alındığında altı (6) ay kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Trafik Kazaları Uzmanı Makina Mühendisi Kusur Bilirkişi ….tarafından düzenlenen 14/03/2022 tarihli raporunda; Kazanın meydana geldiği yolun, karayolu sayılıp sayılmayacağı hususu, ile ilgili değerlendirme raporumun IV- A, bölümünde yapılmış olup takdiri mahkemeye ait olduğu, Dava dışı, … plakalı traktör sürücü …’ in meydana gelen kaza olayında %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yolcu …’in, trafik kazasının meydana gelmesinde kusursuz olduğu, – Ancak traktör römorku içindeki yüklü odunların üzerine, tehlikenin varlığını bilerek ve isteyerek binmiş olması nedeniyle yaralanmasında müterafik kusurunun olacağı ve değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu…” bildirilmiş, rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi Çiğdem Karayel tarafından düzenlenen 16/02/2021 tarihli 1. Raporda; Anayasa Mahkemesi’nin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki, tazminatların “genel şartlar”a göre belirlenmesini düzenleyen hükümlerini iptal etmesi nedeni ile Zarar görenin yaşam süresi, PMF-1931 Hayat Tablosuna göre belirlendiğini, Olay tarihinde 72 Yıl 10 Ay yaş, bakiye ömrü 7 Yıl 11 Ay, muhtemel yaşam süresi sonu yaş 80 Yıl 10 Ay olduğunu, Gelire Başlama 18 yaş, emeklilik 60 yaş kabul edildiğini, Gelecek Pasif Dönem (Emeklilik) 3 yıl 10 ay olduğunu, bu açıklamadan sonra davacının Geçici İş göremezlik 8.585,16 TL, bakıcı tazminatı 2.721,60TL, Sürekli iş göremezlik 84.845,13 TL olmak üzere toplam 96.151,89- TL tazminat alacağının olduğunu,” bildirmiş.
Alınan bu rapor karar vermeye yeterli bulunmamakla mahkememizce itibar edilmemiş ve yeni bir hesap bilirkişisinde yeninden rapor alınmasına karar verilmiş,
Aktüerya bilirkişisi …tarafından düzenlenen 15/04/2022 tarihli 2. raporda; 2022 yılı güncel asgari ücret verilerine göre yapılan hesaplama sonucunda davacı …’in;
1)Geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 8.543,33 TL,
2)Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 143.462,54 TL olduğu, (Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine göre belirlenen oran)
3)Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 104.972,59 TL olduğu, (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenen oran)
4) Geçici bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat tutarının ise 5.539,86 TL olduğu, Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın; sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 15.04.2019’dan itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği, Kaza tarihinde (2017 yılı) ZMSS poliçesi ölüm ve sakatlanma teminat limit tutarının 330.000,00 TL olduğu, hesaplanan tazminat tutarının poliçe teminat limit dahilinde kaldığı…” bildirmiştir. Rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Her ne kadar davalı hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de, davacı, torunu ve damadı araç sürücüsü ile ormandan eve odun getirmek amacıyla traktörde yolculuk yapmaları ve davacı …’in dava dışı araç sürücüsü …’in kayın pederi olması nedeni ile hatır taşımasının şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Müterafik kusura ilişkin olarak ise; davacının traktör römorku içindeki yüklü odunların üzerine, tehlikenin varlığını bilerek ve isteyerek binmiş olması nedeniyle yaralanmasında müterafik kusurunun olacağı ve değerlendirilmiş ve kusuru ile zararın artmasına sebebiyet verdiği kanaati ile müstakar yüksek mahkeme kararları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekmiştir. Takdiri indirim nedeni olması nedeni ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/12/2020 TARİH VE 2019/6624 E, 2020/8529 K Sayılı Emsal İlamında; “… Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Somut olayda; traktör tarla içerisinde iken devrilmiş ve araç sürücüsü olan … … vefat etmiştir. Davacı, eşi olan müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. Dairemizin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 20/10/2021 tarih ve 2021/4370 E, 2021/7241 K Sayılı emsal ilamında; Somut olayda; davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olan traktör ile tarla içinde gerçekleşen tek taraflı kazada destek vefat etmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, karayolu sayılan bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. (HGK’nın 28.09.2011 tarihli 2011/17-499 Esas 2011/557 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) şeklinde kararları mevcuttur.
Her ne kadar davalı trafik kazasının karayolunda değil, tarlada olduğunu ve bu sebeple zararın poliçe kapsamında olmadığını ve yaralanmaya davacının sebebiyet verdiğini iddia etmiş ise de, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dosyası, fotoğraflar, dinlenen tanık beyanları olay yeri görgü tespit tutanağı incelendiğinde; traktörün orman yolundan tarlaya geçtiği esnada traktör kancasının eli römork kolu bir birinden ayrıldığı ve traktör römorkunun sağa doğru devrildiği, meydana gelen kazada tarlanın karayolu ile bağlantısının olduğu anlaşıldığından, davalı itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin 22/02/2021 ile 22/04/2022 tarihli dilekçeleri ile iki defa bedel artırım talebinde bulunmuştur.
Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin belirsiz alacak davası olup HMK’ nun 107. Maddesine göre iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davacı, davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilecektir. Bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı hallerde dava konusu bedeli/ talebi ıslaha gerek olmaksızın yükseltilebilecektir.
Belirsiz alacak davası açıldıktan sonra yargılamanın ilerleyen aşamalarında karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası) baştan belirsiz olan alacak belirli hale gelmiş ise davacı herhangi bir sınırlama ve yasağa tabi olmadan yeni miktar üzerinden yargılamaya devam edilmesini isteyebilecektir. Şüphesiz alacağın belirli hale gelmesini müteakip ortaya çıkan yeni talep eksik belirtilmiş ise bundan sonra yeni bir artırma isteği iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşacaktır. Çünkü bu halde belirsizlik değil davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durum söz konusudur. (17.HD 02/03/2016 Tarih 2014/424 E-2016/207 K) Aynı yönde öğretide de davacının ikinci bedel artırım dilekçesinin iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşması halinde dahi yeni alınacak raporda tazminat miktarının fazla çıkması durumunda henüz kullanmadığı ıslah hakkını kullanma olanağı bulunduğu gibi saklı tuttuğu fazlaya ilişkin hakları bakımından ek dava açma imkanının da bulunduğu ileri sürülmektedir. (Baki KURU; Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Kasım 2015 S: 148)
Davacının birinci bedel artırımını mahkememizce alınan 16/02/2021 tarihli 1.aktüerya rapor doğrultusunda yapılmış, alınan bu rapor PMF-1931 Hayat Tablosuna göre düzenlemiş olması, tarafların kusur durumunun ve davacının maluliyetin farklı yönetmelik hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğinden karar vermeye yeterli görülmemiş bu hesap rapor doğrultusunda karar verilemeyince davacı vekilinin talebi üzerine 2022 yılı asgari ücrette yapılacak artış oranı da dikkate alınarak yeni bir bilirkişiden Yargıtay 17.HD’nin güncel 2020/11295 E, 2021/780 K, 2020/5557,2021/778 K,2020/2598 E,2021/34 K sayılı ilamlarındaki ilkeler dikkate alınarak hesaplama TRH 2010 yaşam tablocu ve progresif rant (%10 artırım,%10 eksiltim) kullanılarak yeni bir rapor alınması yoluna gidilmiştir.
Davacının ikinci bedel artırımını mahkememizce alınan 25/0/2022 tarihli rapor doğrultusunda 22/04/2022 tarihinde yapmıştır. Aktüerya hesabı 2022 yılında güncel asgari ücret verilerine göre yapılmış ve davacının 2022 yılı asgari ücret verileri üzerinden tazminatın hesaplanmasını talep etme hakkı olduğu, 2021 yılında 2022 yılı asgari ücret verilerinin belirsizliğin koruduğu, böylece davacının HMK 107/2 gereğince iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebi artırabileceği değerlendirilmiştir.
Toplanan delillere göre; davalının sigortalısı aracın “traktörün” devrilmesi sonucunda davacının yaralandığı, yukarıda açıklandığı üzere tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlendiği, davalı sigortanın sürücüsü dava dışı, … plakalı traktör sürücü …’ in meydana gelen kaza olayında %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacının kusurunun olmadığı ancak meydana gelen kazada traktör römorku içindeki yüklü odunların üzerine, tehlikenin varlığını bilerek ve isteyerek binmiş olması nedeniyle yaralanmasında müterafik kusurunun olacağının değerlendirildiği, davacının bakıcı gideri, geçici ve sürekli iş görmezlik tazminat talebinin 25/0/2022 tarihli raporla belirlendiği, bu rapora göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının kaza tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine” göre geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat tutarının 8.543,33 TL, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 143.462,54 TL, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat tutarının ise 5.539,86 TL olduğunun hükme esas alınan raporla belirlendiği, davacının talep artırım dilekçesi ile talebini artırdığı, %20 müterafik kusur indiriminin yapılması sonucunda davacının 114.790,04-TL sürekli iş göremezlik, 6.834,67-TL, geçici iş göremezlik, 4.431,89-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 126.056,60-TL tazminat alacağının bulunduğunun anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacının davanın açılmasından önce tazminat başvurusunun bulunduğu davalı … şirketinin temerrüde düştüğü 15.04.2019’dan itibaren işleyecek, ticari araç olmaması nedeni ile, yasal faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Dava dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi ile talep edilen davanın kabulü ile; 114.790,04-TL sürekli iş göremezlik, 6.834,67-TL, geçici iş göremezlik, 4.431,89-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 126.056,60-TL tazminatın, 15/04/2019 Temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından tahsili ile, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 8.610,92 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL ile tamamlanan 210,00 TL harçların mahsubu ile eksik 8.365,02 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 281,80 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen ve aşağıda dökümü yapılan 3.396,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 15.925,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27.06.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]

DAVACI YARGILAMA GİDERLERİ
Vekalet Harcı 5,20 TL
Peşin Harç 35,90 TL
Başvurma Harcı 35,90 TL
Tamamlama Harcı 210,00 TL
Islah Harcı 312,00 TL
Tebligat ve Müzekkere giderleri 197,50 TL
Bilirkişi Ücreti 2.000,00 TL
Adli Tıp Ücreti 570,00 TL
GENEL TOPLAM 3.366,50 TL