Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/938 E. 2022/165 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/938
KARAR NO : 2022/165

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket şirketin tahsil edilemeyen 2018 yılına ait 4 ayrı fatura alacağına alacağına ilişkin Ankara …İcra Müd. … E sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı yanın itirazında takip tutarına esas borçlarının 125.000,00.-TL lik kısmının 4 adet çek ile ödendiğini, 24.049,02 TL lik kısmının ödeme süresi olan 120 günlük sürenin dolmaması sebebiyle muaccel olmadığı sebepleriyle itirazda bulunmuş ise de; muaccel olmadığı iddiasının doğru olmadığını, borcun malın teslimi ile muaccel olduğunu, faturalarında teslim edildiğini, içeriğine itiraz edilmediğini, itiraz dilekçesinde bahsedilen çeklerin davaya konu fatura alacakları için değil önceki tarihli işlemlere ilişkin davalı şirketçe verilmiş olduğunu, mevcut icra takibine ve davaya konu alacak için herhangi bir çek tahsilatı yapılmadığını, davalı şirketin davaya konu edilen 4 adet fatura ile birlikte müvekkili şirkete toplam 394.428,96.-TL bakiye borcu bulunduğunu, bu davaya ve takibe konu faturalarda yer alan toplam bedel olan 209.407,68.TL ve 2 aylık vade farkı karşılığı olan 12.266,38.-TL bedel ile toplam 221.674,06.-TL alacağın tahsili amacıyla takibe konulduğunu; bahse konu çeklerden ikisinin ibrazında karşılıksız çıktığını, müvekkili şirketin 394.428,96.-TL bakiye alacak tutarı ile 12.266,68.-TL vade farkı toplamı olan 406.695,64.-TL lik alacağına karşılık ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla; Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirket aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile 2017 yılından itibaren devam eden açık hesap ilişkisi bulunduğu halde, icra takibinde yalnızca 4 adet faturayı seçerek icra takibi başlattığını, cari hesap ilişkisi bulunan firmalarda bakiye alacak için icra takibinde bulunulabileceğini, müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarında davacı şirketin henüz muaccel hale gelmemiş 24.049,02.-TL alacak miktarı dışında başka bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketin borçlarını; 40.000,00.-TL bedelli 4414633 nolu 30.11.2018 vade tarihli (Y.Kredi), 25.000,00.-TL bedelli 5134093 nolu 31.01.2019 vade tarihli, 30.000,00.-TL bedelli 2064731 nolu 28.02.2019 vade tarihli (.. Bankası), 30.000,00.-TL bedelli 513094 nolu 31.03.2019 vade tarihli ….) müşteri çeklerini vermek suretiyle ödediğini, davacı şirketin bu çekleri kabul ettiğini, ancak başka faturalara istinaden yapılan ödemeler olduğunu belirtmiş olduğundan bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, faturalarda yer alan vade farkının tek taraflı kayda dayalı olduğunu, vadesi gelmeyen ve muaccel olmayan alacağın tahsilinin mümkün olmadığını, faiz işletilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile birlikte davacı şirket aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ankara …İcra Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …. olduğu; 223.766,99 TL alacak için 06/11/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 07/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu davacı şirket tarafından borçlu şirkete kesilen fatura örnekleri.
Davalı borçlu şirketçe keşide edilen çek örnekleri.
Banka cevabi yazıları.
Ticari defter kayıtları.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince talimat yoluyla alınan 07/10/2019 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; Davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, faturayla kayıtların uyumlu olan davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğunu, davalının inceleme gününe katılmadığı, defter ve belge ibraz etmediğini, davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2018 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalar ve ödemelerden ve 2019 yılında karşılıksız çıkan çeklerin defter ve kayıtlara alınmasından sonra oluşan 30.09.2019 tarihi itibariyle 394.428,96 TL ( Üçyüzdoksan dörtbindörtyüz yirmisekiz-TL- 96 KR ) defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğunu, ancak icra takibi ile 221.674,06 tI talep edildiği, talepte bağlılık ilkesi gereği ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere; bu alacağın 2019 yılına devrettiği, başkaca ödeme olmadığını, davacının alacağını işlemiş faiziyle birlikte talep ettiğini, davacının alacağının varlığına karar verilmesi halinde icra takip tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte ödenebileceğini bildirmiştir.

Mali müşavir bilirkişiden alınan 16/03/2020 tarihli raporda;Davalı şirketin 2017 yılına ilişkin kayıt ve işlemlerinin davacı şirket ticari defterlerinde yer almaması, davalı şirketin davacı şirkete düzenlediği 26.04.2018 tarihli iade fatura bedelinin farklı kaydedilmesi, 30.09.2018 tarihli olarak davacı şirket kayıtlarında davalı şirket ödemesi şeklinde yer alan iki adet 90,00.-TL er bedelli 3016 ve 3017 nolu … çekinin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almaması, 14.03.2018 tarihli olarak davalı şirket kayıtlarında ödeme kaydı şeklinde yer alan iki adet 20.000,00.TL er bedelli 2 ve 3 belge nolu çekin davacı şirket kayıtlarında yer almaması hususlarından tarafların ticari defterlerinde uyuşmazlıklar bulunduğunun tespit edildiğini, davada davacı şirket tarafından 221.674,06.-TL asıl alacak miktarı üzerinden harç ikmal olunarak dava konusu yapıldığından icra takibinde hesaplanan işlemiş faiz ile ilgili ayrıca bir değerlendirme yapılmadığını, incelemenin dava konusu olan ve talep edilen 221.674,06.-TL asıl alacağa yönelik olarak yapıldığını, İcra takibine konu edilen 4 adet faturanın her iki yana ait ticari defterlerde kayıtlı olduğunu, 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde her ne kadar davacı şirketin davalı şirketten 394.428,96.-TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de; 06.11.2018 olan icra takip tarihi itibariyle alacak miktarının 169.428,96.-TL olduğunu, incelemesi yapılan ve usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu anlaşılan davalı şirketin 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinde yer alan ve kayıt ve işlemlere göre; 06.11.2018 olan icra takip tarihi itibariyle davacı şirkete borç miktarının 24.087,42.-TL olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiden alınan 08/09/2021 tarihli ek raporda; Davacı yan itirazlarında bahsedilen 30.09.2018 tarihli olarak davacı şirket kayıtlarında davalı şirket ödemesi şeklinde yer alan iki adet 50.000,00.-TL er bedelli 3016 ve 3017 nolu … çek ile 4 adet toplam 57.881,00.-TL bedelli ödeme işlemine ait tevsik edici belgeler ibraz edilmediğinden hesaplamaya dahil edilemediğini, davalı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; davacı şirketten takip tarihine kadar icra takibine konu edilen bakiye alacağı oluşturan 4 adet faturada dahil olmak üzere 16 adet faturadan doğan toplam 492.751,62.-TL borcuna karşılık, davalı şirketin davacı şirkete (davacı şirketin ciro yolu ile dava dışı 3. kişilere devrettiği çeklere istinaden) yapmış olduğu ödemeler toplamının 275.000,00.-TL, çek teminatı bedeli olarak ise 2.030,00.-TL olmak üzere toplam 277.030,00.-TL olduğunu, ayrıca davacı şirketin kayıtlarında yer alan ve kabulünde olan 2 adet toplam 10.821,60.-TL tutarlı iade faturası düzenlenmiş olduğu somut olarak belge ve ticari defter kayıtlarından tespit edildiğini, kök rapor tanzimi sonrasında dosya kapsamına alınan bilgi ve belgelerinde alacak miktarı hesaplamasına dahil edilmesi neticesinde; 06.11.2018 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete borç miktarının 204.900,02.-TL olduğunu, davacı şirket tarafından 221.674,06.-TL asıl alacak miktarı üzerinden harç ikmal olunarak dava konusu yapıldığından icra takibinde hesaplanan işlemiş faiz ile ilgili ayrıca bir değerlendirme yapılmayacağını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin … karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 27.06.2016 tarih,…. Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dosya içerisinde toplanan Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, m üvekkil şirketçe borçlu şirkete kesilen faturalar, davalı borçlu şirketçe keşide edilen çekler, ticari defter kayıtları bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, alacaklının …, borçlunun …. olduğu; 223.766,99 TL alacak için 06/11/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 07/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu, davanın yasal sürede açıldığı, 30.09.2018 tarihli olarak davacı şirket kayıtlarında davalı şirket ödemesi şeklinde yer alan iki adet 50.000,00.-TL er bedelli 3016 ve 3017 nolu … çekinin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almaması nedeniyle davalı ödemesi şeklinde hesaplamaya dahil edilmemiş, ayrıca 4 adet toplam 57.881,00.-TL bedelli ödeme işlemine ait belgeler dosya kapsamına sunulmamış olması sebebiyle hesaplamaya dahil edilmemiş, davalı şirkete ait ticari defterlerde yer alan kayıt ve işlemlere göre; davacı şirketten takip tarihine kadar icra takibine konu edilen bakiye alacağı oluşturan 4 adet faturada dahil olmak üzere 16 adet faturadan doğan toplam 492.751,62.-TL borca karşılık, davalı şirketin davacı şirkete (davacı şirketin ciro yolu ile dava dışı 3. kişilere devrettiği çeklere istinaden) yapmış olduğu ödemeler toplamının 275.000,00.-TL, çek teminatı bedeli olarak ise 2.030,00.-TL olmak üzere toplam 277.030,00.-TL olduğu, ayrıca davacı şirketin kayıtlarında yer alan 2 adet toplam 10.821,60.-TL tutarlı iade faturası düzenlenmiş olduğu ve 06.11.2018 olan icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacı şirkete borç miktarının 204.900,02.-TL olduğu anlaşılmakla Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 204.900,02 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20’si oranında olan 40.980,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı tarafın talep ettiği kötü niyet tazminat isteminin, davacı tarafın kısmen de olsa haklı olduğu ve kötü niyeti tespit edilemediği anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında davalının itirazının kısmen İPTALİ ile takibin 204.900,02 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacağın %20’si oranında olan 40.980,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Davalı tarafın talep ettiği kötü niyet tazminat isteminin, davacı tarafın kısmen de olsa haklı olduğu ve kötü niyet tespit edilemediği anlaşılmakla yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine,
Alınması gereken 13.994,91 TL harçtan peşin alınan 2.601,81 TL ile icra takibi sırasında ödenen 1.183,83 TL harcın mahsubu ile eksik 10.209,27 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 2.601,81 TL peşin, 35,90 TL başvurma ve icra takibi sırasında ödenen 1.183,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 22.793,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca reddolunan miktar üzerinden Hesaplanan ve takdir olanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 1.400,00 TL, Davetiye ve Müzekkere Tebligat gideri: 147,00 TL olmak üzere toplam 1.547,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.423,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan Davetiye ve Müzekkere Tebligat gideri: 49,00 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 3,92TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]