Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/927 E. 2022/952 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/927
KARAR NO : 2022/952

DAVA : İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/06/2014
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Sözleşmeden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı … vekili 09.05.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ve ortakları ile davalı arasında 19.04.2011 tarihinde akdedilen protokol ile … Gıda Ltd.Şti.ni davalıya devrederek sözleşmedeki tüm edimleri yerine getirdiklerini, davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmediğini belirterek borçlunun takibe, asıl alacak ve faize ilişkin hakız itirazının iptaline %20 inkar tazminatına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava harcının eksik yatırılmış olduğunu, davacının tek başına itirazın iptali istemli davayı açmaya hakkının olmadığını, davacının itirazın iptali talebin haksız olduğunu, protokol devir bedeli 35.000-TL nın 5.000-TL nın alacaklıların borçlarına mahsuben ödendiğini, bakiye 30.000 TL’nin 10.000-TL lik bölümünün … ve … a 11.5.2011 tarihinde, 10.000-TL nın satıcılardan … eşi ve şirketin işletme müdürü C,… … tarafından teslim alındığını, kalan borcun 1.000-TL nın yine C…. … tarafından elden alındığını, bakiye 9.000-TL nın davalının eşi … tarafından satıcılardan … …’nin eşi ve şirketin işletme müdürü C…. …’nin ..Bank Çankaya Şubesindeki 3123371 nolu hesabına gezgin havale açıklamasıyla 07.07.2011 tarihinde ödendiğini, bu nedenle devir bedelinden herhangi bir borçlarının kalmadığını, ….ANKARA adreindeki dükkan kira bedeli açıklamalı 2012 Mart ve 2013 yılı Şubat ayı arasındaki döneme ilişkin kira bedeli olarak talep edilen 45.000 TL talebin haksız olduğunu, davacının anılan işyerini kiraya vereni olmadığını, davalının bu iş yerinin hiçbir dönem kiracı olmadığını, devir alınan şirketin eşi ve babası tarafından 25 Ekim 2011 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan şirket hisse devir kararlarına istinaden üçüncü kişilere satıldığını, Mart 2012- Şubat 2013 ayı arasındaki dönemde işyerinin kirası ile ilgili hukuki bir sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Taraflar arasında imzalanan 19/04/2011 tarihli protokol, arka yüzünde bulunan ödeme kayıtları,
-Ticaret Sicil Kayıtları, Kira sözleşmesi,
-05/03/2013 tarihli protokol,
-09/06/2014 tarihli temlikname,
-04/11/2019 tarihli kök ve 10/02/2020 ve 19/10/2022 günlü ek bilirkişi raporları,
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, taraflar arasında 19.04.2011 tarihinde düzenlenen limited şirket hisse devrine ilişkin sözleşme uyarınca hisse devir bedelinin ve aynı sözleşme uyarınca davalıya devredilen işyerinin kira bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 30/03/2015 gün ve 2014/1280 E, 2015/300 K sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda ” davanın reddine…” dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … K sayılı bozma ilamında belirtilen; “…
Bu durum karşısında, taraflar arasında geçerli bir hisse devri sözleşmesi bulunmadığı ve protokol uyarınca davalının devredilen hisse bedellerinden sorumlu olmadığından bahsedilemez. Ancak, açılan dava öncesinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında alacaklı sıfatıyla hisselerini devreden … (…), … ve … tarafından icra takibine başlanılmış olup itirazın iptaline ilişkin bu dava ise takip alacaklılarından sadece … tarafından açılmıştır. O halde, mahkemece uyuşmazlığın temelini oluşturan protokol hükümleri uyarınca davacının hissesine isabet eden hisse devir bedeli yönünden işin esasına girilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır….
“… Bu durum karşısında, yukarıda taraflar arasında düzenlenen protokol uyarınca alt kiracılık ilişkisi çerçevesinde davalıya devredilen işyeri nedeniyle davalı tarafından ödenmesi gerektiği halde ödenmeyen bu nedenle davacı tarafından kiralayana ödenmek zorunda kalınan kira bedeli bulunup bulunmadığı tespit edilerek varsa bu bedele ilişkin davalının sorumluluğunun belirlenip icra takibine konu edilen kira bedeline ilişkin alacak yönünden sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu talep yönünden de davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. …” gerekçeler ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, dosya mahkememizin 2018/927 yeni esasına kaydı yapılarak, yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilip yargılamaya devam olunmuştur.
Taraflar delil ve belgelerini bildirmişler, takip dayanağı protokolü sunmuşlar, takip dosyası ve ticaret sicil kayıtları evrak arasına getirtilmiştir. Yargıtay Bozma kararından sonra davacı vekili tarafından dava dışı şirketin diğer ortaklarından alınmış 09/06/2014 tarihli temlikname sunulmuş ve temlik veren şirket ortakları … …. ile … Tunca’nın eski eşi şirket çalışanı … … …’ tanık olarak beyanları alınmıştır.
Mevcut ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan olan alacağının tayin ve tespiti bakımından 04/11/2019 tarihli kök ve 10/02/2020 ve 19/10/2022 günlü ek bilirkişi raporları alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu diğer delillerle birlikte değerlendirilerek yapılan inceleme sonucunda;
Hisse Devir Bedeli Konusunda; bilirkişi tarafından tanzim edilen Kök ve Ek raporda Yargıtay Bozma kararı uyarınca yapılan değerlendirmede; “…Şirkette davacı 330 hissesini, dava dışı … 340 hissesini, diğer hissedar … … ise 330 hissesini davalıya devrettikleri, bu devir sonucu hisselerini devreden kişilerin, hisseleri devralandan kişisel alacaklı haline geldikleri, bu alacakların şirket alacağı olmadığı, davalının hisseleri devreden kişilere ödemede bulunduğunu belirtmiş olması nedeniyle kanıt yükünün davalıda olduğu, Hissesini devreden bir hissedarın alacağının, hissesini devreden diğer ortaklara ödenmiş olması ödeme borcunu söndürmemektedir. Olayda davacı alacaklının alacağını devir (temlik) ettiğine ilişkin bir sözleşme mevcut olmadığı gibi, diğer ortakların davacı alacaklının vekili- temsilcisi- olduğu da söylenemez. Buna ilişkin bir belge dosyada mevcut değildir. Bu durumda, ancak davacıya yapılmış ödemelerin davacı alacaklıyı bağlayıp bağlamayacağı değerlendirildiğinde, davanın ilerleyen bölümünde davacı tarafından dosyaya 09.06.2014 tarihli haricen tanzim edilmiş bir Temlikname sunulmuştur.
Olayda toplam devir bedeli 35.000-TL olup, bunun 5.000-TL’nın peşinen mahsup suretiyle devredenlere ödendiği protokolün 8.nci maddesinde belirtilmiştir.
Temlik veren şirket hissedarları ve tanıklarca da kabul edildiği üzere protokolün arka sayfasında yazılı 11.05.2011 tarihli 10.000,00-TL lık ödemenin ve 11.06.2011 tarihli 10.000,00-TL lık ödemenin davalı tarafından yapıldığı ve bu ödemeler dışında … … …’nin ….Bank Çankaya Şubesindeki … nolu hesabına 9.000,00TL nın havale yoluyla ödendiği ve bu ödemenin de tanık … … … tarafından duruşmada tanık olarak alınan ifadesinde kabul edildiği belirgindir.
Bu durumda toplam (5.000,00TL peşinat+ 10.000,00TL 11.05.2011 tarihli ödeme + 10.000,00TL 10.06.2011 tarihli ödeme + 9.000,00TL havale yoluyla yapılan ödeme=) 34.000,00TL nın ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle elden yapıldığı kabul edilmeyen 1.000,00-TL’nin protokol gereği ödenmemiş olduğundan, davacının hisse devir bedelinden bakiye alacağının ( 35.000,00TL – 34.000,00TL =) 1.000,00TL olduğu hesaplanmaktadır.
Devir protokolünde ödemelerin 5.000,00-TL peşin, 10.000,00-TL nin 10.05.2011 tarihinde, 10.000,00-TL nın 10.06.2011 tarihinde, 10.000,00-TL nın 10.07.2011 tarihinde ödeneceği belirtilmiştir.
Bakiye 1.000,00-TL’nın da bu bağlamda 10.07.2011 tarihinde ödenmesi gerekli olup, bu miktarın 10.07.2011 tarihi ile icra takip tarihi olan 24.06.2013 tarihi arasındaki süredeki yasal faizi; 1.000,00TL x 0.09x 715/365= 176,30TL olacaktır.
Bu durumda temlikname dikkate alınarak yapılan hesaplamada davacı; 1.000,00-TL bakiye hisse devir alacağı ile bunun icra takip tarihine kadar işlemiş 176,30-TL faizini talep edebileceği değerlendirilmiştir.
Kira parasına ilişkin alacak konusunda; hükmüne uyulan Bozma kararında; taraflar arasındaki protokol uyarınca alt kiracılık ilişkisi çerçevesinde davalıya devredilen işyeri nedeniyle davalı tarafından ödenmesi gerektiği halde ödenmeyen bu nedenle davacı tarafından kiralayana ödenmek zorunda kalınan kira bedeli bulunup bulunmadığı tespit edilerek varsa bu bedele ilişkin davalının sorumluluğunun belirlenip icra takibine konu edilen kira bedeline ilişkin alacak yönünden bir karar verilmesi gerektiği… ifade edilmiştir.
Davacı … ile kiralayan … … arasında akdedilen 01.01.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde aylık kira parası aylık ve net 3.750,00TL olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 9. Maddesinde su, elektrik, yakıt, çevre temizlik vb. ile stopaj’ın kiracıya at olduğu, Kira parasının her ayın 3ncü günü akşamına kadar kiralayanın banka hesabına ödeneceği belirtilmiştir.
Kiralayan … … Yüzer tarafından kiracı … ve … … … aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün …. takip sayılı icra dosyasıyla 07.05.2012 tarihinde girişilen icra kovuşturmasında; üç aylık toplam 9.500,00TL kira alacağı ve 71,88 TL işlemiş faizi olmak üzere 9.571,88TL nın tahsili için Haciz ve Tahliye istemli icra kovuşturmasına girişildiği, Kiralayan tarafından Ankara 2. İcra Hakimliğinde ikame edilen itirazın kaldırılması ve tahliye istemli davada, Mahkemece verilen 19.02.2013 tarih 2012/938E, 2013/102K sayılı karar ile, itirazın kaldırılmasına asıl alacağın % 20’si oranında inkar tazminatının davalılardan tahsiline ve taşınmazın tahliyesine, 440,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verildiği,
05.03.2013 tarihinde kiralayan ile … … … ( kira sözleşmesinde müşterek borçlu ve kefil) arasında düzenlenen protokol ile, … … … ve …’nin borçları için 20.04.2013 vade tarihli 1.000-TL bedelli senet ve 15.03.2013 vade tarihli 10.500-TL’lık senedin verildiği, dükkanın boş olarak teslim edildiği belirtilerek anılan senetlerin ödenmesi halinde Ankara 16.İcra Müdürlüğünün 2012/4479 sayılı dosyasından kiralayanın bir alacağının kalmayacağı belirtilmiştir.
Bu nedenle kiralayana ödenmek zorunda kalınan kira bedeli (kira borcu) 11.500,00-TL olmaktadır. Kiralayana verilen 15.03.2013 tarihli 10.500,00-TL senet ve 20.4.2013 tarihli 1.000,00TL lık senetlerin vade tarihi ile icra takip tarihi arasındaki faizleri ise,
15.03.2013 vade tarihli 10.500,00 TL bedelli senedin icra takip tarihine kadar faizi;
10.500,00 x0.09×101/360(15.03.2013-24.06.2013)= 265,12 TL
20.04.2013 vade tarihli 1.000,00 TL bedelli senedin icra takip tarihine kadar faizi;
1.000,00 x 0.09 x 65/360 (20.04.2013- 24.06.2013) = 16,25 TL
Olmak üzere toplam ( 265,12TL + 16.25TL=) 281,37 TL olacaktır.
Tanıklar kiralayana başlangıçta 7.500,00TL teminat olarak ödendiğini ve tahliye sonucunda bu tutarın kiralayanda kaldığını belirterek bu miktarın da davalıdan tahsilinin gerektiğini belirtmişlerdir. Ne var ki kira sözleşmesinde bu yönde hiçbir madde bulunmadığı gibi, kiralayan tarafından yapılan içre kovuşturmasına itirazda da bu yönde hiçbir bildirimde bulunulmadığı görülmüştür. Bu nedenle davacı tarafından kanıtlanamayan bu yöndeki talebin yerinde olamayacağı değerlendirilmiştir.
Netice olarak davacı tarafından sunulan adi yazılı temliknameye göre hesaplama yapılması gerektiği düşünüldüğünden; davacının devir bedeli olarak 1.000,00-TL ve bunun işlemiş faizi olarak 176,30-TL, Kira alacağı olarak 11.500,00-TL ve bunun faizi olarak 281,37-TL olmak üzere davacının icra takip tarihi itibariyle talepte haklı alacağının 12.957,67 TL olduğu hesaplanmış – bilirkişi tarafından yapılan hesaplama hatası mahkememizce düzeltilerek- ve davanın kısmen kabulüne, alacak yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın kısmen kabulü ile; Davalı borçlunun Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında; 12.957,67-TL alacak ile ilgili borçlu itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte takibin devamına, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Asıl alacak miktarı likid olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 885,13 TL harçtan peşin alınan 916,50 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 31,37 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesap ve takdir olunan 10.726,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu 941,70 TL harçlar ile diğer yargılama giderleri toplamı 2.012,50 TL nin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 322,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 1.690,50 TL nin davacı üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a başvurmak suretiyle temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05.12.2022

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]