Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/914 E. 2023/348 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/914
KARAR NO : 2023/348

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
K.YAZIM TARİHİ : 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’ye akaryakıt satışı yaptığını, bu satışa istinaden müvekkili şirket, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’den 25.07.2018 tarih ve… sayılı faturaya ilişkin alacağını talep ettiğini, davalı-borçlunun ise borcunu ödemekten imtina ettiğini, bu kere müvekkili şirket davalı-borçlu aleyhine … E. sayılı takip dosyası ile 165.628,63 TL (Yüz Altmış Beş Bin Altı Yüz Yirmi Sekiz Türk Lirası Altmış Üç Kuruş) takip bedelli icra takibi başlattığını, fakat davalı-borçlu taraf 26.11.2018 tarihli itiraz dilekçesiyle haksız ve yersiz olarak icra takibini durdurmak ve sürüncemede bırakmak amacıyla; borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, yapılan bu itiraz neticesinde …’nce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı-borçlunun icra takibine yönelik itirazı haksız ve yersiz olduğunu, iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket, akaryakıt ve nakliye işi ile iştigal etmekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı-borçluya 25.07.2018 tarih ve …. sayılı kesilen 165.628,63 TL tutarlı fatura ile akaryakıt (…) satışı yapıldığını, müvekkili şirket söz konusu akaryakıtı davalı borçluya teslim etmiş olmasına rağmen, davalı-borçlu tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle davalı-borçlunun, müvekkili şirkete borcunun olmadığı iddiasıyla yapmış olduğu borca itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı-borçlunun, borcun faiz ve ferilerine ilişkin itirazları da yasal dayanaktan yoksun olup, hukuka aykırı olduğunu, ayrıca haksız, yersiz ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini de istediklerini, davalı-borçlunun itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsili ile takibin devamına, davalı-borçlunun, haksız itiraz nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: işbu itirazın iptali davası haksız ve mesnetsiz olarak açıldığını, davacı-alacaklı taraf ile müvekkili arasında 3 yılı aşkın süredir gelen bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki sonucunda davacı-alacaklının müvekkili firmaya teslim etmiş olduğu ürünler ve bu ürünlere ilişkin faturalarının teslimi ile doğan alacak borç ilişkisinde, müvekkili, davacı firma tarafından kıymetli evrak almaya yetkili olduğu belirtilen … ve/veya … isimli şahıslara imza karşılığında teslim edilen çek ve/veya bono düzenleyerek ödemelerini yaptığını, ticari ilişkin ilk kurulduğu andan itibaren müvekkili firma her bir fatura karşılığı kadar olmak üzere düzenlediği bu kıymetli evrakları sadece bu şahıslara imza karşılığı teslim ettiğini, davacı alacaklı da bu ödemeleri ticari defterlerine kaydettiğini, tahsilatlarını gerçekleştirdiğini, davaya konu … numaralı ve 25.07.2018 tarihli 165.628,63TL bedelli fatura da davacı alacaklının 3 yılı aşkın süredir çeklerini ve tahsilatlarını alması için müvekkili firmaya yönlendirmiş olduğu … imzasına 01.08.2018 tarihinde, 15.08.2018 keşide tarihli, 165.628,63TL bedelli … Bankasının … Şubesine ait … seri numaralı çeki teslim edilerek ödendiğini, ilgili bankaya yazılacak müzekkere ile de sübuta ereceği üzere davacı alacaklıya teslim edilen bu çek de davacı alacaklı tarafından bundan önceki tüm çekler gibi bankaya ibraz edilerek tahsil edildiğini, buna rağmen davacı alacaklı kötü niyetli olarak iş bu huzurdaki davaya konu icra takibini başlattığını, taraflara ait defter ve kayıtlar üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi, banka kayıtları ve müvekkil firmanın davacı alacaklı tarafından ödeme alma, kabul etme ve şirketi temsil ettiğini belirterek yönlendirmiş olduğu … ile … isimli şahısların imzalarına teslim etmiş olduğu çek ve bono teslimlerini gösterir belgeler birlikte değerlendirildiğinde; müvekkili firmanın davacı alacaklıya borcu bulunmadığını, davaya konu … numaralı faturayı da 3 yılı aşkın süredir ödediği usul ve esaslarla … imzasına teslim ettiği davacı lehine keşide edilmiş çek ile ödemesini gerçekleştirdiği sübuta ereceğini, sunmuş oldukları belgelerle açıklamaya çalıştıkları üzere; ödenmiş olan borca istinaden yapılan icra takibine müvekkilinin itirazı haklı olduğunu, takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu aşikar olan alacaklı-davacının mesnetsiz davasının, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
25.07.2018 tarih ve … sayılı 165.628,63 TL tutarlı fatura, Tarafların ticari defter ve belgeleri ve … formları.
…, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davacı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, takip borçlusunun davalı … San. Ve Tic. A.Ş. olduğu; 165.628,63TL alacak için 01/11/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 21/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun/vekilinin 26/11/2018 tarihli dilekçesi ile icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
… Mahkemesi’nden … yoluyla alınan 22/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. 2018 Yılı Yevmiye Defterlerinin TTK 64. Madde hükümlerine göre E-Defter Beratlarının süresinde verildiğini, HMK 222 maddesine göre delil niteliği taşıdığını, davacı Şirketin defter kayıtları incelendiğinde dava konusu faturaları ticari defterlerine kayıtlarının yapıldığını, davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı … San. ve Tic. A.Ş den tahsilatları çek ve banka havalesi ile yaptığını, çek ile yapılan tahsilatlara ilişkin herhangi bir tahsilat makbuzu düzenlemediğini, davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin Davalı … San. ve Tic. A.Ş.’den 165.628,47-TL alacaklı olduğu ticari defter kayıtlarından tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi … …’dan alınan 23/10/2020 tarihli raporda;… Mahkemesi’nin istemi üzerine … … tarafından davacı … Nak. Ve San. Ve Tic. Ltd. Şti. ticari defterleri incelenerek hazırlanan rapora göre, davacının muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 165.628,47 TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun bulunmadığını, tarafların kayıtları arasında oluşan farkın, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına bulunan 165.628,63 TL’lik çek ile ödeme kaydının davacı şirketin ticari defter kayıtlarında bulunmamasından kaynaklandığını, davalı yan tarafından davacı adına keşide edilen 15.08.2018 tarih ve 165.628,63 TL’lik … Bankası … Şubesi’ne ait … no.lu çekin, davalı yan tarafından 01.08.2018 tarihinde … isim ve imzasına teslim edildiği, çekin 15.08.2018 tarihinde … Bankası aracılıyla ödendiğini, su kapsamda davacının davalıdan alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
… … …’nın 02/12/2022 tarihli raporunda; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu çek 1. ciroda “… Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti.” kaşe izi üzerinde atılı imza ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacı satıcı akaryakıt satışı ile ilgili akdi ilişkinin davalı yanın kabulünde olup, çekle ödeme iddiası olmakla; bedelin ödenip ödenmediği, alacak varsa miktarının uyuşmazlık konusu olduğu tespit edildi.
Tarafların delilleri toplanmış icra dosyası ve davacının ticari defterleri incelenmiştir.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (… …,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
… … Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, … sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (…) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” … … sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı HMK’nun 222. maddesinde ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (….) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1) (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” olarak ifade edilmiştir.
TBK. madde 133/2’de belirtildiği şekilde, özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmamaktadır. Bu durumda, yenileme iradesinin olmaması halinde eski borç, “asıl borç ilişkisi” olarak varlığını korumaktadır. Dolayısıyla hamil, biri asıl borç ilişkisinden, biri de kambiyo ilişkisinden doğan iki ayrı talep hakkına sahip olmaktadır. Kambiyo münasebetinden, doğan hakkın, herhangi bir nedenden dolayı düşmesi halinde, hamil asıl borç ilişkisinden dolayı sahip olduğu talep hakkı saklıdır.
Kıymetli evrak nitelikli borç senedi mahiyetindedir (TTK m. 646). Borç senedi ise borç ikrarını içerir. Kıymetli evrakta -senette- hile veya ağır kusuru bulunmadıkça, borçlu vade geldiğinde senedin niteliğine göre alacaklı olan kimseye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur (TTK m. 646/2).
İlkesel olarak kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması ve bononun içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülememesi ve başkalarına da devredilememesi, vasıflı ve soyut bir borç ikrarı olması ilkeleri karşısında; eski borç ”asıl borç ilişkisi olarak” varlığını korumaktadır.
… …’nun 13.06.2018 tarih, … sayılı kararında da belirtildiği üzere ”Kıymetli evrak ve bu bağlamda bir kambiyo senedi, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (…). Soyutluk (…) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (…).
Çeklerin devrinin nasıl yapılacağı TTK’nın 788. maddesinde poliçeden ayrı ve özel olarak düzenlenmiştir. Bu maddeye göre açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, … ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir. Keza TTK’nın 818. maddesinin göndermesi ile aynı Kanun’un 684. maddesine göre, … ve zilyetliğin geçirilmesi ile çekten doğan bütün haklar devrolunur. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; çekin bir başka anlatımla çek üzerindeki hakkın bir başkasına devri için … ve kişiye çekin zilyetliğinin geçirilmesi gerekir. … ise TTK’nın 683. maddesine göre, çek arka yüzüne veya çeke bağlı olan ve “…” denilen ek kâğıt üzerine yazılması ve ciranta tarafından imzalanması ile mümkündür. Bu nedenle cirantanın imzasını taşımayan … geçerli … sayılmaz. Böyle bir … ise çek üzerinde bulunan hakkın devrini sağlamaz.
… …’nun 24/06/2020 tarih, … sayılı kararında da Bir senette yer alan yazının veya imzanın inkâr edilmesi durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası anlamında bir “sahtelik iddiası” söz konusu olur. 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesine ilişkin gerekçede bu husus “Maddenin kenar başlığında “Yazı veya imza inkârı” ibaresi birlikte kullanılmıştır. Her iki husus uygulamada sahtelik iddiası olarak adlandırılan durumu ifade etmektedir” şeklinde belirtilmiştir (…) Öte yandan, bir senetteki imzanın inkâr edilmesi hâlinde, mahkemenin imzanın sahte olup olmadığı konusunda kendiliğinden araştırma yapması gerekir. Bu araştırma ve incelemenin sırası ise 6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde düzenlendiği (…) belirtilmiştir.
Dava, cevap mübrez deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından davalı-borçluya 25.07.2018 tarih ve … sayılı kesilen 165.628,63 TL tutarlı fatura ile akaryakıt (…) satışı yapıldığı, çekle ödeme iddiası olmakla; bedelin ödenip ödenmediğinin tespiti bakımından mübrez delillere göre; davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. 2018 Yılı Yevmiye Defterlerinin TTK 64. Madde hükümlerine göre E-Defter Beratlarının süresinde verildiğini, HMK 222 maddesine göre delil niteliği taşıdığını, davacı Şirketin defter kayıtları incelendiğinde dava konusu faturaları ticari defterlerine kayıtlarının yapıldığını, davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı … San. ve Tic. A.Ş den tahsilatları çek ve banka havalesi ile yaptığını, çek ile yapılan tahsilatlara ilişkin herhangi bir tahsilat makbuzu düzenlemediği, ticari defter kayıtlarında göre, davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin Davalı … San. ve Tic. A.Ş.’den 165.628,47-TL alacaklı olduğu davalı şirketin muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun bulunmadığı bu durumda ticari defterlerdeki tarafların kayıtları arasında oluşan farkın, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına bulunan 165.628,63 TL’lik çek ile ödeme kaydının davacı şirketin ticari defter kayıtlarında bulunmamasından kaynaklandığı, “imzanın sahte olması”, gibi def’iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olduğundan mahkemece bu iddia incelenmiş, davalı tarafından davacı adına keşide edilen 15.08.2018 tarih ve 165.628,63 TL’lik … Bankası … Şubesi’ne ait … no.lu çekin, davalı yan tarafından 01.08.2018 tarihinde … isim ve imzasına teslim edildiği, çekin 15.08.2018 tarihinde … Bankası aracılıyla ödendiği, … imza incelemesine göre 1. ciroda “… Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti.” kaşe izi üzerinde atılı imza ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı; bu durumda davacıya verilen bir çek olmadığı ve davalının davacıya borcunun bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, davalının … Esas sayılı dosyasında 165.628,63 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına, İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 33.125,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı takipte haklı olmakla, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının … Esas sayılı dosyasında 165.628,63 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına,
3-İİK’nun 67/2.maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 33.125,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı takipte haklı olmakla, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
5-Alınması gereken 11.314,09TL harçtan peşin alınan 2.828,53TL’nin düşümü ile eksik 8.485,56TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan toplam 2.869,63TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olanan 25.844,29TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 900,00 TL, ATK Masrafı: 2.210,00TL davetiye ve müzekkere tebligat gideri 1.821,05TL olmak üzere toplam 4.931,05TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair, Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/05/2023
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]