Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/91 E. 2022/188 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/91 Esas – 2022/188
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/91 Esas
KARAR NO : 2022/188
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/02/2011 tarihli devremülk sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline bedelin tahsili amacıyla senet imzalandığını ve müvekkilinin senet bedeli olarak 14.000,00 TL ödeme yaptığını ancak davalının edimini ifa etmediğini, mülk inşaatının tamamlanmadığı gibi gayrimenkulün müvekkilinin kullanımına da açılmadığını, bu hali ile davalının sözleşme gereği edimlerini ifa etmediğini iddia ederek sözleşmenin iptali ile 14.000,00 TL’nin istidadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında 27/01/2016 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflas işlemlerinin tamamlanmadığını ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; devremülk sözleşmesinin iptali ve alacak davası olarak açılmış, davalının iflas etmesi üzerine sıra cetveline itiraz davası olarak görülmeye devam etmiştir.
Dosya arasına alınan kayıt ve belgelerden müflis şirketin 27/01/2016 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ankara …Tüketici Mahkemesi’nin … esasa … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir.
Kural olarak sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK’nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nun 235. maddesinde yer alan “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava açmaya mecburdur,” amir düzenleme karşısında 28/05/2014 tarihine kadar açılan tüm sıra cetveli itiraz davalarında tarafların sıfatına (işçi, tüketici vb.) bakılmaksızın görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğu açıktır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Anılı yasal düzenleme çerçevesinde İcra İflas Kanununa göre sonraki kanun ve özel kanun statüsüne haiz olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 83/2. maddesinin açık hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları (somut olayda olduğu gibi İcra İflas Kanunu 235. maddesinde yer alan) bu Kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (28/05/2014 tarihinden sonra açılan davalarda) tüketici sıfatına haiz davacılar tarafından açılan ve kökeninde bir eda davası (alacak) olan işbu sıra cetveline itiraz davasında görevli mahkeme aynı yasanın 73. maddesi uyarınca Tüketici Mahkemeleri olacaktır. Nitekim, 6502 sayılı yasanın 83/2. maddesi tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda diğer kanunlarda yer alan görev ve yetkiye ilişkin düzenlemelerin gözönünde bulundurulmamasını, anılı tüm uyuşmazlıklarda 73/1. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerinin görevli olacağını emredici şekilde düzenlemiştir (Ankara BAM 23. HD 2020/1437 esas 2021/1439 karar sayılı ilamı emsal olmak üzere).
İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır. Alacağın doğduğu tarihin belirlenmesi görev hususunda önem taşımaktadır. Dava tarihi itibariyle henüz sözleşmenin feshedilmediği, nitekim dava dilekçesi ile açıkça taraflar arasında akdedilen sözleşmenin feshinin talep edildiği, davalı şirketin iflas kararından sonra 05/04/2016 tarihinde işbu davanın açıldığı, sözleşmenin feshiyle birlikte davaya konu alacağın muaccel olacağı değerlendirilmiştir. Bu hali ile alacak iflastan sonra doğacaktır.
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir.
İİK’nda masa borçları ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak için İİK’nın 235/2. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmamaktadır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/2556 esas 2121 karar 2015/351 esas 2015/8323 karar sayılı kararları ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 23 HD 2017/1548 esas 2017/1271 karar, 2017/1389 esas, 2019/183 karar sayılı ilamları ile yine aynı davalı aleyhine açılan dava sonucunda verilen görev hususunda değerlendirme yapan Ankara BAM 23. HD 2020/907 esas 2020/917 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir).
Bu durumda, dava konusu alacağın iflas alacağı olmadığı, davacının tüketici olduğu, eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, alacağın dayandığı hukuksal ilişki gözetildiğinde Tüketici Mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizce davanın usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2- Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
3-Ankara …Tüketici Mahkemesince daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ile görevli Mahkemenin belirlenmesi açısından dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022