Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/831 E. 2021/143 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/831
KARAR NO : 2021/143
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
K. YAZIM TARİH : 26/02/2021
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne vermiş oludğu dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … Belediyesi Hizmet Binası kaba inşaatının malzeme ve işçiliği ile yapılıp teslim edilmesi konusunda 21/03/2018 tarihli anlaşma yapıldığını, yapılan sözleşmeye rağmen davalı yüklenici kendi üzerine düşen edimleri zamanında yerine getirmeyerek işi yarım bırakarak inşaatı terk ettiğini, inşaat yapımı sözleşmesini ihlal edildiğinden ve davalının hak ettiği hak edişini ve uğranılan zarar ve yapılan ayıplı ifa gibi sözleşmenin esasını etkileyen delillerin tespiti için … Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptıklarını müvekkili şirketin zarara uğradığının sabit olduğunu, bunun üzerine … Noterliğince 23/07/2018 gün ve … yevmiyeli ihtarname keşide edilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini ve davalı tarafın elinde bulundurduğu çekleri iade etmesi istenildiği halde çeklerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davalıya verilen çeklerin toplam meblağının 1.325.000,00 TL olduğunu, … Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyasında davalının yaptığı işin toplam bedelinin 453.447,84 TL belirtildiğini, bu alacağın 410.000,00 TL sinin müvekkil şirket tarafından davalıya ödendiğini, bilirkişiye göre davalı tarafın kalan bakiye alacağının ise 43.447,84 TL gözükse de tespit raporu gerçeği yansıtmadığını, bu rakama itiraz ettiklerini beyanla davalının haksız olarak ancak yetkili hamil olarak elinde bulundurduğu … Şubesine ait dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının 1. maddesinde belirtmiş olduğu çeklerin her birinin ödenmemesi ve icra takibine konu edilmemesi için teminatsız yada mahkemece takdir edilecek teminat karşılığında HMK 389/1 madddesi gereği ayrı ayrı ödeme yasağı konulmasını, 2. Maddesinde belirtmiş olduğu çeklerden dolayı toplam 915.000,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan dava yasal dayanaktan yoksun olup, reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan 21.03.2018 tarihli sözleşmenin 11. maddesinde görüleceği üzere ihtilaf halinde ANKARA Mahkeme Ve İcra Daireleri yetkilidir hükmü yer aldığını, HMK md 17’ye göre tarafların yaptığı işbu yetki sözleşmesi geçerli olduğunu, müvekkil şirketin adresinin Ankara olduğunu davalının ikameti Mahkemesinde davanın ikamesi gerektiğini, davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, Yetkili Mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu ayrıca tarafların şirket olduğunu davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini bu nedenle görev yönünden de itiraz ettiklerini, davaya konu edilen çeklerin sözleşme kapsamında müvekillere verildiğinin ispatı gerektiğini, Taraflar arasında akdedilen sözleşmede dört adet çekten bahsedilmişse de davaya konusu birçok çek söz konusu olduğunu, davacı tarafın menfi tespit davasıyla konu ettiği çeklerin anılan 21.03.2018 tarihli sözleşmeye ilişkin verildiğinin ispatı gerektiğini, … Hukuk Mahkemesinde yapılan delil tespitine ilişkin itirazlarımız dosyaya sunduklarını, rapordaki iddiaları kabul etmediklerini, davacı tarafın iddiaları gerçeği yansıtmamakta olup, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini .beyanla cevaplarının kabulü ile, yetki ve görev itirazlarının kabulüne, haksız ve kötü niyetli davanın reddine ve yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekilinin yetki itirazı kabul edilerek … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) …Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
DELİLLER: Davacı vekili tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri, hakkediş belgeleri, ihtarname, çekler, ödeme belgeleri ibraz edilmiştir.
Mahkememizce delil olarak dayanılan … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası, … belediyesinden hakkediş dosyası getirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davacı alt işveren tarafından davalı yükleniciye verilen çeklere dayalı, icra takibinden önce İ.İ.K.nun 72/2.maddesine göre borçlu tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sözleşme ve ekleri, ihtarname, ödeme belgeleri, hakediş dosyası, tespit dosyası ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı alt yüklenici şirketin asıl işveren … Belediyesinden, belediye binasının kaba inşaatının malzeme ve işçiliği ile birlikte yapılıp teslim edilmesi işini aldığı, daha sonra davalı yüklenici ile aralarında 21/03/2018 tarihli kaba inşaat yapım sözleşmesi imzaladıkları, bu sözleşmeye istinaden hakediş bedeli olarak davacının davalı tarafa çekler keşide ederek teslim ettiği, ancak davalının edimini yerine getirmediği iddiası ile davacı şirketin ihtarname keşide ettiği ve delil tespiti yaptırdığı, sonrasında ise davacı alt işveren şirketin davalı tarafa verdiği davaya konu çekler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine yönelik eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davada; Davacı tarafın eser sözleşmesine dayalı davalı tarafa verdiği, davaya konu çekler nedeniyle borçlu bulunmadığı yönündeki talebi konusunda karar verilebilmesi için tarafların ticari defterleri de incelenerek bir bütün halinde, yapılan iş ve alacak durumunun tespit edilmesi gerekmektedir. Tarafların ticari defterleri incelenmeden ve yapılan iş, ödemeler, hakedişler birlikte değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmadan davacı tarafın menfi tespit talebi ile ilgili olarak karar verilmesine imkan bulunmamaktadır.
Bu bağlamda; İlk olarak Mahkememizin 23/01/2020 tarihli duruşmasında, ikinci olarak 16/07/2020 tarihli duruşmasında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek ara karar kurulmuştur. Ancak davacı vekili tarafından davanın başından itibaren hiçbir celseye katılınmamış ve bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
Son olarak Mahkememizin 19/11/2020 tarihli duruşmasında, “Tarafların ticari defterleri üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle, dosyanın bir SMMM, bir İnşaat Mühendisi ve bir hesap uzmanı bilirkişiye tevdii ile; Taraf defterlerinin noter açılış kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, çeklerin ticari defterlerde yer alıp almadığı, defter kayıtları itibariyle dava konusu iş nedeniyle alacak-borç durumunun tespiti, tarafların iddia ve savunmalarının da değerlendirilmesi, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve tespit dosyası da dikkate alınarak davalı firmanın yaptığı iş miktarı ve bedelinin tespiti, tespit dosyasındaki rapor ile çelişki olduğu halde nedeninin belirtilmesi, davacı tarafından işe dair yapılan ödeme miktarının tespiti, davacı yüklenicinin davaya konu çekler nedeniyle borcunun olup olmadığının tespiti hususlarında” rapor düzenlemesinin istenmesine karar verilmiş, gider avansı yeterli olmadığından davacı vekiline ihtaratlı davetiye çıkartılarak, bilirkişi ücreti ve tebligat masrafları için gider avansı olarak toplam 9.200,00 TL’yi yatırması için tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş, bu süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı takdirde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususu ihtar edilmiştir. Ancak verilen kesin süre içerisinde ve bir sonraki duruşma tarihi olan 25/02/2021 tarihine kadar bilirkişi ücreti yatırılmamıştır. (Davacı vekili tarafından celse arasında talep edilen adli yardım reddedilmiş ve gerekçeli ara karar tebliğ edilmiştir.)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Somut olayda, taraf ticari defterleri ile tüm dosya kapsamı değerlendirilip hesap çıkartılarak incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alınmadan, davacının menfi tespit talebi konusunda karar verme imkanının bulunmadığı, davacı vekili tarafından ise verilen süre ve kesin süre içerisinde (1 yılı aşkın sürede) bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu şekilde bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 15.625,92 TL harçtan mahsubu ile fazla 15.566,62 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 62.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2021Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]