Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/757 E. 2022/106 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/757
KARAR NO : 2022/106

DAVA : Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılmasına İzin
DAVA TARİHİ : 16/10/2018
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
K. YAZIM TARİHİ : 11/03/2022
Mahkememizde görülen Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılmasına İzin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı kooperatif hazirun cetvellerinde 10 kişi olarak gösterilmesine rağmen gerçekte ve yasal olarak 20 ortaklı bir yapı kooperatifi olduğunu, müvekkillerinin de dahil toplam öteki 10 kişi, davalı kooperatifin ortakları iken, Yönetim Kurulunun 05.08.2011 Tarih ve 78 nolu kararı ile ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerden … ile …’nın ihracın iptali için dava açarak ortaklıklarını tekrar kazanmış… diğerlerinin ise yapılacak ilk Genel Kurulda görüşülmek üzere itiraz ettiklerini, ihraçlara itirazı takiben yapılan 16.06.2012 tarihli ilk genel kurula hiçbir müvekkili çağırmadıklarını, itirazların da gündeme alınmadığını, Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesine … E. sayı ile açılan davada, genel kurulda alınan tüm kararların 19.03.2014 Tarih … K. sayılı kararla iptal edildiğini ve 23.11.2016 tarihinde kesinleştiğini, kooperatifin 17.06.2017 tarihli genel kurula yine müvekkillerini çağırmadığı gibi itirazlarını da görüşmediğini, kaldı ki bunlardan … ile …’nin ihraç kararlarını iptal ettirdiklerini, konu ile ilgili olarak kooperatif yönetimi hakkında şikayette bulunduklarını, 11.05.2018 tarihinde yapılan genel kurula da müvekkillerini çağırmadıklarını ve itirazlarını görüşmediklerini, inşaatların çürümeye terkedildiği gibi herhangi bir olumlu icrai faaliyetleri de olmadığını, Ankara ….Noterliğinden hem Yönetime hem de Denetime Kooperatifler Kanunu madde 44 gereğince, genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılması için, ayrı ayrı ihtarname keşide edildiğini, ilkinin 09.08.2018 de ikincisinin 04.09.2018 de tebliğ edildiğini ancak davalı tarafça cevap verilmediğini belirterek, Kooperatif Genel Kurulunun Olağanüstü Toplantıya çağrılması hususunda kendilerine yetki ve izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili davalı kooperatifin şu an yasal olarak 10 ortaklı bir yapı kooperatifi olduğunu, davacıların kooperatifin ortakları iken 05.08.2011 tarihinde ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerden … ile …’nın ihraç kararının iptali için dava açarak ortaklıklarını tekrar kazandıklarını, fakat daha sonra bahsi geçen ortakların hepsinin ortaklıktan çıkarıldığını, bu nedenle davacıların 17.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına çağrılmadıklarını, davacıların şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı …. K sayılı kararında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacıların her ne kadar kooperatifin keyfi şekilde yönetildiği iddiasında bulunsalar da kooperatifin iyi bir şekilde yönetildiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 43. Maddesinde genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olan kişi ve organlar belirtilmiş olup “Yönetim Kurulu veya an asözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.” hükmünün yer aldığını, mevcut durumda zaten usulüne uygun genel kurul yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Tarafların delilleri toplanmış, Mahkememizce davalı kooperatifin ticaret sicil kaydı ile genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, ana sözleşme getirtilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davalı kooperatifin davanın devamı sırasında iflası nedeniyle, kesinleşmiş iflas kararı getirtilmiş, İİK’nun 194.maddesi gereğince 2.alacaklılar toplantısının yapılamasından 10 gün sonrasına kadar yargılamanın durdurulmasına karar verilmiş, bildirilen iflas idare memurlarına tebligat yapılmıştır.
Getirtilen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … K. sayılı ilamının incelenmesinde; 18/07/2018 tarihinde açılan davanın davacısının … …-… İnş. … Ltd. Şti., davalının S.S. … Evler Konut Yapı Kooperatifi olduğu, davacı yanca “davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla iflas yolu ile takip başlatıldığı, davalı – borçlu tarafından takibe itiraz edilmediği gibi ödeme de yapılmadığı” iddiasıyla davalının iflasına karar verilmesinin talep edildiği, Mahkemece, davalı tarafa tebliğ edilen depo emrine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle, davalı kooperatifin iflasının 08/11/2018 tarihi 10:35 itibariyle açılmasına…” karar verildiği anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. 2014/135 K. sayılı ilamının incelenmesinde; 13/09/2012 tarihinde açılan davanın davacısının …, davalısının S.S. …. Konut Yapı Kooperatifi olduğu, davacının “16/06/2012 tarihli Genel Kurulda, ihraç kararı kesinleşmeyen 10 üyenin genel kurul toplantısına çağırılmadığı, denetim kurulu üyesinin divan başkanı olması nedeniyle toplantıda alınan kararların hükümsüz olduğunun tespitini…” talep ettiği, Mahkemenin 19/03/2014 tarihli kararla “16/16/2012 tarihli genel kurulda 11 gündem maddesiyle alınan kararların geçersizliğinin tespitine…” karar verildiği, kararın 23/11/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Getirtilen Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. ….K. sayılı dosyasının incelenmesinde; 13/09/2012 tarihinde açılan davanın davacısının …, davalısının S.S. … Evler Konut Yapı Kooperatifi olduğu, davacının “ihraç kararına karşı 16/06/2012 tarihli Genel Kurulda görüşmek üzere itiraz ettiklerini, ancak 10 üyenin toplantıya çağrılmadığı gibi, itirazın da görüşülmediğini” beyanla alınan tüm kararların hükümsüz olduğunun tespitini talep ettiği, Mahkemece verilen 19/03/2014 tarihli kararla ” davanın kabulüne, 16/06/2012 tarihli Genel Kurul’da alınan kararların geçersizliğinin tespiti ve kararların iptaline…” karar verildiği, kararın Yargıtay 23. H.D.’nin 23/12/2014 tarih ….K. sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği ve 23/11/2016 tarihinde karar düzeltme isteminin reddine karar verilmekle 23/12/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kooperatif uzmanı bilirkişi düzenlediği raporunda sonuç olarak; Davacıların kooperatif üyesi olup olmadıklarının tespiti amacıyla bilirkişiliğe yerinde inceleme yetkisi verilmiş ise de, kooperatif kayıtlarının nerede olduğuna dair dosya kapsamında bir kayda rastlanılmamış, iflas idare memurlarının telefon numaralarının dosya kapsamında olmadığı görülmüş, davalı kooperatif vekili tarafından ise 3 kez aranmasına rağmen dönüş yapılmamış olması nedeniyle, kayıtların incelenmesinin mümkün olamadığı, bu nedenle dosya kapsamındaki kayıtlarla sınırlı olmak üzere inceleme yapıldığı, davacılardan … ve …’nun dava açmak suretiyle 2011 yılında alınan ihraç kararına karşı işlemlerinin iptalini sağladıkları, daha sonra 2016 yılında Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından ihraç kararının sıhhati, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği tespit edilememekle birlikte, davacılar … ve …’nun üyeliklerinin devam ettiğine dair herhangi bir kayıt sunmadıkları, diğer davacıların 2011 yılında alınan ihraç kararına karşı 2012 yılında Genel Kurul’a itirazda bulunduktan sonra işbu dava tarihi olan 16/10/2018 tarihine kadar herhangi bir iptal yoluna başvurmadıkları, kooperatifle irtibat sağladıklarına dair bir kayıt olmadığından, ihraç kararının üyelerce de zımnen benimsenmiş olabileceğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Kooperatif uzmanı bilirkişi düzenlediği ek raporunda sonuç olarak; Kooperatif kayıtlarının incelenmesi sonucunda, davacıların hiçbirinin üyeliğinin devam ettiğine dair bir veriye rastlanılmadığı belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 44. maddesi gereğince açılmış, genel kurul toplantısı çağrısı yapmaya izin talebine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Davalı kooperatifin hazirun cetvellerinde 10 kişi olarak gösterilmesine rağmen 20 ortaklı bir yapı kooperatifi olduğunu, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortakları iken, yönetim kurulunun 05.08.2011 tarih ve 78 nolu kararı ile ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerden … ile …’nın ihracın iptali için dava açarak ortaklıklarını tekrar kazanmış olduklarını… diğerlerinin ise yapılacak ilk genel kurulda görüşülmek üzere itiraz ettiklerini, ihraçlara itirazı takiben yapılan 16.06.2012 tarihli ilk genel kurula davacıları çağırmadıklarını, itirazların da gündeme alınmadığını, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesine … E. sayı ile açılan davada, genel kurulda alınan tüm kararların 19.03.2014 tarih, 2014/135 K. sayılı kararla iptal edildiğini, davacı … ile …’nın ihraç kararlarını iptal ettirdiklerini, Ankara 36.Noterliğinden hem yönetime hem de denetime Kooperatifler Kanunu madde 44 gereğince, genel kurulun olağanüstü toplantıya çağrılması için, ayrı ayrı ihtarname keşide edildiğini, ancak davalı tarafça cevap verilmediğini belirterek Kooperatif Genel Kurulunun Olağanüstü Toplantıya çağrılması hususunda kendilerine yetki ve izin verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif ise cevap dilekçesi ile; Davacıların kooperatiften usulüne uygun olarak ihraç edildiklerini, davacı … ile …’nın ihraç kararının iptali için dava açarak ortaklıklarını tekrar kazandıklarını, fakat daha sonra bahsi geçen ortakların hepsinin ortaklıktan çıkarıldığını, bu nedenle davacıların 17.06.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına çağrılmadıklarını, Kooperatifler Kanunu’nun 43. maddesinde genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olan kişi ve organlar belirtildiğini, “Yönetim Kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahip olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıların davalı kooperatif üyeliğini devam edip ettirmedikleri, davacıların Kooperatifler Kanunu’nun 44. maddesi gereğince kooperatif genel kurul toplantısı yapmak üzere çağrıda bulunmaya izin verilmesi taleplerinin şartlarının oluşup oluşmadığı ve talebin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan kooperatif uzmanı bilirkişi raporu-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Bilirkişi raporu-ek raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde; Kooperatifler Kanunu’nun 43. maddesinde kooperatif genel kurulunu çağırma yetkisini haiz kişiler “Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 44. maddesinde ise; “Dört ortaktan az olmamak kaydıyle ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine Genel Kurul toplantıya çağrılır. / Yönetim Kurulu bu isteği en az on gün içinde yerine getirmediği takdirde, istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya Ticaret Bakanlığı tarafından, yapı kooperatiflerinde de İmar ve İskan Bakanlığı tarafından Genel Kurul toplantıya çağrılabilir. / Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak Genel Kurulu bizzat toplantıya çağırma müsaadesini alabilirler.” hükmüne yer verilmiştir. Genel Kurul’u bizzat çağırma müsaadesi talep edenlerin kooperatif üyesi olması dava şartıdır. Yine, davacıların mahkemeye 44. madde gereğince başvurabilmesi için öncelikle kooperatiften Genel Kurul Toplantısı yapılmasını talep etmesi, 10 gün içinde gereği yerine getirilmediği takdirde Bakanlığa başvurulması, talebin yine kabul görmemesi üzerine mahkemeye başvurulması gerekmektedir.
Davacılardan …’nın Ankara …. Asl. Tic. Mah.’nin …. K. kesinleşen kararı ve …’nun … tarihinde kesinleşen kararı ile kooperatifin, haklarında verdiği ihraç işlemine karşı dava açtıkları ve kararların gereğinin Yönetim Kurulu’nca yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
Ancak daha sonra, Yönetim Kurulunun 20/08/2016 tarihli kararıyla “….’e 14/08/2015 tarihine kadar ödeme yapmaz iseler üyelikten ihraç edileceklerinin noter kanalı ile tebliğ edildiği, 1 yıllık süre içinde herhangi bir girişimde bulunmadıkları ve kooperatifle diyaloğa girişmedikleri için üyeliklerinin sona erdirildiğinin kooperatifte kayıtlı adreslerine bildirilmesine…” karar verildiği görülmüştür. Davalı defterlerinde görülmediği gibi, davacılar tarafından 20/08/2016 tarihli ihraç kararına karşı herhangi bir yola başvurulduğuna yahut üyeliklerinin devam ettiğini gösteren bir kayıt sunulmamıştır. Bu nedenlerle; davacıların kooperatif üyeliklerinin devam etmediği anlaşılmıştır.
Öte yandan, diğer davacıların ismine Kooperatif vekili tarafından dosyaya sunulan Genel Kurul Tutanakları ekinde bulunan Hazirun Cetvellerinde rastlanılmamıştır. Davacılar vekili, “müvekkillerinin 05/08/2011 tarihli Yönetim Kurulu kararıyla ihraç edildiklerini, ihraç kararına karşı genel kurulda görüşülmek üzere itirazda bulunduklarını ancak 16/06/2012 tarihli Genel Kurulda gündeme alınmadığını, 16/06/2012 tarihli Genel Kurul’da alınan kararların Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. 2014/135 K. sayılı kararıyla iptal edildiğini” beyan etmektedir. Ancak, bahse konu Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı kararı incelendiğinde, “davacılar hakkında verilen ihraç kararı kesinleşmediğinden, Genel Kurula çağrılmaları gerektiği ve çağrılmaları halinde karar nisabını etkileyecek oldukları…” gerekçesiyle, genel kurulda alınan kararların iptaline karar verildiği görülmekte olup, davacıların ihraç işlemlerinin iptali / geçersizliği yönünde bir hüküm tesis edilmediği belirlenmiştir.
Kooperatifler Kanunun 16. maddesinde; “Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise, ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz, davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.” Hükmü öngörülmüştür.
İhraç kararına karşı aradan geçen yıllar içinde davacılardan …, ….dışında, diğer üyelerin 2011 yılında verilen ihraç kararının iptalini sağlamak amacıyla herhangi bir işlem / dava açma yoluna gitmedikleri görülmektedir.
Yargıtay ilamları da dikkate alındığında, ihraç kararı üzerinden uzun bir zaman geçtiği halde, üyenin kooperatifle irtibat sağlamaması durumunda, ihraç kararının kooperatif üyesi tarafından da zımnen kabul edilerek, benimsendiği sonucuna varmak gerektiği kabul edilmelidir.
Bu durumda, davacılardan …, … dışındaki diğer üyelerin, 2011 yılında verilen ihraç kararı sonrasında ihracın iptalini sağlamak amacıyla 2018 yılına kadar herhangi bir işlem yapmamış olmaları nedeniyle, ihraç kararını benimsemiş oldukları kanaatine varılmıştır. (Ayrıca …, …’nun üyeliklerinin devam ettiği düşünülse dahi, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 44. maddesindeki toplantıya çağrıda bulunmak için gereken “en az 4 kişi”lik şartı sağlayamayacakları görülmektedir.)
Öte yandan, davacıların aktif dava ehliyetleri bulunsa bile; davalı kooperatif hakkında dava tarihinden sonra, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasıyla verilen kararla 08/11/2018 tarihi itibariyle kooperatifin iflasına karar verilmiş ve karar 01/07/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Böylece davacıların hukuki yararları da kalmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davacıların kooperatif üyelikleri devam etmediğinden ve bu nedenle aktif dava ehliyetleri bulunmadığından HMK’nun 114/1-d ve 115/1-2. maddeleri gereğince aktif husumete yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
HMK’ nun 114/1-d ve 115/1-2. maddeleri gereğince aktif husumete yönelik dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 44,80 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair; Davacı asil ve davacı vekilinin ve İflas idare memurunun yüzüne karşı, davalı vekilinin. yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022

Başkan …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Üye …
¸[e-imza]
Katip …
¸[e-imza]