Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/651 E. 2021/365 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/651 Esas
KARAR NO : 2021/365

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/09/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/07/2018 tarihinde, davalıların sigortalısı ve maliki olduğu araç ile davacıya ait aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin aracınıda değer kaybı oluştuğunu, kazanç kaybı doğduğunu, aracın serviste kaldığı sürede müvekkilinin ödediği kira nedeni ile zararının doğduğunu, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL değer kaybının davalılardan, 1.000,00 TL kazanç kaybı ile 5.762,57 TL kira bedelinin davalı …’den haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/02/2021 tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle, kazanç kaybı bedelini 11.853,46 TL’ye, değer kaybının 30.000,00 TL’ye artırdığını bildirmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden, eldeki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava dilekçesinin ekindeki delillerin kendisine tebliğ edilmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, esas yönünden ise müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, aracın önceki kazalarının dikkate alınmasının ve gerçek zararın belirlenmesinin gerekeceğini, aracın km’si gözetilerek Genel Şartlar uyarınca değer kaybı talep edemeyeceğini, talebin teminat dışı olduğunu, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, aşamalardaki beyanlarında özetle davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zarar nedeniyle kusurlu yan ile sigortacısından poliçe kapsamında zararın tazmini talebidir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu değerlendirilmiş, davalı tarafın ilk itiraz ve dava şartı yokluğuna ilişkin itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır. Belirsiz alacak davasına ilişkin itirazının ise, zararın belirlenmesi için yargılama yapılması gerektiğinden yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası, aracın Tramer kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Kusur oranının ve zararın tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, trafik kazasından anlar makine mühendisi bilirkişi 15/03/2019 tarihli raporunda; kazanın oluşumunda davalının sigortalısının tam kusurlu olduğu ve araçtaki değer kaybının rayice göre 30.000,00 TL olduğuna, aracın 01/07/2018 tarihinde servise girdiğini ve 07/07/2018 tarihinde onarımının tamamlandığına ilişkin kanaatini bildirmiştir. Taraf itirazlarının giderilmesi hususunda bilirkişiden 05/08/2019 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda özetle, ZMMS Genel Şartları uyarınca davacının aracında değer kaybı oluşmayacağını bildirmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarih 2019/40 esas 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı Yasanın 90/1. cümlesindeki “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara…” ve ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlara…” ile 92. maddesinin (i) fıkrasının Anayasaya aykırı olduğunu ve iptaline oy çokluğuyla karar verilmesi üzerine, değer kaybının rayiç değer üzerinden belirlendiği kök rapor oluşa uygun kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
Davanın kazanç kaybı ile kira bedelinin belirlenmesi bakımından SMMM bilirkişiden alınan 31/01/2019 tarihli raporda özetle, 5 günlük hat kira bedelinin KDV hariç 3.375,70 TL, 5 günlük kazanç kaybının 8.579,30 TL olduğunu bildirmiştir. Davacının itirazı üzerine bilirkişi 17/03/2020 tarihli ek raporunda özetle, davacının KDV zararının bulunmadığını, 5 gün üzerinden hesaplama yapılması halinde kira kaybının 3.375,70 TL, kazanç kaybının 8.579,30 TL, 7 gün üzerinden hesaplama yapılması halinde 4.725,98 TL kira kaybı, 12.011,02 TL kazanç kaybı bulunduğunu bildirmiştir. Davacının itirazları üzerine alınan 15/12/2020 tarihli ek raporda özetle, davacının KDV zararının bulunmadığını, kira kaybının 30 gün üzerinden hesaplanması neticesinde 5 gün üzerinden hesaplama yapılması halinde kira kaybının 3,466,76 TL, kazanç kaybının 8.466,76 TL, 7 gün üzerinden hesaplama yapılması halinde 4.883,54 TL kira kaybı, 11.853,46 TL kazanç kaybı bulunduğunu bildirmiştir. Son rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. Bilirkişi 5 ve 7 günlük terditli hesaplama yapmış, davacıya ait aracın 01/07/2019-07/07/2019 tarihleri arasında 7 gün kullanılamadığı anlaşıldığı gibi makine bilirkişisinin de aracın tamir süresi yönünde aksine bir tespiti bulunmadığından 7 günlük hesaplama dikkate alınmıştır.
Toplanan delillere göre, davalının sigortalısı araç ile davacıya ait aracın karıştığı trafik kazasında davacıya ait aracın hasar gördüğü, bilirkişi tarafından tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de belirlenen kusur oranlarının oluşa uygun olduğunun değerlendirildiği, davacının aracında meydana gelen değer kaybı, yoksun kalınan kar ve kira bedelinin belirlendiği, bu hali ile davacının aracı zarar görmekle kusurlu yandan zararın tazminini talep etmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı kiraya ilişkin hesaplamada KDV oranının belirlenmediğini bildirerek itiraz etmiş ise de bilirkişinin davacının KDV zararı bulunmadığına ilişkin açıklamasına itibar edilerek davanın kira alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı, bedel artırım dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de, dava belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan savunmaya itibar edilmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle, yoksun kalınan kar ve değer kaybına ilişkin davanın bedel artırım dilekçesi yönünden kabulüne, kira alacağına ilişkin olarak ise kısmen kabul şönünden davanın sübut bulduğu, davacının bilirkişi raporuna göre talebini artırdığı, bu hali ile davalı sigortanın ZMMS poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile,
1-30.000,00 TL değer kaybının davalı … yönünden poliçe teminat limitlerinde (4.750,00 TL) sorumlu olmak kaydıyla ve temerrüt tarihi olan 10/08/2018 tarihinden, davalı …’den olay tarihi olan 01/07/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-11.853,46 TL kazanç kaybı ile 4.883,54 TL kira kaybının olay tarihi olan 01/07/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 3.192,60 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 132,57 TL ile sonradan yatırılan 681,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.379,03 TL harcın davalılardan (davalı … 324,47 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.875,81 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı … 4.750,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 879,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.794,20 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre belirlenen 1.761,08 TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 813,57 TL harcın davalılardan (davalı … yargılama giderinin 178,98 TL’si ile harcın 81,16 TL’sinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazla kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/04/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]