Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/646 E. 2022/232 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/646 Esas – 2022/232
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/646
KARAR NO : 2022/232

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı işçi …’e müvekkil banka tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava dışı işçinin alt işverenler tarafından çalıştırıldığını, son olarak davalı … Pro. Öze. Güv. Şirketinde çalıştığını, Dava dışı işçiye 24/06/2015 tarihinde damga vergisi dahil olmak üzere toplam 19.189,19 TL ödeme yapıldığını, dava dışı işçinin değişik tarihlerde davalı şirketler bünyesinde istihdam edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeler hükümleri uyarınca kıdem tazminatı ödemesinden davalı şirketlerin sorumlu olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla toplam 19.189,19 TL ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … Pro. Öze. Güv. Kor. Hiz. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket yetkilisinin 28/09/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; şirketin İller Bankası A. Ş. akdedilen sözleşme ile 10/09/2012 – 24/04/2015 tarihleri arasında koruma ve güvenlik işini üstlendiğini, dava dışı işçinin 24/03/2015 tarihli dilekçesi ile emekli olduğunu, davacı kurumun rücu isteminin yersiz olduğunu, talebin zamanaşına uğradığını, iki yıllık sürenin geçmiş olduğunu, davacı ile yapılan sözleşme hükümlerinde işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne derece sorumlu olduğunu dair bir hüküm olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Güv. Hiz. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin 12/03/2019 havale tarihli dilekçesinde özetle; davacı şirketin talep edebileceği herhangi bir alacağının olmadığını, varsa da zaman aşımına uğramış olduğunu, dava dışı işçinin 24/07/2010 – 09/09/2012 tarihleri arasında müvekkil şirkette çalıştığını, asıl ve tek işverenin davacı taraf olduğunu, ihale süresinin dolması ile iş süresinin bittiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri uyarınca müvekkil şirketin dava konusu alacak kalemine dair bir sorumluluğunun olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Özel Güv. Hiz. Ltd. Şti.’ne Usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. görülmüştür.
Davalı … Güv. Hiz. Ltd. Şti.’ne Usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER:
Hizmet Alım Sözleşmesi Örnekleri
Dekont Örneği
Kıdem Tazminatı Bordrosu
SGK Hizmet Dökümü
SGK işe giriş ve ayrılış bildirgesi
Hizmet cetveli fotokopisi,
22.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 9 yıl 7 ay 15 gün kıdeminin olduğunu ve 05.09.2005 ile 24.05.2015 tarihlerinde toplam 3544 gün olmak üzere davalılar nezdinde işe giriş ve çıkış tarihlerine göre çalışma sürelerinin tespit edilip orantıladığını ve alacak miktarlarının tespit edilip raporda çalışma süreleri ve oranlar cetvel halinde gösterilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık, dava dışı işçi …’e ödenen kıdem tazminatından davalı şirketlerin sorumlu olup olmadığı ve -varsa- sorumluluklarının miktarının belirlenmesi
4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ” hükmü bulunmaktadır.
İşverenlerin sorumluluğuna ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin ….Karar sayılı kararında ”… İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekirHizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. ….Davalı işçisinin sosyal hakları davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle iş mevzuatı uyarınca sorumlu olan davacı aleyhine dava açılmış olması ve ödemenin davacı tarafından yapılması halinde işveren davalı sözleşme hükümleri çerçevesinde malvarlığında meydana gelen azalmanın tamamını davalılardan talep edebilecektir bu gerekçeyle icra masraflarının da davalılardan sorumlu oldukları dönemle sınırlı olarak tamamının hüküm altına alınması gerekir…”. şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin …. Karar sayılı kararında da “…Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı takdirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde, dava dışı işçi değişik alt işverenler nezdinde ve son olarak davalı alt işveren nezdinde çalıştığından kıdem tazminatı yönünden davalı yüklenicinin işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu…” belirtilmiştir.
22/02/2019 tarih, 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7166 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesine eklenen 6. fıkrada, 4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/9/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez. hükmü ile aynı Kanun’un 12. maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9. maddede Bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112 nci maddenin altıncı fıkrası kapsamında rücu edilmeyecek kısmı için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez. hükmü eklenmiş; 4857 sayılı İş Kanunu geçici 9. maddesinde belirtilen ve Anayasa Mahkemesince iptal olunan “bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda, 112/6. maddesi kapsamında rücu edilmeyecek kısmı bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır.” hükmünde, “yürütülen davalara” yapılan atıf olduğu ancak; Anayasa Mahkemesinin 15/10/2019 tarihli ve 30919 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İş Kanunu’nun 112/6 ve geçici 9. maddesinin ilk cümlesi, 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı kararı ile iptal edilmekle söz konusu hükümlerin uygulanmayacağı ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyada örnekleri mevcut Hizmet Alım Sözleşmelerinin “Yüklenicinin Sözleşme Konusu İş ile İlgili Çalıştıracağı Personele İlişkin Sorumlulukları” başlıklı 22. maddesinin 1. bendinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde belirlenmiş olup, yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” hükmü bulunmaktadır.
Taraflar arası sözleşmenin incelenmesinde 22. Maddesinde, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 6. Bölümünde de, “Personel alacakları, hakediş raporunun düzenlendiği tarihten önceki (işçi ücretleri ödeme günü öncesindeki) günler için belirlenmiş sayılır. Bu tür alacakların üç (3) aylık tutarından fazlası hakkında idareye herhangi bir sorumluluk düşmez.” hükmü bulunmaktadır.
Toplanan taraf delilleri ve tüm dosya kapsamına göre;
Somut olayda, dava dışı işçi …’e davacı banka tarafından 24/06/2015 tarihinde damga vergisi dahil olmak üzere toplam 19.189,19 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, dava dışı işçinin davalı şirketlerin bünyesinde 05/09/2005- 24/05/2015 tarihlerinde çalıştığı 9 yıl 7 ay 15 günlük kıdeminin bulunduğu, son olarak davalı … Pro. Öze. Güv. Şirketinde çalıştığı ve işten ayrılış bildirgesine göre ayda 6 günlük çalışmasına göre 336,42 TL ücret hak ettiğini belirtildiği, bu durumda kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmış olup kıdem tazminat bordrosunda günlük ücreti 56,07 olarak düzenlendiği, bordroda ayrıca yemek ücretinin günlük 2,97 TL, yol ücretinin 7,48 TL olarak belirtildiği, giydirilmiş günlük ücretin 66,46 TL olduğu, son aylık giydirilmiş brüt ücret veya bir yıllık kıdem tazminat tutarı için 66,46 TL * 30 : 1.933,80 TL olduğu, bu miktarın kıdem süresi olan 9 yıl 7 ay 15 gün için; öncelikle 9 yıl için 9*1993,80: 17.944,20 TL, sonra 7 ay için 7*166,15 (1.993,80/12): 1.163,05 daha sonra ise 15 gün için aynı yöntemle 15*5,46: 81,94 TL olarak hesaplandığı ve 145,65 TL damga vergisi dahi toplam 19.189,19 TL kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği, 24/06/2015 tarihinde davacı banka tarafından ödeme yapıldığı, 22.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda 05.09.2005 ile 24.05.2015 tarihlerinde toplam 3544 gün kıdem ve hizmet süresi olmak üzere davalılar nezdinde işe giriş ve çıkış tarihlerine göre hizmet süreleri orantılanarak cetvel halinde belirtilmiş, Hizmet Alım Sözleşmelerinde işçilik alacaklarından davacının sorumlu tutulduğuna ilişkin açık hüküm bulunmadığından davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalı yüklenicilerin davacıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek ve aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nden 7.482,92 TL’nin dava tarihi olan 05/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nden 2.154,99 TL’nin dava tarihi olan 05/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nden 4.212,53 TL’nin dava tarihi olan 05/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı … Profesyonel Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ticaret Limited Şirketinden 5.338,75 TL’nin dava tarihi olan 05/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 1.310,81 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin düşümü ile eksik 1.274,91 TL harcın (davalı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 143,17 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nın sorumluluğu 279,89 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Profesyonel Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nin sorumluluğu 354,70 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 497,15 TL ile sınırlı olmak üzere,) tüm davalılardan alınıp hazineye gelir kaydına.
Davacı tarafından yatırılan toplam 368,81 TL harcın (davalı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 41,41 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nın sorumluluğu 80,96 ile sınırlı olmak üzere, davalı … Profesyonel Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nin sorumluluğu 102,60 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 143,81 TL ile sınırlı olmak üzere,) tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca Hesap ve takdir olanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin (davalı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 572,74 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nın sorumluluğu 1.119,58 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Profesyonel Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nin sorumluluğu 1.418,90 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 1.988,77 ile sınırlı olmak üzere,) tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti: 750,00 TL, davetiye ve müzekkere tebligat gideri:194,00 TL olmak üzere toplam 944,00 TL yargılama giderinin (davalı … Güvenlik Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 106,01 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi’nın sorumluluğu 207,23 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Profesyonel Özel Güvenlik Ve Koruma Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nin sorumluluğu 262,63 TL ile sınırlı olmak üzere, davalı … Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi.’nın sorumluluğu 368,11 TL ile sınırlı olmak üzere,) tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,

Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 30/03/2022