Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/550 E. 2021/413 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/425 Esas
KARAR NO : 2021/461

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2013 yılından itibaren Ortak Kullanımlı Telsiz Hizmetleri (OKTH) anlamında müşavirlik ilişkisi bulunduğunu, müvekkili tarafından “Yıllık lisans bedeli”nin davalıya fatura düzenlenmek suretiyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na ödendiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine … Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2017 yılına kadar telsiz hizmeti aldığını, 2018 yılında hizmet almayacağını belirtmiş olmasına rağmen davacının fatura düzenlediğini, bu nedenle faturanın kayıtlara alınmayarak iade edildiğini, müvekkili tarafından davacıya herhangi bir telsiz ve frekans bildiriminin bulunmadığını, abone bildirim formunun imzalanmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, Ankara … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu cevabi yazıları dosya arasına alınmış, taraflara ticari defterlerini sunmak üzere HMK’nun 220. maddesi uyarınca ihtarat yapılarak süre verilmiş, ibraz edilen taraflara ait defterler incelenmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığı ile davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen mali müşavir bilirkişinin 12/06/2019 tarihli raporunda özetle, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, takibe konu faturanın defterde kaydının bulunduğu, bu hali ile davacının takip tarihi itibari ile 15.454,44 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen mali müşavir bilirkişinin 03/03/2020 tarihli raporunda özetle, davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, takibe konu faturanın ve davacıya borcu bulunduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu cevabi yazılarında davalıya ait 2018 yılı için ücret söz konusu olmadığının belirtildiğini, bu hali ile davacılı için ücret tahakkuku yapılmadığından davacı alacağının bulunmadığı bildirilmiştir. Kurum kayıtları yeniden celp edildikten sonra bilirkişiden 22/03/2021 tarihli ek rapor alınmış, kurum cevabi yazıları gözetildiğinde davacıdan yıllık lisans ücreti adı altında bir tahsilat yapılmadığının bildirilmesi karşısında kök rapordaki görüşlerini tekrar ettiğini bildirmiştir. Rapor hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 2014-2017 yılları arasında Ortak Kullanımlı Telsiz Hizmetleri (OKTH) anlamında müşavirlik ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 2018 yılı itibariyle müşavirlik ilişkisinin sona erip ermediği ve davacı tarafça bu dönem için davalı yararına yapılan ödeme bulunup bulunmadığı ve davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Her iki taraf da, taraflar arasında yapılan mail yazışmalarına delil olarak dayanmıştır. Davacı yan davalıya kuruma bildirim yapmaları gerektiğinden bahisle 22/01/2018 mesai saati bitimine kadar birlikte çalışıp çalışılmayacağına dair bilgi verilmesini talep etmiş, davalı 22/01/2018 tarihli maili ile 2018 yılı için davacı ile çalışılmayacağını bildirmiştir. Her ne kadar taraflar arasındaki 01/12/2014 tarihli sözleşmede, bitim tarihinden itibaren 1 ay önce bildirim yapılmadığı takdirde sözleşmenin bir yıl uzayacağına dair hüküm bulunmakta ise de; taraflar arasında inkar edilmeyen yazışmalardan anlaşıldığı üzere teklif usulü ile çalışıldığı, davacının 2018 yılı için davalıya teklif sunduğu ve teklifin kabul edilmediği, bu durumun teamül haline gelip sözleşme hükmünü geçersiz kıldığı anlaşılmış, bu nedenle sözleşmenin aksine davalının verilen süredeki olumsuz bildirimi, herhangi bir frekans bildiriminde bulunmamış olması gözetilerek sözleşmenin 2018 yılı için uzamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı yan yine de davalı lehine yapılmış ödemeyi geri isteyebilecek ise de, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu cevabi yazılarında davalıya ait 2018 yılı için ücret söz konusu olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı yan 06/04/2021 tarihli dilekçesi ekinde kurumun 31/01/2018 tarihine kadar ödeme yapılmasına ilişkin yazısını ve buna istinaden yapıldığı belirtilen 31/08/2018 tarihli toplu ödemeye ilişkin dekont sunmuş ise de, davalının 22/01/2018 tarihi itibari ile 2018 yılı için davacı ile çalışılmayacağına dair yazışmaları gözetildiğinde davacının ödeme tarihi itibari ile ödeme yapmaması gerektiğini bildiği değerlendirilmiştir. Kaldı ki, davacı tarafça sunulan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu yazısının ekinde ödeme yapılması gereken telsizlerin ayrıntılarının bulunmadığı ve davalı lehine telsiz frekans bildirimi bulunmadığına ilişkin cevabi yazıları da dosya arasında bulunmaktadır. Bu hali ile davacı davalı lehine ödeme yaptığını ispat edemediği gibi, yapılmış bir ödeme bulunmakta ise de sözleşmenin sona erdiğinin bilinmesine rağmen yapıldığı değerlendirildiğinden davacı tarafın iyiniyetinden söz edilemeyeceği ve ödemenin davalıdan talep edilemeyeceği ve davalı itirazının yerinde olduğu, davanın reddi gerektiği kanaatine varılmış, davacının dava konusu takibi başlatmakta kötüniyetli olduğu değerlendirilerek aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN REDDİNE,
Davacı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 3.090,88 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 127,02 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, . gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]