Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/51 E. 2022/24 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/51 Esas
KARAR NO : 2022/24

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; temizlik hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketlerin üstlendiğini, davalı şirketler bünyesinde çalışan işçilerden …’ın emekli olduğunu, dava dışı işçiye 36.171,50 TL ödeme yapıldığını, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ilişkin işçi alacaklarından sorumlu oldukları iddiası ile kurum alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/07/2018 tarihli dilkçesi ile … şirketi yönünden, 13/02/2019 tarihli dilekçesi ile … şirketi yönünden açtıkları davayı takip etmediklerini bildirmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, yetkili mahkemenin Van mahkemeleri olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, müvekkilinin ancak işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olabileceğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, alacağın zamanaşımına uğradığını, ihale bedeli içinde kıdem tazminatının yer almadığını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, müvekkilinin ancak işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile ve yarı oranında sorumlu olabileceğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, yetkili mahkemenin Şanlıurfa mahkemeleri olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, ihale bedeli içinde kıdem tazminatının yer almadığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesinde yapılan değişiklik nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmelerde alacağın davalıya ait olacağı yönünde bir hüküm bulunmadığı gibi müvekkilinin işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile rücu talep edilen bedelin yarısından sorumlu olabileceğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … şirketler vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesinde yapılan değişiklik nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerde alacağın davalıya ait olacağı yönünde bir hüküm bulunmadığı gibi müvekkilinin işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı ile rücu talep edilen bedelin yarısından sorumlu olabileceğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirketlere dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişinin 22/03/2019 tarihli ön raporundan sonra düzenlediği 15/04/2020 tarihli raporda; davacının 36.171,51 TL’yi 17/10/2017 tarihinde dava dışı …’a ödediği, hizmet alımına ait sözleşmenin 23. maddesi ile hükmünün yanı sıra tüm mevzuat ve yüksek mahkeme kararlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda taraflar arasında imzalanan hizmet alımına ilişkin tip sözleşmelerde, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarından kimin hangi oranda sorumlu olacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığını, davalılar dışında dava dışı işçinin 3 şirkette daha çalışma sürelerinin tespit edilebildiğini, davacının davalılardan 18.085,76 TL ana para, 425,01 TL yasal faiz olmak üzere toplam 18.510,77 TL, ayrıca her bir yüklenicinin 1 / 2 ye isabet eden sorumluluk tutarlarına dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Eksik sözleşme ve şartnameler temin edildikten sonra bilirkişiden alınan 12/04/2021 tarihli ek raporda, davacının dava tarihi itibariyle 15 alt yükleniciden 30.790,97 TL ana para, 997,59 TL yasal faiz olmak üzere toplam 31.146,43TL talep edebileceğini, davacının ise 5.380,54 TL’ye katlanmak durumunda olduğunu buldurmuştur. Bilirkişinin sözleşme hükümlerine göre sorumluluk miktarına ilişkin değerlendirmelerine aşağıda açıklanacağı üzere itibar edilmemiş, ancak hesaplamalar oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Dava; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, bilirkişinin sözleşmenin 23. maddesi hükmünün davacının sorumluluğunu ortadan kaldırıp kaldırmadığına ilişkin takdirin Mahkememize bırakıldığı ve terditli hesaplama yapıldığı görülmüş olup madde metninde açıkça “Yüklenici istihdam ettiği işçilerinİş Kanunu, SSK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhatabı da sorumlusu da yüklenicidir. Yüklenici tarafından istihdam edilen işçiyere ilişkin herhangi bir sorumluluk DHMİ’ye yüklenemez,” hükmünün yer aldığı gözetildiğinde işçilik alacaklarından davalıların sorumlu oldukları değerlendirilmiş, bilirkişi raporuna bu yönüyle itibar edilmemiş, ancak terditli hesaplama yapıldığından hesap dikkate alınmıştır. Yine bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere dava dışı işçinin davalılar dışında işverenler nezdinde de çalıştığı ve davalıların kıdem tazminatından işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduklarından, dava dışı işverenler nezdinde geçen sürelere isabet edilen ödeme yönünden bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen reddine karar vermek gerekmiş, davalıların sorumlu oldukları dönemler yönünden ise ödemenin 28.439,87 TL olmak üzere bu miktarla sınırlı olmak kaydı ile rücu talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Yine davalılar … ve … şirketi yönünden davacı davasını takip etmediğinden HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, dava tarihi itibari ile (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) davalılardan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Kısa kararda davalı … şirketi ve davalı … şirketinin sorumlu olduğu tutarların sehven hatalı (1.3073,38 TL ve 529,96 TL olarak) yazıldığı, karar bilirkişi raporuna dayanılarak verildiğinden rapor gözetildiğinde bu hususun maddi hata niteliğinde olup gerekçeli ve kısa karar arasında çelişki oluşturmayacağı değerlendirilerek gerekçeli kararda düzeltilmiş halleriyle yazılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalılar … şirketi ile … şirketi aleyhine açılan davanın HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,
2-Diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile, 2.402,01 TL rücuen alacağın davalı … şirketinden, 2.577,22 TL’nin davalı … şirketinden, 1.373,38 TL’nin davalı … şirketinden, 350,41 TL’nin davalı … şirketinden, 3.085,88 TL’nin davalı … şirketinden, 4.481,87 TL’nin davalı … şirketinden, 2.062,90 TL’nin davalı … şirketinden, 339,10 TL’nin davalı … şirketinden, 519,96 TL’nin davalı … Güvenlik şirketinden, 519,96 TL’nin davalı … şirketinden, 678,21 TL’nin davalı … şirketinden (davalı Arık şirketi ile iç ilişkide müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile), 344,76 TL’nin davalı … şirketinden, 5.171,39 TL’nin davalı … şirketinden, 3.278,04 TL’nin davalı … şirketinden (iç ilişkide dava dışı Baybora şirketi ile müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile), 1.254,78 TL’nin davalılar … şirketi ve … şirketinden (bu şirketler iç ve dış ilişkide müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile) dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli olan 1.942,73 TL harçtan peşin alınan 617,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.325,01 TL harcın 111,91 TL’sinin davalı … şirketinden, 120,07 TL’sinin davalı … şirketinden, 63,99 TL’sinin davalı … şirketinden, 16,33 TL’sinin davalı … şirketinden, 143,77 TL’sinin davalı … şirketinden, 208,81 TL’sinin davalı … şirketinden, 96,11 TL’sinin davalı … şirketinden, 15,80 TL’sinin davalı … şirketinden, 24,22 TL’sinin davalı … Güvenlik şirketinden, 24,22 TL’sinin davalı … şirketinden, 31,60 TL’sinin davalı … şirketinden, 16,06 TL’sinin davalı … şirketinden, 240,93 TL’nin davalı … şirketinden, 152,72 TL’sinin davalı … şirketinden, 58,46 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketinden tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinden 430,74 TL’sinin davalı … şirketinden, 462,16 TL’sinin davalı … şirketinden, 246,28 TL’sinin davalı … şirketinden, 62,84 TL’sinin davalı … şirketinden, 553,38 TL’sinin davalı … şirketinden, 803,71 TL’sinin davalı … şirketinden, 369,93 TL’sinin davalı … şirketinden, 60,81 TL’sinin davalı … şirketinden, 93,23 TL’sinin davalı … Güvenlik şirketinden, 93,23 TL’sinin davalı … şirketinden, 121,62 TL’sinin davalı … şirketinden, 61,82 TL’sinin davalı … şirketinden, 927,36 TL’nin davalı … şirketinden, 587,84 TL’sinin davalı … şirketinden, 225,01 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine ve sorumluluk süresine göre hesap edilen 420,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine ve sorumluluk süresine göre hesap edilen 593,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine ve sorumluluk süresine göre hesap edilen 360,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalılar … ve … şirketleri kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine ve sorumluluk süresine göre hesap edilen 219,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 3.029,70 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 2.382,10 TL ile 617,72 TL peşin harcın 253,36 TL’sinin davalı … şirketinden, 271,84 TL’sinin davalı … şirketinden, 144,86 TL’sinin davalı … şirketinden, 36,96 TL’sinin davalı … şirketinden, 325,50 TL’sinin davalı … şirketinden, 472,74 TL’sinin davalı … şirketinden, 217,60 TL’sinin davalı … şirketinden, 35,77 TL’sinin davalı … şirketinden, 54,84 TL’sinin davalı … Güvenlik şirketinden, 54,84 TL’sinin davalı … şirketinden, 71,54 TL’sinin davalı … şirketinden, 36,37 TL’sinin davalı … şirketinden, 545,48 TL’nin davalı … şirketinden, 345,77 TL’sinin davalı … şirketinde, 132,35 TL’sinin davalılar … şirketi ve … şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]