Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/472 E. 2022/53 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/472
KARAR NO : 2022/53

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, 20.06.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına … ile davalı arasında 24.11.2016 tarihinde davalı …’a ait … Reklam Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ‘nin yaklaşık 570.000TL borcu ve yaklaşık 170.000TL alacağı ile birlikte işyerine ait demirbaş, araç ve gereçlere karşılık müvekkiline devredileceğine dair protokol imzalandığını, 30.03.2017 tarihinde yapılacak kesin devir işleminde, kalan borçlar için gerekli görülürse borçların ödeneceğine dair davalıya güvence anlamında teminat verileceğinin kararlaştırıldığını, Ankara …İcra müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibine ilişkin 300.000TL alacak miktarlı ödeme emrinin, 21.05.2018 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, takibe konu edilen 400.000TL bedelli bono taraflar arasındaki bu işyeri devrine ilişkin protokol gereği teminat olarak düzenlendiğini, müvekkili tarafından takibe konu bonoya ilişkin borcun zaten ödendiğini ve bu ödemelere ilişkin makbuzlarını dilekçeleri ekinde sunduklarını, müvekkilinin takibe konu 300.000TL’yi ödemiş olmasından kaynaklı olarak, davalıya borçlu olunmadığının tespiti amacıyla huzurdaki davayı açtıklarını, dava konusu haksız durum sebebiyle müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını ve bu sebeple davaya konu kambiyo senedinin ödenmesini engeller mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile dava konusu senedin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 03.09.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’a ait ‘…-… Reklam Ajansı’ isimli işyerini yaşlanması ve artık reklam işi yapmak istememesi üzerine eskiye dayalı ahbap dost ilişkisi bulunan dava dışı …’e işyerini tüm alacakları, borçları, demirbaşları, araç ve gereçleri ile devrettiğini, bu hususta taraflar arasında 24.11.2016 tarihinde protokol yapıldığını ve bu protokolde kararlaştırıldığı üzere 01.02.2017 tarihinde kesin devir sözleşmesi yapıldığını, 24.11.2016 tarihli protokole göre protokol konusu işyerinin yaklaşık 570.000TL borcu, yaklaşık 170.000TL alacağı ile birlikte işyerine ait demirbaş, araç ve gereçleri ile birlikte davacı …’e devredileceği, borç alacak farkı olan yaklaşık 400.000TU’nin … tarafından 31.12.2017 tarihine kadar ödeneceği, Banka ve piyasa borçlarının tamamının 31.12.2017 tarihine kadar aylık taksitler şeklinde ödeneceği, resmi kesin devir işleminin 30.03.2017 tarihinde yapılacağı, 30.03.2017 tarihinde yapılacak olan kesin devir işleminde kalan borçlar için gerekli görülürse borçların ödeneceğine dair müvekkili …’a güvence anlamında teminat verileceği gibi hükümler kararlaştırıldığı, 01.02.2017 tarihli 3 maddelik kesin devir sözleşmesine göre ise, davalıya ait işyerine ait demirbaş, üretim aletleri ile ofis araç ve gereçleri, davalıya ait banka kredi borçları, kredi kartı borçları, çek ve cari borçlarının toplamı olan 400.000TL vadeli borcun vadelerinde … Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ödenmesi karşılığında 01.02.2017 tarihinde devredildiğinin, borçların tamamının 01.02.2018 tarihine kadar ödenmiş olacağının, bir yıl içerisinde yapılması gerekli görülen yatırım ve makine alımının müvekkili ile …’in ortak kararı ile yapılacağının kararlaştırıldığını, davacının davaya konu bononun teminat bonosu olmadığını, zira ne bono üzerinde ne de 24.11.2016 tarihli protokolün 11. maddesinde açıkça söz konusu bonoya atıfta bulunulmadığını, davacının müvekkilinden işleri tamamen öğrenene kadar danışmanlık hizmeti vermesini istediğini ve bunun üzerine danışmanlık ücretine ilişkin aralarında şifahi olarak aylık 2.000TL’ye anlaştıklarını, müvekkili tarafından işyerinin sözleşme hükümlerine uygun olarak davacı tarafa kesin olarak devredildiğini, davacının ise sözleşme hükümlerine uymayarak müvekkiline olan sözleşmeden doğan borcunu, işyeri devri nedeni ile daha önce müvekkili tarafından çekilen işyerine ilişkin banka kredi kartı borçlarını, çek ve cari borçlarını süresinde ödemeyerek sözleşmeyi ihlal ettiğini, davacının işyerini devraldığı halde bankalarda kredibilitesinin olmaması sebebiyle işyeri devrinden sonra işyerinin hammadde, malzeme ihtiyaçlarını temin edebilmek müvekkili …’a ait kredi kartlarını kullanmaya devam ettiğini ancak dava dışı …’in söz konusu kredi kartlarına ait borçların asgari tutarlarını ödemesi nedeniyle ana para borcuna faiz işlediğini, devredilen işyerinin kredi borçları için davacının isteği üzerine davalının kredi çektiğini, çekilen kredilerin davacı tarafa işyeri devri ile birlikte devir öncesi kredi borçlarının kapatılmasında kullanıldığını, davacı tarafından müvekkiline yapılan ödemelerin öncelikle bu kredi kartı ve kredi borçlarından düşüldüğünün davacının da bilgisi dahilinde olduğunu, davacının sorumluluğunda olan ancak ödemesi yapılmayan borç kalemleri nedeniyle müvekkilinin davacıdan olan toplam alacağının 950.000,00TL’ye yaklaştığını, dava dilekçesinde belirtilen 55.537,00TL toplam tutarlı ödemeye dayanak belgeler içerisinde gösterilen 2.500,00TL’lik 21.02.2018 tarihli … için ödenen açıklamalı belge altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını bu sebeple söz konusu belgeyi ve ödemeyi kabul etmediklerini, genel itibariyle davacının ibraz ettiği ödeme belgelerinin hiçbirisinde takibe konu bonoya hasredilen bir açıklama yer almadığını, davacının sunduğu hesap ekstresi tarihinin 10.01.2018 olduğunu ancak 24.11.2016 tarihli protokolde 18.11.2016 tarihli176.405,61TL borç bakiyeli cari hesap ekstresinin nazara alındığını, 01.02.2017 tarihli kesin devir sözleşmesinde de 03.01.2017 tarihli 154.739,48TL borç bakiyeli cari hesap ekstresinin nazara alındığını, davacının protokolde 170.000,00TL olarak belirtilen alacağın aslında 126.763,75TL olduğu iddiasının bu nedenlerle geçersiz olduğunu, Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından sunulan “kasa’ başlıklı belgenin altında yapılan hesabın … ile … arasında yapıldığını ve hesabın yapıldığı tarih itibariyle davalı müvekkilinin davacıdan 273.000,00TL alacağı olduğunun görüldüğünü ancak söz konusu belgenin davacı tarafından işbu dosyaya sunulmadığını, davacı tarafın aleyhinde icra takibi başlatıldıktan sonra mal kaçırma girişiminde bulunduğunu, Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davacı adresinde yapılan haciz sırasında işyerinin kapatıldığı, malların muvazaalı şekilde 3. Şahıslara devredildiğinin anlaşılmış olduğunu ve 3. Şahıs hakkında açılan istihkak davasının Ankara … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında devam ettiğinde bahisle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliler toplanmış; Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası, …. SGK ‘niın müzekkere cevabı (… adına işlem gören 2 7311 01 01 1131725 006 21-94 000 023 ve 232990101 1180321 006 21-93 000 023 dosyalarının işyeri tescil bilgileri, dosya muhteviyatındaki tüm belgeler ve borç dökümleri, dosya içerisine alınmış, dosya da bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen kök raporunda özetle; “…Davacının, takibe konu bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddiasını ispatlayacak deliller ibraz edemediği, Takibe konu bononun sebepten soyut borç ikrarı niteliğini haiz olduğu, Dosya muhteviyatında bulunan davalı …’a ait kredi , banka hesapları ve kredi kart dökümleri üzerinde yapılan incelemede; devredilen işyerine ait 31.12.2016 tarihi itibariyle tespit edilen borç miktarının 542.796,66 TL , …’a ödenen tutar toplamının 352.992,46 TL olarak bulunmuş, Davacının, devir tarihi itibariyle tespit edilen borçtan yapılan ödemeler sonrası 189.804,20 TL ödenmemiş tutar olduğu, mevcut belge ve dökümanlardan tespit edildiği…” bildirilmiştir.
Tarafların itirazları ve dosya arasına kazandırılan yeni müzekkere cevaplarının değerlendirilmesi için dosya yeninden önceki birikişi heyetine tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir
Bilirkişisi heyeti tarafından düzenlenen 07/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;”… ek görevlendirme gereği, dosya muhteviyatına kök bilirkişi heyet raporumuzdan sonra sunulan/kazandırılan belgelerin incelenmesi, davalı tarafın itirazlarının uzmanlık alanlarımız kapsamında irdelenmesi neticesinde, davacının, devir tarihi itibariyle ödeyeceği belirtilen toplam tutardan 291.254,20 TL borç miktarına ulaşıldığı mevcut belge ve dokümanlardan tespit edildiği bildirilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, icra takibine dayanak bono nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talepli menfi tespit davasıdır. (İİY 72 mdsi)
Ankara …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası muhteviyatının incelenmesinden; (takibe konusu bononun 06.02.2017 tarihinde düzenlendiği, 400.000,00TL bedelli olduğu ve vade tarihinin 01.02.2018 tarihi olduğu, Takip alacaklısı-davalı tarafından 400.000,00TL tutarındaki söz konusu bononun 300.000,00TL’sinin (asıl alacak) vade tarihi olan 01.02.2018 tarihi ile takip tarihi olan 16.05.2018 tarihi arasında işlemiş faiz (%9,5 – Değişen Oranlarda Reeskont-Avans Faizi) ve %0,3 bono komisyonu ile birlikte tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
İcra takibine konu edilen bononun dayanağı 24.11.2016 tarihli protokoldür. Söz konusu protokolde teminata ilişkin sadece 11. Maddede sınırlı bir düzenlemeye rastlanmıştır: 24.11.2016 Tarihli Protokol 11. Madde : “30.03.2017 tarihinde yapılacak olan kesin devir işleminde, kalan borçlar için gerekli görülürse borçların ödeneceğine dair …’a güvence anlamında teminat verilecektir.” maddesi bulunmaktadır.
HGK’nun 14.03.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.06.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı … ile davalı … ve … Reklam Ajans arasında 24/11/2016 tarihinde imzalanan sözleşme gereğince, ivedik organize sanayi ….adresinde bulunan …’a ait …yerini yaklaşık 570.000,00-TL borcu ve yaklaşık 170.000,00-TL alacağı ile birlikte …yerine ait demirbaş, araç gereçlerine karşılık …’e devredileceğine ilişkin sözleşme imzalandığı, borç alacak farkı olan 400.000,00-TL’nin …. tarafından 31/12/2017 tarihine kadar ödeneceği, banka ve piyasa borçlarının tamamının 31/12/2017 tarihine kadar aylık taksitler şeklinde ödeneceği, resmi kesin devir işleminin 30/03/2017 tarihinde yapılacağını, kesin borç alacak miktarı 31/12/2017 tarihinde tespit edilerek revize edilecek ve ödemelerin buna göre yapılacağını, çalışan personelin kıdem tazminatlarının ödeneceğini, borç bitinceye kadar …’in kişisel harcamalarının 5.000,00-TL’yi geçmeyeceğini, bir yıl içinde yapılması gerekli görülen yatırım ve makine alımı … ve …’in ortak kararı ile kararlaştırılacağını, kesin devir işleminden sonra …’ın danışmanlık hizmeti vereceğini, gerek görüldüğü takdirde bu sürenin uzatılacağını, 30/03/2017 tarihinde yapılacak olan kesin devir işleminde kalan borçlar için gerekli görülürse borçların ödeneceğine dair …’a güvence anlamında teminat verileceğini, …yerinin yönetim ve sorumluluğunun 01/01/2017 tarihinden itibaren …’e ait olacağı konusunda anlaştıkları,
Davacı; icra takibine dayanak bono nedeni ile borçlu olmadığını, sözleşmeye konu borçlarını ödediğini bononun teminat senedi olduğunu iddia ederken, davalı; taraf ise; senedin teminat senedi olmadığını, bononun 24/11/2016 tarihli protokolün 11.mad gereğince verilen bono olmadığını, bu bononun 01/02/2017 tarihli sözleşme uyarınca kesin devir sonrası alınan bir bono olduğunu, …yerinin devrinden dolayı davacı borçlu tarafından alacağı net tutar tarafından netleştirilmiş ve davacı tarafından borca karşılık verildiğini, davacının sözleşme hükümlerine uyamadığını …yerinin devri nedeniyle daha önce davalı tarafından çekilen …yerine ilişkin banka kredi borçlarının kredi kartı, çek ve cari borçların süresine ödemediğini, iddia etmektedir.
Taraflar arasında imzalanan 24.11.2016 tarihli protokolun 11. maddesine istinaden davalı alacaklıya teminat senedi olarak verildiğini iddia etmiş ise de; takip dayanağı senedin ön veya arka yüzünde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönünde bir kabul beyanı da bulunmamaktadır.
Yine 24.11.2016 tarihli protokolde takibe konu senedin vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi suretiyle açık bir atıf da yoktur. Bu nedenlerle davacıların takibe konu senedin teminat senedi olduğuna yönelik borca itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacıların takibe konu senedin ödendiğine yönelik itirazları bakımından ise; senete bağlanmış borcun ödeme iddiasının yazılı delil ile ispatı gerektiği, davaya konu bononun teminat senedi olduğuna ve ödendiğine dair delil olmadığı, sunulan ödeme belgelerinde takip konusu senede ilişkin ödeme yapıldığına dair açıklamanın da bulunmadığı anlaşıldığından ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.042,55 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının yatırana iadesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu 35,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31.01.2022

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]