Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/450 E. 2021/399 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/450
KARAR NO : 2021/399

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … firması tarafından müvekkiline icra müdürlüğü üzerinden 61.600,00 TL bedelli çek dolayısıyla ödeme emri gönderildiğini, taraflar arasında 2017 yılına dayanan bir ticari alışveriş bulunduğu, müvekkilinin davalı şirkete borcu bulunmadığını, aksine alacaklı olduğunu, başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında kurulan ticari ilişki nedeniyle karşı yandan mal alımı yapıldığını, ancak talep edilen malların piyasa değerinin çok üzerinde satılmaya başlandığını, ayrıca satılmayan ve kendilerine teslim edilmeyen mallara ait faturaların kargo ile gönderildiğini, bu durumun güven kaybına neden olduğunu, müvekkilinin işverenlerle taşeron sözleşmesi yaparak bina inşaat işi üstlendiğini, dairelerin iç kapılarını, mutfak dolaplarını, parke vb. İşlerini üstlendiği, bunlara ait malzemenin davalı firmadan alınmaya başlandığını, taşeron sözleşmesinde görüldüğü üzere, yapılan işin müteahhit ve işveren tarafından kabul edilmesi gerektiği, işverence kabul edilmeyen işler için taşerona bedel ödenmeyeceğinin hüküm altına alındığını, taşeron olarak müvekkilinin işveren ve müteahhidin isteği doğrultusunda ve kalitede malı davalı şirketten istekte bulunduğu, aralarındaki güven ilişkisine dayalı olarak malı henüz teslim almadan ödemeyi üç adet çek ile yaptığı, dava konusu 61.600,00 TL bedelli çekin bu üç çekten biri olduğu, müvekkili ve müteahhidin malları teslim almaya gittiklerinde istenilen kaliteden daha düşük kalitede ve garantisi olmayan bir malın hazırlandığını gördüklerini, müvekkilinin malları teslim almadığını, yüksek kalitede mal hazırlanmasını yada çeklerin iadesini talep ettiği, davalı firmanın ellerinde istenilen kalitede mal bulunmadığını beyan ederek, bir hafta içinde piyasadan temin edeceği taahhüdünde bulunduğunu, uzun bir süre müvekkilini oyalayan davalı firmanın yüksek kalitede malı bulunmadığını belirterek çekleri iade edeceğini söylediğini, ancak müvekkilini oyalayarak kötü niyetli olarak çeki bankaya yazdırıp icra takibine koyduğunu, b konuyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğun, soruşturma dosyası açıldığı, soruşturmanın devam ettiği, müvekkilinin ticari itibarının zarar gördüğü, teslim almadığı mal için haciz tehdidi altında kaldığı ve müvekkilinin mağduriyetinin daha da arttığı, bu nedenle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve dosyasının infazen kapatılmasına, haksız ve kötü niyetli yapılan takip sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, diğer tazminat haklarının saklı tutulmasına, yargılama harç giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davacı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamış ancak, davalı vekili 25.12.2019 tarihli dilekçesinde, davacının 08.06.2018 tarihli dava dilekçesinde söz konusu faturaların kendilerine kargo ile iletildiği beyanı mevcut olduğunu, davacı yan dilekçesinde “talep edilen malların piyasa değerinin çok üzerinde müvekkiline satmaya başladığını, ayrıca satılmayan ve tarafımızca teslim alınmayan faturaları müvekkiline kargo etmeye başlamıştır.” şeklinde beyanı olduğunu, Bu beyandan anlaşılacağı üzere malların satıldığını, ve faturalarda kargo ile davacıya ulaştırıldığını, Faturaların iadesine ilişkin yasal prosedürün belli olduğunu, gelen faturaların yırtılıp atılamayacağını, kabul edilmeyen faturaların yasal şekle uygun karşı tarafa iade edilmesi gerekeceğini, aksi halde faturaların kabul edildiğinin var sayılacağını, bu faturalara ilişkin müvekkili firma 13.250 TL KDV ödediğini, müvekkili firmanın satmadığı mallara ilişkin KDV ödemesi kadar bir hareket tarzı olamayacağını, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında davacı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı tespit edilmiş durumda olduğunu, müvekkili firmanında defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve yasal delil niteliği taşıdığı tespiti yapıldığını, bu durumda taraflardan birisinin ticari defterleri usulüne uygun diğerinin ticari defteri usulüne uygun tutulmamış ise de usulüne uygun ticari defter üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, çeke istinaden yapılan icra takibinden sonra borçlu tarafından İİK’nun 72/3.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Dava dilekçesi, davalının beyan dilekçesi, icra dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davalı alacaklı … Pazarlama Orman Ürünleri Tic. Ltd.Şti. tarafından davaya ve icra takibine konu 30/03/2018 keşide tarihli, 61.600,00 TL bedelli çeke dayalı … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yaptığı, takibin derdest olduğu, borçluların ise icra takibinden sonra açmış olduğu eldeki menfi tespit davası ile, çekin verilmesine sebep olan ticari ilişkide malın teslim edilmediği iddiasına dayalı olarak borçlu olmadıklarının tespitini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davaya konu çekin incelenmesinde; … Bankası T.A.O … Şubesine ait, Ankara30/03/2018 keşide tarihli, 61.600,00 TL bedelli, keşidecisinin Davacı borçlu …, lehdarın Davalı alacaklı … Pazarlama … Ltd. Şti. olduğu, davalı hamil tarafından 30/03/2013 tarihinde bankaya ibraz edildiği ve bankaca karşılığının bulunmadığının çekin arkasına yazıldığı anlaşılmıştır.
Taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, Muhasebe Uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 25/01/2019 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasında alınmış tarafların rapora itirazları üzerine bu kez KGK Bağımsız Denetçi … tarafından düzenlenen 26/09/2019 tarihli kök ve 07/01/2019 tarihli ek bilirkişi raporları dosyamız arasında alınmış tarafların itirazları ve iki rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosya üçüncü kez bilirkişi SMMM …’a tevdi edilmiş, düzenlenen 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasında alınmış; denetime uygun ve hükme esas alınan son bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında emtia ve para alışverişinden kaynaklı iş ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin taraf ticari defter kayıtlarına tam ve eksiksiz yansıtılmadığı, bu nedenle taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun düzenlenmediği, (dava dosyasına sunulan ödeme belgelerinde yer alan açıklamalar ile kayıtların örtüşmediği) davalı tarafından davacıya teslime edilen fatura ve fatura içeriği emtia bedelinin 99.139,37-TL olduğu davacı tarafından davalıya banka, çek ve nakit ödemeler toplamının 104.032,00-TL olduğu, davalı tarafından davacıya banka kanalıyla 53.975,00-TL havale gönderildiği, davacı tarafından davalıya keşide edilen 28/02/2018 tarih ve 3646 nolu 80.000,00-TL bedelli … çekinin davalı alacaklı vekili tarafından 15/03/2018 tarihi itibariyle takibe konu edildiği, takip dosyasına ödeme yapıldığına dair tespit yapılamadığı, davalı tarafından davacıya keşide edilen fatura tutarına, davalı tarafından banka kanalıyla davacıya gönderilen tutarın ilavesi, davacı tarafından davalıya yapılan ödeme tutarlarının ve takip konusu edilen ancak bedeli tahsil edilemeyen çek bedelinin tenzili ile davacının davalıya 30.917,60-TL borcunu aşan tutarda çek keşide ettiği, davacının … müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile takip dayanağı, davacı … tarafından, davalı … Pazarlama Ltd.Şti’ne keşide edilen … … Ankara Şubesine ait 30/03/2018 tarihli 0003647 nolu 61.600,00-TL bedelli çek nedeniyle borcunun bulunmadığının rapor etmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı tarafından, davalı aleyhine taraflar arasındaki satım ilişkisinde davalı satıcının edimini yerine getiremediğinden bahisle, emtia bedeli olarak davalıya avans olarak verilen, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı, … Bankası T.A.O … Ankara Şubesine ait, 30/03/2018 tarihli 0003647 nolu 61.600,00-TL bedelli çek nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitini talep ettiği, davanın menfi tespit talebine ilişkin olduğu, davalı yan davaya süresinde cevap vermemiş ise de, davalı vekili bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinde, davaya konu çek sebebiyle düzenlenen faturanın davacıya yasal süresinde itiraz edilmediğini, fatura içeriğinin kabul edildiğinin, davacı tarafından davalıya verilen çek bedellerinin ödenmediğini, malların davacıya teslim edildiğini, bu nedenle davanın reddini istediği somut uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki ihtilafın; davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtilaf konusu çek bedeline ilişkin davalının davacıya emtia teslim edip etmediği, davacı tarafından davalıya keşide edilen ve … Müd…. E, sayılı dosya ile takibe konu çek nedeniyle borcunun bulunup bulunmadığı, davacının tazminat talebinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda somut olay bakımından ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun araştırması gerekmektedir. “…Çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tediyesi (tasfiyesi) amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. 6098 sayılı TBK’nun 207/2 (818 sayılı BK.182)maddesine göre, “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça satıcı ile alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler”. Görüldüğü gibi satış akdinde aslolan peşin satış olup mal ve bedelin aynı anda verileceğine ilişkin yasal karine mevcuttur. Yukarıda belirtilen ilke ve yasal karinenin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekir…” (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 09.02.2015 gün ve 2014/3885 E, 2015/1561 K sayılı emsal ilamı )
İspat külfeti, çekin avans olarak verildiğini iddia eden davacıda olup, davacının bu yöndeki iddiasını 6100 sayılı HMK 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir. Çek bir ödeme vasıtası olup, teslim edilen malın karşılığı olarak verildiğine karine teşkil etmekte ve bunun aksinin yazılı delil ve belge ile ispat edilmesi gerekmektedir.
Yapılan bilirkişi incelemesindeki tespitele göre, davacı borçlu tarafından, davalı alacaklıya keşide edilen dava konusu “30/03/2018 tarihli 0003647 nolu 61.600,00-TL bedelli” çekin, davalı ticari defter ve kayıtlarında davalı tarafından söz konusu faturalar keşide edilmeden önce (13/12/2017) çekin verildiğinin kayıtlı olması ve davalının savunmalarında çekin bedeli, faturaların, keşide edildiği ve satılan malların davacıya teslim edildiğini savunması karşısında, davaya konu çekin malın tesliminden önce verilen, avans çeki olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Davaya konu çekin avans çeki olduğu, davalı savunmaları ve davalı ticari defterlerindeki kayıtlardan anlaşıldığından ispat yükü çek karşılığı mal teslim edildiğini savunan davalı tarafa ait olduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun düzenlenmediğinden lehlerine delil niteliği taşımasa da aleyhlerine delil niteliği taşımaktadır. Ticari defterler uyumlu değil ise muntazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muntazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 27.06.2018 gün ve 2017/23 E, 2018/2735 K sayılı emsal ilamı )
Davalı tarafından, dava dosyasına 12/02/2018 tarihli 150666 no.lu 34.862,36-TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli 122258 nolu 52.000,00-TL bedelli faturalarının ve fatura içeriği emtianın davacı şirkete teslim edildiğine dair belge sunulmamıştır.
Davalı defterlerinde kayıtlı olan, 09/06/2017 tarihli 149590 nolu 4.060,00-TL bedelli, 12/02/2018 tarihli 150666 no.lu 34.862,36-TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli 122258 nolu 52.000,00-TL bedelli faturalarının davacının işletme kayıtlarında tespit edilememiştir.
Dava dosyasına sunulan sevk irsaliyelerinde imza bilgisi bulunmaktadır.
Davalı vekiline, 16/12/2019 tarihli celsenin 1 no.lu ara kararıyla,”.. 12/02/2018 tarihli 150666 no.lu 34.862,36-TL bedelli ve 01/03/2018 tarihli 122258 nolu 52.000,00-TL bedelli faturaların kime teslim edildiğine dair beyanda bulunmak üzere iki hafta kesin süre verilmesine rağmen, 25/12/2019 tarihli dilekçesi ile verilen 1 ve 2 nolu ara kararlardan dönülmesini, malların satıldığı ve faturaların da kargoyla davacıya ulaştırıldığını bunun da davacının kabulünde olduğunu, fatura iadesine ilişkin yasal prosedürün belli olduğunu, bu faturalara ilişkin KDV ödendiğini.. beyan etmiştir. Davalı üzerine düşen ispat külfetinin gereğini yerine getirmemiştir.
Davalı şirket malların davacıya teslim edildiğini ispatlamayamadığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının davalıya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu, Türkiye … Bankası TAO, Esentepe, … şubesine ait 30/03/2018 keşide tarihli 61.600,00-TL bedelli, 0003647 nolu çek, nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Davalının kötü niyeti kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 4.207,89 TL harçtan peşin alınan 1.051,98 TL harçtan mahsubu ile eksik 3.155,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 1.087,88 TL harç ve ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 1.470,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 8.808.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24.05.2021
Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]