Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/329 E. 2021/60 K. 01.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/329
KARAR NO : 2021/60

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08.02.2021
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2016 yılında davalı ile yapmış olduğu franchising sözleşmesi ve mali protokol uyarınca … ürünlerini sattığını, ürün istenmesine rağmen taleplerinin karşılanmadığını, müvekkilinin … markasının şöhretini, ticari itibarını koruyup güçlendirmek için hareket etmesine rağmen davalı yanın bu itibarı önemsemediğini ve Ankara İli Çankaya ilçesindeki tek bayisinin ürün ihtiyacını karşılamadığını, bu şekilde hukuka aykırı ve kötü niyetli davranarak müvekkilinin zarar etmesi ve sözleşmeyi fesih etmesinin arzulandığını, bu kötü niyetli yaklaşım nedeniyle müvekkilinin restoranının neredeyse işlemez hale geldiğini, ürün göndermeme işleminin kasıtlı ve belli bir amaca hizmet ettiğini, davalının müvekkilinin işverene 1800 metre uzaklıkta bir yeni franchise verdiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir tutumu olmadığı halde müvekkile bildirim yapılmadan yeni bir bayilik verilmesinin imzalanan sözleşmenin açıkça ihlali olduğu ve bu nedenlerle müvekkilinin davalı yana 16.02.2018 tarih ve 04185 yevmiyeli sayılı ihtarnameyi …Noterliği’den gönderdiğini, müvekkili tarafından imzalanan franchise sözleşmesinin davalı tarafından imzalandıktan sonra müvekkiline teslim edilmediğini, bu sözleşmeler istendiğinde de müvekkiline hakaret boyutundaki resmin gönderildiğini, davalının 26.02.2018 tarih ve 0004606 yevmiye sayılı ihtar cevabında sözleşme yoktur dediği ancak dilekçe ekinde sunulan bilgi ve belgeler ile yapılan ödemelerin bu durumun aksini gösterdiğini, … nternet sitesinde müvekkilinin “Çankaya Mah. …/A Çankaya-ANKARA adresindeki işyerinin şube olarak gösterildiğini, davalı ihtarnamesinde her ne kadar lisans bedelinin ödenmediğinden bahsedilmekteyse de müvekkile verilen hesap numarasında toplamda 55.000,00 TL Şampiyon İsim Bedeli açıklaması ile para yatırıldığını, davalının reklam bedeli adı altında müvekkilinden para tahsil ederek fatura kestiği, broşür vb doküman haztırlattığı, müvekkilinin davalıdan yüzbminlercebinliralık mal aldığını belirtmiş, tüm bu nedenlerle davalıların fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, davalının sözleşmeye aykırı olarak mal ürün akışını durdurmak yolu ve yeni bayilik vermek sureti ile yapmış olduğu haksız rekabetin durdurulmasını, sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça üçüncü kişiye verilen yeni bayiliğin ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1962 yılından beri faaliyetlerini sürdürmekte olduğu ve kalite ve ürün standardı olarak Avrupa standartlarına uygun üretim sağladığı ve Türkiye genelinde 502’nin üzerinde franchise verdiği bayisi bulunduğunu, tüm franchise sözleşmelerinin yazılı olarak yapıldığını, sözleşme imzalanmadan önce marka standartlarının sağlanması için belirtilen bir ön protokol yapıldığını, ön protokol ile önce franchise başlangıç bedelinin ödendiğini, ürün reçetelerinin bilgisinin verildiğini, franchise bilgi ve standartlarının paylaşıldığını, ve açılacak restoranın standartlarının denetlendiğini, davacının Ankara’daki franchise bayisinde daha önce çalışmış biri olduğu, 2014 yılından beri Tunalı Hilmi Caddesi Çankaya-ANKARA adresindeki bayisinin yeterince iyi faaliyette olmaması nedeniyle Ankara bölgesinde bir franchise bayisi açmak istediğini, müvekkilinin şirketin davacının Şampiyon bayisinde çalışmış olması nedeniyle bilgi ve görgüsü olması nedeniyle talebi sıcak karşıladığını, Ancak davacının daha müvekkilinin onayını almadan, bir ön protokol bile imzalamadan, franchise sözleşmesi akdetmeden ve franchise başlangıç bedelini ödemeden iş yeri kurduğu ve firmadan ürün talebinde bulunduğu, bunun üzerine müvekkilinin davacının iş yerine 05.09.2017 tarihinde denetime geldiği, konseptin franchise bayilerindeki standart ve mimari projeye uygun olmadığını tespit ettiğini, bayi olabilmesi için başlangıç bedelinin ödenmesini ve sözleşmenin yapılması gerektiği beyan edildiğini, daveacının da işyerini standartlarını uygun hale getireceğini beyan ettiği ve süre talep ettiğini, ancak davacının taahhütlerini yerine getkirmesi nedeniyle franchise sözleşmesinin imzalanmadığını, davacının bu süreçte yapılan bir başka denetimde başka tedarikçilerden ürün aldığının tespit edildiğini, bu marka adı altında hizmet verecek ise markaya uygun ürün reçetesine uygun ürünlerinin satışının yapılması gerektiğini beyan ettiği, davacının 16.02.2018 tarih 04185 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile franchise sözleşmesi yapıldığı halde kendisine ürün verilmediği ve yakın bir bölgede başka bir bayi ile franchise sözleşmesi yapılarak haklarının ihlal edildiğini, davalı müvekkili şirketin …. Noterliği’nin 26.02.2018 tarihli 0004606 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya cevap verilerek franchise sözleşmesinin yapılmadığını, tüm bu nedenlerle davacının haksız tedbir talebinin reddini, ilgili markaya ilişkin franchise bayisi ve sözleşmesinin olmadığının tespitini, davacının sözleşmeden kaynaklı bir marka kullanımının olmadığının tespitini talep etmiştir
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, haksız rekabetin tespiti, mal ürün akışını durdurmak ve yeni bayilik vermek sureti ile yapılan haksız rekabetin durdurulması ve men’i ile üçüncü kişiye verilen bayiliğin ortadan kaldırılması talebinden ibarettir..
Franchise sözleşmesinin hukuki niteliği doktrinde tartışmalıdır. Kanunda düzenlenmediğinden isimsiz sözleşme olan franchise sözleşmesinin sui generis ya da karma bir sözleşme olduğu yönünde çeşitli görüşler mevcuttur. Franchise sözleşmesi bir karma sözleşmedir. Zira, kanunda düzenlenmemiş tiplere ilişkin unsurları ihtiva ettiği gibi kanunda düzenlenmemiş sui generis sözleşmelere ilişkin unsurları (örneğin lisans sözleşmesine ve know-how sözleşmesine ilişkin unsurlar) da ihtiva etmekte ve tek bir akit teşkil etmektedir. Karma bir sözleşme olan franchise sözleşmesine uygulanacak hükümler de tartışma konusudur. Mevzuatta franchise sözleşmeleri için özel bir şekil şartı öngörülmemiştir. Bu nedenle geçerliliği hiçbir şekle bağlı değildir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve dosyada bulunan deliller incelenerek, davalı tarafından haksız rekabet kurallarının ihlal edilip edilmediği, davalı eylemlerinin haksız rekabet olup olmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi … 13/03/2020 tarihi bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; “… 19.11.2018 tarihli protokol ile ek tadil metinleri öncesinde taraflar arasında sonuçlandırılmış bir franchise sözleşmesinin dosyada yer almaması nedeniyle tarafların davranışları franchise sözleşmesinin genel nitelikleri çerçevesinde incelendiğinde davalının “Franchise Sözleşmesi Genel Niteliklerine Göre Tarafların davranış ve iddialarının değerlendirilmesi başlığında 1,2,3 maddelerinde sıralanan ödemeleri kabul etmesi ve 5,6,7, maddelerindeki edimleri gerçekleştirmesi sebepleriyle söz konusu protokol ve metin öncesinde taraflar arasında bir franchise sözleşmesinin var olabileceği, şayet söz konusu protokol ve metin öncesinde taraflar arasında bir franchise sözleşmesi var ise davacının fiillerinin franchise sözleşmesi genel niteliklerine ve davalı şirketin dava dışı başka bir şirkete yapmış olduğu örnek franchising sözleşmesinin maddelerine aykırı hareketler olmadığı ..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı davalı şirket ile yapmış olduğu franchising sözleşmesi ve mali protokol uyarınca … ürünlerini 2016 yılından bu yana satmakta olduğunu, ürün istemesine rağmen taleplerinin karşılanmadığını ve zarar etmesine sebep olduğunu, davalının davacının iş yerine 1800 metre uzakta yeni bir franchise verdiğini, bu durumun bayilik sözleşmesinin açık ihlali olduğunu, bu durumun ihtarname ile davalıya bildirildiğini, taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesinin kendilerine teslim edilmediğini, kendilerimin davalının şubesi olduğunu, 55.000,00-TL “Şampiyon İsim Bedeli” açıklaması ile para ödediğini, davalının reklam bedeli adı altında para tahsil ederek fatura kestiğini, davalıdan yüzbinlerce liralık mal satın aldığını belirterek davalının fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, davalının sözleşmeye aykırı olarak mal ve ürün akışını durdurmak yoluyla ve yeni bayilik vermek suretiyle yapmış olduğu haksız rekabetin durdurulmasını, sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça üçüncü kişiye verilen yeni bayiliğin ortadan kaldırılmasını talep ettiği, davalının ise davacının kendi onayını almadan aralarında bir ön protokol bile imzalanmadan franchise sözleşmesi imzalanmadan ve franchise başlangıç bedeli ödenmeden işyeri kurduğunu ve firmasından ürün talebinde bulunduğunu, davacının daha önceden şampiyon kokoreç bayisinde çalışmış olmasından kaynaklı bu talebin sıcak karşılandığını, Franchise sözleşmesi imzalanması, bayi standartlarının karşılanması, bedellerin ödenmesi karşılığında sözleşmenin yapılacağı beyan edildiğini ancak davacının işyerinde yapılan denetlemelerde franchise bayilik standartlar ve mimari projeye uygun olmadığının belirlendiğini, davacının eksiklerini gidereceğini beyan etmesine karşılık bunu yerine getirmediğini, başka tedarikçilerden ürün aldığının tespit edildiğini, başka tedarikçilerden aldığı ürünlerin parasının ödemediğinden hakkında icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında son olarak temmuz 2018 tarihinde ön protokol düzenlenmesi için girişimde bulunulmuş ise de davacının protokolü imzalamadığı ve eksikleri de tamamlamadığını, sonuç olarak aralarında herhangi bir franchise sözleşmesinin bulunmadığını, davacının davalı marka sahibinin izni olmadan tabelasını asıp kullandığını, marka tecavüzünün bulunduğunu ve haksız kazanç elde edildiğini savunmuştur.
Huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkta; taraflar arasında Franchise sözleşmesinin bulunup bulunmadığı var ise tarafların Franchise sözleşmesi veya bayilik hükümlerine uygun davranıp davranmadığı hangi tarafın sözleşmeye aykırılık teşkil eden bir eylem içerisinde olduğunun tespiti ve bunun men’ine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bilirkişi … 13/03/2020 tarihi bilirkişi raporu dosya arasına alındığı, taraflar arasında yazılı bir franchise sözleşmesi dosyaya sunulmadığı, davacının işletmesinde davalının marka ve logosunu kullandığı, davacının davalıya bir kısım ödemelerinin olduğu ancak bu ödemlerin taraflar arasında olan ürün satışından kaynaklı ödemeler olarak mahkememizce değerlendirildiği, davacının aynı dönemde dava dışı başka firmalardan da ürün tedarik ettiği anlaşılmaktadır.
Franchise sözleşmesi franchise verenin, kendine ait üretim, işletme ve pazarlama sistemini oluşturan fikri ve sınai unsurlar üzerinde, franchise alana kullanma (lisans) hakkı tanıyarak, onu kendi işletme organizasyonuna (söz konusu sisteme göre faaliyet gösteren işletmeler zincirine) entegre etmek ve onu bu sisteme dayanan ticari faaliyeti sırasında devamlı olarak desteklemek borcu altına girdiği; franchise alanın ise, kendisine kullanma hakkı verilen fikri ve sınai unsurları, franchise verenin tayin ettiği ilkeler doğrultusunda kullanarak, franchise sistemine dahil mal ve hizmetlerin sürümünü kendi nam ve hesabına yapmayı ve desteklemeyi, hem de franchise verene belli bir bedel ödemeyi taahhüt ettiği; sürekli bir borç ilişkisi kuran, kanunda düzenlenmemiş ve tam iki tarafa borç yükleyen bir çerçeve sözleşmedir. Taraflar arasında yukarında unsurları belirtilen franshising sözleşme bulunmamaktadır. Taraflar arasında zimni olarak böyle bir sözleşmenin varlığı kabul edilse dahi uyuşmazlığın esası hakkında (sözlü) sözleşmeye aykırılığın ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin varlığını davacı yan ispat etmekle yükümlüdür.
Taraflar arasında yazılı bir franchising (ticari imtiyaz) sözleşmesinin bulunmadığı ve rekabet yasağında tarafların yazılı bir bölge sınırlandırması getirmediği görülmektedir. Dolayısıyla taraflar arasında TTK m.123 hükmü uyarınca bir bölge sınırlandırılmasının belirlenmediği; bu haliyle de bölge açısından geçerli bir bölge sınırlandırılması niteliğini taşımadığı açıktır. Davalının sözleşmeye aykırı olarak mal ve ürün akışını durdurmak yoluyla ve yeni bayilik vermek suretiyle yapmış olduğu haksız rekabetin durdurulmasını, sözleşmeye aykırı olarak davalı tarafça üçüncü kişiye verilen yeni bayiliğin ortadan kaldırılmasını talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; ”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”, TMK’nin 6. maddesine göre ise; ”Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” şeklindedir.
Tüm bu nedenlerle davalı şirket aleyhine iddia olunan, davalı şirket tarafından davacının aleyhine haksız rekabet yaratıldığı hususunun tespit edilemediğinden davanın Reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 23,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafın yapmış olduğu 5,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine başvurmak suretiyle istinaf yolu yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 01.02.2021

Katip … Hakim …
¸[e-imzalıdır] ¸[e-imzalıdır]