Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/319 E. 2023/611 K. 11.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/319
KARAR NO : 2023/611

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1-… – (T.C. No: …)
2-… – (T.C. No: …)
3-….

VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … -…
Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15.09.2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … (müşterek çocuk) diğer davacılar … ve …’nın müşterek çocuğu olduğunu, davalı … , … Dr. …’in …. tanzim ederek tarifede belirlenen beher poliçe başına 800.000,00-TL’lik teminat limiti dahilinde maddi-manevi zarardan doğan sorumluluğu üstlenmiş bulunduğunu, davacı …, ikinci çocuğu davacı …’a gebe kaldığında o dönem … ilinde ikamet ettiğinden gebelik takiplerini de o ilde ki en uzman hastanelerden biri olan … yaptırmış ve doğumda ki sorumlu doktor ise aynı hastanede kadın doğum uzmanı olan davalının sigortalısı Dr. … olduğunu, davacı … bu hastanede gebelik takiplerini düzenli yaptırdığını, gebeliğin zorlu geçmesi nedeniyle doktorunun talebi ile aynı hastaneye yatırılarak 1,5 ay gözlem altında tutulduğunu ve gebelik takibi bu süre zarfında hastanede devam ettiğini, bu yatış sırasında anne ve bebekte hiç bir sorun olmadığı söylenmiş ve müşterek çocuk …. 09.06.2010 tarihinde aynı hastanede doğduğunu, davacı …’nin gebelik süreci sorunsuz devam ettiğini, dava dışı doktor müvekkiline sağlıklı bir bebek doğuracağı söylemiş, gebelikte ki tüm tarama ve tanı testleri eksiksiz yapılmış olmasına rağmen, doktorun zamanında doğuma girerek bizzat doğumu kendisinin yaptırmaması, geç müdahalesi, gerekli dikkat ve özeni göstermemesi, tedbirli davranması neticesinde minik … ağır özürlü olarak dünyaya geldiğini, hastane kayıtları taraflarınca … istenilmiş ve kayıtlarda doğumu gerçekleştiren doktorun, Dr. … olarak gösterildiği görüldüğünü, doktor özen ve tedbir yükümlülüğüne aykırı davranmış, doğumun neredeyse çoğunu ebeye yaptırdığını, buna bağlı olarak da doğumda meydana gelen oksijensiz kalma neticesinde küçük …’in engelli doğduğunu, %88 oranında Serebral palsili olacak şekilde engelli doğduğunu, doğum öncesinde, doğum anında beyinde gelişen hasara bağlı ortaya çıkan hareket ve şekil bozukluğu görüldüğünü, bu hastalık, beyinde ki hasarın olduğu yere göre çeşitli özellikler gösterir ve tiplere ayrıldığını, Spastisite, …’de en sık görülen haraket bozuluğu tipi olduğunu, bu hareket bozukluğu, … ile doğan çocukların yüzde 60’ında görüldüğünü, Spastisite, kol ve bacak kaslarında artan kas kasılması nedeniyle hareket kısıtlılığı ve şekil bozukluluğu ile seyrettiğini, Spastisite’nin ülkemizde en önemli nedeni ise bebeklerin çeşitli nedenlerden dolayı doğum sırasında oksijensiz kalması olduğunu, olayda Doktor …’in tedbir ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı neticesin de küçük … doğum anında oksijensiz kalmış ve özürlü olarak doğduğunu, tüm bu nedenlerle davacı … için 50.000 TL, davacı … için 50.000 TL, davacı İsmail için 50.000, TL manevi tazminatın, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla açtıkları belirsiz alacak davasında şimdilik davacın … için 1.000,00-TL işgöremezlik-maddi tazminatın (bakıcı ücreti dahil) fiiilin gerçekleşmesinden itibaren işleyecek işleyecek avans faiziyle birlikte davalı yandan tahsiline, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesinen karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dosya kapsamında davalı hekim … dava konusu olay benzeri riskler bakımından müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 10.07.2017-2018 vadeli … poliçe nolu … ile güvence altına alındığını, dava öncesi müvekkili şirkete yapılmış bir başvuru olmadığını, müvekkili şirketçe söz konusu poliçe ile teminatı altına alınmış olması teminatın tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, gerek sigorta poliçesinin genel ve özel şartları, gerekse sigortalının (mevcut olduğu takdirde) kusuru ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, işbu davanın, hakkında malpraktis isnat edilen sigortalımız hekim …’e ihbarını; talep ettiklerini, dava konusu olayda, müvekkili sigortalısı hekimin ve hastanenin kusurlu olduğu iddialarının kabulü mümkün olmadığını, zira hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için, gerçekleştirilen teşhis ve tedavi yöntemlerinde tıbbi standartın uygulanmamış olması gerektiğini, tıbbi standartın uygulandığı yerde, hekimin müdahalesi tıp biliminin gereklerine de uygun ise hekimin/hastanenin kusur veya sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İHBAR OLUNANIN BEYAN DİLEKÇESİ: İhbar olunan Dr. … vekili beyan dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkiline ait ikametgah adresi” ….” olup gönderilen tebligatlar taraflarına ulaşmamış olması sebebi ile davaya dahil olamamış bulunduklarını, açılmış olan dava müvekkilinin tesadüfen e devlet üzerinden görmüş olması sebebi ile iş bu zaman diliminde dosyaya ilişkin beyanda bulunduklarını, davacı tarafın gerçekleşen doğuma ilişkin doktor … ‘in kusurlu olduğuna ilişkin iddiaların hakikati yansıtmadığını, davacı … için konulan teşhis’in Sereblal palsi sebeplerinin doğum öncesinde annenin geçirdiği rahatsızlıklar, genetik sebepler, ilaç kullanımı, akraba evliliği, radyasyon alımı, kanama gibi birçok sebepten kaynaklanabildiğini, ve yine doğum sonrasında bebeğin ateşli hastalıklar geçirmesi, beyin kanaması, havale ve buna benzer rahatsızlıklar ile de maalesef ki bebeklerin bu tür hastalıkla karşı karşı kaldığını, dosyada mübrez evraklardan anlaşıldığı üzere; davacı anne …’ın 8 tane düşük doğum gerçekleştirdiğini, dava konusu bebek 10. Doğum olduğunu, hastanın normalden fazla düşük yapmış olması hastada meydana gelen veya gelmiş olan hastalıkları da gündeme getirdiğini, düşük doğum yapılasına etken olan husular arasında ;yaş, önceki düşükler, obezite, kronik hastalıklar, sigara, alkol ve madde kullanımı, invaziv prenatal testler gibi diğer faktörlerde etkendir. Burada düşük yapılan doğum ile … oluşturduğu iddia edilen doğum arasında dikkatinizi çekmek istediğim husus annenin doğum geçmişi, annede sigara kullanımı olması, düşük doğumlar olmasının anneden kaynaklı genetiksel veya fiziksel bir takım sorunlar olma ihtimalini de gündeme getirebileceği, akraba evliliklerininde sık rastlanması göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu sebeple hastane kayıtlarında yer alan annenin doğum geçmişi ve sigara kullanımı gön önünde bulundurulması haricinde akraba evliliği olup olmadığı hususununda irdelenmesi gerektiğini, annenin gebelik esnasında sigara kullanımı fetusta düşük tehlikesi erken doğum tehlikesi de doğuştan anamonilerine sebep olduğunu, hastanın doğumdan önceki yapılan tetkiklerinde hiçbir eksiklik olmadığı sabit olduğunu, hasta bilgilendirilmiş hem kendisi hemde eşinin ıslak imzası ile yapılan işlemlere ilişkin onayı alındığını, devamında taburcu olurken de taburcu olmak istediklerine dair çıkış evraklarında da imzaları bulunduğunu, hal böyle olunca dahili davalı doktor … ‘in bilgiledirme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasının kabulü mümkün olmamakla birlikte yazılı bir şekilde de ispatlandığını, davalı tarafın doğumun uzun sürdüğü iddiaları da dosyadaki evraklardan anlaşıldığı üzere hakikati yansıtmadığını, hasta 17.45 de doğuma alınmış 17.48 de doğum gerçekleştiğini, doğumun 3 dakika içinde gerçekleşmiş olması zor bir doğum olmadığını sanılanın aksine olayların cereyan etmediğini ortaya koyduğunu, bebeğin kalıcı hasarı müvekkilinin kusurundan kaynaklı olmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, … kapsamında hekim hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış, Nüfus Kayıt Örneği, Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, …. yazılan müzekkere cevapları, Sigorta Poliçe örneği, Bilirkişi kurulundan alınan 05/06/2020 tarihli ön ve 23/06/2023 tarihli nihai raporlar dosyamız arasına alınmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 4/1(a) maddesinde, “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanun’da … öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak sayılmıştır. Açılan dava, 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağına ilişkin olduğu gibi, davalı … şirketinin sorumluluğu anılan Kanunun 1473. maddelerinden kaynaklanmakla ihtilafın TTK hükümleri uygulanmak suretiyle çözülecek olması nedeniyle davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu değerlendirilmiştir.
(* … 11. HD’nin 11/05/2016 tarih, …. sayılı emsal kararı)

Davanın, doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık iddiası ile oluşan zarar nedeniyle, “…” kapsamında maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin, olduğu davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır (TBK 502-506 md.).
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. O nedenle, davacının tedavisini üstlenen hastane ve doktorların meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor tedavi nedeniyle yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. Keza, en hafif kusurundan dahi hukuken sorumluluk altındadır. Bu nedenle de bilirkişi raporu önem kazanmakta olup, rapor taraf, hakim ve … denetimine elverişli bulunmalıdır. Bilirkişi; doktorun seçilen tedavi yöntemi ve tedavi aşamalarında gerekli titizliği gösterip göstermediğini, uygulanacak tedavi yöntemi ve aşamalarda gerekli titizliği gösterip göstermediğini, uygulanması gereken tedavinin ne olması gerektiğini, doktor tarafından uygulanan tedavinin ne olduğunu, ayrıntılı ve gerekçeli açıklamalı ve sonuca ulaşmalıdır. Kaldı ki, bilirkişi tarafların itirazlarını da mutlaka karşılamalı ve aydınlatıcı olmalıdır. Hakim’in de bilirkişinin somut olayda görüşünün dosya kapsamına uygun olup olmadığını da denetlemesi gerekmektedir. (TMK.nun md. 4, HUMK.nun md. 240) Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamaları ve içtihatları da bu yöndedir.
*(…. .30/09/2021 gün ve …. sayılı emsal kararı)
Bebeğin hastalığının ne olduğu, bu hastalığın neden kaynaklandığı, doğumdan kaynaklanan bir durum olup olmadığı, hastalığın teşhis ve tedavisinde bir ihmal bulunup bulunmadığı. doktora atfı kabil bir kusurun olup olmadığı,
Gebelik süresince bebeğin durumunun tespiti açısından yapılması gerekenler ile yapıları işlemlerin neler olduğu,
Yaptırılması gereken testler ile ilgili davacıya bilgilendirme yapılıp yapılmadığı,
*(…. .28/11/2018 gün ve …. sayılı emsal kararı)
Tıbbin gerek ve kurallarına göre olayda doktora atfi kabil bir kusur izafe edilip edilemeyeceğini gösteren, taraf, mahkeme ve … denetimine elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmesi istenilmiş ve…. bilirkişi tarafından düzenlenen 05/06/2020 tarihli ön ve 23/06/2023 tarihli nihai rapor dosyamıza kazandırılmış alınan nihai raporda özetle; “… Mevcut veriler ışığında çacuktaki rahatsızlık açısından değerlendirildiğinde; …, hareket kas tonüsü ve postür gelişimini etkileyen bir nöromotor bozukluğu ifade eder, Serebral palsiye öğrenme güçlüğü, opilepsi, görme ve işitme sorunları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozüklüğü, uykü bozüklükları gibi çeşitli nöropsikiyatrik komorbid durumlar eşlik edebilir. … tanısı alan bir bebeğin nörolojik etkilenmesi, doğum öncesinde, doğum sırasında ya da doğumdan sonraki dönemde olabilir; gelişmekte olan beynin etkilenmesinde farklı dönemlerde ortaya çıkan birden fazla faktör soruralu olabilir.
Serebral palsiye neden olan durumların başında prematür doğum (37 haltadan öncej, düşük doğum ağırlığı ve erken membran rüptürü gelir. Son yıllarda yapılan çalışmalar prenatal dönemdeki enfeksiyon ve inflamasyonun … patogenezinde önemli yeri olduğunu göstermiştir (1-3). … tanısı alan hastaların 1/3’ünde bilinen bir risk faktörü saptanamamakta, bu hastalarda genetik faktörlerin etkisinin olabileceği, serebral palsiye neden olan genetik faktörlerin aydınlatılması ile yeni tedavilerin geliştirilebileceği öne sürülmektedir…”
“……’ın 22 aylıkken çekilen beyin … tetkiki … tarafından tekrar değerlendirilerek “periventriküler lokomalazi intrauterin hasar ile uyumludur. “ olarak yorumlanmıştır. Bebeklerde periventriküler lökomalazi fetal hayatta preterm dönemde ortaya çıkan ve hipoksi-iskemit, enfeksiyon veya inflamasyona bağlı gelişen beyin hasarını gösteren bulgulardandır. Beyin … ‘deki bu tutulum paterni, termde doğan bebeğin beyninde doğum öncesi dönemde gelişebilen etkilenmeyi gösterir (10). Sonuç olarak çocukla saptanan nörolojik sorunların doğum sürecindeki asfiksiden ve postnatal olayların etkisinden çok fetal hayatta gelişen inflamatuar proçeslerin bir sonucu olabileceği düşünülmektedir.
Dosya kayıtlarında annenin 10. gebeliği olduğu ve 8’inin düşükle sonuçlandığı, eşler arasında akrabalık olduğu, babanın akrabalarında 2 yaşında vefat eden çocuk öyküsü olduğu belirtilmiştir (Dosyada kayıtlı 2 epikriz raporunda akrabalık olduğu belirtilmiş, bir epikriz raporunda ise akrabalık yok şeklinde kaydedilmiştir) Anne veva babada bulunan kromozomal bozukluklar, tekrarlayan gebelik kayıplarının eti sık görülen sebeplerinden biridir. Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir hastada ilk olarak anne ve babanın genetik incelemeleri yapılır, Eşlerden en az birinde yapısal bir anomali tespit edildiğinde bu çiftlere preimplantasyon genetik tanı yapılması önerilir. Ancak, anne babada genelik bir bozukluk bulunmasa da fetüste kromozomal anomaliler görülebilir. Yine akraba evliliklerinde sıklıkla gözlenen tek gen hastalıkları da tekrarlayan gebelik kayıpları için bir nedendir. Kayıtlarda anne babaya ve doğum sonrası takiplerinde bebek …’ a ait genetik inceleme sonucuna rastlanmamıştır

Doğum sonrası 2 yaş civarı hastane kontrolünde ailenin “1 aylıkken geçirdiği ateşli hastalık sonrası gelişiminin geri kalmaya başladığı, 3 yaş civarı kontrolünde ise 3-4 aylıkken beyin kanaması geçirmiş olduğunu” ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Bir aylık bebekte geçirilmiş febril hastalık ve/veya 3-4 aylık dönemde geçirilmiş olan bir travma (?) gelişmekte olan beyin dokusundaki hipoksik hasara neden olabilmektedir….”
Gebelik süresince bebeğin durumunun tespiti açısından yapılması gerekenler ile yapılan işlemlerin neler olduğu ve Yaptırılması gereken testler ile ilgili davacıya bilgilendirme yapılıp yapılmadığı değerlendirildiğinde;
Hastanın dosyada bulunan gebelik kayıtları incelendiğinde gebeliğinin 10. Haftasında başvurduğu, takıben 21. gebelik haftasında düşük tehdidi ile yatışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Hastanın gebeliğinin 29. haftasında su gelişi nedeniyle tekrar yatışı yapıldıktan 2 hafta kadar sonra kendi isteği ile imzası alınarak taburcu olduğu, ardından 40. haftada doğum için başvurduğu anlaşılmaktadır. …’da bulunan rahatsızlık, fetal hayatta gelişen inflamatuar süreçlerin bir sonucu olabileceği gibi anne babada bulunan genetik bir hastalığın çocuğa aktarılmasının bir sonucu da olabilir. Fetal inflamatuar yanıt sendromunun ya da “… etkeni olabilecek enfksiyöz süreçler haricindeki etkenlerin gebelik döneminde bir taraması bulunmamaktadır. Annenin önceki gebelik kayıplarının bir sonucu olarak genelik bir hastalığı dışlamak adına anne ve babadan tüm ekzom analizi veya sonuç alınamazsa tüm genoni analizi gibi genetik tesilerin çalışılarak öncelikle ailede mevcut genetik hastalığın aydınlatılması önerilir. Bu tesilerin çalışılması günümüz koşullarında bile aylarca sürebilmektedir. Anne ve/veya babada genetik geçişli bir hastalık saptanması durumunda gebelikte bu hastalığın anne karnındaki bebeğe aktarılıp aktarılmadığına dair testler yapılabilmektedir. 10.gebeliği yaşamla bağdaşan haftaya ulaşmış bir gebelikte, gebelik kaybı riski azaldığı için ek risk faktörü yokluğunda ilave tetkik yapılması rutin olarak önerilmemektedir. Hastanın gebeliğinin 29. haftasında su gelişinin olması ve takiben 2 haftalık yatış süreci sonucunda tüm riskleri kabul ederek taburcu olması ve aradan geçen 11 haflanın sonunda doğumu başlamış şekilde başvurmuş olması nedeniyle gebeliğin son dönem seyrine ait yeterli veri bulunmamaktadır. Ancak hastanın doğum için yatlığı süre boyunca dosyada kayıtlı … tetkikleri fetal sıkıntı düşündürmemektedir…”
“…çocuk …’da mevcut bulunan klinik durum anne karnındaki hayatta başlayan inflamatuar sürece sekonder gelişen fetal inflamaluar yanıt sendromu sonucu gelişmiş olabileceği gibi, … olarak da adlandırılan hipoksik iskemik beyin hasarı doğum sonrası erken dönemde geçirilmiş bir enleksiyon, travma gibi nedenlere bağlı olarak da gelişebileceği, yine tanı konulmamış genetik bir hastalık da çocuktaki sekelin bir nedeni olabileceği, hastalığın teşhisi için öncelikle …’ın … tarafından değerlendirilmesi ve tüm ekzom sekanlama gerekirse tüm genom sekanslama ) yapılması önerileceği, Çocuktaki mevcut hastalığın nedeni olarak gebelik takipleri ve doğum süreci ile eksik ya da hatalı bir tıbbi uygulama bulunmadığı, genetik testler gebeliğin her döneminde yapılabilmekte ancak anne babada tanısı konulmuş bir genetik hastalık varlığında anne karnındaki bebeğe geçiş olup olmadığı değerlendirilmekte olduğu, gebelikte bütün kadınları tıbbi literatürde bildirilmiş onlarca genetik hastalık açısından tarama gibi rutin bir yaklaşım bulunmamadığı, gebelikteki tarama testleri kromozomal hastalıkların en sık görüldüğü 13,18 ve 21. kromozomlara yönelik yapıldığı, sonuç olarak hastanın gebeliği ve doğumu sırasındaki başvurularında tıbbin gerek ve kurallarına uygun davranılmış olup, davalı doktorlara atf-ı kabil bir kusur bulundığı, takdirinin mahkemeye ait olduğu… ” bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan 23/06/2023 tarihli nihai bilirkişi kurul raporu usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli olduğu görülmüş ve hükme esas alınmış, buna göre davacıların çocuğu …’ın … hastalığının nedeni olarak gebelik takipleri ve doğum süreci ile eksik ya da hatalı bir tıbbi uygulama bulunmadığı, dava dışı doktorun kusurlu olmadığı, ortaya çıkan zarar nedeniyle taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 515,75 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 245,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 23.650,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf adli yardımdan faydalandığı anlaşıldığından UYAP sisteminde kayıtlı 3.712,60TL yargılama giderlerinin, davacının yaptığı harcamalardan düşümü ile kalan 303,50 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-HMK 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekilleri ve davacı asilin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11.09.2023

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]