Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/317 E. 2021/721 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/317 Esas
KARAR NO : 2021/721
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 08/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/01/2017 tarihinde, davalının sigortalısı olan araçta yolcu olduğu halde karıştığı trafik kazasında müvekkilin sakat kaldığını, kazaya kusuru ile sebebiyle veren aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı şirket tarafından yapıldığını, maluliyet tazminatının ödenmesine ilişkin başvurusunun haksız olarak reddedildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL daimi iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/11/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, davacının talebinin arttırılarak sürekli işgöremezlik yönünden 4.172,01 TL, geçici işgöremezlik yönünden 2.708,14 TL üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24/02/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle, sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 36.172,04 TL olarak artırdığını bildirmiştir. Ancak davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeni ile her iki dilekçenin de bedel arttırım dilekçesi olarak değil ıslah dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği ve davada yalnız bir kez ıslah yapılabileceğinden ikinci ıslah dilekçesinin yapılmamış sayılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru dava şartının usulüne uygun yerine getirilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tedavi gideri taleplerinin teminat dahilinde olmadığı, ceza soruşturması uzlaşma ile sonuçlandığından davacının dava hakkının bulunmadığını, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden yalnızca dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini ve bu faizin yasal faiz olması gerektiğini, davacının elektrikli bisiklet kullanmak için ehliyeti bulunup bulunmadığını ve kast takmadığından mütefarik kusuru gereği tazminattan indirim yapılmasının gerekeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kusurlu yanın sigortacısından poliçe kapsamında zararın tazmini talebidir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu değerlendirilmiş, davalı tarafın başvuru dava şartına ilişkin itirazının başvuru evrakı gözetilerek reddi gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya arasına alınmıştır.
Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası UYAP sisteminden dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının öğrenci olduğuna ilişkin evrak, emsal ücret araştırmaları, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 22/03/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporda, davacının Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespit işlemleri yönetmeliği uyarınca tüm vücut özür oranının %8,1 olduğu, tedavi süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, 1 aylık sürede başkasının bakımına muhtaç olacağı bildirilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 10/12/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporda, davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca tüm vücut özür oranının %1 olduğu, tedavi süresinin 4 aya kadar uzayabileceği, 1 aylık sürede başkasının bakımına muhtaç olacağı bildirilmiş, karar vermeye yeterli bulunmakla ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik uyarınca düzenlendiğinden mahkememizce bu rapora itibar edilmiştir.
Kusur oranının tespiti için rapor tanzimi talep edilmiş, ATK’nun ön rapor tanzimi üzerine keşif icrası neticesinde trafik kazasından anlar makine bilirkişisi tarafından düzenlenen 14/05/2019 tarihli raporda özetle, tarafların kusurları ile kusur oranları değerlendirilmiş, davacının %70, davalı sigortalısının %30 kusurlu olduğu bildirilmiştir. İTÜ’den seçilen üç kişilik makine mühendisi bilirkişi heyeti 17/07/2019 tarihli raporda özetle, davacının ve davalı sigortalısının %50 oranında kusurlu olduklarını bildirmiştir. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 06/02/2020 tarihli raporunda, davacının %70, davalı sigortalısının %30 kusurlu olduğu bildirilmiştir. Raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için alınan Karayolları Fen Heyetinden seçilen üç kişilik makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 01/07/2020 tarihli raporda özetle, davacının %70, davalı sigortalısının %30 kusurlu olduğu bildirilmiştir. Tüm raporlar değerlendirildiğinde davacının %70, davalı sigortalısının %30 kusurlu olduğuna ilişkin tespite itibar edilmiş, ancak son raporda davacının kask takmamasının %70 kusura dahil olduğu yönündeki kanaate önceki raporlar gözetilerek itibar edilmemiş, davacının kusuru yanında kask takmayarak zararın artmasına sebebiyet verdiği kanaati ile müstakar yüksek mahkeme kararları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekmiştir. Takdiri indirim nedeni olması nedeni ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı değerlendirilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi 25/10/2019 tarihli raporunda davacının maddi zararını asgari ücret üzerinden hesaplayarak, 4.171,01 TL sürekli, 2.808,14 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep edebileceğini bildirmiştir. Bilirkişiden dosyaya giren evrak üzerine, 04/01/2021 ve 16/08/2021 tarihli ek rapor alınmış, son ek raporunda bilirkişi 22/03/2018 tarihli maluliyet raporunu esas alarak davacının maddi zararını hesaplamış, 2.684,88 TL geçici iş göremezlik, 42.194,35 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebileceğini bildirmiştir. İşlemiş ve işleyecek devre zararlarına ilişkin hesaplamaya oluşa uygun bulunarak itibar edilmiş, ancak yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan 10/12/2018 tarihli maluliyet raporunda davacının kalıcı özür durumunun %1 olduğunun belirlenmesi karşısında Mahkememizce sürekli iş göremezlik tazminatı resen hesaplanmış, rapora sonuç kısmı gereği itibar edilmemiştir (1.736.392,94*%1*%30=5.209,18 TL). Davacı tarafça 06/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminat miktarı artırılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere, %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminat miktarı 4.167,34 TL olarak bulunmuştur.
Toplanan delillere göre davalının sigortalısı aracın da karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığı, yukarıda açıklandığı üzere tarafların kusurlu hareketlerinin ve kusur oranlarının belirlendiği, mahkememizce de kusur oranları yönünden değerlendirme yapılarak davacının %70 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının geçici ve sürekli iş görmezlik durumunun yukarıda açıklandığı üzere itibar edilen raporla belirlendiği, bu rapora göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının yukarıda açıklandığı üzere aktüer bilirkişi tarafından hükme kısmen esas alınan raporla belirlendiği, davacının daha önce ıslah dilekçesi ile talebini artırdığı, yukarıda açıklandığı üzere müterafik kusur indirimi yapılarak TBK’nun 61 maddesi de dikkate alınarak ile davalının ZMMS poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının kısmen sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
4.167,34 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı, 1.347,90 TL geçici işgöremezlik tazminatının 13/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 376,75 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 169,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 207,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat KAYDINA,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafça iş bu yargılama neticesinde yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 6.179,86 TL ile 1.140,00 TL maluliyet rapor ücreti, 323,00 TL ATK ücretinin toplamı 7.642,86 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre belirlenen 6.038,87 TL’si ile davacı tarafça yatırılan 169,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair;taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
¸[e-imza]

Hakim …
¸[e-imza]