Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/229 E. 2022/776 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/229 Esas – 2022/776
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/229
KARAR NO : 2022/776

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/03/2018
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24.08.2015 tarihinde … plakalı araç müvekkili davacının kullandığı aracın çarpışması sonucunda müvekkili sür …’in yaralandığını, anılan kazadan dolayı müvekkilinin sakat kaldığını, meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlardan dolayı şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiş, yargılamanın devamı sırasında mahkememize vermiş olduğu 21.05.2022 tarihli dilekçesi ile davalarını 5.000,00 TL’den 20.793,85 TL’ ye, ıslah etmekle birlikte 5000,00 TL’ye kazanın meydana geldiği tarihinden itibaren, kalan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işletilmek üzere avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebidir.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, davacıya kaza nedeni ile ödeme yapılmasına ilişkin SGK yazı cevabı, davalıya ait aracın mülkiyet durumuna ilişkin Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Trafik Tespit Tutanağı örneği, Hasar dosyası örneği, Sigorta Poliçe örneği, Dazkırı C.Başsavcılığının .. Soruşturma sayılı dosyası ve Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı, Adli Tıp Kurumlarından alınan maluliyet ve kusur raporları, aktüerya bilirkişilerinden hesap raporu aldırılıp dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen 08/04/2021 tarih ve 4900 sayılı kusur raporunda; davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü …’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu..” mahkememiz tarafından alınan 02/10/20218 tarihli kusur ve aktüerya raporu içerisindeki kusur raporu ile çelişki olduğu dikkate alınarak dosya bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığından rapor alınmış, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığından tarafından düzenlenen 29/12/2021 tarihli kusur raporunda; davalı tarafa sigortalı aracın sürücüsü …’in %0 (yüzde sıfır) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu..” bildirilmiş, iki adli tıp kurumu arasında alınan kusur raporlarında çelişki görülmesi üzerine dosya bu kez Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan 22/04/2022 tarih ve 2449 sayılı raporunda; “… plaka sayılı otomobil sürücüsü …, yönetimindeki araç ile her ne kadar bölünmüş yol üzerinde ilk geçiş hakkına sahip biçimde olay yerine gelmiş ise de sağındaki köy yolundan gelerek seyrettiği yola çıkacağını gördüğü araca karşı zamanında etkin fren tedbirine başvurmamış, gündüz vakti, yerleşim yeri içerisinde bu yerde sağından yola giren sürücü Gültekin yönetimindeki otomobilin sol yan kısmına, aracının ön kısmıyla çarpıp, söz konusu otomobili önünde 19 m. sürüklemesiyle meydana gelen olayda, tali kusurludur. …. plaka sayılı otomobil sürücüsü …, yönetimindeki araç ile seyri sırasında yola gereken biçimde dikkatini vermemiş, köy içerisindeki yolu takiben geldiği mahalde bölünmüş devlet karayoluna çıkmadan önce söz konusu yolu etkin biçimde kontrol etmesi, bu yol üzerinde seyir halinde olan araçların hız ve yakınlığını göz önünde bulundurarak ilk geçiş hakkını bu araçlara bırakması ve yolun müsait olması durumunda girişini yapması gerektiği halde bu hususlara özen göstermemiş, dikkatsiz ve kontrolsüz biçimde bölünmüş yola girerek ilk geçiş hakkını vermediği ve önünü kapattığı sürücü Yüksel yönetimindeki otomobilin, aracının sol yan kısmına çarpmasına sebebiyet verdiği olayda; dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı hareketi nedeniyle asli kusurludur. Yukarıdaki hususlar değerlendirildiğinde, olayda; ….plaka sayılı otomobil sürücüsü …’in % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu, …plaka sayılı otomobil sürücüsü …’in % 80 (yüzde seksen) oranında kusurlu, olduğu…” bildirilmiş, Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alına bu son rapor rapor karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 24/01/2018 tarihli ve 173 sayılı maluliyete ilişkin raporunda; kaza tarihi (24/08/2015) itibariyle çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirmede, kişi ibraz etmiş olduğu yol makine operatörü ehliyetinden “mobil demir yolu aracı” sürücüsü olarak çalıştığı anlaşıldığı, davacının genel vücut çalışma gücünü %31,2 (yüzde otuz bir virgül iki) oranında yitirdiği, kişi kaza tarihinde beyan etmiş olduğu işte çalışmıyor ise meslek grup numarası 1 (düz işçi) olarak alındığında çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %29,2 (yüzde yirmi dokuz virgül iki) olduğu ve tıbbi iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Davalı itirazları üzerine dosyanın Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilerek “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik,” hükümlerine göre maluliyet raporu alınmasına karar verilmiş;
Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına tarafından düzenlenen 28/12/2020 tarihli ve 1845 sayılı maluliyete ilişkin raporunda;”… …’in 24.08.2015 tarihli yaralanması neticesinde; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin özür oranının %10 (yüzdeon) olduğu, 6 (altı) ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı,1 (bir) ay süresince başkasının yardımına ihtiyaç duyduğu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin 12. Maddesine (03,08.2013-28727 sayılı resmi gazete) göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı…” tespit edilmiştir. Alınan maluliyet raporları arasında çelişki bulunmadığı farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği değerlendirildiğinden yeniden maluliyet raporu alınması yoluna gidilmemiştir.
Kaza tarihi (24/08/2015) itibariyle geçerli olan (01.06.2015 -20.02.2019 tarihleri arasında “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ) yönetmelik hükümlerine göre alınan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/12/2020 tarihli ve 1845 sayılı maluliyete ilişkin raporu (Emsal; Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 05/10/2021 tarih ve 2021/5350 E, 2021/6077 K sayılı ilamı )
karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
Aktüerya bilirkişisi Duygu Tokcan ve Kusur bilirkişi Levent Gür tarafından düzenlenen 02/10/2018 ve 07/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporları alınmış dosyamız içerisine kazandırılmış. Taraf itirazları ve alınan yeni kusur ve maluliyet raporlarına göre dosya da yeninden aktüerya bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş,
Aktüerya bilirkişisi … tarafından düzenlenen 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…2022 yılı güncel asgari ücret verilerine ve TRH 2010- Progresif rant (%10 arttırım ve %10 eksiltim) yöntemine göre yapılan hesaplama sonucunda davacı …’in;
a-Geçici iş göremezlikten kaynaklanan bakiye tazminat tutarının 1.502,51 TL olduğu,
b-1- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen orana (%31,2) göre Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 114.260,69 TL olduğu,
b-2- Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen orana (%29,2) göre Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 106.936,29 TL olduğu,
b-3-Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte belirlenen orana (%10) göre Sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat tutarının 36.622,02 TL olduğu,
c-Geçici Bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat tutarının ise 254,70 TL olduğu,
d- Olay tarihinde (2015 yılı) itibariyle ZMSS poliçesi ölüm-sakatlanma (klozu) limit tutarının 290.000,00 TL olduğu,
e-Mahkeme tarafından tazminata hükmedilmesi durumunda davacı tarafın; sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 17.07.2017’den itibaren yasal faiz yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği, …” bildirmiştir. Rapor karar vermeye yeterli bulunmakla Kaza tarihi (24/08/2015) itibariyle geçerli olan (01.06.2015 -20.02.2019 tarihleri arasında “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ) hükümlerine göre hesaplanan zarar yönünden karar vermeye yeterli bulunmakla mahkememizce itibar edilmiştir.
(Emsal; Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 05/10/2021 tarih ve 2021/5350 E, 2021/6077 K sayılı ilamı )
Toplanan delillere göre; davalının sigortalısı aracın karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığı, tarafların kusur durumlarının belirlendiği, geçici iş görmezlik ve sürekli kısmi iş görmezlik (maluliyet) durumunun ve bakıcı giderinden kaynaklı tazminatın 18/07/2022 tarihli usulüne uygun raporla belirlendiği, davacının dosyada alınan ilk bilirkişi raporuna göre talebini 30/10/2018 tarihinde artırdığı, bu hali ile davalının ZMMS poliçesi kapsamında poliçe limitlerinde zarardan sorumlu olduğu ve davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Davalı sigorta şirketi tarafından sigorta teminatı altına alınan aracın özel araç niteliğinde olduğu nazara alınarak yasal faiz talep edilebileceği, dava tarihinden önce davacı tarafından usulüne uygun olarak davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı davalının17/07/2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından talep artırım dilekçesi de dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Dava dilekçesi ve talep arttırım dilekçesi ile talep edilen davanın kısmen kabulü ile; 32.054,87-TL, sürekli iş göremezlik, 1.502,51-TL, geçici iş göremezlik, 254,70-TL, bakıcı gideri olmak üzere toplam 33.812,08-TL tazminatın, 17/07/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından tahsili ile, davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 2.309,70 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harç ile tamamlanan 99,83 TL ile 360,00 TL harçlarının mahsubu ile eksik 1.813,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından peşin yatırılan 531,63 harçlar ile ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen, aşağıda dökümü de yapılan 4.382,53 -TL yargılama giderinin kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 4.294,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 417,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul ve redde göre yapılan oranlamada takdiren 1.293,60 TL nin davalıdan kalan 26,40 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17.10.2022