Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/185 E. 2021/417 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/185 Esas
KARAR NO : 2021/417

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; “Malzemeli temizlik, aşçılık, evrak dağıtım ve ziyaretçi yönlendirme” hizmet alım işini ihale yasalarının ilgili maddeleri gereğince davalı şirketlerin üstlendiğini, davalı şirketler bünyesinde çalışan işçilerden …’ün emekli olduğunu, dava dışı işçiye 21.604,32 TL ödeme yapıldığını, davalılardan … şirketinin bu miktarın 2.112,94 TL’sini kuruma ödediğini, dava dışı … şirketinin iflası nedeni ile bu davalının sorumlu olduğu miktarın talep edilmediğini, ihale evrakı ve sözleşmeler gereğince davalı şirketlerin çalıştırdıkları dönemlere ilişkin işçi alacaklarından sorumlu oldukları iddiası ile bakiye 19.491,38 TL kurum alacağının 09/08/2017 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/03/2018 tarihli beyan dilekçesinde davalı … şirketinin iflas etmesi nedeni ile bu davalı yönünden davayı takip etmediklerini, davalılar arasından çıkarılmasını talep ettiğini bildirmiştir.
Davalı … iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, iflas idaresine doğrudan başvuru olmaksızın dava açılamayacağını, ikinci alacaklılar toplantısının beklenmesi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde müvekkillerinin işçinin çalıştığı dönemle sınırlı olmak kaydı sorumlu olabileceklerini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. Maddesinde yapılan değişiklik nedeni ile kendilerinden talepte bulunulamayacağını, sorumluluğun asıl işveren konumunda olan davacıda olduğunu savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirket vekili aşamalardaki beyanlarında özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin sorumlu bulunduğu kısmı ödediğini savunarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve şartnameler, dava dışı işçiye ait SGK kayıtları ve işçiye yapılan ödemelere ilişkin evrak dosya arasına konulmuştur.
Hesap uzmanı bilirkişi tarafından verilen 14/10/2019 tarihli raporda; sözleşme ve şartnamelerde kıdem tazminatından sorumluluğa dair açık hüküm bulunmadığını, bu nedenle davalı şirketlerin ödemeden yarı yarıya sorumlu olabileceklerini, davalı … şirketi ve davalı … şirketi ortaklığının 1.114,43 TL, davalı … şirketinin 2.547,26 TL, davalı … şirketinin 1.219,43 TL, davalı … şirketinin 420,03 TL’den sorumlu olduğu belirtilmiştir. Tüm davalılar yönünden değerlendirme yapılmadığı ve taraf itirazları değerlendirilmeden düzenlendiğinden rapora itibar edilmemiştir.
Tarafların itirazı üzerine dosya yeni bir hesap bilirkişisine tevdii edilmiş, bilirkişi 15/10/2010 tarihli raporunda özetle, taraflar arasında işçilik alacaklarının ödenmesi konusunda hüküm bulunup bulunmadığı belirlenmiş, davalı şirketlerin ödemeden yarı yarıya sorumlu olabileceklerini, davalılar … şirketi ve … şirket ortaklığının 1.693,20 TL, davalılar … şirketi-… şirketi-… şirket ortaklığının 371,84 TL, davalı … şirketinin 1.2111,80 TL, davalılar … ve … şirket ortaklığının 202,52 TL, davalılar … ve … şirket ortaklığının 481,40 TL’den sorumlu olduğu belirtilmiştir. Taraf itirazları üzerine bilirkişiden 02/04/2021 tarihli ek rapor alınmış, kök rapordaki beyanlarını aynen tekrar etmiştir. Rapordaki hesaplamalar oluşa ve dosya içeriğine uygun olup hükme esas alınmış, aşağıda açıklanacağı ilişkin hukuki nitelendirme yönünden rapor hükme esas alınmamıştır.
DEĞERLENDİRME:
Davanın; işçilik alacaklarının rucuen tahsili istemine ilişkin olduğu görüldü.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kurum ile davalı şirketler arasında hizmet alım sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşme gereğince davalı şirketlerin belirlenen süre içerisinde işe başlayıp işçi çalıştırdıkları, çalıştırılan işçilerden …’ün emeklilik nedeni ile kıdem tazminatı talep ettiği, davacı kurumun da davalı şirketlerle yapmış olduğu sözleşme gereğince davalı şirket çalışanına ödeme yaptığı, eldeki dava ile ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı idare ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’nun 2/6 maddesinde belirtildiği şekilde, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı, ancak bu sorumluluğun dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumluk niteliğinde olduğu, asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukukunun değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukukunun esas alınacağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi karalaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır,” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ve ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceğinin açıkça belirtildiği, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan … teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve eklerinin incelenmesinde, bir kısım davalılar ile davacı arasında imzalanan sözleşme ve şartnamelerde işçilik alacaklarından yüklenicinin sorumlu olacağına dair “Yüklenici bu şartnamenin kapsamına giren tüm personelin iş vereni olarak İş Kanunu, SGK Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu, Damga Vergisi Kanunu ile diğer kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerini aynen uygulayacaktır. Bu uygulamalardan ileride doğabilecek hukuki, mali, cezai mükellefiyetler kendisine ait olacaktır,” şeklinde, bir kısım sözleşmede “Sözleşme konusu işin yürütülmesinde İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Kanunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ile ilgili tüm yükümlülükler yükleniciye aittir,” olmak üzere tam davalılara ilişkin sözleşmelerde açık hüküm bulunduğu, bu sözleşmeler gereği hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hesaplanan rücuen ödemenin tamamından (Ankara BAM 4 HD 2018/3382 esas 2020/1929 karar sayılı ilamı emsal olmak üzere) davalıların sorumlu oldukları değerlendirilmiştir. Davalı … şirketinin davadan önce yaptığı ödeme ve talep dışı bırakılan … ve … şirketleri yönünden alacak miktarı düşürülmüştür.
Davacı vekili, davalılardan … iflas idaresi yönünden davayı takip etmediklerini ve davalılar arasından çıkarılmasını talep ettiğinden bu yönde 18/05/2018 tarihli ara karar oluşturulduğu ve neticeten bu davlı aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor uyarınca dava dışı işçinin davalılar nezdinde çalıştığı dönem itibari ile taraflar arasındaki sözleşme ve şartnameler uyarınca hesaplanan bedelin tamamı üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalı … şirketi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş, daha önce temerrüte düşürülmediklerinden, buna ilişkin ihtarnamelerin bila tebliğ iade edildikleri gözetildiğinde dava tarihi itibari ile (Ankara BAM 4. HD 2019/132 esas 2021/334 karar sayılı ilamı) davalılardan avans faizi ile tahsiline karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Davalı … şirketi yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına,
310,66 TL rücuen alacağın davalı … Ltd. Şti.’den, 2.423,60 TL rücuen alacağın davalı … Ltd. Şti.’den, 962,80 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … İnşaat Ltd. Şti.’den (yeni ünvanı … Kurumsal AŞ), 3.386,40 TL rücuen alacağın davalılar … Ltd. Şti (yeni ünvanı … … A.Ş) ve … Ltd. Şti’den (bu davalıların sorumlu oldukları miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 743,68 TL rücuen alacağın davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti.’den (bu davalıların sorumlu oldukları miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına), 405,04 TL rücuen alacağın davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den (bu davalıların sorumlu oldukları miktar bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına) alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
Alınması gerekli olan 562,34 TL harçtan peşin alınan 332,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 229,47 TL harcın 8,65 TL’sinin davalı … Ltd. Şti.’den,67,55 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 26,83 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … İnşaat Ltd. Şti.’den (yeni ünvanı … Kurumsal AŞ), 94,39 TL’nin davalılar … Ltd. Şti (yeni ünvanı … … A.Ş) ve … Ltd. Şti’den, 20,72 TL’nin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti.’den, 11,29 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesine göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinden 153,96 TL’sinin davalı … Ltd. Şti.’den, 1.201,17 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 477,17 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … İnşaat Ltd. Şti.’den (yeni ünvanı … Kurumsal AŞ), 1.678,35 TL’nin davalılar … Ltd. Şti (yeni ünvanı … … A.Ş) ve … Ltd. Şti’den, 368,57 TL’nin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti.’den, 200,74 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den tahsil edilerek davacıya verilmesine,
Davalı … iflas idaresi kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.040,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalılar … ve … şirketleri lehine reddedilen miktar olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafça yargılama aşamasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı toplam 4.222,70 TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 1.783,45 TL ile 332,87 TL peşin harcın 7,98 TL’sinin davalı … Ltd. Şti.’den, 62,30 TL’nin davalı … Ltd. Şti.’den, 24,75 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … İnşaat Ltd. Şti.’den (yeni ünvanı … Kurumsal AŞ), 87,05 TL’nin davalılar … Ltd. Şti (yeni ünvanı … … A.Ş) ve … Ltd. Şti’den, 19,11 TL’nin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti.’den, 10,41 TL’nin davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazla yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, hazır bulunmayan tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2021
Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]