Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/877 E. 2022/187 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/877 Esas – 2022/187
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/877 Esas
KARAR NO : 2022/187

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 07/05/2011 tarihli devremülk sözleşmesi imzalandığını, müvekkiline bedelin tahsili amacıyla senet imzalandığını, ancak müvekkilinin 09/05/2011 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshi ile senet bedelinin iadesini talep ettiğini, buna rağmen davalının edimini ifa etmediği gibi senetlerin de iade edilmediğini iddia ederek Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında takibe konu edilen senetlerle ilgili olarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalılar aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kızılcahamam şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, senedin sebepten soyut olduğunu, müvekkilinin diğer davalı ile fiili bağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket hakkında 27/01/2016 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflas işlemlerinin tamamlanmadığını ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; devremülk sözleşmesine dayalı verilen senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya arasına alınan kayıt ve belgelerden müflis şirketin 27/01/2016 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ankara …. Tüketici Mahkemesi’nin …. karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup, davanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir.
Görevsizlik kararı veren Mahkeme eldeki davayı kayıt kabul davası olarak nitelendirmiştir. Kural olarak sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK’nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nun 235. maddesinde yer alan “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesinde dava açmaya mecburdur,” amir düzenleme karşısında 28/05/2014 tarihine kadar açılan tüm sıra cetveli itiraz davalarında tarafların sıfatına (işçi, tüketici vb.) bakılmaksızın görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olduğu, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir (Ankara BAM 23. HD 2020/1437 esas 2021/1439 karar sayılı ilamı emsal olmak üzere).
Eldeki davada ise, talebin menfi tespit istemine ilişkin olup takibin durdurulduğu, davacı tarafça yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığı, davacının herhangi bir para alacağı/sıra cetveline kayıt talebi bulunmadığından eldeki davanın sıra cetveline itiraz davası olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Aksinin düşünülmesi halinde dahi yukarıda açıklandığı üzere, dava tarihi gözetildiğinde davaya bakma görevi Tüketici Mahkemeleri’nindir.
Bu durumda, öncelikle davanın sıra cetveline itiraz davası mahiyetinde olmadığı, aksi düşünülse dahi davacının tüketici olduğu, eldeki davanın mutlak ya da nispi ticari dava olmadığı, alacağın dayandığı hukuksal ilişki gözetildiğinde Tüketici Mahkemelerinin davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizce davanın usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1- Davanın görev dava şartı yönünden usulden reddi ile Mahkememizin GÖREVSİZ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi halde HMK’nun 20/1 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2- Yargılama giderleri ve harç konusunun görevli ve yetkili Mahkemece karara bağlanmasına,
3-Ankara 6. Tüketici Mahkemesi’nce daha önce görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ile görevli Mahkemenin belirlenmesi açısından dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022