Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/858 E. 2021/806 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/858
KARAR NO : 2021/806

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
K.YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili 05.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, dava dışı “… Kimya A.Ş”.’ nin inşaat işini ihale ile alarak, “… Çayırhan Sodyum Sülfat Tesisleri için Çelik Konstrüksiyon İmalat ve Montaj İşleri”ni 21.06.2016 tarihli sözleşme ile müvekkil şirkete yaptırdığını, müvekkil şirketin sözleşmeye göre üstlendiği işleri, zamanında bitirdiğini, davalının bu işin karşılığında müvekkiline 189.506,42.-TL ödemesi gerekirken ödeme yapmadığını, davalı şirket hakkında Ankara … Müdürlüğü’nde … Esas sayılı ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptali davası açıldığını, Müvekkil şirket ile davalı arasında 21.06.2016 tarihli sözleşmeye dayalı ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin sözleşme gereği yüklendiği işi tam ve eksiksiz olarak zamanında yerine getirerek geçici kabul yapılması için davalıyı şifahi olarak davet ettiğini, davalının davete icabet etmemesi üzerine 24.01.2017 tarihinde yazılı olarak geçici kabul için davette bulunduğunu, davalı … ile davacı arasındaki sözleşmenin 16. maddesinde, ”… montaj işleri bitince …’e başvuru yapılacaktır. … en çok bir ay içerisinde kabul heyeti oluşturacak, tesisin geçici kabulünü yapacaktır.” ibaresinin yer aldığını, …’ in mazeret belirtmeksizin heyet oluşturmaktan ve geçici kabulü imzadan lmtina ettiğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, müvekkilinin işi bitirmesine rağmen alacağın ifasından kaçınılması sebebiyle mağdur edildiğini, davalı … yetkilisi (proje ve Saha Yönetim direktörü) … tarafından müvekkil şirket yetkililerine 08.06.2017 tarihinde gönderilen elektronik postada; “işin yürütülmesinden dolayı gösterdiğiniz gayretten ötürü teşekkür ederek, …’ e Güvenilirlik Testi Sonucunda bu işleri de kapsayan hakkedişimizi de yaptık, bize ödeme yapılır yapılmaz hiç beklemeden ödeme yapılacaktır.” Müvekkil şirket yetkilisi …’ davalı borçlu şirket Genel Müdürü … tarafından 19.07.2017 tarihinde gönderilen e- postada; “… ile ilgili ödemeyi, …’ den montaj bitimi hak edişimizi alır almaz yapacağız.” denildiğini, müvekkile eksiksiz ve zamanında teslim ettiği işin karşılığının ödenmediğini, davalı (yüklenici) firmanın, alt yüklenici olan müvekkilinin, sözleşme kapsamında yaptığı montaj işi için asıl iş sahibi dava dışı …den hak ediş aldığını, müvekkile ödeme yapmamak için aylar sonra noter kanalıyla müvekkili ihtar ederek “geçici kabul eksiklerinin tamamlanmasını istediğini,” müvekkile ödeme yapmayarak işlerin eksik olduğunu bahane ettiğini, iyi niyetli olmadığını, müvekkilin davalıya keşide ettiği tüm faturaları kabul ederek muhasebeleştirdiğini, müvekkil şirketin sözleşme kapsamında davalı için yapmış olduğu işlerin, asıl iş sahibi ve dava dışı olan … Kimya A.Ş. tarafından 08.06.2017 tarihinde “Geçici Kabul” ünün yapılarak davalıya ödemenin yapıldığını, müvekkilin yüklenmiş ve yapmış olduğu işleri de kapsadığını, davalının iddia ettiği gibi eksiklik varsa, dava dışı … tarafından yapılmış Performans Testinin tamamlanarak, projenin teslim edildiğini, davalı şirketçe ödeme takibine yapılan itirazın kötü niyetten başka bir şey olmadığını, öne sürerek; Davalının Ankara … Müd. … E sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline icra takibinin devamına, davalının alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili 10/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde ; Usul yönünden, müvekkilinin ikametinin Sincan ilçesinde olduğunu, yetkili İcra Dairesi ve Mahkemenin Batı- Sincan yargı mercileri olduğunu yetki yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esas yönünden, müvekkilinin yapımını üstlendiği … Çayırhan Sodyum Sülfat Tesislerinin Akışkan Yataklı Kazan yapımı Projesi’nin Çelik Konstrüksiyon İmalat ve montaj işleri ile Mekanik Montaj İşlerini davacının alt taşeron sıfatıyla yürüttüğünü, yapılan sözleşme gereği davacının yaptığı imalat ve montajlar ile ilgili belli aşamalarda hakedişler düzenlendiğini, onaylanan hakedişler için kesilen faturalara gereği kısım kısım ödemeler gerçekleştirildiğini, son aşamaya gelindiğinde sözleşmenin 4. maddesi gereğince geçici kabul prosedürünün yerine getirilmesi, 5. maddesi gereğince eksik belgelerin tamamlanması geçici kabulde eksik kalmadığının müvekkili işverence belirlenmesi halinde kesin kabul teminatının teslimi gerektiğini, davacı tarafın bu prosedürü tamamlamadan, eksikleri gidermeden bakiye alacakları için icra takibi başlattığını, gerekli itirazda bulunulduğunu, Ankara …. Noterliğinin 20.09.2017 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesini keşide ederek bu eksikliklerin tamamlanması amacıyla 02.10.2017 günü davacıyı geçici kabule davet ettiğini, davacının çağrıya uymadığını, eski tarihli ve tek taraflı tutulmuş bir montaj tutanağını, geçici kabul belgesi gibi vasıflandırmaya çalışarak ayrıca bir geçici kabule ihtiyaç bulunmadığı iddiasıyla eksik belgelerini tamamlamadığı, kesin kabul teminatını vermeyerek ihtilafı sürdürdüğünü, Davacı tarafça bitirildiği iddia edilen imalat ve montajların bakiye bedelinin ödenmemesinden işveren müvekkilinin temerrüde düştüğü alacağın muaccel olduğu iddialarının taraflar arasındaki sözleşme dikkate alındığında hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, Geçici kabul tutanağı yapılmadığı için herhangi bir eksiklik bulunup bulunmadığının bilinmediğini, sözleşme gereği verilmesi gereken işin tutarının kadar kesin kabul teminatı ile ilgili ödeme yapılmadığı veya teminat mektubu verilmemiş olduğundan dava konusu edilen bedelin sözleşmeden doğan kesin kabule kadar tutulması gerekli teminat mahiyetinde müvekkilinin yedinde kalması gerektiğini, bu meblağın sözleşme gereği kesin kabul yapılması halinde serbest kalacağından ve kesin kabul işlemi yapılmamış olduğundan muaccel olmuş bu alacaktan bahsedilmesinin yasal olarak imkansız olduğunu muaccel olmamış bir alacak için başlatılan icra takibi ve huzurdaki itirazın kaldırılması talebi usulsüz ve kötü niyetli olduğunu savunarak davanın yetki nedeniyle reddine, davanın esastan da reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH :
Davacı vekilinin 23.10.2019 kayıt tarihli ıslah dilekçesinde özetle;-Neticeye ilişkin alacak talebimiz aynı tutardan devam etmekle beraber aynı davada … A.ş. Alt Taşeronluk Sözleşmesi’ni de dava nedeni olarak ileri sürdüklerini belirtmiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davalı yanın icra takip dosyasında İcra Md. Yetkisine itiraz etmiş olmakla öncelikle usulüne uygun yetkili icra Md. Takip yapılıp yapılmadığı hususunun uyuşmazlık konusu olduğu, taraflar arasında eser/alt taşeron sözleşmesinin olduğu tarafların kabulünde olup davacı taşeronun alacağının muaccel olup olmadığı ve miktarının uyuşmazlık konusu olduğu anlaşılmıştır.
Ankara … Müdürlüğünün … E, sayılı icra dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının davacı …. olduğu takip borçlusunun davalı …. olduğu; 189.506,42 TL asıl alacak, 1.283,71 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 190.790,13 TL alacak için 07/08/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 24/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 25/08/2017 tarihinde icra takibine, borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itirazı sonucu icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi raporlarında; Bakırköy …. Ticaret Mahkemesince (talimat) alınan bilirkişi raporunda özetle; “İncelenen davacı tarafa ait 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği ve davacı yanının 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, Davacı … Çelik Yapı Tic. A.Ş.” nin icra takip tarihi olan 07.08.2017 tarihi itibariyle davalı ….” den 189.506,42.-TL cari hesap alacağının bulunduğu, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerin değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; Tarafların muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ve birbirini teyit eden ticari defter kayıtlarına göre; icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 189.506,32 TL alacaklı olduğunu, Dosya içeriğindeki belgelere göre, davacının her iki sözleşme kapsamında yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğinin ve sözleşme bedellerine hak kazandığının kabulü gerekeceğini, ancak, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında sözleşme bedellerinin %10’u kadar garanti süresi için verilmesi gereken teminatların davacı yan tarafından davalıya verilmediğini, davacının iş bu teminatları talep edebileceği tarihlerin de icra takip tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında toplam (83.998,17 + 72.865,42) 156.863,59 TL olan teminat bedellerinin davacı alacağından mahsubu gerektiği ve davacının icra takip tarihi itibariyle muaccel hale gelen alacağının (189.506,32 – 156.863,59: 32.647,73 TL olduğunu, davacının alacağından … Çayırhan işi için mahsup edilen 83.998,17 TL’lik tutarı 12.10.2018 tarihinden sonra, alacağından … Lüleburgaz işi için mahsup edilen 72.865,42 TL’lik tutarı da 28/07/2019 tarihinden sonra talep edebileceği elirtmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamı ve delil durumuna uygun olup, hükme esas alınmıştır.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alımından kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle, düzenlenen faturaya dayalı alacağa yönelik yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine İ.İ.K.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Hukukunda kural olarak her dava, dava tarihindeki durum ve koşullara göre karara bağlanır. Ancak itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardan olduğundan tarafların alacak borç durumu ve haklılık durumu icra takip tarihi itibariyle tespit edilir (Yargıtay 19. HD.11/11/2015 tarih, 2015/5365 Esas, 2015/14528 K.; 14.11.2019 tarih, 2017/4726 E, 2019/5144 K,).
Davaya konu alacak bakımından ispat yükü davacı tarafta olmakla birlikte ticari davalarda, ya da iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatlanmalıdır. Ticari defterler kesin delillerdendir. Davacıda dava dilekçesinde ticari defterlere dayanmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2018 tarih, …. karar sayılı ilamına göre Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir.Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır….” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin …. Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların ticari defter kayıtları, icra dosyası, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davacı şirket ile davalı şirket arasında önceye dayalı ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki çerçevesinde davacı şirketin davalıya hizmet sunduğu ve faturalar düzenlediği, davacı şirket tarafından hizmetin davalı şirkete verildiği, ancak davalının fatura bedelinden kaynaklanan borcun zamanında ödenmemesi üzerine davacı şirketin Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığı, davalı borçlunun borcunun bulunmadığını belirterek borca, fer’ilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmek suretiyle takibin durmasına sebebiyet verdiği, alacaklının ise icra takibine konu 21/06/2016 tarihli sözleşmeye dayalı borçlunun itirazının iptali yönünde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan davacı ve davalı firma ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarının usûl ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle;tarafların muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ve birbirini teyit eden ticari defter kayıtlarına göre; icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 189.506,32 TL alacaklı olduğu davacının her iki sözleşme kapsamında yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğinin ve sözleşme bedellerine hak kazandığının kabulü gerekeceğini, ancak, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında sözleşme bedellerinin %10’u kadar garanti süresi için verilmesi gereken teminatların davacı tarafından davalıya verilmediği, davacının iş bu teminatları talep edebileceği tarihlerin de icra takip tarihinden sonra olduğu ve toplam (83.998,17 + 72.865,42) 156.863,59 TL olan teminat bedellerinin davacı alacağından mahsubu gerekmekle davacının icra takip tarihi itibariyle muaccel hale gelen alacağının (189.506,32 – 156.863,59: 32.647,73 TL olduğu, davalının borca itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; davalının Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 32.647,73 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına; asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi alacak likit olmadığı ve yargılama gerektirdiğinden davalı tarafın kötü niyet tazminat talebi ise de davacının kısmen de olsa haklı olduğu ve kötüniyeti bulunduğu kanıtlanamadığı anlaşılmakla yasal koşullar oluşmadığından ayrı ayrı reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Anlatılan nedenlerle;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 32.647,73 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi alacak likit olmadığı ve yargılama gerektirdiğinden davalı tarafın kötü niyet tazminat talebi ise de yasal koşullar oluşmadığından ayrı ayrı REDDİNE,
Davalı vekilinin tevdi mahalli taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 2.230,17 TL harçtan peşin alınan 3.258,22 TL ‘den düşümü ile fazla alınan 1.028,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 2.230,17 TL peşin ve 31,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 18.973,53 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat-müzekkere masrafı: 856,20 TL, bilirkişi ücreti:2.850,00 TL ve Vekalet Harcı: 4,60 TL olmak üzere toplam 3.710,80 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 630,84TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
Dair, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]