Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/856 E. 2023/561 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/856 Esas – 2023/561
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/856
KARAR NO : 2023/561

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
K.YAZIM TARİHİ : 25/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’in tüp bebek yapmak amacı ile …’ne başvurduğunu ve müvekkilleri ile aynı hastaneye bağlı olarak çalışan Doktor … …’in ilgilendiğini, müvekkili hamile kaldıktan sonra doktor … …artık başka bir doktora gidebileceklerini müvekkiline söylediğini, bunun üzerine müvekkili …, ikiz gebeliğinin takibi amacı ile … …’ne başvurduğunu, …’ da müvekkiline ikili tarama testi yaptırıldığını, ve ikili tarama testi sonucunda … Önerildiğini, müvekkili ise … Önerilince tedirgin olduğunu, tekrardan doktor … …’e gittiğini, doktor … …ise müvekkilini alanında uzman olan (perinatolog- yüksek riskli gebelik uzmanı) ve …’ne bağlı olarak çalışan Doktor …’e yönlendirdiğini, doktor …, müvekkilinin takiplerini kendi kliniği olan …’nde yaptığını, doktor, …’da yapılan testlerin sonuçlarının saçma olduğunu, ikiz gebelikte tarama testlerinin bir öneminin bulunmadığını söylemiş ve hatta müvekkiline üçlü tarama testi yaptırmadığını, doktor bebekte herhangi bir problem olmadığını, sağlıklı bir bebeğin dünyaya geleceğini söylemiş ve müvekkiline … Önermediğini, hatta açıkça … yaptırmaktan vazgeçirdiğini, doktor … müvekkilini ayrıntılı ultrasona soktuğunu, sonuçlarında gayet normal olduğu bilgisini müvekkiline verdiğini, 30.haftaya kadar her şeyin normal olduğunu söyleyen Doktor …, … sonuçlarında grafiğin farklı çıktığını söylemeye başladığını, sonrasında yurtdışına çıkacağını beyan etmiş ve müvekkilinin takiplerini tekrar Doktor … …’e devrettiğini, doktorun yapması gereken tarama testleri ve ultrason görüntüleri neticesinde tarama testlerinin her zaman kesin ve doğru sonuç vermeyeceği bilgisini ve riskten kaynaklı olarak müvekkillerini bilgilendirmek ve de … Önermek olduğunu, ancak olayda doktor … müvekkillerini bilgilendirmediğini, … Önermemiş ve hatta …’da … Önerilmesinin yanlış olduğuna müvekkillerini inandırdığını, doktorların genellikle ileride herhangi bir sorumluluklarının doğmaması açısından sabit bir şekilde … Önerdiğini kayıtlarına yazdıklarını, ancak olayda Doktor … müvekkilinin tarama testlerinin sonuçlarını incelediğini, müvekkiline ayrıntılı utrason yaptığını ve müvekkillerine küçüğün down sendromlu olduğunun bilgisini vermediğini, … önermediğini, böyle bir kayıt mevcut ise de geçerli bir bilgilendirme olmadığını, müvekkilleri küçüğün down sendromlu olarak doğduğunu doğumdan sonra öğrendiklerini, günümüzde down sendromunun kolaylıkla tespit edilebilmesi göz önünde bulundurulduğunda doktor down sendromunu tespit edebilecekken edememiş ve bu minvalde sorumluğunun doğduğunu, doktorun tarama testlerinin kesin tanı için yetersiz olduğu hususunda, amniyosentezin ne olduğu ve sonuçları hakkında aileyi bilgilendirmemiş ve bu minvalde sorumluluğunun doğduğunu, bilgilendirmenin ise müvekkillerince … istenmediğine dair el yazılı ve imzalı belge ile yapılması gerektiğini, dava dilekçelerine ek olarak aynı minvalde açılan – davaya ilişkin bilirkişi raporları ve emsal karar sunulduğunu, yapılacak olan yargılamada emsal dosyada verilen kararın da göz önünde bulundurulması gerektiğini, açıklanan ve mahkemece resen göz önüne alınacak sebeplerden dolayı tabibin mesleki faaliyeti nedenıyle verdiği zararlara bağlı olarak müvekkili … … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL olmak üzere toplamda 225.000,00TL manevi tazminatın ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL (… için 400,00-TL, … … için 300,00-TL, … için 300,00-TL) maddi tazminatın fiilin gerçekleşmesinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesine göre; genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, hekim ile hasta arasında vekâlet akdinin varlığının kabul edilmesi halinde de HMK 10. maddesine göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğini, şirketin merkezini …olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, tedavi sürecinde sigortalı hekime yüklenebilecek herhangi bir kusur ya da özen eksikliği bulunmadığını, hastanın, daha önce geçirmiş olduğu rahatsızlıklar ve tedavi sürecine ilişkin (…) …kayıtları, sonrasında Tüp bebek tedavisi için başvurduğu … kayıtları, …’den celp edilecek kayıtlara ilişkin beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, davacı … …’in, tüp bebek tedavisi için …’ne başvurduğunu, işbu hastaneye bağlı olarak çalışan Prof. Dr. … …’e ise kadın doğum uzmanı meslektaşı tarafından, çocuk sahibi olma olasılığı neredeyse yok denecek kadar az olması sebebiyle yönlendirildiğini, davacının içinde bulunduğu gebelik haftasına uygun takipleri özenle ve tüm ihtimaller gözetilerek gerçekleştirildiğini, sezaryan endikasyonu olan doğum miyadında gerçekleştiğini, gebelik sırasındaki tetkiklerde down sendromuna eşlik eden hiçbir bulgu tespit edilmediğini, ancak doğumdan 15 gün sonra yüzde farklılık sebebi ile test yapıldığını, davacı down senoromu tespitinden sonra dahi sigortalı hekimden hizmet almaya devam ettiğini, down sendromu hastalık değil, genetik bir farklılık olduğunu, davacı tarafın, tespit edilemediği iddiasını taşıyan anomalilerin, sigortalı Dr. …’in dâhil olduğu (09.09.2013 tarihinde 12 haftalık gebelik, 16, 20 ve 22.hafta) bu devrede; Down sendromu tarama testi olarak rutin yapılan ense kalınlığı, burun kemiği, ductus venosus ölçümlerinin yapıldığı ultraşorn ölçümlerinin her iki bebek için de yapıldığı ve her iki bebek için de tüm bulgular normal olarak değerlendirilerek, bebeklerde olumsuz bir bulgu saptanmadığını, davacıya kesin tanının ancak … yapılarak anlaşılabileceği ve bu yöntemin tüm riskleriyle anlatılması karşısında, çok zor elde edilmiş söz konusu gebeliği, davacının düşük risk nedeniyle kaybetmemek için risk alarak amniyosentezi istemediğini, bu hususlarda aydınlatılmış onam ve bilgi formunu kendi bilgisi ve iradesiyle imzaladığını, bebeğin doğduğu anda yapılan kardon kanı kan gazı değerleri … olarak rapor edildiğini, buda bebeğin iyl şartlarda doğduğu ve doğumda serebral palsi olmadığının ispatı olduğunu, davacının gebelik süresince tüm ultrason ve tetkiklerinde değerlerinin normal sınırlarında kaydedildiğini, yine . … tarafından bebekten kan örneği alınarak, dağumdan ancak 15 gün sonra kan tahlili sonuçları ite kesin olarak down sendromu teşhisi konulabildiğini, doğum sonrası Down sendromu gündeme geldikten sonra dahi, davacının Dr….’e hiçbir şikayet dile getirmeden, durumu anlayarak kontrollerine devam ettiği, hususları dikkate alındığında; Davacınını gebelik takibinde güncel tıp kurallarına uygun olarak yapılması gereken tüm takip ve tetkiklerin yapıldığını, herhangi bir tıbbi uygulama hatası ya da özensizliği bulunmadığını, dosya kapsamında sunulan ve ilgili yerlerden celp edilecek hasta kayıtları ile anlaşılacağını, bu nedenle haksız yere ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle HMK gereği yetki itirazlarının kabulü ile …mahkemelerinin yetkill olduğu kararı verilmesine, olguda tıbbi uygulama hatası bulunmadığının tespiti açısından, deliller toplandıktan sonra perinatoloji uzmanı bilirkişilere incelemesi yaptırılmasına, tıbbi uygulama hatası ve atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından davanır reddine, yargılama giderleri ile ücretl vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil- İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacısı, davalısı, iddia edilen olayın olduğu yer ve esas sözleşmenin kurulduğu hastane ve doktorunun ayrıca sigorta poliçesinin düzenlendiği yerin …olduğu bir durumda, sadece davacı vekilinin adresinin … ‘da olması sebebiyle kolaylık sağlasın diye … ‘da açıldığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde “Genel Yetkili Mahkeme” düzenlenmiş olup, buna göre; genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, poliçeye bakıldığında açık ve net görüleceği üzere …olduğunu, hekim ile hasta arasında vekâlet akdinin varlığının kabul edilmesi halinde de HMK 10. maddesinde yer alan “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” düzenlemesine bakılması gerektiğini, buna göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğini, Dr…. …tarafından gerçekleştirilen doğum tam vaktinde olup, doğum sonrası takipte de aynı özenin gösterildiğini, tıbbi literatürde down sendromunun tanı sürecine ilişkin tespit ve yöntemin davaya konu olgunun tarihine ve mevcut şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın, tespit edilemediği iddiasını taşıyan anomalilerin, sigortalı müvekkil Dr. …”in dâhil olduğu (09.09.2013 tarihinde 12 baftalık gebelik, 16, 20 ve 22.hafta) bu devrede tespit edilmesi için; Down sendromu tarama testl olarak rutin yapılan ense kalınlığı, burun kemiği, ductus venosus ölçümlerinin yapıldığı ultrasaon ölçümlerinin her iki bebek için de yapıldığı ve her iki bebek için de tüm bulgular normal olarak değerlendirilerek, bebeklerde olumsuz bir bulgu saptanmadığını, davacıya kesin tanının arıcak … yapılarak anlaşılabileceği ve bu yöntemin müvekkili hekim tarafından tüm riskleriyle anlatılması karşısında, çok zor elde edilmiş söz konusu gebeliği, davacının düşük riski nedeniyle kaybetmemek için risk alarak amniyosentezi istemediğini, bu hususlarda aydınlatılmış onam ve bilgi formunu kendi bilgisi ve iradesiyle imzaladığını, doğum sonrası down sendromu gündeme geldikten sonra dahi, davacının müvekkili Dr. …’e hiçbir şikâyet dile getirmeden, durumu anlayarak kontrollerine devam ettiğini, davacının gebelik süresince tüm ultrason ve tetkiklerinde değerlerinin normal sınırlarda kaydedildiğini, öyle ki bebeğin doğumundan ancak 15 gün sonra yüz görünümünde farklılığın olduğu gözlemlenerek durumdan şüphelenildiğini, bu nedenle yine müvekkili hekim … tarafından 20.02.2014 tarihinde bebekten kan örneği almarak, 01.03.2014 te kan tahlili sonuçlarında kesin olarak down sendromu teşhisi konulabildiği hususları gözetildiğinde; Davacının gebelik takibinde güncel tıp kurallarına uygun olarak yapılması gereken tüm takip ve tetkiklerin yapıldığını, müvekkili Dr. …’in herhangi bir tıbbi uygulama hatası ya da özensizliği bulunmadığı dosya kapsamında sunulan ve ilgili yerlerden celp edilecek hasta kayıtları ile anlaşılacağını, bu nedenle müvekkili hekime atfı kabil kusur bulunmadığından, tıbbi uygulama hatasından bahisle haksız yere ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle, Feri müdahil olarak davalı yanında davaya katılma… kabulüne, HMK gereği yetki itirazlarının kabulü ile …Mahkemelerinin yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmesine, olguda tıbbi uygulama hatası bulunmadığının tespiti açısından, deliller toplandıktan sonra uzman bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK md.69 uyarınca müvekkil hekim hakkında hüküm kurulmamasına, olguda tıbbi uygulama hatası bulunmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ile üçreti vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davadaki uyuşmazlığın: Davalı yanın yetki itirazının süresinde olup olmadığı mahkememizin yetkili olup olmadığı, davacı … …’in gebelik sürecinde takip eden hekim …’in zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin davalı axa sigorta tarafından yapıldığı hususlarının tarafların kabulünde olup, doğan bebekle ilgili gebelik takibi nedeni ile sigortalı hekimin kusurlu olup olmadığı, iddiaların teminat kapsamında olup olmadığı, varsa davacının zararı ve miktarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Tarafların göstermiş oldukları delilleri toplanılmış; Tarafların ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağı, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin tüm evraklar, Sigorta Poliçe örneği, … dosyası örneği dosya içerisine kazandırılmış, … kusur raporu, aktüerya bilirkişiden hesaplama raporu dosyaya alınmıştır.
Mahkememizce alınan 06/02/2019 tarihli duruşmada davacı tanığı … “Davacı … … ablamdır, … da yiğenimdir. Davacı ablam … … 2006 yılında evlenmişti, uzun süre normal yolla çocukları olmadı, bu süreçte tedavi gördüler, sonunda … Bey diye bir doktor ile tüp bebek işlemi gördü ve hamilelik işlemi başlangıcında … Hastanesinde takip edilmeye başladı, … Hastanesindeki doktor bir sıkıntı olduğunu, ikili üçlü diye tabir edilen ayrıca … olarak tabir edilen testlerin yapılması gerektiğini söyledi, ablam da telaşa kapıldı ve …’da bulunan … Bey’e durumu aktardı. … Bey de kendisi ile birlikte çalışan … Bey isimli riskli gebelik uzmanına yönlendirdi. Ablam beni aradı, … Bey’in kendisine tetkikler yaptığını, durumun iyi olduğunu bildirdiğini, … Hastanesinde söylenildiği gibi bir araştırma yapılmasına gerek olmadığını, o sonuçlara itibar etmemesi gerektiğini bildirdiklerini söyledi. Ultrason vs ile araştırıldı ama … Hastanesinde söylenen tetkikler yapılmasına gerek olmadığını bu şekilde ablam bana söyledi. Böyle hamilelik bir süre devam etti, ablam zaten sürekli doktora gidiyordu, bana aktardığına göre doktor … Beyin yurt dışında olduğu bir dönemde bir iki gün içinde doğum yapılmasına yönelik karar alındığını, ablamın söylediğine göre doktor çocuklarla ilgili bir sıkıntı olduğunu söyleyip doğum kararı alınmış, erken doğum olduğu için iki çocuk da küveze alındı. İki kız çocuğu olarak doğdular, babaları olan davacı eniştem çocuklara bakarken farklı bir durum olduğunu fark edip doktorlara söylemiş. Bu yolla çocuklardan birinin Down sendromlu olduğu fark edildi. Daha sonrasında aynı çocuğun bir kolunu ve bir bacağını iyi kullanamadığı 1 yaşındayken fark edildi. Oksijensiz kalmaya bağlı olduğunu söylediler ancak doğumdan önce mi sonrasında mı anlaşılamadı. Beyni de bu şekilde hasarlı, şu anda 5 yaşındalar, yürüyemiyor, tek kolunu kullanamıyor, basit bir iki kelime dışında konuşamıyor, sürekli annesinin bakımına muhtaç, tedaviye muhtaç bir şekilde yaşıyor, halen de evde kalıyor, diğer ikizi gayet sağlıklı dedi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…. Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 14/02/2019 tarihli davacı tanığı … “Davacının gebeliğinin başından sonuna kadar yaşanan süreçte yanındaydım, Tüp Bebek olduktan sonra doktor … şüphelendi ve ambiyo sıvısı istedi, tüp bebek doğumu yapan doktor … …’e fikir için sordu, o da davacıya …’e yönlendirdi, … bey de bu konuda işinin ehli olduğunu, …, ultrason sonuçlarını aldı ve doktorun istediği ambiyo sıvısının alınmasına gerek olmadığını, …’ın istediği tetkikleri yırtıp atın dedi, bunlara gerek yok dedi, bu beyan üzerinde … …, … ile tedaviye devam etmeye karar verdi, 34. Haftaya kadar devam etti, sonra … yurt dışına gitti ve davacıyı eski tüp bebek yapan doktoruna emanet etti, o doktor da çocuğun gelişiminin zayıf kaldığını ve bir an önce doğumun gerçekleşmesi gerektiğini söyledi, çocuklar doğdu ve hastanede çocuk doğduğunda dovn sendromlu olduğu anlaşılmadı, çocuğun down sendromlu doğması ve serablel palsi olması çocuğun içerde oksijensiz kalmasından kaynaklı olduğunu söyledi. Çocuğun doğumundaki hastalıklarından dolayı ihmaller olduğunu düşünmekteyim, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 14/02/2019 tarihli davacı tanığı … “… hanım benim iş arkadaşımdır, kendisini tanığıdımda daha hamileliğinin başındaydı, tüp bebek tedavisi görüyordu, hamileliğini … bey takip ediyordu, bebeğin kalp atışlarında sorunlar görünce kendisine bu bilgiyi veriyor ve davacı da tüp bebek tedavisi uygulayan … beye durumu anlattı, … bey da arkadaşı riskli gebelik uzmanı …’e yönlendirdi, … bey de endişelenecek hiç bir şey olmadığını, önceki doktor tarafından yapılması istenen ambiyo sentez testini yaptırmasına gerek olmadığını, kendi ailesinden birinin bu durumda olması halinde yırtıp atacağını söylediğini, ardından haftalarca … beyin kontrolünde devam etti, 30-32. Hafta arasında … denilen bir gebelik testine girdi, bebeğin kilo artışı ve kalp ritminde sıkıntı olduğu ortaya çıktı, 34. Haftaya yakın … bey yurt dışına çıkıcağından hastayı … beye yönlendirdi, daha sonra … bey davacının durumundan endişelenip erken doğuma aldı, bebeklerin ikisi de küvezde kaldı. Doğum anında hastanede çocuğun down sendromlu olduğunu kimse anlamadı, çocuğun babasının farketmesi üzerine anlaşıldı. Benim kanaatim daha erken bu durum farkedilebilir ve önlem alınabilirdi diye düşünmekteyim, … bey riskli gebelik uzmanı ve bu kadar büyük emareleri görememiştir, bir ailenin hayatını mafetmiştir. Down sendromlu bebek aynı zamanda Sereblal hastalığına da yaklaşık 1,5 yaşında yakalanmıştır, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 04/04/2019 tarihli davalı tanığı … …”Davacı … …’i çocuklarının olmadığı müracaatıyla çalışmış olduğum hastaneye gelmesi sebebiyle tanırım. Hastayı muayene sonrasında normal yolla hamile kalmasının imkansız olduğunu, zira tüplerinin kapalı olduğunu bildirerek tüp bebek merkezine yönlendirdim. Davacının ikameti sebebiyle …’ne gitmesini tavsiye ettim. Bu arada davacı tüp bebek merkezine gidip hamile kaldıktan sonra tekrar bana geldi. Davacı tüp bebek yöntemiyle ikiz çocuğa gebe kalmıştır. Gebeliğin 12. Haftasına kadar kendisinin takibini ben yaptım. Davacının 12. Haftaya kadarki olan muayene ve tetkiklerinde her şey normaldi davacının ikili tarama testini yaptırmıştım. Tarama testi normal çıkmıştı. Ancak davacının tüp bebek yöntemiyle hamile kalması ve yaşının doğum zamanında 35 yukarısı olması sebebiyle … dediğimiz düşük riski de içeren rahim içerisinden sıvı alınmasını ve bebeğin kromozomlarına bakılmasını önerdim. Yine ikiz gebelik olduğu için bu işlemin 2 sefer yapılması gerektiğini, bu yüzden de riskin iki katına çıkacağını söylemiştim. Hastanın ultrasonografik bulguları da normaldi. Esasen hasta takibinde herhangi bir riskli durum bulunmuyordu, sadece hastanın tüp bebek yöntemiyle hamile kalmış olması ve doğum sırasında 35 yaşında olması sebebiyle … yapılmasının iyi olacağını tavsiye ettim. Bu arada … işleminin düşük riskini taşıdığını, bir daha hamile kalıp kalmaması noktasında da riskinin bulunduğunu kendisine önerdim. Hasta benim önerimi kabul etmemiş olacak ki tekrar bana muayene olmak için gelmedi. Tarama testleri riski tespit etmek amaçlı olarak yaptırılır ancak kesin teşhis sonucunu vermez. Ayrıca ikiz gebelikte tarama testinin değeri daha düşüktür. … için esas referans tarama testi riskinin yüksek çıkmasıdır. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
..Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 04/04/2019 tarihli davalı tanığı …”Davacı … …’i tüp bebek yöntemiyle hamile kalmak istediği için hastanemize gelip bize müracaat etmesi üzerine tanırım. 2011 yılında Dr. … tarafından gebe kalamama teşhisiyle bize gönderilmiştir. Yaklaşık 2 yıllık tedavi süreciyle 2013 yılında hastamız ikiz bebeklere gebe kalmıştır. Hastanın gebe kalmasından sonrasında benim uzmanlık alanıma girmediği için ve hastanın gebelik takibi için ilk gitmiş olduğu doktora giderek takibinin yapılmasını öneriyoruz. Hastayı doktor … Bey’e yönlendirerek takibinin yapılmasını önerdim. Hasta bu sırada 7 ya da 8. Hafta gebeliğindeydi. Hasta 4 hafta sonra tekrar bana geldi. … hastanesindeki … uygulanması ihtimalini önermişler. Düşük riski olduğunu, gebeliğin sonlanabileceğinin, tekrar hamile kalamama riski taşıdığını söylemişler. Hasta …’daki hastaneye ve doktorlara güvenemiyorum, … işleminin yapılmasını istemiyorum, çünkü bu işlem sonucunda gebeliğimi kaybetme riskim varmış bu konuda bana yol gösterip yardımcı olabilir misiniz ? dedi. Hastaya … uygulanması halinde düşük riskinin bulunduğunu, iki yıllık tedavi yöntemiyle zor gebelik elde edildiğini, düşük halinde ikinci bir tüp bebek yöntemi ile gebe kalmasının gerçekleşip gerçekleşmemesinin kesin olmadığını kendisine ifade ettim. Ben de alanımın üreme tıbbı olduğunu, riskli gebelik konusunda uzman Dr. …’e giderek takiplerinin yapılmasının daha doğru olacağını önerdim. … yapılıp yapılmaması konularını riskli gebelik uzmanına danışarak tedaviye devam etmesinin daha doğru olacağını kendisine ve ailesine söyledim. Hasta Dr. …’e gitti ve takibe başladı. Hasta gebeliğinin 34. Haftasında Dr. … Bey’in 1 haftalık yurtdışında bir konferansa gitmesi sebebiyle tekrar bana geldi. Hastayı 1 hafta boyunca takip ettim. Muayene bulguları sonucu anne karnındaki bebeklerin anne karnında kalmaktansa doğumunun gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı kanaatine vardım. Hastayı ve ailesini bu noktada bilgilendirdim. Hastanın ve ailesinin bilgileri ve onayları dahilinde hastayı sezeryan doğuma aldım. Doğum gerçekleşti. Doğum esnasında herhangi bir anormallik yoktu. Erken doğum olduğu için bebekler yeni doğan bölümüne alındılar. Benim bilgim ve görgüm bu yöndedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 12/01/2023 tarihli tanık beyanında tanık … “Ben kadın doğum uzmanı olarak görev yapmaktayım. Davacı … … Dr. …’a hamile kalmak ve çocuk sahibi olmak isteği ile müracaat etmiş, Dr. … da tüp bebek uzmanı olmam nedeni ile … …’i bana yönlendirmiş, … Hanım bu nedenle bana müracaat etti. Ben de iki yıllık bir çalışmanın ardından tüp bebek yolu ile davacı … …’in hamile kalmasını sağladım. Bundan sonra takiplerini doktoru …’ın yapacağını söyledim. Kendisi de asıl doktoru …’ın kontrolünde hamilelik dönemini geçirmekteydi. Bu arada yeniden bana gelip doktoru …’ın aminiyosentez testi önerdiğini ancak aminiyosentez testinin risklerini bilmesi ve düşük yapma ihtimalinin ve yeniden hamile kalamama ihtimalinden endişesi olduğu için testi yaptırmaktan korktuğunu söyledi. Ben de perinatoloji uzmanı arkadaşım …’e yönlendirdim. …’in yapmış olduğu tetkikler neticesinde çocuğun sağlıklı olduğu görülmekte ise de tam net sonuçlar ancak … testi ile ortaya çıkabilmektedir. Bildiğim kadarıyla … testi yaptırılmadığı için çocuğun down sendromlu olacağını önceden tespit edilmesi mümkün değildir. Ben doktor …’in takibi aşamasında muayene yerinde bulunmadığım için doktor …’in davacıları aydınlatıp aydınlatmadığını bilmem mümkün değildir. Ben … …’ın aminiyosentez testini neden önerdiğini bilmiyordum. Dava açıldıktan sonra ikili tarama testinde risk artışı olduğunu gördüğü için önerdiğini öğrendim. Ben … Hanım’ın bana müracaat ettiğinde aminiyosentez testinden dolayı endişeli olmasından kaynaklı olarak aminiyosentez testi ile ilgili bilgi sahibi olduğu kanaatine ulaştım. … Bey’in yurt dışında olması nedeni ile ricası üzerine … Hanım’ın bir kontrolünü ben yapmıştım. Yaptığım kontrolde bebeklerden birisinin suyunun azalmakta olduğunu tespit ettim. Bunun üzerine kalp trasesini takip ettim. Risk durumu bulunduğunu anladım. Bu nedenle erken doğuma aldım. Erken doğum olmaması durumunda bebeğin kaybına kadar gidebilecek bir süreç yaşanabilirdi. Bu durum … Bey’in daha önceki takiplerinde bulunmamaktaydı. Benim kontrol ettiğim takipte ortaya çıktı. Bu durum birkaç gün içinde bile olabilecek bir durumdur. Bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan 12/01/2023 tarihli tanık beyanında tanık … … “Ben …’da kadın doğum uzmanı olarak çalıştığım dönemde benim hastam olmaları nedeni ile … …’i tanırım. …’i ise meslektaşım olması nedeni ile tanırım. … … hamile kalmadan önce bana hamile kalmak için müracaat etti. Ben tüplerinin kapalı olması nedeni ile onu bir tüp bebek merkezine yönlendirdim. Bu tüp bebek merkezinde yapılan işlemlerden sonra ikiz olarak hamile kaldı ve yeniden bana geldi. Ben de ona bir takım önerilerde bulundum. Hamileliğinin on ikinci haftasında yaşı ile ilgili olarak çocuğun down sendromlu olma ihtimalinin bulunduğunu söyleyip … testi önerdim. Daha sonra bir daha kendisinden haber almadım. Ben Dr. …’in … …’i … testi ile ilgili bilgilendirip bilgilendirmediğini, …’in takip ettiği dönemde yapılan tetkikleri ve tetkiklerin sonuçlarını ve doğum sürecini bilmiyorum. Benim … …’e yaptırmış olduğum test sonuçlarının gebeliğin ikiz gebelik olmasını da değerlendirerek 2013 yılının tıbbi verilerine göre normal olduğunu tespit ettim. Ancak doğum anında 35 yaşında olacak olması nedeni ile yaşa bağlı olarak risk olabileceğini düşündüğüm için … testi önerdim. Zira 35 yaşında doğum yapılması halinde gebelik ile ilgili problem çıkma ihtimali üç yüzde bir ihtimaldir. Bu oranda sınırda yüksek kabul edilmektedir. Zira … testi yapılan üç yüz vakadan birisinde de kayıp ortaya çıkabilmektedir. İkiz hamileliklerde işlem iki defa yapıldığı için bu oran iki katına çıkmaktadır. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…’nun 31/08/2022 tarihli raporunda;… … 26.08.2013 tarihinde yapılan Down Sendromu Tarama Sonucuna göre …tarafından … önerildiğini, annenin Dr. … …’in yönlendirmesi ile Dr. …’in takibine girdiği, 04.11.2013 tarihinde… değerlendirmesi yapıldığını, …’ta (üstteki) sol ventrikülde HİF izlendiğini, … önerildiğini, annenin kabul etmediğini, 05.02.2014 tarihinde bebeklerden birinin büyümesinin durması ve amniyon sıvısının azalması nedeniyle 33. gebelik haftasında sezaryen ile doğurtulduğunu, prematurite ve solunum sıkıntısı nedeniyle yoğun bakıma yatırıldığını, 20.02.2014 tarihinde kan alınarak yapılan sitogenetik inceleme sonucunda Down Sendromu tanısı konulduğunu, 10.04.2015 tarihinde … çektirilen MR bulgularının hipoksik iskemik ensefalopati sekeli ile uyumlu olduğu bildirilen … kızı 05.02.2014 doğumlu … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde; Her ne kadar çoğul gebelikte yapılan ikili testte tanı koyma olasılığı düşük olmasına rağmen test sonucunun pozitif olması nedeniyle … önerilmesinin beklendiği ve kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerde de … önerildiğinin kayıtlı olduğunu, bu konuda taraf ifadeleri arasındaki çelişkinin adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olduğunu; ikiz bebeklerden birinin büyümesinin durması ve amniyon sıvısının azalması nedeniyle sezaryen yapılmasının uygun olduğunu; solunum sıkıntısı nedeniyle yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yapılan takip ve tedavisinin tıp kurallarına uygun olduğunu; dolayısıyla ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilmediği bildirilmiştir.
…’nun 27/03/2023 tarihli raporunda; … oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri, …. verdiği rapor ve görüşler ile … ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, … ile … dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri ve…. tarafından verilip de mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığını, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri inceler ve kesin karara bağlayacağını, tarafımızca sorulan hususlar hakkında … 29/08/2022 tarihli, 4970 karar sayılı mütalaasının (…. Mahkemesine hitaben) adli dosyada bulunan adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesi sonucunda tespit edilen bulguların değerlendirilmesi ile düzenlenmiş olduğunu, İlgili İhtisas Kurulu mütalaasında da Davalı hakkında gerekçesi açıklanarak ‘Bebeğe yapılan takip ve tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, dolayısıyla ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilmediği’ ne dair karar verilmiş olduğu, ilgili mütalaada bu konuda herhangi bir belirsizliğin bulunmadığını, dosyada … mütalaaları ile çelişkiye sebep olan başka bir bilirkişi heyet görüşü bulunmadığını, yapılan itirazların … görev tanımlarını yapan … 4 sayılı kararnamesinin ilgili maddelerine uyar şekilde … değerlendirmeyi gerektirecek ölçütlerin hiçbirini karşılamadığını, bununla birlikte sonucu değiştirebileceği düşünülen yeni tıbbi belge olması veya değerlendirilmesi istenen yeni hususlar olması durumunda öncelikle … görüş alınması, yeterince kanaat verici bulunmaması ya da çelişki oluşması durumunda yeni hususlarda … tekrar görüş istenebileceğini, dosyada bu haliyle … 4 sayılı kararnamesinin 16. maddesi kapsamında değerlendirilecek bir hususun olmadığı ve bu nedenlerle Üst Kurul gündemine alınamayacağı anlaşıldığından herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın iade edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
TBK 49 vd mdleri düzenlemesine göre kusurlu ve hukuku aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar 6102 sayılı TTK m. 4 hükmünde yapılan açık düzenleme uyarınca, mutlak ticari dava sayılır. TTK m. 5 hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir.
ZMMS sigorta poliçesinden kaynaklanan kaza sonucu meydana gelen zararlardan sigorta şirketi azami poliçe teminat limiti dahilinde kusur oranında, gerçek zararın tazmini ile sınırlıdır (….,).
Borçlar Kanunu 56. maddesi düzenlemesine göre de bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda zarar gören manevi tazminat isteyebilecektir.
… Karar sayılı kararında açıklandığı üzere davalı sigorta şirketi gerçekleşen zarardan sigortalısı doktorun kusuru oranında sorumlu olacaktır.
… Karar sayılı ve 17.02.2023 tarih …. Karar sayılı kararlarında belirtildiği üzere her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması gerekmiştir.
Somut olayda, mevcut tıbbi raporlara göre Her ne kadar çoğul gebelikte yapılan ikili testte tanı koyma olasılığı düşük olmasına rağmen test sonucunun pozitif olması nedeniyle … önerilmesinin beklendiği ve kişi hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerde de … önerildiğinin kayıtlı olduğu, ikiz bebeklerden birinin büyümesinin durması ve amniyon sıvısının azalması nedeniyle sezaryen yapılmasının ve solunum sıkıntısı nedeniyle yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yapılan takip ve tedavisinin tıp kurallarına uygun olduğunu belirlendiği, dolayısıyla ilgili hekimlere atfı kabil kusur tespit edilemediği, dosyada davacı tanıklarının anlatımlarındaki ihmallere ilişkin her hangibir disipliner, cezai soruşturma ve tahkikat yapıldığına ilişkin bir belgenin de dosyaya sunulmadığı, davalının sigortacısı olduğu fer’i müdahil … ‘in teknik ve bilimsel raporlarda olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığının belirtilmesi karşısıdna, davalıya yönelik davacıların maddi ve manevi tazminatlarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve …’nin 01/12/2022 tarih, …. sayılı ve 17.02.2023 tarih …. sayılı kararlarında belirtildiği üzere her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
A-MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN
1-Davacı … …’in maddi tazminat davasının REDDİNE,
a-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 771,91TL harcın mahsubu ile fazla alınan 502,06TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
b-Maddi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi gereğince hükmedilecek olan vekalet ücreti kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden hesap ve takdir olunan 300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacı …’in maddi tazminat davasının REDDİNE,
a-Maddi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi gereğince hükmedilecek olan vekalet ücreti kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden hesap ve takdir olunan 300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı …’in maddi tazminat davasının REDDİNE,
b-Maddi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesi gereğince hükmedilecek olan vekalet ücreti kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden hesap ve takdir olunan 400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN
1-Davacı … …’in manevi tazminat davasının REDDİNE,
a-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 269,85TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Manevi tazminat davası yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 10/3 uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
2-Davacı …’in manevi tazminat davasının REDDİNE,
a-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 10/3 uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı …’in manevi tazminat davasının REDDİNE,
a-Manevi tazminat yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 10/3 uyarınca Hesaplanan ve takdir olanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
b-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
c-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili ile davalı ve feri müdahil vekilinin (E duruşma yoluyla) yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/07/2023

Katip …
¸[e-imzalıdır]

Hakim …
¸[e-imzalıdır]