Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/771 E. 2021/87 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/771 Esas
KARAR NO : 2021/87

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2021

Mahkememizde görülen davanın açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş kolunun PS oyun konsollarının, oyunların alış ve satışı olup davalı ile bu kapsamda 04/04/2017 tarihli taşıma sözleşmesinin imzalandığını, 11/05/2017 tarihinde davalının İstanbul Monstar şubesine alıcıların ev ve iş yeri adresinde teslim edilmek üzere 6 adet kargonun teslim edildiğini, bunlardan birinin 10.570,00 TL fatura karşılığında … adına, diğer beşinin ise 20.499,96 TL fatura karşılığında …’ye gönderildiğini, ancak davalının … şubesinde … adına gönderilen kargonun … isimli bir şahsa, şirket adına gönderilen kargonun ise … isimli sahte bir kişiye teslim edildiğini, müvekkilinin böylece zarara uğradığını, davalının ise zararı tazmin etmediğini iddia ederek şimdilik 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, 31.069,96 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle davacının kargo içindeki ürünleri müvekkiline denetlettirdiğini ve içeriğin kargo taşıma senedine yazılarak imzalanması gerektiğini, müvekkilinin çekme hakkı ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olabileceğinin değerlendirilebileceğini, davacının kusursuz sorumluluğunun oluşup oluşmadığının değerlendirilmesinin gerekeceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, taşıma sözleşmesi, taşıma evrakı, faturalar, taraflar arasındaki yazışmalar, ihtarnameler, Manisa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir ve taşıma hukukundan anlar nitelikli hesap bilirkişisinden oluşan heyet 27/07/2018 tarihli raporunda özetle, davalı taşıyıcının davacıya ait emtiayı üçüncü şahsa teslim etmesi nedeni ile kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığını, davalı taşıyıcının zayi olan emtia bedelinin karşılığı toplam fatura bedeli 31.069,96 TL’den sorumlu olduğu, temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz talep edilebileceği bildirilmiştir. İtiraz üzerine alınan 13/02/2019 tarihli ek raporda özetle, kök rapordaki beyanları tekrar etmiştir. Rapor denetime elverişli olmadığından itibar edilmemiştir.
Davalı itirazları üzerine dosya yeni bir mali müşavir bilirkişi ve taşıma hukukundan anlar nitelikli hesap bilirkişiden oluşan heyete tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti 16/08/2019 tarihli raporunda özetle, davalı yardımcısı …’nın kimlik tespiti yapmadan yükü yetkili olmayan kişiye teslim ettiğinden davalının zarardan tam kusurlu olduğu, yükün ziyaına bağlı zararın 31.069,96 TL olduğu, özel çekme hakkı (SDR) sorumluluk sınırının 268,66 TL olduğu, davalı yardımcısının eyleminin davalının sorumluluğunu kaldırıp kaldırmayacağı hususunun takdirinin Mahkememizde olduğu bildirilmiştir. 05/01/2021 tarihli ek raporda özetle, kök rapordaki beyanlarını tekrar etmiştir. Hukuki değerlendirme Mahkememizce yapıldığından, alınan raporlara aşağıda açıklanacağı üzere kısmen itibar edilmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan, emtianın üçüncü kişiye tesliminden doğan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında taşıma sözleşmesi olduğu ve davacı tarafından gönderilen 6 adet kargonun davalının Manisa Spil şubesinde alıcıya teslim edilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kargonun yanlış kişiye tesliminde kusurun kimde olduğu, davalının yasal sorumluluk sınırlamalarından yararlanıp yararlanamayacağı, zararın miktarı ve davalının sorumlu olduğu miktar hususlarında olduğu anlaşılmaktadır.
Ceza dosyası kapsamı ile emtianın tam ziyaı sübut bulmakla davalının TTK’nun 875 maddesi uyarınca zarardan sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Öncelikle her ne kadar davalı kargo içeriğinin belirlenebilir olmadığını savunmuş ise de, itibar edilen son raporda da belirtildiği üzere, davacının beyanları, emtianın satış sözleşmesinin ifası amacıyla gönderilmesi ve davacının faaliyet alanı da gözetilerek TTK’nun 880/3 maddesi uyarınca davacı tarafça düzenlenen fatura bedellerinin emtianın ziyaı tarihindeki rayiç bedeli olduğu kabul edilmiştir.
Kusura ilişkin değerlendirmede raporlara kısmen itibar edilmiştir. Manisa … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından anlaşıldığı üzere, … adına gönderilen kargonun … ismini kullanan bir şahsa, şirket adına gönderilen kargonun ise … isimli sahte bir kişiye teslim edilmiştir. Son bilirkişi raporunda, her ne kadar kargoların ikisinin de aynı kişiye teslim edildiği kabul edilmiş ise de, ceza dosyasında, kargonun iki ayrı kişiye teslim edildiği, … şirketine gönderilen paketlerin teslim edildiği şahsa ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı, … adına gönderilen paketleri teslim alan kişiye ilişkin kolluk araştırması yapıldığı, kamera izleme tutanakları düzenlendiği ancak kimliğinin tespit edilemediği anlaşılmıştır. Kaldı ki bilirkişiler de paket sayısı ile sanık ve tanık beyanlarının örtüşmediğini bildirmiştir. Bu durumda kusurun ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Öncelikle … şirketi adına gönderilen 20.499,96 TL fatura bedelli kargo yönünden, davalının kimlik kontrolü yapmaması ve hatta Mahkemece talep edilmesine rağmen şubede/adreste teslime ilişkin davacı iddiasının aksine belge sunamadığından şubede teslim nedeni ile de ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, teslim alan sanığın sahte kaşe ile teslimi sağladığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının, emtianın aslında başka bir alıcıya satıldığını, ancak alıcıya güvenmedikleri için tanıdıkları alıcı şirkete ürünlerin gönderildiğini iddia ettiği, ceza dosyasından anlaşıldığı üzere, davacının kargonun gönderildiği bilgisini ve kargo bilgilerini alıcıya bildirdiği, böylelikle sanığın hazırlık faaliyeti yaparak sahte kaşe hazırladığı ve paketleri teslim aldığı gözetildiğinde davalının ağır kusurunun olmadığı, ancak sorumluluktan kurtulma koşullarının da gerçekleşmediği, bu hali ile davalının TTK’nun 882 maddesine göre sorumlu olabileceği değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle 50 kg olan kargonun karar tarihinde Merkez Bankası’nın belirlediği SDR bedeli olan 10.1564 TL üzerinden Mahkememizce hesaplanan 507,82 TL üzerinden bu paketler yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
… adına gönderilen 10.570,00 TL fatura bedelli kargo yönünden ise, davalı personelinin kimlik kontrolü yapmaması, imzanın dahi davalı personeli tarafından atılması, Mahkemece talep edilmesine rağmen şubede/adreste teslime ilişkin davacı iddiasının aksine belge sunamadığından şubede teslim nedeni ile de ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ve 16/08/2019 tarihli raporda da belirtildiği üzere TTK’nun 886 maddesi uyarınca davalının zararın tamamından sorumlu olduğu değerlendirilmiştir. Ancak ceza dosyasından anlaşıldığı üzere, davacının kargonun gönderildiği bilgisini ve kargo bilgilerini alıcıya bildirdiği gözetildiğinde, her ne kadar bilirkişi heyeti 05/01/2021 tarihli ek raporunda bunun illiyeti kesen bir durum olmadığını bildirmiş ise de, aynı gün aynı şubeye gönderilen her iki kargonun da alıcı olmayan başka kişilerce teslim alınması gözetildiğinde davacının da müterafik kusuru bulunduğu kabul edilmiş, Yargıtay uygulamaları gözetilerek 10.570,00 TL fatura bedelinden %20 indirim yapılarak 7.927,50 TL zararın davalının sorumluluğunda olduğu değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı bilirkişi raporundan sonra ve ıslaha ilişkin zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de, davalı ağır kusurlu kabul edildiğinden, sözleşmeye ilişkin genel zamanaşımına tabii olacağından bu yöndeki savunmanın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalının Ankara … Noterliği’nin 22756 yevmiye numaralı 11/08/2017 tarihli ihtarname ile temerrüte düşürüldüğü anlaşılmakla, temerrüt tarihi olan 22/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek, taraflar tacir olduğundan, avans faizine hükmetmek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
7.927,50 TL’nin ve 507,82 TL’nin temerrüt tarihi olan 22/08/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 576,22 TL harçtan peşin alınan 531,39 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,83 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 2.178,10 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 591,34 TL yargılama gideri ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 531,39 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 1.500,00 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 1.092,76 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, .gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/02/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]