Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/76 E. 2021/472 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/76 Esas – 2021/472
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/76
KARAR NO : 2021/472

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
K. YAZIM TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili Şirketin, P-0052511563-0 no’ lu İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi ile, … Madencilik Turizm İnşaat Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş. – … Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. İş Ortaklığı’nın sigorta ettireni olduğu, sigorta konusu Trabzon-Aşkale Yolu 111+600 – 119+845.31 (Kop Dağı Tünel Geçişi) kesiminin yapılması işini, meydana gelebilecek rizikolara karşı, 13.12.2011- 20.03.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalanmış olduğunu, işbu poliçeye ilişkin; 03.08.2016 tarihi itibariyle vadesi gelmiş toplam 579.710,14 TL ödenmeyen prim borcunun ödenmesinin davalılara ihtar edildiğini, davalıların 15.08.2016 tarihli cevabi ihtarında; “… Müvekkil şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı tarafından kullanılmayan ve kuruma ibraz edilmeyen söz konusu sigorta poliçesinin hiçbir şekilde hükmünden yararlanılmamıştır. Bu nedenle söz konusu taleplerinizin iş ortaklığınca kabulü mümkün değildir. Söz konusu poliçenin kullanılmadığı, herhangi bir kuruma ibraz edilmediği, hiçbir şekilde hükmünden yararlanılmadığı, dolayısıyla sigorta poliçesi prim bedelinin ödenmesinin söz konusu olamayacağı hususları; şirketinizle olan tüm görüşmelerde açıkça belirtildiğinden, aradan geçen süre içerisinde şirketiniz tarafından poliçenin iptal edildiği düşünülmüştür. Bu nedenle iş ortaklığından böyle bir alacağınız olduğunu ve iş ortaklığının prim bedelini ödemesini talep etmeniz haksız ve mesnetsizdir.” gerekçesiyle borca itiraz ettiğini, müvekkili şirketin verdiği 24.10.2016 tarihli cevabi ihtarda; “… Sigorta Sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi yükümlendiği sözleşmedir. İlgili sözleşmeler poliçe teminat kapsamında bulunan riskin gerçekleşmesi sonucu oluşan hasarı teminat altına almakta olup, riskin gerçekleşip gerçekleşmemesi, sigortacının prim talep etmesine engel teşkil etmemektedir. Dolayısıyla poliçenin kullanılmaması ya da herhangi bir kuruma ibraz edilmemesi sigorta ettireni, prim ödeme sorumluluğundan kurtarmamaktadır… Yukarıda belirtilen prim borcunun yanında vade farkıyla birlikte tahakkuk edecek tutarın tahsili için hukuki sürecin başlatılacağını ihtaren bildiririz…” şeklinde cevap verdiğini, müvekkili şirketin tüm ihtarlarına rağmen, davalıların poliçeden kaynaklanan prim borçlarını ödememeleri neticesinde, prim alacağının tahsili için, … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalıların 15.08.2016 tarihinde müvekkili şirkete gönderdikleri ret cevabi ihtarnameleri ile temerrüde düştüklerinden, temerrüt tarihi olan 15.08.2016 tarihinden itibaren işlemiş 20.178,68 TL avans faizi ile birlikte 599.888,82-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiğini, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek hukuka aykırı itirazların iptali ile icra takibinin devamına, davalıların % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP: Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildirir ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış, davalılar vekili cevap dilekçesi ile; Davacı yanın, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden ihale yolu ile alınan ve müvekkili “… Mad.Tur.İnş.Nak.San. ve Tic.A.Ş. – … Yapı San.Tic.A.Ş. İş Ortaklığının yapımını üstlendiği iş kapsamındaki, davaya konu iş ortaklığı ile sigorta şirketi arasında akdedilen P-0052511563-0 no’lu İnşaat All Risk Sigorta Poliçesine ilişkin, 579.710,14-TL prim borcu bedelinin ödenmediğini iddia ve beyan ettiğini, iş ortaklığının sigorta şirketine herhangi bir borcu bulunmadığını, sigorta prim borcuna ilişkin olarak; davacı sigorta şirketi tarafından 24.10.2016 tarihinde müvekkili iş ortaklığına gönderilen İhtarnameye karşı cevabi itirazlarının, Ankara ….Noterliği aracılığıyla 15.08.2016 tarih, …. Y. no’lu İhtarname ile bildirildiğini, sonrasında sigorta şirketi tarafından Ankara ….İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası ile iş ortaklığı aleyhine başlatılan icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz etmeleri neticesinde icra takibinin durmuş olduğunu, davacı sigorta şirketinin 17.12.2015 tanzim tarihli P-0052511563-2 no’lu zeyilnamesinde, 20.02.2014-17.12.2015 tarihleri arasındaki hasarların teminatta olmadığı belirtildiği halde, prim fiyatlamasının 20.02.2014 tarihinden 20.03.2016 tarihleri için 759 gün üzerinden hesaplanarak 625,000,00 TL primin tahakkuk ettirildiğini, zeyilname içeriğinde; “20.02.2014-17.12.2015 tarihleri arası yaşanmış hasarlar teminata dahil değildir.” ibaresi yazılı olduğundan, davacı … Sigorta A.Ş.’nin üzerinde taşıdığı herhangi bir risk olmaması nedeniyle, tanzim edilen zeyilnamenin idareye ulaştırılmamış ve işleme alınmamış olduğunu, 25.01.2016 tarihinde, davacı sigorta şirketinden e- posta yolu ile söz konusu zeyilnamenin iptalinin istendiğini, ancak davacı sigorta şirketinin, 27.01.2016 tarihinde e-posta yolu ile idareden yazı isteyeceklerini, sonrasında reasüröre bilgi vereceklerini belirttiklerini, zeyilnamenin iptalinin 16.03.2016 tarihinde tekrar e-posta yolu ile sorgulandığını, davacı sigorta şirketinin de aynı tarihte zeyilnameyi idareden sorgulanacağını belirttiğini ve müvekkili iş ortaklığına idare ile yazışma yaptıklarına dair bir geri bildirimde bulunmadığını, iş ortaklığına gönderdikleri 24.10.2016 tarihli İhtarname tarihine kadar beklemiş olduklarını, sigorta şirketinin 222 Gün bekledikten sonra sigorta primine ilişkin alacak talebinin, zaman kazanmaya yönelik bir davranış olduğunu, davaya konu zeyilnamenin 20.02.2014 ile 17.12.2015 tarihleri arasına teminat vermemesinin ve 25.01.2016 tarihlinde iptalinin istenmesinin dikkate alınarak, süreci uzatmak suretiyle davacı sigorta şirketinin sigorta primini talep etmesinin “Haksız Zenginleşme” sağladığını, Türk Medeni Kanunu’nun 2.maddesine göre bütün hakların kullanılmasında dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket edileceğini ve bir kimsenin başkasını zararlandırmak ya da güç duruma sokmak amacıyla haklarını kötüye kullanılmasını yasanın korumayacağını belirtmiş olduğunu, müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı tarafından kullanılmayan, herhangi bir kuruma ibraz edilmeyen, hiçbir hükmünden yararlanılmayan ve iptali istenen poliçeye ilişkin prim bedeli ödenmesinin söz konusu olamayacağını, bu nedenle davacı sigorta şirketinin müvekkili iş ortaklığından talep ettiği sigorta prim bedeli için, Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile müvekkil iş ortaklığı aleyhine başlatılan icra takibinin haklı ve tutarlı bir yasal dayanağı olmadığını belirterek, davacı sigorta şirketinin müvekkili şirketlere yönelttiği haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
ÖN İNCELEME: Mahkememizde yapılan ön inceleme duruşmasında yargı hakkı, görev ve yetki hususları, dava ve taraf ehliyetleri, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, bu yönlerde bir iddia ve itirazda bulunulmadığı gibi Mahkememizin de görevli ve yetkili olduğu ve dava şartlarının tamam olduğu anlaşılmış; tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar tespit edilmiş; taraflar sulhe ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, ön inceleme duruşmasında hazır bulunan taraf vekilleri sulh olmalarının mümkün olmadığını, arabuluculuğa başvurmak istemediklerini belirtmişlerdir.
DELİLLER: Davacı vekili tarafından sigorta poliçesi, ihtarname ve cevabi ihtarname ibraz edilmiştir.
Mahkememizce Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Yapım Dairesi Başkanlığı ‘ndan; All Risk Ödeme Dekontları ve Hak ediş ve Ödeme Emirleri, yapım işine ait 22 nolu hakedişin ödeme emri ile banka dekontları, firmanın İdareye vermiş olduğu P-0052511563-0 nolu All Risk Sigorta Poliçesi ve ödeme makbuzları getirtilmiştir.
Getirtilen Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının … Sigorta A.Ş., borçluların … Madencilik Turizm İnşaat Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … Yapı Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğu, alacaklının P-0052511563-0 no’lu İnşaat All Risk Sigorta Poliçesinden kaynaklanan prim alacağına istinaden 579.710,14 TL asıl alacak, 20.178,68 TL 15.08.2016 tarihinden itibaren işlemiş %10,50 avans faizi olmak üzere toplam 539.888,82 TL alacağın tahsili için ilamsız takip yaptığı, borçlulara usulüne uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlular vekilinin süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile poliçenin iş ortaklığı tarafından kullanılmadığını, hiçbir hükmünden yararlanılmadığını ve hiçbir kuruma ibraz edilmediğini, bu nedenle iş ortaklığının borcu bulunmadığını belirterek borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğü tarafından ise süresinde yapılan itiraz nedeniyle 29/12/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce ilk olarak SMMM ve sigortacı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenlediği rapor ve ek raporunda sonuç olarak; Fesih beyanı davacılara 25.01.2016 tarihinde ulaştığından davacının hak kazandığı primin, 17.12.2015 ila 25.01.2016 tarihi için ve 1 ay 8 gün (38 gün) için olduğu, TTK gereği sözleşmenin son bulması durumunda işlemeyen günlere ait prim iade edileceğinden, davacıların hak kazandığı prim miktarının tespiti için öncelikle, prime esas sözleşme süresinin belirlenmesi gerektiği, bu durumda 17.12.2015- 20.03.2017 arası sözleşme süresi olup, 1 yıl 3ay 3 gün (458 gün) olduğu, 458 gün için 625.000 TL prim ödenecekse 38 gün için, davacıların prim alacağının 51.855,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce ikinci olarak inşaat mühendisi ve iki sigorta uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti düzenlediği raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında 2 nolu zeyil ile 17/12/2015 tarihinde kurulan sigorta devam poliçesinin geçmişe etkili olarak tekniğine uygun şekilde düzenlenip iradelerin uyuşması ile kurulduğu; Daha sonra davalı şirket tarafından iptali istenen poliçenin iptal tarihinden sonraki dönem için hesaplanan meblağ mahsup edilmek suretiyle neticede 579.710,14.-TL prim borcunun hesaplandığı; Davalı tarafın poliçeyi kullanmadıkları yönündeki savunmalarının TTK ve Kamu İhale Mevzuatı yönünden geçerli bir savunma dayanağı olmayacağı düşünülmekle dava konusu Ankara ….İcra Md. … E. sayılı dosyasındaki takibin yasal ve hak edilmiş bir alacağa ilişkin olduğu; Sayın Mahkemece geçmişe etkili poliçenin geçersiz ve zaten kullanılmadığının düşünülmesi ve kabul edilmesi halinde de önceki bilirkişi heyeti tarafından hesaplanan 51.855,00.-TL prim borcu ve bunun da ihtar tarihinden takip tarihine kadar olan işlemiş avans faizi tutarının 1.814,00.-TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasında akdedilen All Risk Sigorta sözleşmesinden doğan prim alacağının tahsili için, davacı tarafından yapılan ilamsız icra takibinde, davalıların borca itiraz etmesi nedeniyle İ.İ.K.’nun 67. maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Karayolları Genel Müdürlüğü Program ve İzleme Dairesi Başkanlığı (İdare) ile … Mad. Turz. İnş. Nak. San. ve Tic. A.Ş. ve … Yapı San. ve Tic. A.Ş. Ortak Girişimi (Yüklenici) arasında akdedilen Trabzon – Aşkale Yolu Km:111+600 – 119+845.31 (Kop Dağı Tünelli Geçişi) Kesiminin Yapım İşinde meydana gelebilecek rizikolara karşı, 13.12.2011- 20.03.2016 tarihleri arasında P-0052511563-0 nolu İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, davalılara bu poliçe nedeniyle 579.710,14 TL pirim borçlarının ödenmesinin ihtar edildiğini, prim borcu ödenmediğinden … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalıların haksız itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belrterek davalıların itirazının iptalini talep etmiştir.
Davalılar vekili ise cevap dilekçesi ile; 17.12.2015 günlü zeyilnamede 20.02.2014-17.12.2015 tarihleri arasındaki hasarların teminatta olmadığı belirtildiği halde, prim fiyatlamasının 20.02.2014 tarihinden 20.03.2016 tarihleri için 759 Gün üzerinden hesaplanarak 625,000-TL primin tahakkuk ettirildiğini, zeyilnamenin iptali için davacı şirkete mail gönderdiklerini, ancak davalı şirketin kendilerine 24.10.2016 tarihli ihtara kadar cevap vermediklerini, sigorta riski teminat altına alınmadığına göre davalı şirkete pirim borçlarının olmadığını, müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı tarafından kullanılmayan, herhangi bir kuruma ibraz edilmeyen, hiçbir hükmünden yararlanılmayan ve iptali istenen poliçeye ilişkin prim bedeli ödenmesinin söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir
Taraflar arasında; İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi düzenlendiği, düzenlenme gerekçesi ve geçmişe etkili olarak yapılmış olması, sigorta bedelleri ile prim tutarları ve davaya konu prim borcunun ödenmediği hususları anlaşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki anlaşmazlık; zeyilnamenin iptali ve poliçenin kullanılmamasının prim borcunu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, bu nedenlerle prim borcu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce alınan ikinci bilirkişi heyet raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce alınan ikinci bilirkişi heyet raporu, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek yapılan inceleme sonucunda; Karayolları Genel Müdürlüğü Program ve İzleme Dairesi Başkanlığı ile … Mad. Turz. İnş. Nak. San. ve Tic. A.Ş. ve … Yapı San. ve Tic. A.Ş. İş Ortaklığı arasında akdedilen Trabzon – Aşkale Yolu Km:111+600 – 119+845.31 (Kop Dağı Tünelli Geçişi) Kesiminin Yapım İşine ait, 13.12.2011 tarihli 18595 nolu Sözleşmenin “İş ve iş yerinin korunması ve sigortalanması” başlıklı 17. maddesinde; 17.1. “Yüklenici; işyerlerindeki her türlü araç, malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar, tesisler ile sözleşme konusu iş için, işin özellik ve niteliğine göre işe başlama tarihinden geçici kabul tarihine kadar geçen süre içerisinde oluşabilecek deprem, su baskını, toprak kayması, fırtına, yangın gibi doğal afetler ile hısızlık, sabotaj gibi risklere karşı Yapım İşleri Genel Şartnamesinde yer alan hükümler çerçevesinde “all risk” sigorta yaptırmak zorundadır. / 17.2. Yüklenici, işin geçici kabul tarihinden kesin kabul tarihine kadar geçecek süreye ilişkin olmak üzere 12 aylık bakım döneminde 17.1. maddesinde belirtilen risklere karşı genişletilmiş bakım devresi teminatını içeren sigorta yaptırmak zorundadır. / 17.3. Yüklenicinin, iş ve iş yerinin korunması ve sigortalanması ile ilgili sorumlulukları konusunda Yapım İşleri Genel Şartnamesinde yer alan hükümler uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin; “İş ve işyerlerinin korunması ve sigortalanması” başlıklı 9. maddesinde; “(1) Yüklenici, işyerindeki her türlü araç, malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar, tesisler ile sözleşme konusu yapım işinin korunmasından 43 üncü madde hükümleri dikkate alınmak şartı ile işe başlama tarihinden kesin kabul tarihine kadar sorumludur. Bu sebeple yüklenici, sözleşme hükümleri dahilinde; işyerlerindeki her türlü araç, malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar, tesisler ile sözleşme konusu iş için, işin özellik ve niteliğine göre ihale dokümanında belirtilen şekilde, işe başlama tarihinden geçici kabul tarihine kadar geçen süre içinde oluşabilecek deprem, su baskını, toprak kayması, fırtına, yangın gibi doğal afetler ile hırsızlık, sabotaj gibi risklere karşı “inşaat sigortası (bütün riskler)”, geçici kabul tarihinden kesin kabul tarihine kadar geçecek süreye ilişkin ise yürürlükteki İnşaat Sigortası (Bütün Riskler) Genel Şartları çerçevesinde kapsamı ihale dokümanında belirtilen genişletilmiş bakım devresi teminatını içeren sigorta yaptırmak zorundadır. (2) Sigortaya esas alınacak bedeller, işin kendisi için sözleşme bedeli, her türlü araç, malzeme, ihzarat, iş ve hizmet makineleri, taşıtlar, tesisler ve benzeri için ise piyasa rayiçlerine göre hesaplanan bedellerdir. Ödenen toplam hakediş tahakkuk tutarının (fiyat farkları dahil) poliçedeki sigorta bedelini aşması ve/veya poliçede öngörülen sigorta bitiş tarihinin süre uzatımı veya cezalı çalışma sebebiyle aşılması hallerinde, zeyilname ile sigorta bedelinin artırılması ve/veya sigorta süresinin uzatılması zorunludur. (3) Sigorta poliçesinde; idare işveren sıfatıyla, yüklenici işi gerçekleştiren sıfatıyla yer almalı, alt yüklenicilerin vereceği zararların da teminat kapsamı dahilinde olduğu belirtilmelidir. Kıymetlerin sigortalanmasında aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak muafiyet ve koasürans uygulamalarına yer verilebilir: (a) Tüm riskler için uygulanabilecek muafiyet oranı azami % 2’dir. (b) Deprem, sel, su baskını, toprak kayması ve terör riskleri için uygulanabilecek koasürans oranı azami %20’dir. Bunun dışında kalan riskler için koasürans uygulanmaz. (c)Muafiyet ve koasürans kısmına isabet eden hasarların karşılanması yüklenicinin sorumluluğundadır. (4) İşin devamı sırasında işyerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle, işçilerle çevre halkının kazaya uğramalarını, zarar görmelerini ve işlerde zarar ve hasar meydana gelmesini önleyici tedbirlerin alınmasından da yüklenici sorumlu olup, alınan bütün tedbirlere rağmen, yüklenicinin yaptığı işlerden dolayı üçüncü kişilerin kendilerine veya mallarına zarar verilmesi ihtimaline karşı mali mesuliyet sigortası yaptırmakla da yükümlüdür. Mali mesuliyet sigorta bedeli olarak, bu konuda sigorta şirketlerinin uygulamalarında kullandığı bedeller esas alınır. (5)Sigortalara ilişkin poliçelerin, idarenin yazılı izni dışında; genişletilmiş bakım devresi teminatı hariç, poliçenin geçici kabul tarihinden önce iptal edilemeyeceği ve süresinin kısaltılamayacağı, genişletilmiş bakım devresi teminatının ise kesin kabul tarihinden önce iptal edilemeyeceği hükmünü taşıması ve ilk hakediş raporunun düzenlenip tahakkuka bağlanmasından önce idareye verilmesi gerekir. Aksi halde hakediş tutarı ve öngörülmüş ise avans ödenmez. Sigorta primlerinin ödendiğine ve sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğuna dair sigortacıdan alınacak bir belgenin her hak edişin tahakkuka bağlanmasından önce idareye sunulması zorunludur. (6)Yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği sorumluluk ve yükümlülükler söz konusu sigortalarla sınırlandırılmamış olduğundan, inşaat sigorta poliçelerinin genel şartlarının “Teminat dışında kalan haller” maddesinde belirtilen, yüklenicinin kusurlu olduğu hallerde, kusur nedeniyle sigortanın ödemediği bedeller için yüklenici idareden hiçbir talepte bulunamayacağı gibi, işin devamı süresince meydana gelecek kazalardan, bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere verilecek her türlü zararlardan yüklenici doğrudan sorumlu olacaktır. Yüklenici veya alt yüklenicilerin sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ve fiillerinden dolayı meydana gelecek bütün talep ve iddiaların karşılanması yükümlülüğü de yükleniciye aittir. (7)Yüklenici, kendisinin veya alt yüklenicinin taksirinden, ihmalinden, ağır ihmalinden veya kusurlu herhangi bir hareketinden dolayı idareyi ve idare personelini sorumlu tutamaz.” hükmü yer almaktadır.
Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Yapım Dairesi Başkanlığı tarafından mahkememize gönderilen hakkediş dosyasında hak ediş dönemleri belirtilmiş, yüklenici İş Ortaklığına işyeri tesliminin 28.12.2011 tarihinde yapıldığı, 29.05.2014/14773 sayılı süre uzatımı kararıyla iş bitim tarihinin 31.12.2015, 11.05.2015 /166611 sayılı süre uzatımı kararıyla iş bitim tarihinin 20.03.2016, 15.03.2016/E.8851 sayılı süre uzatımı kararıyla iş bitim tarihinin 31.12.2016, 04.01.2017/E.523 sayılı süre uzatımı kararıyla iş bitim tarihinin 31.12.2017 tarihine ötelendiği anlaşılmıştır. Söz konusu yapım işinin geçici kabul ve kesin kabul tutanaklarına ait herhangi bir belge dosyaya ibraz edilmemiştir.
13.12.2011 tarihli sözleşme kapsamındaki yapım işinde meydana gelebilecek rizikolara karşı, sözleşmenin 17. ve sözleşme eki Yapım İşleri Şartnamesinin 9. maddesi gereği, 19.11.2011 tarihinde P-0052511563-0 nolu İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi ile; 13.12.2011 – 20.02.2014 dönemi inşaat, 20.12.2014 – 20.12.2015 tarihleri arası bakım dönemine ilişkin olmak üzere, 1.200.000,00 TL prim üzerinden sigorta ettirildiği, söz konusu poliçesinin MR 005 klozunda; Yapı ve Montaj Sigortalan İş Programı özel Şartı iş akışındaki maksimum sapmanın 8 hafta olarak belirtildiği, otomatik süre uzatımı klozunda ise; “Ek primin sigortacıya ödenmesi ve sigortacıya yazılı bildirimde bulunulması şartıyla poliçe vadesi otomatik olarak 3 ay süre ile uzatılacaktır.” şeklinde yer aldığı, düzenlenen 17.12.2015 tarihli 1 nolu Zeyilname ve Reasürans Anlaşmasında, inşaat işleri sigorta bitiş tarihinin 20.02.2014 tarihinden 20.03.2016 tarihine kadar uzatıldığı ve 20.02.2014 – 17.12.2015 tarihleri arası hasarların teminat harici olduğu, 17.12.2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Eklenen Özel Şartlarda, teminatın sel, toprak kayması ve diğer su hasarlarını önlemek için gerekli tüm önlemlerin alınması kaydıyla geçerli olduğunun, ani ve beklenmedik olmayıp zaman içinde ve artarak meydana gelen hasarların teminat harici olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir.
… Sigorta yetkilisi tarafından davalı İş Ortaklığı adına hareket eden Sigorta Şirketine gönderilen 15.10.2015 tarihli e-postada; “Hasarsızlığın tespiti amacıyla düzenlenen Exper Raporunda tünel girişinde kayma ve akabinde tünel içinde su ile ilgili problemler yaşandığının belirtildiği”, 16.10.2015 tarihli cevabi e-postada; “Bahse konu olayda tahminen 1 milyon TL civarında bir hasar oluştuğu, projede bir değişiklik olmadığı, çalışmaların süresinin uzadığı, başka bir hasar yaşanmadığının” bildirildiği, dosyadaki e-postalarda vade uzatımı için brüt primin 625.000,00 TL olduğunun belirtildiği, İş Ortaklığı tarafından … Sigorta A.Ş.ye verilen taahhütte, “Yapım işinde 20.02.2014 tarihinden 14.12.2015’e olan süre içinde meydana gelen hasarın teminata dahil olmadığını, bu dönemde oluşan hasara dair tazminat talebinde bulunmayacaklarını” taahhüt ettikleri, düzenlenen 2 nolu Zeyilnamede ise “İnşaat All Risks Sigorta Poliçesine konu olan inşaat işleri süresinin 17.12.2015 tarihi itibari ile 20.02.2014 tarihinden 20.03.2016 tarihine kadar uzatıldığı, 20.02.2014-17.12.2015 tarihleri arası yaşanmış hasarların teminata dahil olmadığının” belirtildiği, 25.01.2016 tarihinde davalı İş Ortaklığı tarafından sözleşmenin sona erdirilmesinin talep edildiği, 3 nolu Zeyilname ve 07.03.2016 tarihli Reasürans Anlaşması EK-2 ile İnşaat All Risks Sigorta Poliçesinin 25.01.2016 tarihi itibariyle gün esaslı olarak iptal edildiği görülmüştür.
Dosya kapsamında göre; 13.12.2011 tarihli sözleşme kapsamındaki Yapım İşinde meydana gelebilecek rizikolara karşı, sözleşmenin 17. ve sözleşme eki Yapım İşleri Şartnamesinin 9. maddesi gereği, KOP Tünelinin yapımı ve bakımı dönemlerine ait İnşaat All Risk Poliçesinin düzenlendiği, ihale şartlarına uygun bir sigorta sözleşmesinin yapıldığı, ancak sözleşme ve şartname hükümleri dahilinde sigorta sözleşmesinin sürekliliğinin sağlanmadığı anlaşılmıştır.
Kamu İhale Mevzuatına göre, ihaleyi alan yüklenici sözleşme yapmak üzere ihale süresini ve ihale tutarını kapsar şekilde ,İnşaat Bütün Riskler (All Risks) Poliçesi düzenleyerek idareye vermek zorundadır. Dava konusu olayda da o zamanki adı … Sigorta olan davacı şirketçe bu kapsamda yapılan T-0052511563-0 nolu 13/12/2011-20/02/2014 tarihlerini kapsayan 800 günlük ve 214.954.508,64.-TL sigorta bedelli poliçe düzenlenmiş ve poliçe primlerinin 12 eşit taksitte ödeneceği yönündeki sureti ile ödemelere ait dekontlar sunulmuştur.
Yukarıda belirtildiği gibi, poliçe sona erip davacı şirketin sorumluluğu da bittiğinde davalı taraf uzunca bir süre ses çıkarmamış; ancak bu esnada inşaatın yapımı da ödenek yetersizlikleri nedeniyle 2015-2016 hatta 2017 yıllarına sarkmıştır.
Yine İhale Mevzuatına göre, sözleşme esnasında ve her bir hak edişte yüklenici firmanın vermesi gereken bazı belgeler vardır. Bunlar Sosyal Güvenlik Kurumu İlişiksizlik Belgesi, vergi borcu olmadığına dair belge ve İnşaat All Risk Poliçesinin varlığı ve prim borcu olmadığına dair belgelerdir. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen ve dava konusu devam eden işin sözleşme ve hak edişlerinin olduğu belgeleri incelendiğinde; yukarıda belirtilen ilk poliçenin ardından kuruma sunulmuş ve hakediş ödemelerine esas olması gereken devam poliçesine rastlanmamıştır. Karayolları Genel Müdürlüğünün ilk poliçe sonra erdikten sonraki süreçte devam poliçesi olmamasına rağmen bu hakedişleri nasıl ödediği anlaşılamamıştır. Ancak davalı taraf, bu eksiğini tamamlamak için ilk poliçeyi düzenleyen davacı şirket ile yazışmalara başlanmış ve geçmişe etkili sigorta hükümlerini de içeren neticede ilk poliçenin bittiği tarih olan 20/02/2014 tarihinde başlayıp 20/03/2016 tarihinde bitecek 2 nolu zeylin yapılması konusunda taraflar 17/12/2015 tarihinde anlaşmışlar ve poliçe tanzim edilmiştir. Bu 2 nolu zeyle göre sigortanın bitiş tarihi 20/03/2016’ya ilerletilmiş; bakım devresi için de 20/03/2016-2017 tarihleri öngörülmüştür. Bu ilerletilen dönem için ödenecek brüt prim tutarı da 625.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Yapılan anlaşmanın hemen ardından davalı taraf bu kez bu poliçenin de iptalini talep etmiştir. Davacı sigorta şirketi vekili bu düzenlenen poliçenin idareye verildiği ve hakedişlerin ödenmesinin gerekli şartlarından olan poliçe eksikliğinin de böylece giderilmiş olduğunu “Karayolları Genel Müdürlüğünün sigortanın devamında ve bütünlüğünün sağlanmasında hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalının da söz konusu Genel müdürlüğe karşı sözleşmenin devamını sağlamayı taahhüt ettiğini, yapım işine ait sözleşmede KOP Tüneli yapımı ve bakımı döneminde inşaat all risk poliçesinin devam ettirilmesi yükümlülüğünün düzenlendiğini, hakkedişlerin alınabilmesini teminen geçmişe etkili sigorta yapıldığını ve davalının kendisinin bunu talep ettiğini” ifade etmektedir. Poliçe zeylinin iptali talebi üzerine davacı şirket tarafından 07/03/2016 tarihinde 3 nolu iptal zeyli düzenlenmiş; bu zeyil ile 25/01/2016 tarihinden 20/03/2016 tarihine kadar kalan 2 aylık sürenin primi 45.289,86.-TL olarak hesaplanıp ilk poliçe tutarından mahsup edilerek davalı tarafın poliçe zeylinden dolayı bakiye borcu 579.710,14.-TL olarak hesaplanmıştır.
Devam zeyli olmaksızın davalı tarafın hakediş ödemelerinin yapılması ihale mevzuatına göre olanaklı değildir. Bu anlamda Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından Mahkememize gönderilen 24/12/2020 tarihli yazı ekinde davalı tarafa 2016 yılında yapılan hak ediş ödemelerine ait belgeler gönderilmiş; içinde poliçenin varlığına rastlanmamıştır. Yine 29/12/2020 tarihli KGM cevabında da, sadece 2014 yılında biten ilk poliçenin sureti ve prim ödeme makbuzları varlığı bildirilmiştir. 26/08/2020 tarihli cevabi yazı ekinde toplam 35 adet hakediş tutanakları ve eki belgeleri yollamıştır. Bu belgelerin içinde de herhangi bir poliçe bilgisine rastlamak mümkün olmamakla birlikte 29/03/2017 tarihli 29 sayılı hakediş belgeleri ekinde “Takip Formu” adı altında bir belge bulunmaktadır. Rapor ekinde verilen belgeye göre “all risks poliçesinin iş artışı ve yeni süresine göre yapıldığı” da yazılıdır. Böylece ilerleyen süreçteki hak ediş ödemelerinin herhangi bir sigorta poliçesi olmaksızın davacı tarafa ödemesinin yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Diğer yandan poliçenin taraf iradelerine uygun ve geçmişe yönelik olarak düzenlendiği de tartışmasızdır. Bu süreçte davalı şirket tarafından “salt kendi kusurlarıyla ilgili olarak anılan geçmiş dönemde olmuş varsa hasarlarla ilgili tazminat talebinde bulunulmayacağı” da tarafların kabulündedir. Sigorta şirketi bu yönde davalıdan bir hasar talep edilmeyeceğine dair yazı da almıştır. Bu durumda, bu süre içerisindeki 3.şahıs veya sigorta ettiren dışındaki tazminat talepleri olursa karşılanması TTK Sigorta Hukuku Hükümlerine göre mümkün olabilecektir. Bu hususta da esasen bir uyuşmazlık yoktur. Diğer hasar ve tazminat taleplerinin düzenlenen geçmişe etkili poliçe kapsamı içinde olması doğal olup; davacı sigorta vekili dilekçesinde de; “Dizayn Hataları, -Fazla Mesai, -3. Şahıs Mali Mesuliyet, – Çapraz Sorumluluk, -Test gibi sorumluluk sigortası unsurlarının da poliçe içerisinde bulunduğunu” ifade etmiştir.
Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde; Kamu İhale Mevzuatına göre düzenlenmesi zorunlu ve gerekli olan poliçenin davalı şirket tarafından davacı sigorta şirketine düzenletildiği anlaşılmıştır. Poliçenin kullanılıp kullanılmamasının esasen onun geçerli olmasına ve sonuç doğurmasına etki etmeyecek bir husus olduğu; kaldı ki düzenleniş amacı düşünüldüğünde böyle bir poliçe olmaksızın davalı şirketin idare nezdinde işinin devam edemeyeceği, hakedişlerini alamayacağı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle taraf iradelerine uygun düzenlenmiş poliçe nedeniyle davalı şirketin prim ödeme borcu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı şirketin poliçe iptal talebi sigorta şirketine ulaştıktan sonra da gerekli hesaplamalar yapılmak suretiyle sigortacılık tekniğine uygun şekilde poliçeden kaynaklı net borç bakiyesi hesaplanmıştır. Buna göre, davacı şirket tarafından iptal sonucu kalan bakiye prim borcu tutarının 579.710,14 TL olduğu, ihtarnamenin tebliği dikkate alınmaksızın davacı tarafça cevabi ihtarname tarihinin temerrüt tarihi olarak kabul edilmesi istenmekle, taleple bağlı kalınarak davalıların 15/08/2016 cevabi ihtarname tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Taraflar arasında 2 nolu zeyil ile 17/12/2015 tarihinde kurulan sigorta devam poliçesinin geçmişe etkili olarak tekniğine uygun şekilde düzenlenip iradelerin uyuşması ile kurulduğu; Daha sonra davalı şirket tarafından iptali istenen poliçenin iptal tarihinden sonraki dönem için hesaplanan meblağ mahsup edilmek suretiyle neticede 579.710,14 TL prim borcunun hesaplandığı; Davalı tarafın poliçeyi kullanmadıkları yönündeki savunmalarının TTK ve Kamu İhale Mevzuatı yönünden geçerli bir savunma dayanağı olmayacağı kanaatine varılmakla, dava konusu Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe davalıların itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile; Davalıların Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 579.710,14 TL asıl alacak, 20.178,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 599.888,68 TL alacağa yönelik itirazlarının iptali ile, asıl alacağa icra takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına; davalıların likit olan borca haksı olarak itirazda bulundukları belirlenmekle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 119.977,73 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
Davanın KABULÜ İLE,
Davalıların Ankara ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 579.710,14 TL asıl alacak, 20.178,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 599.888,68 TL alacağa yönelik itirazlarının iptali ile, asıl alacağa icra takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına,
İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında 119.977,73 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gereken 40.938,39 TL harçtan peşin alınan 7.245,17 TL harcın mahsubu ile eksik 33.733,22 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde hesap numarası bildirmiş ise iadenin elektronik ortamda hesaba aktarılmasına, hesap numarası bildirilmemiş ise masrafın avanstan karşılanmak üzere PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Davacı tarafından peşin yatırılan 7.281,17 TL harç ve davacı tarafından yapılan, ayrıntısı UYAP sistemi üzerinde gösterilen toplam 7.451,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 47.044,43 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2021