Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/705 E. 2021/563 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/705 Esas
KARAR NO : 2021/563

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 13/07/2021
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 29/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30/06/2016 tarihli … Konut Projesi İnce İşler İmalatı Alt Yüklenici Sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen edimleri 5 ayda %45 oranında ifa ettiğini, ancak kış sezonu olması nedeni ile işin durduğunu, ancak müvekkili hakkında çıkan asılsız haberler neticesinde davalının bu durumdan etkilenerek iş akdini feshetmek istediğini bildirdiğini, müvekkilinin de güvensiz bir ortamda işe devam edemeyeceğinden feshi kabul ettiğini, 16/02/2017 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin yevmiyeli tadil ve tamirata davalı alacaklarını alamadığını, bunun üzerine noter ihtarı gönderildiğini, verilen cevapta müvekkilinin edimlerini gereği gibi yerine getirmediği savunmasının, ayrıca teminat kesintisi yapılmasının da yerinde olmadığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faturalı alacağı olan 49.437,05 TL, mutabakata varılamamış işlerden doğan 30.111,91 TL+KDV, yevmiyeli tadil ve tamirat işlerinden 13.905,00 TL+KDV alacağının avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 49.437,05 TL alacağın 29.033,19 TL’sinin karşılıklı imzalanan 15/04/2017 tarihli kesin hakedişe göre işin bitimini müteakip 12 ay sonra ödemek üzere tutulan nakit teminat olduğunu, kalan kısım ise çek düzenlendiğini, ancak ödeme öncesi ibraz edilmesi gereken (işçilere yapılan ödemelere ilişkin bordrolar, SGK evrakları vs) ibraz edilmesidiğinden ödemenin bekletildiğini, mutabakata varılamayan işlere ilişkin davacı firmanın Afrika’da başka bir iş alması nedeni ile şantiyeye uğramadığını, kesin hakedişin de geç düzenlendiğini, davacının yarım bıraktığı işlerin bir kısmında mutabakata varılamadığını, bu miktarda bir borcu bulunmadığını, yevmiyeli tadil ve tamirat işlerine ilişkin olarak sözleşme kapsamında yer alan işlere dahil olduğunu, hatta hakedişin buna ilişkin kısmında “31/12/2016 itibariyle yapılan işlerin metrajında ve yevmiyesinde kati biçimde, geriye dönüşsüz olarak mutabık kalmışlardır,” ibaresinin yazılı olduğunu, bu alacak yönünden de borçlu olmadıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, sözleşme, hakedişler, protokol, fesihname, ihtarnameler dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir, inşaat mühendisi, hukuk bilirkişisi tarafından keşif neticesinde düzenlenen 14/11/2018 tarihli raporda, taraflar arasındaki sözleşmenin mutabakat ile sona erdiğini, fesih sonrası yapılan imalat miktarında mutabık kalındığını, sadece 3 iş kalemindeki birim fiyatlarda anlaşamadıklarını, bu işler yönünden davacının 74.230,33 TL alacak talep edebileceğini, davacının yevmiye defterlerinin usulüne uygun olduğunu, envanter ve kebir defterlerinin sunulmadığını, davacı defterlerinde 2017 sonu itibari ile davacının 49.033,19 TL alacaklı olduğunu, davalı defterlerinin usulüne uygun düzenlendiğini, davacının hakedişlerinden 28.210,55 TL kesinti yapıldığını, davalı kayıtlarında davacıya 20.001,01 TL borçlu göründükleri ancak davalının davacının 49.437,05 TL alacağı kabul ettiğini, sözleşmede nakit teminat tutarının geçici kabulün yapılmasını müteakip 1 yıl sonunda iade edileceğinin hükme bağlandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin sulhle sonuçlanması karşısında nakit teminat tutarının muaccel olduğunu, protokolde davacıya ödeme yapılmasının evrak ibraz şartına bağlanmadığını, bu hali ile davacının iş bedeline istinaden 49.437,05 TL talep edebileceğini, taraflar arasında birim fiyat konusunda anlaşmazlık olduğunu, sözleşmenin 42. maddesinde fiyatlarda anlaşmazlık olması halinde yüklenici (davalı) tarafından hazırlanacak yeni birim fiyatlarının geçerli olacağının belirlendiği, fesihname ya da protokolde bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, bu hali ile davacının bu yöndeki talebinin dinlenemeyeceğini, mahkemece alınabileceği kanaatine varılması halinde talep edilebilecek bedelin 3889,88 TL+KDV olduğunu, yevmiyeli tadil ve tamirat işlerine ilişkin olarak sözleşme gereği yüklenicinin yazılı talep ve izni ile tamirat ve tadilat talebinde bulunulduğuna ve bu iş nedeni ile işçi çalıştırıldığına ilişkin dosyada bir delil bulunmadığı bildirilmiştir. Taraf itirazları ile tanık beyanları dikkate alınarak düzenlenen 03/12/2019 tarihli ek raporda, davacının faturalı iş bedeli olarak 49,437,05 TL talep edilebileceği, uzlaşılamayan imalat yönünden alçı plak ve duvar imalatına ilişkin sözleşmede özel düzenleme bulunması nedeni ile alacak talebinde bulunamayacağı, yarım bırakılmış makineli alçı sıva ve alçı plak ile tavan imalatı için 19.671,64 TL alacak talep edebileceği, yevmiyeli iş bedellerine ilişkin olarak talepte bulunulamayacağı bildirilmiştir. 07/07/2020 tarihli ek rapor ile kök rapordaki beyanlarını tekrar etmişlerdir. Rapor oluşa ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmış, yevmiyeli tadil işlerine ilişkin aşağıda açıklanacağı üzere raporun bu yöndeki hesaplaması hükme esas alınmamıştır.
Davacı tanığı … duruşmada, “Ben davacı … firmasında inşaat şantiye şefi olarak bir süre çalıştım, 2016 yılının Ağustos ayından 2017 yılının Mayıs ayına kadar çalıştım, davaya konu işe ait şantiyede de görev yaptım, fesihe kadar dava dilekçesinde belirtilen tüm işler yapılmıştır, ayrıca yevmiyeli tadil ve tamirat işleri için 13.905,00 TL’lik masraf olmuştur, şöyleki tam olarak ayrıntılarını şuanda ifade etmem mümkün değildir, ancak örneğin ince işlerden taraflar arasında öngörülen iç duvar ve sıvası yapılmış yerden tekrar bir elektrik hattı geçirilmesi, pano yerleştirilmesi için duvarlar yıkılıyor ve iş sahibi tarafından tekrardan yapılması isteniyordu, burada da yevmiyeli olarak işçi çalıştırıp tadil ve tamirat yapıldığı için ayrı bir alacak oluşmuştur, yine örneğin mekanikçilerin çalıştığı baca şaft boşluklarını örmüştük, yapmak için yıkıyorlardı, bu kısımlarda ikinci bir kez yapılmış oldu, malzeme ve işçilikte davacı tarafa ait olduğu için davacı firmanın alacağı oluşmuştur, ayrıca otoparkta satış ofisi kurulacaktı, yanlış hatırlamıyorsam alçı plak ve tavan imalatı yapılacaktı, bu da sözleşmede yoktu, davacı şirket tarafından burası yapıldı, miktarını hatırlamıyorum, ancak patronlar arasında anlaştılar, metre kare birim fiyatları üzerinden yapılmadı, ayrıca bir fiyat belirlemişlerdi, davacı firmanın tam olarak alacak miktarını bilemiyorum, kayıtlarda bellidir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada, “Ben davalı firmada davaya konu iş süresinde hak ediş ve kesin hesap işlerini kontrol etmek üzere çalışıyordum, bu iş bittikten sonra da ayrıldım, davacı taraflar arasındaki yapılan sözleşme gereğince ince işleri tamamlamadı, ancak oranını bilirkişiye tespit edecektir, tamamlayamamasının en büyük nedeni de yeterli personeli olmamasıydı, iki üç kişiyle 24.000 metrekarelik kapalı alanda ince iş yapmaya çalışıyordu, üç defa davacı tarafa işin gerekli sayıdaki personelle yapılması ve hızlandırılması hususunda uyarı yapıldı, ancak buna rağmen işçilerde artış yapılmadı, sonrasında da taraflar karşılıklı anlaştı, sözleşme feshedildi, davalı firma davacı tarafından verilen teminatı iade etmedi çünkü işçi alacakları ödenmemişti, hatta işçilerden … alacağı nedeniyle başvuru yapmıştı, bunun dışında da tüm hak edişleri davacı tarafa ödendi, sözleşme dışında da davacı taraf üç kalem iş yapmıştı, bu işler konusunda birim fiyatta anlaşmazlık olunca ödeme yapılmamıştı, sözleşme feshinde de anlaşılamayan kalemler arasında yer almaktadır,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada, “Davaya konu işle ilgili olarak ben şantiyede muhasebe sorumlusu olarak davalı firma adına görev yaptım, davalı firma sahibi yurtdışına sürekli gidiyor ve davaya konu sözleşme gereğince yapılması gereken işleri aksatıyordu, ortalama 15-20 tane davalının işçisi vardı, sahada denetimler yapıldığı zaman işçilerin yetersiz olduğunu gördük, 114 konutlu bir bina işi olduğu düşünülürse yetersiz işçi ile işin bitirilmesi mümkün değildi, davacı taraf sözleşme gereğince yapması gereken işleri tamamlayamadı ve bu nedenle akit taraflarca anlaşarak feshedildi, davacı tarafa üç çek kesilmişti, bunun ikisi ödendi, üçüncüsü ödenmedi çünkü davacı firma işçisine yapılan ödemelere ilişkin makbuzunu ibraz etmedi, ayrıca hak edişlerden kestiğimiz % 5 teminat olarak tuttuğumuz bir para vardı, bu da ödenmemiştir, çünkü sözleşmeye göre iş bitiminden bir sene sonra ödenecek iş bitmezse de gelir olarak davalı adına kaydedilecektir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada, “Ben davaya konu işte davacı … firmasının işçisi olarak çalıştım, duvar işi yapıyordum, dört buçuk ay kadar çalıştım, anlaşmamıza göre götürü usulle ödeme yapılması gerekirken asgari ücret üzerinden ödeme yapıldı, benim davacı firmada 45.000,00 TL civarında bir alacağım kalmıştır, halen de ödenmemiştir, iş feshedilene kadar 25 katlı binanın 23 katının iç ve dış duvar bölme işini tamamladık, kalan iki katın da ön çalışmasını yapmıştık, ayrıca davalı … firmasına başvurarak işçilik alacağımı talep ettim, halen alacağım ödenmemiştir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME:
Dava, alt taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 30/06/2016 tarihli alt taşeronluk sözleşmesi yapıldığı, işlerin kısmen yapılmasından sonra taraflar arasında mutabakata varılarak 16/02/2017 tarihli fesihname ile sözleşmenin feshedildiği ve 03/05/2017 tarihli protokol ve imalatlara ilişkin tabloların düzenlendiği konusunda ve yapılan iş miktarına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık üç noktada toplanmaktadır. Faturalı işlere ait ödenmeyen bedel, yevmiyeli tadil ve tamir işlerine ilişkin bedel ve birim fiyatında anlaşılamayan bedelde anlaşma sağlanamamış ve fesihname ile protokolde bu hususlara yer verilmemiştir.
Taraf defterleri incelenmiş ve birbirini doğrulamadığı belirlenmiştir. Bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere taraf beyan ve kabulleri doğrultusunda, faturalı işlere ilişkin 49.437,05 TL davacı alacağı olduğu belirlenmiştir. Davalı bunun 29.033,19 TL’sinin teminat olarak kesildiğini ve bir yıl geçtikten sonra ödeneceğini, kalanını yönünden ise çek düzenlediklerini ancak eksik evrak ibrazı nedeni ile ödenmediğini savunmuştur. Sözleşmenin 17. maddesinde geçici kabulden 1 yıl sonra teminatın iade edileceği belirlenmiştir. Her ne kadar kesin kabul yapılmamış ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin mutabakatla feshedilmesi ve bunun üzerinden bir yıl geçtiği gözetildiğinde teminat olarak kesildiği belirtilen miktar yönünden davacının iddiasının sübut bulduğu kanaatine varılmıştır. Yine bakiye kısma ilişkin olarak, fesih protokolünde ödeme yapılması için evrak ibrazı gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığı, ibranameden sonra ödemelerin yapılacağı belirlenmiştir. Kaldı ki, sözleşmenin 20. maddesi gözetildiğinde dahi, protokolde işçilik borçlarından davacının sorumlu olduğuna ilişkin açık hüküm bulunduğu ve sözleşmenin mutabakatla sonlandırıldığı değerlendirildiğinde, fesih ve hakediş tarihi itibari ile davacının SGK’ya borcunun bulunmadığı (Yargıtay 15. HD 2014/1606 esas 2014/3769 karar) belirlenmiştir. Bu durumda bu miktara ilişkin davacı iddiasının sübut bulduğu ve 49.437,05 TL yönünden davanın kabulüne karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir.
13.905,00 TL bedelli yevmiyeli tadil ve tamir işlerine ilişkin olarak ise, davalının bu miktarın taraflar arasında düzenlenen hakedişlerde belirlendiğine ilişkin savunmada bulunduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin 5. maddesi ile her türlü tadilat bedelinin sözleşme bedeli kapsamında olduğu belirlenmiş, davalının sözleşme dışı işlere ilişkin tadil ve tamirat işi yapılmasına ilişkin yazılı bir talebi veya onayı olduğuna ilişkin dosyaya bir delil sunulmadığı, sözleşme gereği onayı olmayan tadilat işlerinde ödeme yapılmayacağının belirlendiği anlaşılmıştır. Fesihten sonra düzenlenen hakedişte 31/12/2016 itibariyle işler ve yevmiyelerle ilgili mutabık kalındığının bildirildiği ve 09/12/2016 ve 20/12/2016 tarihli hakedişlerde yevmiye ücretlerinin de hakedişe dahil edildiği gözetildiğinde sözleşme kapsamındaki işler için yevmiyeli tadilat masraflarının talep edilemeyeceği, davacının bu yöndeki iddiasının sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır.
13.905,00 TL bedelli birim fiyatlarında mutabakata varılamayan işlere ilişkin olarak ise, sözleşmenin 42. maddesinde, fiyatı olmayan işlere ilişkin olarak anlaşmazlık durumunda yüklenici/davalının belirleyeceği fiyatın geçerli olacağının belirlendiği fesihnamede de bu yönde bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile birim fiyatında anlaşılamayan işlerde davalı yüklenicinin belirlediği fiyatın geçerli olacağı ve davacının talep ettiği fiyat farkına ilişkin talebin yerinde olmadığı, hakedişlerde yarım bırakılanlar dahil tüm imalatlara ilişkin hesaplamalar yapıldığından davacının bu alacak kalemi yönünden de davasının sübut bulmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle, 49.437,05 TL yönünden davacının davasının sübut bulduğu ve davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, taraflar tacir olduğundan alacağa avans faizi işletilmesi talebinin yerinde olduğu kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
49.437,05 TL’nin dava tarihindn itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 3.377,04 TL harçtan peşin alınan 1.493,80 TL ve 237,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.645,77 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 7.226,81 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 6.522,19 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan UYAP sisteminde kayıtlı toplam 6.432,90 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre belirlenen 3.402,99 TL ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.731,27 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 20,00 TL’nin kabul red oranına göre belirlenen 10,57 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2021

Katip … Hakim …
¸[e-imza] ¸[e-imza]