Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/70 Esas – 2021/608
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/70
KARAR NO : 2021/608
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 10.3.2014 tarihinde düzenlenen sözleşme gereği müvekkilinin davalının yüklenicisi olduğu … … Konutları projesinde duvar, sıva ve şap imalatı işini taşeron olarak üstlendiğini, sözleşmeye göre işin konusunun sözleşmenin ekli listelerinde belirtilen binaların 10’luk tusblok (EPS’i malzeme) duvar imalatı, 20’lik bims duvar imalatı, kara sıva ve peritli saten alçı sıva yapılması gibi işleri mevcut projelere ve imalat resimlerine göre yapılması olduğunu, sözleşmenin 10’uncu maddesine göre hak edişe esas alınarak yapılacağını, ancak müvekkili tarafından teslim edilen ve davalı tarafından kabul edilen birden fazla hak edişin müvekkiline ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından iki bloğun (tüm katlar) 7 ve 8’inci katlarının iç ve dış duvarlarının tamamen örüldüğünü, 3’üncü blokta mevcut bulunan 20 katın 14’ünün iç ve dış duvarlarının örüldüğünü, iki bloğun 1’inci katlarının tüm alçısının yapıldığını, sözleşme gereği yapılan işle neticesinde değişik tarihlerde KDV dahil 320.000,00 TL ödeme yapıldığını, işin devamı esnasında davalı şirketin 24.1.2014 tarihli hak edişi kabul etmediğini, 26.12.2014 tarihinde işin bıraktırıldığını, 4.3.2015 tarihinde şantiyenin boşaltılmasının istendiğini, işin bıraktırıldığı tarihe kadar müvekkilinin yaptığı işlerin yapılan ödemelerden oldukça fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin 24.12.2014 tarihinden itibaren (ödenmeyen hak ediş tarihi) avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı firma ile müvekkili şirket arasında … … Konutları projesindeki 10’luk gazbeton duvarı imalatı, 20’lik bims duvar imalatı, kara sıva yapılması, Perlitli saten alçı sıva yapılması, ortalama 4-6 cm kalınlığında şap imalatı, otoparklarda beton düzeylerinin tamirat ve silim işlerinin yapılıp boyaya hazır hale getirilmesi işlerinin mevcut projelere ve imalat resimlerine göre taşeron tarafından yapılıp teslim edilmesi konusunda 10.03.2014 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereği yapılan bir kısım işler neticesinde davalı şirket vekilinin de dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına yapılan işlerle ilgili olarak toplam 318.376,24 TL yatırıldığını, ancak yapılan bu ödemelerin işlerin devamını sağlamak adına iyi niyetle ödenen avans ödemeleri olduğunu, davacının hak ettiğini iddia ettiği gibi hak ediş ödemeleri olmadığını, zira taraflar arasında onaylanmış bir hak ediş olmadığını, davacı şirketin sözleşmenin altıncı maddesindeki sorumluluğunu yerine getirmediğini ve yaptığı işleri eksik ve ayıplı yaptığından dolayı herhangi bir hak edişinin onaylanmadığını, bu nedenle davacı vekilinin dava dilekçesinde belirtilen 7 ve 8’inci katların iç ve dış duvarlarının tamamen örüldüğü, 3’üncü blokta mevcut bulunan 20 katın 14’ünün iç ve dış duvarlarının tamamen örüldüğü, 2 bloğun 1’inci katlarının tüm alçısının yapıldığı ve yapılan imalatların ödenen bedelden fazla olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirket mali sıkıntıya düştüğünden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getiremediğini, akdedilen sözleşme gereği malzemeleri temin edemediğini ve bu nedenle müvekkili şirketi zorda bırakarak şantiyeyi terk etmek zorunda kaldığını, davacı şirket tarafından işlerin devamını ve kalitesinin sağlanamayacağının anlaşıldığı için müvekkili şirket tarafından 28.10.2017 tarihli ve 29 sayılı yazı ile kurban bayramı sonrasında taahhütte bulunan işlerle ilgili ekip ve malzemelerin olmadığı ve temini yolunda gerekli tedbirlerin alınmadığı, davacı şirketin sorumluluğunun yerine getirmemesinden kaynaklanan müvekkil şirketin uğradığı her türlü yasal ve sözleşmesel haklarını saklı tuttuklarını belirterek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, davalı şirketin yargılama sırasında iflas etmesi nedeniyle kayıt kabul davasına dönüşen eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Ankara …İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket … … İnşaat Ve Ticaret Limited Şirketi – yetkilisi “…” tarafından davalı … Yapı Tic Ltd.şti aleyhine 14/12/2015 tarihinde 2014-2015 yıllarında 10 ay süreyle davalı şirkette saha formeni olarak çalıştığını, 10 aylık maaş ve ihbar tazminatı tutarı olan 79.000,00-TL’nın tahsili için dava açtığı, yargılamanın kısmen kabul ile neticelendiği anlaşıldı,
Ankara ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2019 tarih ve … Kararının, davalı … Yapı Tic. Ltd. Şti.’nin 17/04/2019 tarih saat: 12:27 itibariyle iflasına karar verildiği, hükmün tarafların istinaf etmemesi üzerine 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 09/12/2019 tarihli celsede İİK 194. Mad gereğince, davanın ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10. Gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verilmiş,
Ankara …İflas İdaresinin … iflas sayılı dosyasına yazılan 15/04/2021 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri incelendiğinde; müflis şirket … YAPI TİC.LTD.ŞTİ hakkında 19/02/2020 tarihinde yapılan ikinci alacaklılar toplantısı tutanağının DYS üzerinden taranarak yazı ekinde gönderildiği, ayrıca olağanüstü alacaklılar toplantısında seçilen iflas idare memurlarının bildirildiği anlaşıldı.
İflas idare memurlarına, dava dilekçesi, delil dilekçesi ve bilirkişi raporları tebliğe çıkarılmış, iflas idaresi vekilleri davaya cevap vermemişlerdir.
Muhasebeci bilirkişi …’tan 03/10/2018 Tarihli kök ve 06/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporu aldırılmış, alınan raporlarda özetler; 03/10/2018 Tarihli kök raporda; “…2014 yılında cari hesap kayıtlarına göre … Yapı Ticaret Ltd. Şti, … … İnş. Tic. Ltd. Şti. ye toplamda 277.000,00 TL avans ödemesi yapmış 2015 yılında 41.376,24 TL avans ödemesi yapmış toplamda 318.376,24 TL tutarına ulaşmış aynı tutarda 11.12.2015 tarihli 157006 nl 1 adet hakediş faturası düzenleyerek cari hesabını kapatmıştır. Avans ödemesi tutarı kadar 1 hakediş faturası kesilip cari hesabı kapatılmıştır. Ayrıca hakediş faturasının ekinde işveren … Yapı Ticaret Ltd. Şti tarafından onaylı hakediş raporu bulunmamaktadır. 2014-2015-2016 yıllarında incelenen muhasebe evraklarına dayanarak … … İnş. Tic. Ltd. Şti. alacağına karşılık başka fatura düzenlememiştir. Ayrıca Davalı … Yapı Ticaret Ltd. Şti tarafından Davacı … … İnş.Tic. Ltd. Şti” nin 28.09.2017 tarihinde 3.946,02 TL tutarlı SGK pirim borcunu ödemiştir. Cari Hesap- Beyanname-Bildirgelerine istinaden Davacı tarafın Davalı taraftan 20.000,00 TL alacağı olduğunu gösteren muhasebe kaydına rastlanmadığı sayın mahkemenin takdirinde olduğu,..” bildirildiği, davacı vekilinin rapora itirazlarının ve dosyaya sunulan hakediş özetleri ve hakediş metrajlarının değerlendirilmesi için dosya önceki bilirkişiye tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verilmiş ve 06/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda “…Davacı taraf … … İnş. Tic. Ltd. Şti.” nin Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak tutulan muhasebe hesap kayıtlarına istinaden hakkediş özetleri ve hakkediş metrajlarına göre 1 adet hakkediş fatura edilmiş ,fatura tutarını tahsil etmiştir. Hakkediş özetleri ve hakkediş metrajlarına göre ek olarak kesilmiş ve muhasebe hesap kayıtlarına tahakkuk etmiş ve ödenmemiş hiçbir fatura alacağı bulunmamaktadır. Sonuç olarak … … Yapı İnş. Tic. Ltd. Şti. nin Davalı taraf … Yapı Ticaret Ltd. Şti “den hiçbir alacağı bulunmadığı sayın mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin alınan bilirkişi raporlara itirazları değerlendirilerek, yeninden bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş,
Mali müşavir ve Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi heyetinden alınan 05/02/2020 tarihli raporda; “…Yukarıda yapılan açıklamalar ve hesaplamalar sonucunda, hukuki takdiri Mahkemeye ait olmak üzere; 1- Davacı ve davalı arasında davacının davalıya kestiği 318.376,24 TL’lik 1 adet fatura yönünden ve bu faturaya karşılık davalı tarafından davacıya 318.376,24 TL (davacının kendi aleyhine ödeme kabulü 320.000,00 TL’dir) ödeme yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı,
2- Davaya konu uyuşmazlığın davacının davalıya 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yaptığı ve bunun bedelinin ödenmediği iddiasından kaynaklandığı,
3- Davacının iddiasının ispat için dosyaya bir adet hakediş özeti ve eki hakediş raporlarını sunduğu, ancak bundan başka bir delil sunmadığı,
4- Dosyaya sunulan hakediş özetinin sözleşmenin 10.2.maddesinde sayılan imzaların tamamını ve onayı içermediği, ayrıca 318.376,24 TL’yi aşan imalat iddiasına ilişkin olarak bu iddiayı ispatlayan veya davalıyı bağlayıcı başkaca bir belge de sunulmadığı görülmekle mevcut dosya içeriğine göre davacının davalıdan 318.376,24 TL’yi aşan miktarda alacak talep edip edemeyeceğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu..” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Toplanan delillerden; Dava, davacı ile davalı arasında akdedilen eser sözleşmesinden kaynaklı olarak davacının fazlaya dair haklarını saklı tutarak ileri sürdüğü 20.000,00 TL tutarındaki hakediş alacağı talebidir.
Davacı yüklenici, davalı işverendir.
Gerçi davacı şirket yetkilisi “…” Ankara ….İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında aynı zamanda “2014-2015 yıllarında 10 ay süreyle” davalı müflis şirketin “işçisi” olduğunu da iddia etmiş yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de bu dosya dosyamız yönünden bekletici mesele yapılmamıştır.
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 10.03.2014 tarihli sözleşme gereğince yaptığı işlerin bedellerinin bir kısmının ödendiğini, ancak davalı şirket “24.12.2014 tarihli” hakedişleri kabul etmediğini, 26/12/2014 tarihinde işi bıraktırıldığını, 04/03/2015 tarihinde de şantiyenin boşaltılmasının istendiğini, işin bırakıldığı tarihe kadar yapılan imalatların toplam ödenen bedelden fazla olduğunu ve ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20.000,00 TL’nin 24.12.2014 tarihinden itibaren (ödenmeyen hak ediş tarihi) avans faiziyle birlikte davalıdan tahsil talep ettiği,
Davacı ise; taraflar arasında 10.03.2014 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereği yapılan bir kısım işler neticesinde davalı şirket vekilinin de dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere müvekkili şirket tarafından davacı şirket hesabına yapılan işlerle ilgili olarak toplam 318.376,24 TL yatırıldığını, ancak yapılan bu ödemelerin işlerin devamını sağlamak adına iyi niyetle ödenen avans ödemeleri olduğunu, davacının hak ettiğini iddia ettiği gibi hak ediş ödemeleri olmadığını, zira taraflar arasında onaylanmış bir hak ediş olmadığını, davacı şirketin sözleşmenin altıncı maddesindeki sorumluluğunu yerine getirmediğini ve yaptığı işleri eksik ve ayıplı yaptığından dolayı herhangi bir hak edişinin onaylanmadığını, yapılan imalatların ödenen bedelden fazla olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirket mali sıkıntıya düştüğünden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getiremediğini, akdedilen sözleşme gereği malzemeleri temin edemediğini ve bu nedenle müvekkili şirketi zorda bırakarak şantiyeyi terk etmek zorunda kaldığını, davanın reddini talep etmiştir.
Davacı ve davalı defterleri üzerinde mali yönden yapılan inceleme sonucunda davacı ile davalının her ikisinin de defterlerinde mutabık şekilde 15.12.2015 tarih ve 318.376,24 TL tutarlı bir adet fatura kaydı olduğu görülmüştür.
Davacı defterlerinde davalı ödemesi olarak 262.000,00 TL, davalı defterlerinde davalı ödemesi olarak 318.376,24 TL tutarında ödeme kayıtlıdır. Ancak davacı, dava dilekçesinde, davalının kendilerine 320.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını ikrar etmiş olduğundan davacının beyan ve talebiyle bağlı kalınarak davalı ödemesinin 320.000,00 TL olarak kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, defter kayıtlarına ve davacının kendi aleyhine beyanına göre davacının davalıya kestiği 318.376,24 TL’lik ihtilafsız 1 adet faturaya karşılık davalı tarafından davacıya 320.000,00 TL ödendiği ve davacının davalıdan bakiye bir alacağının kalmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Böylece, 318.376,24 TL’lik imalat konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmış olup taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yaptığı iddiasından kaynaklanmaktadır.
Davacı, yüklenici olup yaptığı imalatı ispat yükü davacının üzerinde olmakla dosyaya sunulan belgeler incelenerek davacının 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yapıp yapmadığının tespiti gerekmektedir.
Davacının dosyaya sunduğu ve şantiye şefi … tarafından imzalanmış olan 18.12.2014 tarihli 1 nolu kesin hakediş olarak adlandırılan hak ediş özetinde 399.131,00 TL’lik imalat tutarı yazılı olup bu belgenin sadece … tarafından imzalanmış olduğu görülmüştür. Dosyada davacının 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yaptığını gösterir bu belgeden başka herhangi bir delil, tespit raporu, yerinde inceleme tutanağı, vs. yoktur. Dolayısıyla davacının bu belge ile 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yapıp yapmadığının ortaya konulması gerektiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.2.maddesinde “Ödemeler düzenlenecek aylık hak edişlerle yapılacaktır. Taşeron tarafından yapılan ve müteahhit tarafından kabul edilen imalatlar ölçülüp gerekli Ataşman ve yeşil defter hazırlanıp şantiye onayına sunacak ve onaylandıktan sonra hak edişe bağlanacaktır. Müteahhit tarafından kabul edilmemiş hiçbir imalât hak edişe dahil dilmeyecektir. … Müteahhit bu hak edişlerin kontrolünü düzenleyecektir. Hak edişlerde müteahhit şantiye onayı, taşeron imzası ve müteahhit merkezi onayı bulunacaktır. Onaylı hak ediş olmadıkça ödeme yapılmayacaktır.” şeklinde düzenlendiği üzere hakedişte müteahhit şantiye onayı, taşeron imzası ve müteahhit merkezi onayı bulunması gerektiği, onaylı hak ediş olmadıkça ödeme yapılmayacağı açıkça kararlaştırılmıştır.
Davacının dosyaya sunduğu 18/12/2014 tarihli hakediş özetinde ise sadece şantiye şefinin imzası bulunmakta olup müteahhit merkez onayı bulunmadığı için bunun tek başına davalıyı bağlayıcı olarak kabul edilip edilemeyeceği, sözleşmenin 10.2.maddesine uygun olup olmadığı hususunda yapılan değerlendirmede; Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır.
Davacı ve davalı defterleri üzerinde mali yönden yapılan inceleme sonucunda davacı ile davalının her ikisinin de defterlerinde mutabık şekilde 15.12.2015 tarih – 157006 fatura nolu ve 318.376,24 TL tutarlı bir adet faturayı “yapılan hizmet bedeli ve malzeme 1 numaralı hakediş bedeline mahsuben” açıklamasıyla kestiği, (1 numaralı hakediş tutanaklarının 18/12/2014 tarihli tutanaklar olduğu) davalınında bu fatura bedelini ödediği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir.
Davacının dosyaya sunduğu ve şantiye şefi … tarafından imzalanmış olan 18.12.2014 tarihli 1 numaralı hakediş olarak adlandırılan hak ediş özetinde 399.131,00 TL’lik imalat tutarlı yazılı belgelerin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10.2.maddesine uygun olarak düzenlenmediği, ancak taraflar arasında bu hakediş bedelleri üzerinde kısmen ifanın (320.000,00-TL) gerçekleştiği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ve davalı tarafından ödenmediği iddia edilen “24.12.2014 tarihli” hak ediş tutanaklarının bunlar içerisinde olmadığı dosyaya taraflarca sunulmadığı bilirkişilerce yapılan incelemelerde tespit edilemediği, mevcut dosya içeriği itibariyle, sözleşmenin 10.2.maddesine uygun olarak düzenlenmiş hakediş özeti sunulmadığı ve 318.376,24 TL’yi aşan imalat iddiasına ilişkin olarak bu iddiayı ispatlayan veya davalıyı bağlayıcı bir belge sunulmadığı görülmekle davacının 318.376,24 TL’yi aşan miktarda imalat yaptığının kabul edilemeyeceği mahkememizce değerlendirildiğinden ispatlanmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
DAVANIN REDDİNE,
Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 282,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davalı taraf vekil ile temsil edildiğinden Karar Tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
HMK 333. Maddesi uyarınca Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren İİK 164/2. Maddesi gereğince 10 gün içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 13.09.2021