Emsal Mahkeme Kararı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/551 E. 2023/421 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/551 Esas – 2023/421
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/551 Esas
KARAR NO : 2023/421

HAKİM : ….
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
DAVALI : 3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/08/2015 tarihinde, davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki davalı …’ye ait, davalı sigortanın … sigortacısı olduğu kamyonun davacıya ait … isimli işyerinin üzerinde bulunduğu, …’na ait üst geçide çarpması nedeni ile üst geçit ve iş yerinin çöktüğünü, bu nedenle zararının doğduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 30/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminat talebimiz olan 87.362,11 TL’nin davalıların sorumlu olduğu miktarlar göz önünde bulundurularak müştereken ve müteselsilen, mümkünse haksız fiil tarihinden itibaren, bu talep yerinde görülmez ise dava / temerrüt tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi / ticari faiz / yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, delillerin tebliğ edilmediğini, kusur araştırması yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile 29.000,00 TL teminat limitlerinin bulunduğunu, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle, görevlendirme ile aracı ve üzerine yüklenen iş makinesini teslim aldığını, araç ve köprü yüksekliğine ilişkin bilgilendirme yapılmadığını, hız limitleri içinde seyrederken üst geçide çarptığını ve köprünün kenarının iş makinesinin üzerine düştüğünü, davacıya ait iş yerinin zarar görmediğini, zararda herhangi bir kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle, iddianın niteliği idari hizmet sonucu oluşan zararın tazmini olduğundan idari yargının görevli olduğunu, müvekkilinin olaya ilişkin kusuru bulunmadığını, aracın …’a görevlendirme ile teslim edildiğini, güzergah konusunda talimat verilmediğini, müvekkilinin tüm özen ve dikkati gösterdiğini, davalı sürücünün yola çıkmadan önce gerekli ölçümleri yaptığını, 10-12 cm ile çarpma gerçekleştiğinden asfalt çalışması yapılmış olabileceğini, bu hususta bilgilendirme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, zararla eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının iş yerinin bir üst geçitte bulunması nedeni ile basiretli tacir gibi davranarak iş yerini sigortalatması gerektiğini, davacının faturalandıramadığı tadilat işlemlerinden doğan zararının müvekkilinden talep edilemeyeceğini, ancak gerçek zararın talep edilebileceğini ve gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini, üst geçidin yıkılması sırasında iş şerinin zarar görmediğini, üst geçidin yıkılması konusunda … başkanlığının olay tarihinden önce karar alıp almadığının, yıkımın zorunlu olup olmadığının, taşıması gereken standartları taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiğini, üst geçidi yıkanın ve kira sözleşmesinin tarafının … olduğunu, manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, davalı nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi ve hasar dosyası, yıkıma ilişkin evrak, …’nın …karar sayılı dosyası, … … kararları, davalı …’a ait kayıtlar, … cevabi yazıları dosya arasına alınmıştır.
Davacı tanıkları … ve … dinlenmiş, davacı iddiaları doğrultusunda beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
…’nin … esas sayılı dosyası dosya arasına alınmış, davacının… … … …, davalıların … ve …olduğu, üst geçidin yıkılması nedeni ile tazminat istemi ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, kararın … incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.
Kusur oranının ve zararın tespiti için …’ndan alınan 25/02/2019 tarihli raporda; kazanın oluşumunda davalı …’ın tam kusurlu olduğu bildirilmiştir. İtirazlar üzerine alınan 04/11/2022 tarihli ek raporda, kök rapordaki kanaatini tekrar etmiştir.
İnşaat mühendisi, makine mühendisi, sigorta hesabından anlar nitelikli hesap bilirkişisi ve muhasebeci bilirkişiden oluşan heyetten alınan 20/08/2019 tarihli raporda; davacının talebinin, … önündeki yaya üst geçidinde attında 07.08.2015 tarihi saat … ‘te geçtiği esnada, üzerinde kepçe bulunan … plakalı nolu kamyonun … Kavşağı istikametinden …istikametine giderken üst geçide çarpmasından dolayı “…” isimli lokantada oluşan maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin olduğu, davalı …’ın idaresindeki … plakalı kamyonun kasa yüksekliğinin yerden 1,40 metre, üzerindeki kepçe yüksekliğinin 3,70 metre, toplam yüksekliğin 5,10 metre olduğu, davalı sürücünün iddia ettiği gibi toplam yüksekliğin 4,25 metre olmadığı, yükseklikte yanılma payının en azından 0,85 metre olarak hesap edildiği, sürücünün geçeceği güzergahtaki üst geçit yüksekliklerinin 4,30 metre olduğunu bildiği, kazanın meydana geldiği … üst geçit yüksekliğinin 4,30 metre olduğuna yönelik uyarı levhasının bulunmasına ve bu yüksekliği önceden bilmesine karşın geçmemesi gerektiği halde sürücünün bilerek üst geçidin attından geçtiği, böylece maddi hasarlı kazaya sebebiyet verdiği, olayda davalı …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, aralarında davalı sürücünün şüpheli olarak yer aldığı… … … soruşturma sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararında; müşteki …’in “…” isimli iş yerinde maddi zarar meydana geldiğine yönelik tespit yapıldığı, buna karşın dava konusu lokantada çarpmadan kaynaklı herhangi bir tespite yer verilmediği, ayrıca dava dosyasına ibraz edilen fotoğraflar ile davacı şirket vekili tarafından sunulan flash bellekte yüklü olan fotoğraflar ve videolar incelendiğinde; dava konusu dönen lokanta ve mutfak kısımlarında çarpmadan kaynaklı hasarın olduğuna dair belirleme yapılamadığı, bu nedenle davacının 10.000,00 TL tutarlı maddi tazminat isteminde haklı olup olmadığının değerlendirmesinin Mahkemeye ait olduğu, hasar nedeniyle işletme faaliyetinin sürdürülememesinin işletme karını olumsuz yönde etkileyecek mali bir durum meydana getirmediği bildirilmiştir. Taraf itirazları üzerine bilirkişi heyetinden alınan 26/11/2021 tarihli ön rapor arkasından düzenlenen 17/12/2022 tarihli ve 13/02/2023 tarihli ek raporlarda, kök rapordaki kanaatlerini tekrar etmişlerdir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zarar nedeniyle kusurlu yan ve sigortacısından maddi ve manevi zararın tazmini talebidir.
Mahkememizin davaya bakmaya yetkili ve görevli olduğu değerlendirilmiş, davalı tarafın yargı yolu itirazının davanın niteliği gözetilerek yerinde olmadığı, zamanaşımı itirazının KTK’nun 109. maddesi uyarınca dava ve kaza tarihi gözetilerek yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Toplanan delillere göre, davacının ihbar olunan belediyeye ait taşınmazda kiracı olarak lokantacılık faaliyeti gösterdiği, davalı yanın sürücü, işleten ve … sigortacısı olduğu aracın taşıdığı iş makinesinin çarpması üzerine üst geçidin hasarlandığı ve üzerinde davacı tarafından işletilen işyeri ile birlikte ihbar olunan … tarafından yıkıldığı, davacının yaptırdığı tadilata ilişkin masraflar ile yoksun kaldığı karın tahsili istemi ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce alınan kusura ilişkin raporlarda, kazanın oluşumunda davalı …’ın tam kusurlu olduğu, davalı …’ye ait araçta kullanıma ilişkin yapılan değişikliklerin usul ve mevzuata uygun olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar… …’nin … esas sayılı dosyasında …’ın %20, …’nin %80 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ve taraflarca çelişkinin giderilmesi talep edilmiş ise de, eldeki davada davacı yanın müştereken sorumluluk ilkesi gereği zararın davalılardan tahsilini talep ettiği gözetilerek bu hali ile zararın sürücü ve işleten arasında paylaştırılması hususunun yargılamanın sonucunu etkilemeyeceği değerlendirilmiştir. Bu nedenle ilgili dosyanın sonucu da beklenmemiştir.
Yine her ne kadar davalı …, üst geçidin yıkılmasının zorunlu olmadığı, kazadan önce yıkımın planlandığını savunmuş ise de, yapılan yazışmalar neticesinde bu yönde bir delile ulaşılamadığı gibi, yeni yapılan üst geçit bedelinin tahsiline ilişkin… …’nin … esas sayılı dosyasında davalının bu yönde savunması da bulunmadığı gözetilerek bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Davacı, 2013 yılı itibari ile taşınmazda tadilat yaptırdığını ve buna ilişkin masrafların tarafına ödenmesini talep etmiştir.
Dava konusu iş yerinin, dava dışı şirkete ait 02/05/2005 tarihli ve davacı ile ihbar olunan … arasındaki 02/05/2012 tarihli kira sözleşmeleri dosya arasına alınmıştır. Davacı ile imzalanan sözleşmenin 9.1. maddesinde “Kiralanan yerde, Belediyenin izni olmaksızın tadilat yapılamaz. Tadilatın gerektiği hallerde tadilat kiracı tarafından hazırlanacak projenin idarece onaylanması ve ilgili … gerekli iznin alınmasıyla mümkündür. Yapılacak tadilat kiraya mahsup edilemez ve bedel istenmeksizin …’ye bırakılır. Belediyenin izni ve bilgisi dışında yapılan her türlü tadilat, tahliye davası açılması için yeterli bir gerekçedir,” hükmü bulunmaktadır. Bu hali ile tadilat masraflarının davacı tarafından talep edilmesi mümkün görülmemiş, bu alacak kalemi yönünden davanın reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı yan işyerinin yıkılması nedeni ile yoksun kalınan kar talebinde de bulunmuştur. Mal varlığına yönelik haksız eylemlerde gerçek zarar, mal varlığının haksız eylemden önceki durumuna gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmemiş olsa idi ne durumda olacak ise o duruma getirilmesi için gerekli olan tutardır. Bu durumda mal varlığında meydana gelen fiili eksilmenin yanında haksız eylem meydana gelmese idi mal varlığında meydana gelecek olan artış ya da yoksun kalınan kar da gerçek zarar kapsamına dahildir. Ancak zararın davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, davacının üç ayrı iş kolunda faaliyet gösterdiği, dava konusu iş yerine ait kayıtların ayrıca tutulmadığı, kar ve zarar durumunun tespit edilemediği, dinlenen tanıkların davacı şirketin sahibi ve yetkilisi oldukları, tanık beyanlarından yoksun kalınan karın beyana dayalı tespit edilemeyeceği görüşüne katılarak davanın bilirkişi heyetinin belirlediği 14.454,29 TL yönünden kabulünün mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Ancak kira sözleşmesinin 11.10 maddesinde kiracının herhangi bir olumsuzluğa karşı sigortalatması gerektiğinin belirtilmiş olması karşısında, TBK’nın 52. Maddesi uyarınca zararın artmasında davacının da müterafik kusuru bulunduğu, bu hali ile müstakar yüksek mahkeme kararları gözetilerek davacının tazminat alacağından %20 indirim yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Manevi zarar, bir kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet, ticari itibar gibi değerler, kişilik değerlerini oluşturur. Bu değerlere saldırı, objektif eksilmeyi ifade eder. Manevi zararın tazmin edilebilmesi için objektif unsur yanında bir de sübjektif unsurun gerçekleşmesi gerekir. Sübjektif unsur ise, zarar görenin söz konusu ihlal sonucu kişiliğinde, manevi varlığında objektif olarak meydana gelen bu eksilmeyi yaşaması, duyması, onu hissetmesi, bunun sonunda da acı, elem, ızdırap duymasıdır. Sübjektif unsur yoksa manevi zarar da yoktur. Somut olayda, meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı tarafından kiralanan lokantanın zararlanması halinin davacının kişilik haklarına saldırı anlamına gelmeyeceği değerlendirilerek manevi tazminat davasının reddine karar verkem gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Taleple bağlı kalınarak 1,00 TL yoksun kalınan karın davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi tazminata ilişkin alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 1.220,37 TL harcın karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine,
Manevi tazminata ilişkin alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Maddi tazminata ilişkin davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi tazminata ilişkin davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 1,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Manevi tazminata ilişkin davalılar … ve …kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafça yargılama sırasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 8.489,90 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre belirlenen 00,10 TL’si ile davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … tarafından yargılama sırasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı …tarafından yargılama sırasında yapılan ve UYAP sisteminde kayıtlı 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurmak suretiyle istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023

Katip … Hakim …
¸¸ ¸¸